Gözaltılara tepki: Mücadelemizi kesintiye uğratamayacaklar 2023-04-26 16:08:59     ANKARA - Amed merkezli ev baskınlarında gazeteci, sanatçı, hukukçu ve siyasetlerin gözaltına alınmasına tepki gösteren kurumlar, “14 Mayıs seçimi yaklaştıkça baskısını artırarak halkı sindirmeye ve faşizmi yükseltmeye çalışan iktidarın hesaba katmadığı şey, halkın özgürlük ve demokrasi mücadelesinin, yargı taciziyle kesintiye uğramayacağıdır” mesajı verdi.    Amed merkezli 21 kentte yapılan operasyonda aralarında gazeteci, avukat ve siyasetçilerin de olduğu çok sayıda kişi gözaltına alındı. Soruşturma dosyasına gizlilik kararı getirilirken, gözaltındakilere “örgüt üyeliği” suçlaması yöneltiliyor. Birçok kentte gözaltılara tepki açıklaması yapıldı.    Amed merkezli soruşturma kapsamında 21 kentte yapılan ev baskınlarında, aralarında çok sayıda gazeteci, siyasetçi, sanatçı ve hukukçunun bulunduğu birçok kişinin gözaltına alınmasına ilişkin İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi yaptığı açıklama ile tepki gösterdi. “Muhalif avukat, sanatçı, siyasetçi, Kürt halkı Kriminalize edilemez! Hukuksuz gözaltılar derhal serbest bırakılsın!” yazılı pankartının açıldığı toplantıya Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD), Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti), Alınteri, Devrimci Parti, Karala, Devrimci 78’liler Federasyonu ve Türk Tabipleri Birliği (TTB) katıldı. Toplantıda İHD Ankara Şubesi yöneticilerinden Avukat Nilay Nayman Konuştu.   ‘Özgürlük mücadelesi kesintiye uğramayacak’   Amed merkezli soruşturma ile 126 kişinin gözaltına alındığı bilgisini paylaşan Nilay, “Gözaltına alınanlar arasında Özgürlük için Hukukçular Derneği üyesi ve yöneticisi avukatlar, İnsan Hakları Derneği üye ve yöneticileri ile Kürt gazeteciler, sanatçılar, siyasetçiler bulunmaktadır. Siyasi iktidarın on yıllardır yürüttüğü savaş politikaları dün Kürt halkını nasıl susturamadıysa bugün de susturamayacaktır. 14 Mayıs seçimi yaklaştıkça baskısını artırarak halkı sindirmeye ve faşizmi yükseltmeye çalışan iktidarın hesaba katmadığı şey, halkın özgürlük ve demokrasi mücadelesinin, yargı taciziyle kesintiye uğramayacağıdır” dedi.   ‘Tutuklu gazetecilerin avukatı gözaltına alındı’   Soruşturma dosyasına son yıllarda rutin hale gelen kısıtlama kararı getirildiğini hatırlatan Nilay, “Gözaltındakilerle görüşmek için de 24 saat avukat yasağı getirilmiştir. Pek çok ilde gözaltıları protesto etmek isteyen halka polis saldırmış, bazı vatandaşlar işkenceyle gözaltına alınmıştır. Diyarbakır’da işkenceyle gözaltına alınan Serhat Eren’e saatlerce ulaşılamamış, nerede tutulduğu dahi öğrenilememiştir. Ancak 10 saat sonra ulaşılmış ve avukat görüşü yapılabilmiştir. 25 Ekim’den beri haksız yere tutuklu bulunan Mezopotamya Ajansı ve Jinnews çalışanı gazetecilerin avukatı Resul Temur da gözaltına alınanlar arasındadır. Av. Resul Temur’un büro aramasında mesleki bilgi ve belgelerinin olduğu dosyalara dahi el konulduğu öğrenilmiştir. Avukatların ev ve ofis aramaları sırasında cumhuriyet savcısı ve baro temsilcisi hazır bulunması gerekirken bu yasal zorunluluklar yerine getirilmemiştir” diye belirtti.   ‘Demokratik faaliyetler kriminalize edildi’   Operasyondan sonra İçişleri Bakanı’nın yaptığı açıklamaya değinen Nilay, “Açıkça yürütmenin yargıya verdiği talimatı ve aralarındaki hiyerarşik yapıyı itiraf etmiştir. Kişilerin masumiyet karinesini ihlal eden, yasal ve demokratik faaliyetlerini kriminalize eden bu açıklama, hukukun üstünlüğü ve yargının bağımsızlığı ilkelerinin ne yazık ki ülkemizde yalnızca hukuk metinlerinde geçen varsayımlar haline geldiğini bir kez daha göstermiştir. Halkın haber alma hakkına, savunma hakkına, örgütlenme ve ifade özgürlüğüne yapılan bu saldırılar ve siyasi iktidarın yargıyı bir sopa olarak kullanması elbette tanıdıktır” diye konuştu.   ‘Halkın iradesi engellenemeyecek’   Soruşturmaların, KCK, Kobanê, Halkların Demokratik Partisi’ni (HDP) kapatma davası gibi siyasi soykırım amacı taşıdığına dikkat çeken Nilay şunları söyledi: “Çünkü Kürt halkı bir yandan yıllardır onurlu bir yaşam savaşı vermekte bir yandan da ülkenin kaderini değiştirecek ölçüde hukuk, insan hakları ve demokrasi mücadelesi yürütmektedir. Siyasi iktidarın hedefi olan bu mücadelede Kürt halkının, halkın savunmanlığını yapan avukatların, doğru habere ulaşmamızı sağlayan gazetecilerin, gözaltında ve hapishanelerde siyasi ve keyfi nedenlerle tutulan binlerce kişinin yanındayız. Yargı eliyle cezalandırma, sindirme ve yok etme politikaları, halkın iradesini engelleyemeyecektir.”   ‘Oy kullanmak adil seçim değildir’   TTB’nin seçim güvenliği bileşeni olduğunu hatırlatan TTB Merkez Konsey üyesi Vedat Bulut da, “Seçim öncesi AGİT’in raporu yayınlandı, adil seçim koşullarının sağlanmadığına dair eleştiriler geldi. Çünkü sadece 14 Mayıs günü sandıklarda güvenliği temin etmek, oy kullanmak adil seçim anlamına gelmiyor. Propaganda eşitliğinin sağlanması ve insanların serbest bir şekilde adaylıklarını açıklaması, politikalarını topluma duyurmaları gerekiyor” dedi.   Örgütlü mücadele vurgusu   Devrimci 78’liler Federasyonu adına söz alan şair Ahmet Telli ise bu tür gözdağı hadiselerini 40 yıldır sıkı bir şekilde yaşadıklarını söyleyerek şu ifadelerde bulundu: “Önemli olan bu attıkları adımdan sonra yeni bir adım atmalarına izin vermeyecek biçimde güçlerimizi birleştirmek ve sesimizi duyurmak durumundayız. Örgütlü davranışlarımızı ve hareketlerimizi süreklileştirmek ve devamlılaştırmak durumundayız."   ‘Altı masadan kınama yok’   Alıntereri’nin cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin tutumuna değinen Zarife Çamalan da şunları belirtti: “Bugün 126 aydın, siyasetçi, gazeteci, hukukçu ve Kürt gözaltına alındı. Gözaltılar sonrası protestolar yapıldı ve saldırılar gerçekleşti, işkencelerle gözaltılar yapıldı, hatta kaybedilme olayı yaşandı. Şu saate kadar Cumhurbaşkanı adayı olan şahıs ve altılı masanın bileşenlerinin hiçbirinden bu saldırılara karşı bir kınama olmadı.”    Denizli   Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Denizli il örgütleri, dün Amed merkezli gerçekleşen gözaltıları protesto etti.    HDP Denizli İl Eşbaşkanı Şerife Yıldırım, AKP iktidarı ve güdümündeki yargının gerçekleştirdiği saldırının nedenini iyi bildiklerini kaydetti. Bu operasyonun sandıkları ve halkın iradesini çalma operasyonu olduğunu vurgulayan Şerife, "Bu operasyon topluma ve onun siyasi tercihlerine açık bir gözdağı ve tehdittir. Bu tehdit ve şantaj düzeninin sona ermesini isteyen, yıllardır uygulanan hukuksuzluklarla hesaplaşma iradesi gösteren herkesi bu saldırılara karşı açık tutum almaya çağırıyoruz. Gözaltına alınan her bir kişinin yerine binleri, on binleri sorumluluk üstlenerek seçim çalışmalarına katılmaya, sandıklara sahip çıkmaya ve darbeye karşı aktif mücadeleye çağırıyoruz" diye konuştu.    Antalya   İHD ve Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Antalya Şubeleri, Attalos Meydanı'nda basın açıklaması yaptı. Açıklamaya, Yeşil Sol Parti Antalya milletvekili adayı Canan Çalağan, HDP Antalya İl örgütü ve çok sayıda kişi destek verdi. “Siyasi gözaltılara son verilsin” pankartının açıldığı eylemde kitle sık sık “Direne direne kazanacağız”, "Özgür basın susturulamaz", “Faşizme karşı omuz omuza” sloganları attı.   Yargısal taciz   Açıklamayı okuyan İHD Antalya Şubesi’nden Nesibe Bahadır, gözaltına alınanların ne ile suçlanıp hangi delillere dayandırıldıklarını öğrenemediklerini söyledi. Yargının muhalefete, Kürt halkına ve basınına karşı sopa olarak kullanıldığını belirten Nesibe, seçimlerin demokratik ve adil yürütülemeyeceği endişesi taşıdıklarını aktardı.    Nesibe, “Bizler, İHD ve ÇHD Antalya şubeleri olarak yasalara ve evrensel hukuk ilkelerine aykırı olarak hak savunuculuğunun kriminalize edilmesini, avukatların mesleki faaliyetleri üzerinden suçlamalarını, Kürt basını üzerindeki sistematik yargısal taciz ile halkın haber alma özgürlüğünün elinden alınmasını hiçbir şekilde kabul etmediğimizi bir kez daha yineliyoruz. Gazeteciler ve hak savunucularının hukuka aykırı gözaltı işlemine son verilerek derhal serbest bırakılmalarını talep ediyoruz” çağrısında bulundu.   Mersin   Nefel Kültür Sanat Derneği, dernek binasında basın toplantısı düzenledi. Basın metni Cejna Saruhan tarafından okundu. Gazeteci, sanatçı, siyasetçi, hukukçu ve sendika yöneticilerine yönelik gözaltı operasyonunu “darbe niteliğinde bir saldırı” olarak tanımlayan Cejna, “Biz bu saldırlar karşısında dik duracağız ve diz çökmeyeceğiz. Bedeli ne olursa olsun, yaşanabilir bir dünya için her zaman haksızın karşısında duracağız” dedi. Gözaltına alınanların derhal bırakılması için tüm toplumsal güçleri dayanışma ve ortak mücadeleye davet eden Saruhan şu çağrıda bulundu “Herkese sesleniyoruz ve gücümüzü birleştirelim ve zorla iktidarda ömrünü uzatmaya çalışan bu kültürel soykırım rejimine son vererek özgür bir gelecek yaşayalım.”