‘Abdullah Öcalan’ın düşünceleri insan ve doğa için çıkış’ 2023-04-07 16:38:58     HABER MERKEZİ -  “Kapitalist Modernite’ye meydan okumak” konferansında PKK lideri Abdullah Öcalan’ın kapitalist sistemin yıkıcılığına karşı önerdiği düşüncelerinin doğa ve insan yaşamı için bir çıkış  olacağı vurgusu yapıldı.    PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın fikirleri ışığında "Kapitalist Moderniteye Meydan Okumak" şiarıyla "Dünyamızı geri istiyoruz" , "Diren, Geri Al ve Yeniden İnşa Et" ve "Otonom Eğitim Yap ve Örgütlen" başlıklı konferanslar serisi Hamburg Üniversitesi kampüsünde planlanmıştı. Hamburg Üniversitesi Rektörü Prof. Hauke Heekeren'in konferansın yapılmasına izin vermemesi üzerine konferans Wilhelmsburg Belediyesi’ne başladı. Konferans, içinde Kürt ve Alman kuruluşlarının bulunduğu "Network for an Alternative Quest" (Alternatif Arayış Ağı) tarafından organize ediliyor.   Konferans kapsamında gerçekleştirilen “Eko Sistem” ve “Toplumsal Kırıma karşı Mücadele” konulu panele Mezopotamya Ekoloji Hareketi Üyesi Necmettin Türk, Toronto Üniversitesi’nde Prof.  Gıda Sistemi Analisti Harriet Friedman , Ekolojist ve Kadın Hakları aktivisti Pakistanlı Azra Talat Sayeed ve Ekolojist ve İnsan Hakları Aktivisti Dawide Grasso katıldı.   ‘Türk devleti doğayı katlediyor’   Mezopotamya Ekoloji Hareketi adına konuşan Hamburg Üniversitesi Doktora Öğrencisi Necmettin Türk, Türkiye’nin Kurdistan coğrafyasına yönelik sistematik olarak sürdürdüğü eylemlerine dikkat çekti. Türkiye’nin Kurdistan’da sanayi ve kalkınma adı altında on yıllardır doğayı katlettiğini belirten Necmettin ancak doğada yaşanan kırımın Türkiye’de bulunan birkaç şirket ve zenginlerin kazancına dönüştüğünü kaydetti.   ‘Kurdistan coğrafyası insansızlaştırılıyor’   Necmettin,  Türkiye’nin Kurdistan coğrafyasını insansızlaştırmak için doğa katliamına tabi tuttuğunu belirtti, Kurdistan'ın Yukarı Mezopotamya bölgesinde Fırat Dicle havzasının tarihsel olarak tarımsal üretim ve hayvancılık açısından verimli olduğunu ve temiz su kaynaklarını barındırdığını kaydederek, Fırat-Dicle eko sisteminin, yapılan barajlar sitemi yok edilmeye maruz bırakıldığının altını çizdi.   ‘Güvenlik’ adı altında baraj itirafı   Türkiye’nin Kurdistan'ın özellikle sınır bölgelerinde nehir ekosistemini bozarak “güvenlik” adı altında baraj yaptığını itiraf eden ilk devlet olduğunu hatırlatan Necmettin, dünyada hiçbir devletin resmi olarak böyle bir kırımı itiraf etmediğini söyledi.   Kürtler arasında sınır   Necmettin,  Türkiye’nin bu şekilde hem Kürtler arası bir sınır oluşturmaya çalıştığını hem de Ortadoğu’ya yönelik suyu bir siyasi araç olarak kullanmasının yanı sıra bölgenin boşaltılması için tarım ve hayvancılığın da bitirilmesini hedeflediğini aktardı.   Su kaynakları yok ediliyor   Türkiye’nin Kurdistan’da enerji üretimi adı altında su kaynaklarını yok ettiğini sayısal verilerle aktaran Necmettin, bu şekilde Kurdistan’da Zilan Deresi gibi yerlerde gerçekleştirilen katliamlarda da yok edilme gayesinin esas alındığını ifade etti.    ‘Soykırım politikaları ile eş zamanlı doğa talanı’   Necmettin, 1990’lı yıllarda Türkiye’nin yerleşim yerlerini yakarak Kurdistan’ı insansızlaştırma, soykırım politikalarını doğada yarattığı tahribatlarla eş zamanlı yaptığını belirterek, “Türk devleti Kurdistan’ı boşaltmak ve insanları göçe mecbur bırakmak için yaşam alanlarını yok ediyor. Köy yakmaları ile başlayan göç olayı son olarak öz yönetim ilanlarının ardında Cizre, Sur, Nusaybin, Şırnak gibi yerlerde de yerleşim alanları sistematik olarak imha edildi. İnsanları göç etmeye zorluyor, doğayı ve yerleşim alanları imha ediyorlar. İnsanları borçlandırarak TOKİ gibi yarı açık cezaevi gibi yerlerde borç batağında oturmaya mahkûm ediyorlar” dedi.   Kimyasal vurgusu   Türkiye’nin Güney Kurdistan sınırındaki alanlara yönelik başlattığı saldırılarda sistematik olarak kimyasal silah kullanımına da değinen Necmettin, bu silahların kullanılmasının iklim, su ve toprak üzerindeki zararlarından da bahsederek “Kurdistan dağları, doğal coğrafyası aynı zamanda Kürtleri soykırım saldırılarına karşı koruyan doğal alanlardır. Türk devleti hem Kürt toplumunu hem de Kürt coğrafyasını yok etmeyi esas alıyor” şeklinde konuştu.    Kapitalist sistem ve hayvancılık   Toronto Üniversitesi’nde Prof. Gıda Sistemi Analisti Harriet Friedman, kapitalist sistemin hayvancılık ve tarımsal sistemi kâr amaçlarına göre dizayn ettiğini belirterek, orman ekosisteminin de yaşayan canlılar ile birlikte basite indirgendiğini söyledi. Harriet, hayvansal besinlerin yerine kâr amaçlı işlenmiş besinlerin fabrikalarda üretilmesinin insan sağlığı üzerindeki zararlarına dikkat çekti. Harriet, işlenmiş gıdaların ucuza satıldığını ve içinde kimyasal madde barındırdığını belirterek, bunun beslenme alışkanlığı haline gelmesinin neden olduğu kronik hastalıkları hakkında bilgilendirme yaptı.   Tahribatlar durmazsa doğal afet yıkım yaratır   Ekolojist ve Kadın Hakları aktivisti Pakistanlı Azra Talat Sayeed, Pakistan'daki iklim krizi ile ilgili bilgilendirme yaparak, Pakistan’ın iklim değişikliği sonuçlarından en fazla etkilenen 10 ülkeden biri olduğunu söyledi.  İklim krizine ilişkin çözüm önerilerinde bulunan Azra, iklim krizi ve doğa üzerinde sistemsel tahribatların durmaması halinde yaşanacak doğal afetlerin büyük yıkımlara neden olacağını kaydetti.   Yerlilerin yaşam hakkı yok sayılıyor   Diğer bir panelist ve ‘Almanya’da Karşı Mücadele’ grubun aktivistlerinden Sina Reisch de, iklim adaletine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.  Kapitalist anlayışın kâr amacı ile doğayı talan ettiğini ve yerli toplulukların yaşam haklarını yok saydığını belirterek, bu anlamda yerli toplulukların mücadelelerini her platformda desteklenmesinin önemine değindi. Sina,  kömür şirketlerinin, yerleşim alanlarına verdiği zararlar sonucu yüz yıllardır yüz binlerce insanı yerinden ettiğini ve kapitalist sisteme muhtaç hale getirdiğini kaydetti.   Çözüm demokratik modernite   İklim krizin kapitalizmle ilişkisinin anlaşılmadığı takdirde durumun çok tehlikeli boyutlara varabileceğini söyleyen Sina, Almanya'da iklim politikasına karşı yapılan grevlerin genellikle 'yasa dışı’ olarak görülmesini eleştirdi. Yeşil kapitalizmin ve yeşil sosyalizmin iklim krizine karşı sahte çözümler ürettiğini kaydeden Sina, çözümün demokratik modernite için yenilenebilir enerji olduğunu söyledi.   ‘Abdullah Öcalan’ın düşünceleri doğa ve insan için çıkış’   Ekolojist ve İnsan Hakları Aktivisti Dawide Grasso ise iklim krizine ilişkin Rojava’da özerk yönetim ile birlikte yaptığı çalışmalar hakkında bilgiler vererek, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın kapitalist sistemin yıkıcılığına karşı önerdiği düşüncelerinin doğa ve insan yaşamı için bir çıkış olabileceğini Rojava deneyimlerinden alıntılarla anlattı. Dawide Abdullah Öcalan'ın geliştirdiği felsefi ve düşünsel yolun kapitalist moderniteye alternatif olabileceğini vurguladı. Kapitalist moderniteye Abdullah Öcalan’ın fikirleri etrafında ortak bir mücadele ile karşı gelinebileceğini söyleyen Dawide, bu süreçte mücadele alanlarının üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmediği takdirde başarılı olunamayacağının ifade etti.