KESK’li kadınlar 8 Mart’ta deprem bölgelerinde olacak 2023-03-01 12:24:04   ANKARA - KESK’li kadınlar, “Yaşamı öfke ve dayanışma mücadelesiyle yeniden örüyoruz” diyerek 8 Mart programlarını paylaştı. Kadınlar, 8 Mart’ı deprem bölgelerinde kadınlarla dayanışarak geçirecek.   Deprem bölgelerinde dayanışma faaliyetlerini yürüten Kamu Emekçileri Sendikası Konfederasyonu (KESK) üyesi kadınlar, “8 Mart Kadınların Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü” programını Ankara’da bulunan genel merkezlerinde açıkladı. Açıklamayı KESK kadın sekreteri Döne Gevher okudu. Depremde yaşamını yitirenler için başsağlığı dileyerek başlayan Döne, ilk andan itibaren örülen dayanışmanın içerisinde KESK olarak yer aldıklarını söyleyerek hem deprem bölgesinde hem de merkezde çalışmalarını yürüttüklerini belirtti.   ‘Suçu üstünden doğaya atan bir iktidar’   İktidarın doğal afet diyerek kendi sorumluluğunu görmezden geldiğini ve suçu doğaya attığını kaydeden Döne, insan ve doğa düşmanı politikalarının sürdürülmeyeceğini söyledi. Döne, “Kadınlarının dayanışma ve mücadeleyi örgütledikleri renkleriyle, sözleriyle eylemleriyle bir araya geldiği isyanını eyleme dönüştürdüğü 8 Mart hazırlıklarımızın devam ettiği tarihlerde 6 Şubat günü 11 ili kapsayan, 20 Şubat günü Samandağ merkezli depremler yaşadık. Kapitalist ataerkinin rantı önceleyen insanı ve doğayı hiçe sayan politikaları on binlerce yaşamı sevdiklerinden bizlerden kopardı. Siyasi iktidarın doğal felaket diyerek kendi sorumluluğunu görmezden gelen tüm sorumluluğu doğaya atan, kader ile açıklayan tutumuna karşı bizler yaşanan kayıpların kapitalizmin doğa ve insan düşmanı politikalarının bir sonucu olduğunu bu haliyle sürdürülebilir olmadığını söylüyoruz, ve söylemeye devam edeceğiz” diye konuştu.   ‘Tecavüz ve istismarı meşrulaştıran fetvalar’   Bu yıl, kadınların 8 Mart’a, öfke ve artan bir bilinçle girdiğini ifade eden Döne, yaşanan depremin sonuçlarını tıpkı savaşlarda olduğu gibi kadınların ve çocukların daha ağır yaşandığını belirtti. Döne, “Başta AKP iktidarının kapitalist politikaları olmak üzere, sermayenin, kentsel rantın, liyakatsizliğin, insan hayatını hiçe sayan imar uygulamalarının sebep olduğu bu büyük yıkımın sonuçları, zaten yoksulluk kıskacında, etnik ve dinsel olarak ayrımcılığa uğrayan, bölgesel eşitsizliğe, savaşa,  emek sömürüsüne ve ataerkil şiddete en çok maruz kalan kadınları daha derinden etkiliyor. Enkaza dönen kentlerden sağ kurtulabilen, yakınlarını kaybetmenin ağır travmasını yaşayan kadınlar bir taraftan da güvenlik endişesini yaşamakta, göçe, yoksulluğa,  salgın hastalıklara ve şiddet riskine karşı en savunmasız toplumsal kesimi oluşturmakta.  Büyük bir felakete ve insanlık dramına sebep olan iktidar ve kurumları ise kadınlara ve çocuklara reva gördüğü gerici politikalarını hemen uygulamaya koymaktan geri durmuyor. Diyanet İşleri Başkanlığı depremzede çocukların evlat edinenle evlenme engeli bulunmadığına dair tecavüz ve istismarı meşrulaştıran fetvalar verirken, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, kimsesiz kalan çocukları yurtlarda ve okullarda adları  taciz, tecavüz,  istismar ve şiddet ile anılan tarikat ve cemaatlere teslim etmekten utanmıyor” sözlerini kullandı.    ‘Daha fazla dayanışma ve örgütlenme sorumluluğu’   Yaşanan depremin halihazırda süren kadın işsizliğini daha da derinleştireceğine dikkat çeken Döne, bu süreçte dayanışma ve örgütlenmenin önemine vurgu yaptı. Döne şöyle konuştu: ”AKP-MHP iktidar bloğunun neoliberal politikalarının iş yerlerinde yarattığı güç eşitsizlikleri yaşanan depremle birlikte artarak devam edecek. Türkiye Dünya'da kadın işsizlik oranının en yüksek olduğu, kadın yoksulluğunun en fazla ve kadın istihdamının en düşük olduğu ülkelerden biriyken deprem ile birlikte bu daha da derinleşerek devam edecek. Yaşanan deprem ile birlikte derinleşen eşitsizliklere eşlik eden yoksulluk toplumsal cinsiyet eşitsizliğiyle de birleşince önümüzde ki sürecin kadınlar açısından yaşamın her alanında güvencesizliği, bakım yükünü, şiddeti arttıracağı aşikar. Bu süreç önümüze daha fazla örgütlenme, daha fazla mücadele etme ve daha fazla dayanışma sorumluluğunu bizlere yüklüyor.   ‘Savaş, yoksulluk ve eşitsizlik politikalarına karşı mücadele’   Savaşın, yoksulluğun, cinsiyet eşitsizliğinin ve muhafazakar politikalar sonucu neredeyse her gün bir kadının katledildiği, LGBTİ bireylerin her türlü şiddete maruz bırakıldığı,  haklarını savunanların cezaevlerinde rehin tutulduğu, kadın emeğinin rekabetçi, güvencesiz, esnek ekonomi politikaları dayatılarak sömürüldüğü, kadınların hukuksal haklarının gaspedildiği, kadını sadece aile ile tanımlayan, onu toplumsal alandan dışlayan gerici- ataerkil politikaların dayatıldığı, kadını güçsüzleştiren ve erkek şiddetine karşı savunmasız bırakmayı amaçlayan bu baskıcı ve çürümüş AKP-MHP iktidar bloğuna  karşı kadın mücadelemizi yükselteceğimizin sözünü veriyoruz.”   ‘Yaşamı yeniden kuruyoruz’   8 Mart dolayısıyla deprem bölgelerinde KESK Kadın Koordinasyon Çadırları üzerinden çok yönlü bir çalışmayı örgütlediklerini dile getiren Döne, “2- 5 Mart tarihlerinde Hatay, İskenderun, Adıyaman, Pazarcık/Narlı, İslahiye, Malatya’da kadından kadına dayanışmayı örüyoruz. 8 Mart günü tüm illerde en geniş kadın platformları ile iktidarın patriarkal politikalarına karşı ‘Öfkemizle isyanımızla kadın dayanışmasını örüyor yaşamı yeniden kuruyoruz!’ diyerek alanlarda olacağız” dedi.