Ayşe Gökkan’dan suç duyurusu 2023-05-09 12:27:53     ANKARA - TJA Dönem Sözcüsü Ayşe Gökkan, asker ve cezaevi görevlilerinin “işkence, kötü muamele, tedavi hakkının engellemesi ve görevi kötüye kullanması”na karşı Batı Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundu.   Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 9’uncu Ceza Dairesi, Diyarbakır 9’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nin Tevgera Jinên Azad (TJA) Dönem Sözcüsü Ayşe Gökkan’a alt sınırdan uzaklaşarak “örgüt üyesi olmaktan” 12 yıl, yine “örgüt üyesi olmaktan” 7 yıl 6 ay, “örgüt propagandası yapmaktan” 3 yıl hapis cezası verdiği kararı 19 Nisan’da onanmıştı.   Suç duyurusu   Amed’te tutulan ve daha sonra Ankara Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’ne sürgün edilen Ayşe, burada işkence ve kötü muameleye bırakılması, tedavisinin engellenmesine ilişkin sorumlular hakkında Batı Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu.   İşkence ‘seri tedavi’ yöntemiymiş!   24 Nisan sabah saatlerinde Sincan Cezaevi Kampüs hastanesine götürülürken bindirildiği ring aracında saatlerce kelepçeli ve nefessiz bırakıldıklarını, tuvalet ihtiyaçlarını gidermeye dahi izin vermediklerini dilekçesinde belirten Ayşe, cezaevi görevlilerinin bunu bir işkence yöntemi olarak kullandığını kaydetti. Ayşe, bu uygulamayı neden yaptıklarına dair görevli askere soru yönelttiklerinde ise askerin, “Sağlıklı ve seri olarak tedavinizin yapılabilmesi için böyle yapıyoruz” yanıtını aldıklarını dile getirdi. Ayşe kaleme aldığı suç duyurusunda, “Bu vahşi bir uygulamadır. Tüm itiraz ve ısrarlarımıza rağmen uygulamayı sürdürdüler. Bu işkence tam 3 buçuk saat sürdü. Bileklerimde kelepçeden kaynaklı şiddetli ağrılar bunun yanı sıra derin yaralar oluştu” dedi.   İşkence izleri raporlandı   3 buçuk saatlik işkenceye rağmen tedavi edilmeden geri getirildiklerini belirten Ayşe, cezaevi revirine başvurarak kelepçenin bıraktığı yaraların rapor edilmesi için talepte bulduğunu aktardı. Bu talebe karşılık “doktor olmadığı” gerekçesiyle işkencenin rapor edilemeyeceği cevabını aldığını ifade eden Ayşe, ısrarı ardından revir görevlilerinin kendisini kampüs doktoruna götürdüklerini kaydetti. Doktorun işkence izlerini raporladığını söyleyen Ayşe, “Kelepçe işkencesini uygulayan tüm görevliler hakkında görevi kötüye kullanma, kötü muameleye ilişkin etkin soruşturma ile yasal işlem başlatılmasını, cezalandırılmasını ve bir daha böylesi insanlık dışı bir uygulamanın yaşanmaması için etkin önlemlerin alınmasını talep ediyorum” diye yazdı.   İlaç temini için verilen dilekçe uçtu   İkinci suç duyurusunu ise cezaevi ve revir birimi hakkında yapan Ayşe, “tedavi hakkının” engellendiğini söyledi.  3 Nisan’da ortopedi rahatsızlığından dolayı kendi hesabından ücretlendirilerek kampüs doktorunun Mart ayında reçetelendirdiği ilacın temin edilmesi ve tedavi gününde uygulanması için dilekçesini teslim ettiğini belirten Ayşe, bu dilekçeye rağmen tedavi gününde ilacın hazır edilmemiş olduğunu söyledi.  İlaç olmadığı için kampüs doktorunun tedaviyi yapamadığını dile getiren Ayşe, revir görevlilerini ilacın neden temin edilmediğini sorduğunda, görevlinin “dilekçe başvurunuz olmamış” yanıtını verdiğini belirtti.   ‘Tedavinin engellenmesi insanlığa karşı suçtur’   5 Nisan sabahında görevli personele dilekçesini vermiş olan Ayşe, ısrarla dilekçenin verildiğini inkar ettiklerini söyledi.  Ayşe, “Bu görevi kötüye kullanmaktır. Bilindiği gibi tutsakların sağlık hakkının engellenmesi ulusal ve uluslararası sözleşmelerde suçtur. Kişinin sağlıklı yaşam hakkının ihlalidir. Ayrıca sağlık hakkının ihlali yaşam hakkının ihlali olduğundan insanlığa karşı işlenen suçların başında gelir” sözlerine yer verdi.  Ayşe, hem işkence hem de tedavi hakkının engellenmesi noktasında sorumlu olan herkes hakkında suç duyurusunda bulunduğunun altını çizerek derhal yasal işlem başlatılmasını istedi.