İKP: Yeni yaşamı kadınlar kuracak 2023-03-08 22:21:54   İZMİR - İzmir Kadın Platformu 8 Mart Dünya Kadınlar Gününde iktidarın kadınların eşitsizliğine dayalı politikalarına vurguda bulunarak deprem bölgelerinde devletin hukuksuzluklarına karşı hesap soracakları mesajını verdi. Alana akan binlerce kadın ‘Kaderci düzeninizi yıkacağız’ diyen kadınlar yeni yaşamın kadınlarla örüleceğini vurguladı.    İzmir Kadın Platformu 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla bir araya gelerek Kıbrıs Şehitleri Caddesi üzerinden yürüyerek Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde basın açıklaması düzenledi.  “Bu enkazı kaldıracak,  yeni bir hayatı mücadelemizle kuracağız #HesapSoracağız” yazılı pankart açan kadınlar,  sık sık “Yaşasın kadın dayanışması”,  “Jin jiyan azadi”, “Erkek adalet değil gerçek adalet” “Gün gelecek devran dönecek AKP halka hesap verecek”, “Kadınlar yürüyor mücadele büyüyor” “Deprem değil devlet öldürür”, “Hükümet istifa”, “ Akp’den hesabı kadınlar soracak” sloganları attı. Yürüyüşe Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay da katıdı.    Kadınlar adına basın açıklamasını Özgün Başer ve Nuray Öztürk, okudu.    ‘Depremzede çocuklar tarikatlara verildi’   Kadınların saray rejiminin sistemli, rant ve yolsuzluk politikalarının sonucu olarak enkaz altında bırakılmayı yaşadığı ifade edilen açıklamada, “Deprem felaketiyle yıkıldığımız, yardım beklerken siyasi iktidarın ihmalleriyle göz göre göre can verdiğimiz bu süreçte isyanımız da öfkemiz de acımız da büyük. Afetin yıkıcılığı yetmezmiş gibi bir de iktidarın, Erdoğan'ın küfürlerine maruz kaldık. Yaralarını kendi kendine sarmaya çalışan halkı engellemelerine şahit olduk. Rant için binlerce ev boş dururken, övündükleri emlak ve inşaat sektörlerini düşündüler. Böylesine büyük bir acı duyduğumuz süreçte kimsesiz kalmış çocukları tarikatlar ve cemaatlere verdiler, evlat edinilen çocuklara ‘namahrem değil’, ‘evlenilebilir’ diye fetva çıkardılar. Çadır bekleyen halka çadır satma derdine düştüler. Orada hala suya ihtiyaç duyan, kayıplarını arayan, erzak, hijyen malzemesi bulamayan insan varken rantını düşünen iktidar bizim gerçeğimizdir” denildi.    ‘Hesap soracağız’   Hamile kadınların depremin üzerinden bir hafta geçmeden işe çağırıldığı, arama kurtarma ve yardım için bölgeye ulaşan işçilere işten atma tehdidi ve yıllık izin dayatması yapıldığı ifade edilen açıklamada “Ne AKP ne yaslandığı, yaslanmadığı sermaye güçleri değil halk seferber oldu. Yaralarımızı dayanışmamızla biz sardık, onların yaptıklarını unutmayacak, örgütlenerek hesabını soracağız” sözlerine yer verildi.   ‘Deprem koşulları kadınlar için daha zor’   Afetlerin kadınlar için daha zor koşullar dayattığı dile getirilen açıklamada “Kadınlar günden güne yoksullaşırken, açlık sınırında yaşamak zorundayken ve ev içi tüm işler, çocuk ve yaşlı bakımı kadının sırtında iken deprem bu koşulları daha da ağırlaştırdı” diye belirtildi. Tüm dünyada yoksulluğun, işsizliğin kadınlar için daha ağır yaşandığı ifade edilen açıklamada, “Dünya tablosundan Türkiye’ye baktığımızda kadınlar için eşitsizliğin çok daha derinleşmiş hallerini görüyoruz. Zira kabaca 20 yıldır AKP hükümeti ‘geçim sıkıntısını’ çok daha fazla kadınların hanesine yazmış ve kadın cinsiyetini ‘anne’ olarak kodlamıştır. Makbul ve itaatkar olmayan, annelik görevini yerine getirmeyen, kendini eve ve aileye kapatmayı reddeden kadını toplumsal nefret nesnesine dönüştürmek istemiştir” diye vurgulandı.    ‘Her 10 kadından 7’si istihdam dışı’   Her 10 kadından 7’sinin kayıtlı istihdamın dışında olduğunu, istihdama katılan kadınların yüzde 60’ının asgari ücret civarında çalıştırıldığı belirtilen açıklamada, “Kayıt dışı istihdamın yüzde 90’lara varan kısmı ise, hiçbir güvence olmadan, en kötü koşullardan çalıştırılan emekçilerin büyük bölümü olan kadınlardır” ifadelerine yer verildi. Türkiye’de 0-3 yaş arası çocuklara hizmet eden, halka açık, ücretsiz bir kurum bulunmadığı ifade edilen açıklamada kanunlara göre böyle bir kamusal hizmet zorunluluğunun bulunmadığı belirtilen açıklamada şöyle devam edildi: “Doğum izni bittikten sonra yaklaşık 2.5 yıl çocuğun bakımı tümüyle anneye ya da ailedeki diğer kadınlara kalmaktadır.  Son verilere göre 13.3 milyon kadının çocuk bakımı gerekçesi ile iş bile arayamadığı düşünülürse bunun ne kadar devasa bir toplumsal sorun olduğu daha iyi anlaşılabilir. Çocuk bakmak zorunda olduğu için tek bir erkek bile iş aramaktan geri kalmazken, milyonlarca kadın çaresiz biçimde eve kapanmış durumdadır. Yani kadınlar, belli politik tercihler doğrultusunda bilinçli ve planlı biçimde istihdamdan dışlanmaktadır.   ‘Depremzede kadınlar hijyenden uzak koşullarda’   Deprem bölgelerinde kadınların daha fazla mağdur edildiği kaydedilen açıklamada, yeni doğum yapmış kadınların bebeklerine mama, bez, gıda desteği verilmediği aktarıldı. Kadınlara hijyen koşullarının sistemli şekilde sağlanamadığının altı çizilirken, “Deprem bölgelerinde kadınların temiz suya ulaşımı yok. Bu durum birçok hastalığa yol açmaktadır. Deprem bölgesinde on binlerce gebe kadının sağlık hakkına erişimi yok. Binlerce kadının menstrual ihtiyaçları ve hijyenik koşullar sağlanamadığı için mantar ve enfeksiyon kapma tehlikesi var. Ancak bunları çözmesi gereken devlet yardım tırlarına el koymakla, halkın dayanışmasına kayyum atamakla meşgul. Kendilerini nasıl kurtarırlar diye hesap yapmakla meşgul” diye belirtildi.   ‘Güçlenmeye devam edeceğiz’   Devletin görevinin İstanbul Sözleşmesi’nin de vurgulandığı gibi bütünlüklü politikalar geliştirip şiddete maruz kalan kadın, çocuk ve LGBTİ+ları şiddetten korumak olduğu dile getirilen açıklamada iktidarın aksine LGBTİ+ların yaşamın dışında bırakılması ve yok sayılması üzerine politikalar geliştirdiği söylendi. Açıklamada “İstanbul Sözleşmesi’nden resmi olarak çıkarak, 6284’ü uygulamayarak, hakkımızı isterken saldırarak bizi yıldıracağını sananlara bir kez daha buradan sesleniyoruz, uyguladığınız hiçbir yıldırma politikası işe yaramadı, aksine daha da güçlendik güçlenmeye devam edeceğiz. Eşitlikçi, özgürlükçü, toplumsal cinsiyet temelli hiçbir mücadele yenilmeyecek. Buna karşı duran saray rejimi ve erkek egemen sistemin her bir temsilcisi yargılanacak ve hesap verecek” denildi.   ‘Kadın dayanışması ruhuyla yollara düştük’   Deprem bölgelerinde kadınların ve çocukların temel ihtiyaçlarının karşılanmadığı, halka ücretsiz verilmesi gereken çadırların ise satıldığının hatırlatıldığı açıklamada, kadınların dayanışma için alanlarda olduğu dile getirilerek, “Yurdun dört yanından ped, mama, bebek bezi, hazır gıda, iç çamaşırı toplayan, bunu örgütleyen hem bölgedeki hem de bölgeden göç etmek zorunda bırakılan binlerce kadının ihtiyaçlarını karşılamak için dayanışma kampanyaları başlatan bizlerdik. Coğrafyanın her yanından arama kurtarma için, güvenli barınma alanları oluşturmak, ihtiyaçları ulaştırmak için kadın dayanışması ruhuyla yollara düştük. Biliyoruz ki yeni yaşamı kurmak bizim elimizdedir.  Bu iktidarın yok ettiklerine rağmen yeni bir yaşamı başarmak bizim dayanışmamızla, örgütlülüğümüzle mümkündür” sözleri kullanıldı.    Alanları dolduran kadınların hesap soracağı dile getirilen açıklamada “Yıllardır ülkeyi kadın cinayeti cehennemine çevirenler bilsin ki, kaderci düzeninizi yıkacağız kadının, emeğin yaşamın düzenini eşitlik ve özgürlük temelinde kuracağız” denildi.   Açıklama sloganlarla sona erdi.