Hatay’da KBG’den 8 Mart deklarasyonu 2023-03-01 12:51:36     HATAY - Hatay Afet Kadınlar Birlikte Güçlü,  açıkladığı 8 Mart  deklarasyonunda, “Biz kadınlar bu yıkıntıların arasında mücadelemizle,  dayanışmamızla, isyanımızla yaşamı yeniden kuracağız” mesajı verdi.   Hatay Afet Kadınlar Birlikte Güçlü (KBG), Mereş merkezli iki büyük depremin yaşattığı yıkımların sonrasında 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne sayılı günler kala Sevgi Parkı’nda basın açıklaması düzenledi. Açıklamada kadınlar “Yaşasın kadın dayanışması”, “Jin jiyan azadî” ve “Kadınlar birlikte güçlü” sloganları attı. Açıklama metnini kadınlar adına Selver Büyükkeleş okudu.   ‘Kadınlar yaşamı yeninden kuracak’   Depremin ilk gününden itibaren devletin insanları ölüme, soğuğa ve açlığa terk ettiğini belirten Selver, “İhmalkarlığın üzerini örtmek için bu yaşadıklarımızı kadere indirgeyen ve devlete yönelen öfkeyi, ırkçılıkla göçmenlere yönelten bu tutum kabul edilemez. Bizler sizleri Gezi direnişinde yalan üreten medyalarınızdan, tiyatro oyunu sergileyen mahkemelerinizden biliyoruz. Yine bizler sizleri kadın katillerini, çocuk istismarcılarını, tacizci akademisyenleri, şiddetin her türünü aklayan erkek adaletinizden tanıyoruz. Sizin rant uğruna yaptığınız binalar binlerce insanın mezarı oldu. Biz kadınlar ise bu yıkıntıların arasında mücadelemizle,  dayanışmamızla, isyanımızla yaşamı yeniden kuracağız. Ne birbirimizden ne örgütlü mücadelemizden vazgeçeriz” diye ifade etti.   Selver, kadınlar adına acil talepleri şu şekilde sıraladı:   “*Depremin 22. Günü olmasına rağmen şehirde hala elektrik ve su olmadığı için temel ihtiyaçlarımızı karşılayamıyoruz. Bu yüzden ivedi bir şekilde şehre elektrik ve su verilmelidir.    *Tuvalet ve banyoların depremin ilk gününden beri olmaması özellikle biz kadınların ve çocukların sağlığını tehlikeye atmaktadır. Acilen salgınların ve genital hastalıkların çoğalmaması için şehrin dört bir yanında güvenli ve temiz tuvalet, banyolar kurulmalıdır. Halkın erişebileceği hastaneler açılmalıdır.    *Bu süreçte en temel ihtiyaçlarımızdan olan hijyen kitleri yaygın ve sürekli sağlanmalıdır.    *Yıkımların sürmesine rağmen hala çadıra ulaşamayan binlerce insan var. Halkın çadır ihtiyacı acilen karşılanmalıdır. Tüm ilçelerde, köylerde, mahallelerde güvenli prefabrik evler, barınaklar kurulmalıdır. Sosyal-kültürel-politik dokusunu bozmadan bizlerin özneliği ile yaşam alanlarımız yeniden kurulmalıdır.   *Bir gecede tek adamın kararıyla kaldırılan İstanbul Sözleşmesi başta deprem bölgeleri olmak üzere tüm ülkede uygulansın. Kadınların yaşadıkları yerlerde erkek şiddetine karşı kolayca ulaşabileceği merkezler kurulmalıdır.   *Yaşanan depremle birlikte eğitimin fiili olarak durdurulması en çok kadınları ve çocukları etkiledi. Şehirlerde acilen eğitim birimleri kurulmalıdır.    *Akıbeti belli olmayan ve verilmeyen çocukların isimleri ve yerleri derhal açıklanmalıdır. Bu süreçte tarikatlara ve yurtlara teslim edilen çocuklar acilen halkın şeffaflıkla erişebileceği güvenli yerlere yerleştirilmelidir.    *Cinsiyetçi iş bölümü ile kadınlara yüklenen bakım emeği yükü depremle beraber daha da artmış durumdayken acilen kolektif mutfak, kolektif çamaşırhaneler kurulmalıdır. Kreş ve yaşlı bakım evleri ivedilikle inşa edilmelidir.    * Depremin ve kötü yaşam koşullarının yarattığı travma nedeni ile kadınlara her çadır yada konteynır kentte bir psikososyal destek çadırı/konteynırı mutlaka tahsis edilmelidir.   *Bu depremi katliama dönüştüren sermaye egemenliği ve onun bugünkü temsilcisi AKP-MHP iktidarı acilen istifa etmeli ve tüm kurumlar yargılanmalıdır.”    ‘Devlet yoktu biz vardık’   Selver, sabah saatlerinde, polis, Vali yardımcısı ve AFAD görevlilerinin parka girerek, burayı boşaltmalarını gerekirse zorla çıkaracaklarını söylediklerini paylaşarak şöyle devam etti: “Ne arama kurtarma çalışmalarında ne buradaki yaşam koşullarının oluşturulması ya da sürdürülmesinde kılını bile kıpırdatmayanlar bizleri şiddetle buradan çıkaracaklarını söylüyor. Hiçbiriniz burada yokken, buradaki halk, örgütler dayanışarak buradaki hayatı kurdu. Burada olmaktan daha güvenli bir alan kurana kadar vazgeçmiyoruz.”    Açıklama, sloganlarla sona erdi