Mêrdîn ve İzmir'de gözaltılara tepki 2023-04-25 19:05:29     MÊRDÎN/İZMİR – Mêrdîn Barosu ile Mêrdîn Emek ve Demokrasi Platformu, gözaltıları yaptıkları açıklama ile kınarken, keyfi uygulamalara son verilmesi çağrısında bulundu. İzmir'de de Emek ve Demokrasi Güçleri, gözaltılara tepki gösterirken, "Hukuksuzluğa karşı susmayacağız" dedi.   Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın başlattığı soruşturma kapsamında Amed’de aralarında gazeteci, avukat, siyasetçi ve sanatçıların da olduğu çok sayıda kişinin gözaltına alınmasına ilişkin Mêrdîn Barosu açıklama yaptı. Kızıltepe Adliyesi önünde yapılan açıklamaya, Mêrdîn Baro Başkanı İsmail Elik ile çok sayıda avukat katıldı. Açıklamayı İsmail Elik okudu.   ‘Keyfi uygulamalara son’ çağrısı   Açıklamada, avukatların yanı sıra çok sayıda kişinin gözaltına alınması kınanırken, “Bu gözaltılar ile temel hak ve özgürlüklere, yaklaşan seçimler nedeniyle son derece keyfi bir biçimde müdahale edilmiş, avukatlar başta olmak üzere hak savunucuları ve bağlı olunan meslek ve sivil toplum örgütleri yargı eliyle hedef alınmış, yakalama, gözaltı, tutuklama gibi uygulamalar hak savunucuları üzerinde bir ceza tehdidi olarak kullanılmıştır. Gözaltına alınan meslektaşlarımızın konutlarının aranması işlemlerinde 1136 Sayılı Avukatlık Kanunu’nun 58’inci maddesi gereği aramalarda hazır bulunması gereken Baro temsilcisi ve Cumhuriyet savcısı olmadan arama işlemleri hukuka aykırı bir şekilde icra edilmiştir. Meslektaşlarımıza ve diğer aktivistlere yönelik siyasal iktidarın yargıyı cezalandırma aygıtı olarak kullanmasını, soruşturma kapsamında keyfi biçimde alınan müdafi ile görüşme hakkı ve dosyayı inceleme hakkının kısıtlanmasını kabul etmiyoruz. Meslektaşlarımıza, hak savunucularına, basın emekçilerine, sanatçılara, meslek ve sivil toplum örgütlerine yönelik hukuka aykırı, özgürlük ve güvenlik hakkını ihlal edici, keyfi uygulamalara son verilmesi çağrısında bulunuyoruz”  ifadeleri kullanıldı.    Ardından Mêrdîn Emek ve Demokrasi Platformu da, Mêrdîn Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) binası önünde açıklama yaptı. Açıklamaya Halkların Demokratik Partisi (HDP) Mêrdîn Milletvekili Pero Dündar, Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) Mêrdin milletvekili adayları ile il ve ilçe yöneticileri, Barış Anneleri, Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivistleri, ÖHD’li avukatlar, sivil toplum örgütlerinin yanı sıra çok sayıda kişi katıldı. Açıklamayı ÖHD Mêrdîn Şube Eşbaşkanı Lokman Emen okudu.     ‘Amaç gözdağı vermektir’   AKP-MHP iktidarı seçimi kaybetme korkusu ve paniğiyle her türlü hukuksuzluğa başvurduğunu söyleyen Lokman,  çok sayıda kişinin gözaltına alındığını belirtti.  Gözaltı operasyonlarının neden yapıldığını çok iyi bildiklerini kaydeden Lokman, “14 Mayıs’ta yapılacak seçimi kaybedeceğini gören iktidar ve ortakları seçim güvenliği için çalışma yürüten demokratik kitle örgütleri temsilcilerine gözdağı vermek, çalışmalarını aksatmak ve her türlü baskı ile yıldıramadığı siyasi parti temsilcilerini tehdit etmek istemektedir.  Baskı ve gözaltılar seçim sürecinin ve güvenliğinin antidemokratik uygulamalarla sekteye uğratan adımlardır” diye konuştu.   ‘Hukuksuzluğa karşı susmayacağız’   “Gözaltına alınan arkadaşlarımızın avukat görüş yasağı ve soruşturma dosyasında gizlilik kararı alınması ile temel hak ve özgürlükler keyfi biçimde engellenmiştir” diyen Lokman, keyfi uygulamaların savunma hakkının kısıtlanmasına neden olduğunu vurguladı. Soruşturma dosyasının içeriği bilinmezken ana akım ve yandaş medya tarafından gözaltına alınanların kriminalize edildiğine dikkat çeken Lokman, devamında şunları söyledi: “Temel hak ve özgürlüklerin askıya alındığı, hukukun üstünlüğü ilkesinin çiğnendiği ve faşizmin kurumsallaştığı bu süreçte AKP-MHP iktidarı ömrünü uzatmaya çalışması nafile bir çabadır. 14 Mayıs yaklaştıkça rejiminin sona ereceğini gören AKP-MHP iktidarı insan hakları mücadelesini sekteye uğratmak için yargı eliyle savunmayı ve halkın haber alma hakkını engellemekle beraber muhalefeti de etkisiz hale getirmeye çalışmaktadır.   AKP-MHP iktidarının seçim kampanyası baskı, gözaltı ve tutuklama olmuştur. Bu hukuksuzluğa karşı susmayacağız. Toplumun muhalif kesimlerine ve hak savunucularına yönelik olağanlaşan yargı tehdidi ile sivil toplum örgütlerinin ve siyasi parti temsilcilerinin sindirilmek istendiğini biliyoruz. Tehdit, gözdağı ve şantaj politikalarının seçim kumpası olmasına izin vermeyeceğiz. Siyasal iktidarın son çırpınışlarla rejimini devam ettirmeye çalıştığını gördüğümüzü ve mücadele etmekten de asla vazgeçmeyeceğimizi belirtiyoruz. Antidemokratik ve faşist uygulamalara son verilmesini ve gözaltına alınan arkadaşlarımızın derhal serbest bırakılmasını istiyoruz.”   Açıklama,  “Baskılar bizi yıldıramaz” sloganıyla son buldu.    İzmir   İzmir’de ise Emek ve Demokrasi Güçleri, Kıbrıs Şehitleri Caddesi üzerinde basın açıklaması gerçekleştirdi. “Baskılar, gözaltılarla Anayasal hakları engellemek suçtur” yazılı pankartın taşındığı açıklamada sık sık “Baskılar bizi yıldıramaz”, “Birleşe birleşe kazanacağız” ve “Amed faşizme mezar olacak” sloganları atıldı. Açıklamaya Yeşiller ve Sol gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) İzmir milletvekili adayları, CHP Milletvekili Adayı Helin İnal Kınay, Emek ve Özgürlük Cephesi bileşenleri, hak örgütleri ve çok sayıda yurttaş katıldı. Basın metnini İzmir Barosu Başkan Yardımcısı Zöhre Dalkıran okudu.   ‘İktidar seçimi kaybedeceğini görüyor’   Haber verilmesi veya çağrılması halinde ifade verebilecek durumda olan kişilerin hukuka ve insan hakları ilkelerine aykırı bir biçimde ev baskını ile gözaltına alındığını belirten Zöhre, bu hukuka aykırı sürecin dosyada gizlilik kararı alınması ve 24 saat avukat kısıtlaması kararı ile devam ettiğini dile getirdi. Zöhre, “14 Mayıs seçimini kaybedeceği gerçeğini gören siyasal iktidar, 20 yılı aşkın süredir devam ettirdiği politikalarıyla insan hakları mücadelesini sekteye uğratmak adına; yargı eliyle savunmayı, halkın haber alma hakkını ve muhalefeti halen etkisiz hala getirmeye çalışmaktadır. Toplumun tüm muhalif kesimlerine ve hak savunucularına karşı sürdürdüğü yargının sopa olarak kullanılmasını; avukatlar, gerçeği ortaya çıkaran basın emekçileri ve siyasetçiler üzerinde de sürdürmeye devam etmiştir” dedi.   ‘Siyasal iktidarın son çırpınışları’   Yasalara ve evrensel hukuk ilkelerine aykırı olarak hak savunuculuğunun, muhalif olmanın kriminalize edilmesini kabul etmediklerini ifade eden Zöhre, “Yargının giderek daha da siyasallaştığını, kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkının daha fazla ihlal edildiğini, fikir ve düşünce özgürlüğünün yok sayılarak hukuksuzca yüzlerce gazeteci, sanatçı, siyasetçi ve avukatların hapishanelerde tutulduğunu ve bugün de gözaltı ve tutuklama tehdidiyle siyasal iktidarın son çırpınışlarla rejimini devam ettirmeye çalıştığını gördüğümüzü, baskılara boyun eğmeyeceğimizi ve mücadele etmekten asla vazgeçmeyeceğimizi açıkça ifade ediyoruz” şeklinde konuştu.   ‘Yargısal süreci takip edeceğiz’   Yargı makamlarına gözaltına alınanların adil yargılanma hakkı çerçevesindeki tüm haklarının sağlanması ve bu çerçevede avukat görüş yasağı ve kısıtlama kararının kaldırılması çağrısında bulunan Zöhre, yargısal süreci de yakından takip edeceklerini sözlerine ekledi.