Garê: Önce 'müjde' sonra başarısızlık hikayesi 2023-02-12 09:06:06       ANKARA - İktidarın “müjde” olarak sunduğu daha sonra “başaramadık” açıklamalarının yapıldığı Garê operasyonun üzerinden iki yıl geçti. Garê operasyonundan başarısız çıkan iktidar, Güney Kurdistan’a dönük saldırılarında kimyasal silah kullanmasına rağmen istediği sonucu bir kez daha elde edemedi.    Milli Güvenlik Kurulu’nun (MGK) 30 Ekim 2014 yılında yaptığı toplantıda “Çöktürme Planı” kapsamında tasfiye süreci devreye konuldu. Tasfiye sürecinden bu yana Türkiye’de siyasi kriz ve tecrit derinleşmeye devam ediyor. Toplumun ekonomik ve siyasi kriz karşısında itirazlarına karşı ise iktidar “terör sorunu” diyerek yükselen itirazları konsolide etmeye çalışıyor   Toplumda yükselen itirazları güvenlikçi politikalarla bastırmaya çalışan iktidar, 10 Şubat 2021 yılında daha önce alıkonulan asker, polis ve Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) üyelerinin tutulduğu Garê’ye yönelik operasyon gerçekleştirdi. AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 8 Şubat 2021 tarihinde iki gün sonra bir “müjde” açıklayacağını söylediği meselenin de Garê operasyonu olduğu sonradan ortaya çıktı.   Savunma Bakanı yerine Malatya Valiliğinden açıklama   Gece hava saldırısı ve helikopterden indirmeyle başlayan operasyon sırasında 2015 yılından bu yana alıkonulan 13 asker ve polisin operasyonun 4’üncü günü olan 14 Şubat 2021 tarihinde yaşamını yitirdiği duyuruldu. Açıklamayı, operasyonun koordinesini yürüten Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ve Savunma Bakanlığı yerine Malatya Valiliği yaptı. Malatya Valisi Aydın Baruş, TSK’nin 10 Şubat’ta Güney Kurdistan'da bulunan Garê bölgesine yönelik operasyonda yaşamını yitiren aralarında asker ve polislerin bulunduğu 10 kişinin kimliklerini açıkladı. Yapılan otopsi işlemleri sonrası 10 kişinin kimlik bilgilerini açıklayan Aydın, 3 kişinin otopsi işlemlerinin devam ettiğini söyledi. Ardından Savunma Bakanı Hulusi Akar da operasyona dair yaptığı açıklamada, 3 askerin yaşamını yitirdiği, 3’ünün de yaralandığını kaydederek, “Kontrol altına alınan mağarada yapılan aramalarda alıkonulan 13 vatandaşımızın naaşlarına ulaşılmıştır" diye belirtti.   Operasyon KDP’ye ait alanda koordine edildi   Operasyonun Güney Kurdistan'ın Hewlêr kentine bağlı Selahaddin beldesinde bulunan KDP’ye ait Mesif alanından koordine edildiği ortaya çıkmıştı. Koordine merkezinde daha önce yapılan 5 aşamalı ortak harekat planının devreye konulduğu, Garê bölgesinde başarılı olunursa, operasyonun Kandil'e kadar uzanacağı kaydedilmişti. Söz konusu aşamaları şöyleydi: “Birinci aşama, Şêxan, Etruş, Bergarê ve Akrê bölgelerine girmek; 2’nci aşama, Zinî Wertê, Sidekan bölgesi; 3’üncü aşama, Bamerne, Amediye ve Barzan bölgesi; 4’üncü aşama, Behdinan-Kandil hattını birbirinden koparma ve son aşama olarak Garê bölgesini tümden kuşatma.”   Operasyonda aynı zamanda Halk Savunma Güçleri'nin (HPG) komuta merkezinin de tasfiye edilmesi hedeflenmişti. Yine Garê operasyonunda sonuç alınsaydı tüm Güney Kurdistan'ın, Türkiye'nin kontrolü altına alınması hesapları yapılmıştı.   Gare öncesi ve sonrası…   İktidarın “müjde” olarak verdiği operasyonun başarısızlıkla sonuçlanmasının ardından muhalefet partileri ise duruma tepki gösterdi. İktidarın siyasi sorumluluğuna işaret eden muhalefete karşı Tayyip Erdoğan, 15 Şubat’ta partisinin Rize, Aksaray, Eskişehir ve Konya kongrelerinde yaptığı konuşmada, operasyon için “Gel gör ki başaramadık” itirafında bulundu. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 16 Şubat'taki partisinin Meclis grup toplantısında yaptığı konuşmada, muhalefeti hedef alarak, "Bundan sonra terörle mücadele stratejisi bakımından Garê öncesi ve sonrası inanıyorum ki aynı olmayacaktır. Bu sefer ateş sadece düştüğünü yakmayacak, PKK'nın yanında yöresinde saf tutan kim varsa çembere alıp tepeden tırnağa tutuşturulacaktır" dedi.     İHD ve HDP hedef alındı   İçişleri Bakanlığı görevine geldiğinden bu yana sürekli “Ayakkabı numaralarına kadar biliyoruz”, “İnlerine girdik”, “PKK bu yıl bitiyor” sözleriyle sık sık gündeme gelen Süleyman Soylu, Garê operasyonu sonrasında Meclis Genel Kurulu’nda açıklama yaptı. Süleyman Soylu, İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) Garê’ye dönük açıklamalarını hedef gösterdi. Süleyman Soylu’nun hedef gösterilmesinin hemen ardından İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan gözaltına alındı ve hakkında “örgüt üyesi” olma iddiasıyla iddianame hazırlandı. Yine Garê operasyonuna tepki gösteren Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekilleri Hüda Kaya ve Ömer Faruk Gergerlioğlu’na soruşturma açıldı. Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun Yargıtay’daki cezası hızla onanarak, vekilliği düşürüldü.   Görüntüler yayınlandı   TSK tarafından 41 uçakla bombalanan Garê’ye dair 13’ü esir 16 askerin yaşamını yitirdiği mağaranın görüntüleri yayınlandı. Fırat Haber Ajansı’nın (ANF) yayınlandığı haberde, askerlerin “infaz edildiği” belirtilen mağaranın giriş kısmının yerle bir edildiği, büyük çukurların oluştuğu, TSK’ye ait çok sayıda lojistik, yiyecek, sağlık malzemesinin yanı sıra gaz maskelerin bulunduğuna dair görüntüler ortaya çıktı.   Zorlandıklarının itirafı   Garê operasyonundan başarısızlıkla çıkan iktidar, Kürt sorununa dönük demokratik ve barışçıl çözüm yollarını aramak yerine bir kez daha sorunu çatışma ve Güney Kürdistan’a yönelik operasyon başlatmakla yetindi. İktidar bir kez daha KDP eliyle 23 Nisan’da Güney Kürdistan’da bulunan Metina, Avaşîn ve Zap bölgesine yönelik geniş kapsamlı operasyon başlattı. Metina, Avaşîn ve Zap bölgesinde başlatılan operasyonun 11’inci günü olan 3 Mayıs 2021 tarihinde Hulusi Akar’ın, “Dağlar, yamaçlar, inmesi binmesi çok zor. Helikopterler yere teker koyamıyorlar. Bugüne kadarki mücadelede yapılması gerekenin hepsi yapıldı. Hava hücum harekatlarında helikopterlerimiz 300-500 sorti yaptı. Maalesef dost bildiğimiz bazı ülkeler PKK'ya füzeler verdiler. Dolayısıyla bunların her biri bizim için büyük bir tehlike, büyük bir risk” ifadeleriyle ne kadar zorlandıklarını itiraf etti.   Yeni tip kimyasallar kullanıldı   Başarısızlıklarını sürekli doğa koşullarına bağlayan iktidar, bu kez uluslararası alanda suç sayılan kimyasal silahlara başvurdu. Yoğun kimyasal kullanımına dair Halk Savunma Merkezi (HSM) Karargah Komutanı Murat Karayılan, “tabun, kloropikrin ve hardal gazının” kullanıldığını tespit ettiklerini açıkladı. İstediği sonucu yeniden alamayan iktidar, bu kez de HPG'lilere karşı yeni tip kimyasal silah kullanmaya başladı. HPG kaynaklarına göre bu yeni tip kimyasal silah patladığında geniş bir alanda canlıları tümden imha edecek büyük tahribatlara yol açtı.   Kimyasal silah kullanımına dair Avrupa’nın sessizliği   HPG'ye karşı kimyasal silah kullanımı ve HPG tarafından kimyasal silah kullanımına maruz kalanların görüntülerinin yayınlanmasının ardından 2021 yılının sonlarından itibaren Kürt halkı ve dostları Hollanda’nın Den Haag kentinde bulunan Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü’nün (OPCW) merkez binası önünde protesto gösterilerine başladı. Kürtler,  OPCW’yi kendi görevini yapmaya çağırırken, Metîna, Zap, Avaşîn’de kimyasal silah kullanıldığına dair somut deliller sunulmasına rağmen uluslararası güçler harekete geçmedi.   2 bin 837 kez kimyasal silah kullanıldı   Kimyasal silah kullanımına rağmen başarısızlığı her anlamda hissedilen operasyonda, HPG, Türkiye’nin 367 kez kimyasal silah kullandığını tespit etti. Aynı yıl arazi ve savaş tünellerine atılan kimyasal gazlar nedeniyle de toplam 40 HPG ve YJA STAR'lı yaşamını yitirdi. Bunlardan 6’sı şubat ayında Garê’ye yönelik saldırıda,  34’ü ise Zap, Avaşîn ve Metîna’da 6 ay boyunca devam eden saldırılarda yaşamını yitirdi. 15 Kasım 2022’de 7 aylık savaş bilançosunu açıklayan HPG Basın İrtibat Merkezi (BİM ) ise Türkiye’nin savaş tünel ve mevzilerine karşı 2 bin 837 kez yasaklı bomba ve kimyasal silahlarla saldırılarak savaş suçu işlediğini duyurdu.   Şehit Aileleri Derneği'nden çarpıcı açıklamalar   23 Ocak’ta Şehit Sayılmayan Şehit Aileleri Dernek Başkanı Hava Gölbez, Medya Haber TV’de Alternatif Gündem programına konuştu. Son dönemlerde yaşanan asker ölümlerinin “intihar” olarak geldiğini itiraf etti. Asker ölümlerinin Şırnex ve Colemerg’den geldiğini söyleyen Hava, son dönemlerde çok sayıda asker ailelerinin kendilerine başvurduğunu aktardı.   Görüşmenin ardından Kobanê’ye dönük saldırı hazırlığı   Kimyasal silahlara rağmen, Avaşin, Zap ve Metina’da bir kez daha başarı elde edemeyen iktidar, bu kez de Kuzey ve Doğu Suriye'ye dönük saldırılarına hız verdi. 27 Ocak’ta TSK’ye ait uçaklar Eyn İsa’nın Seyda, Cideyda ve Teyba köylerini bombaladı. Türkiye’nin saldırıları devam ederken, 28 Aralık 2022'de Moskova'da Hulusi Akar ve MİT Başkanı Hakan Fidan, Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu ve Suriye Savunma Bakanı Ali Mahmud Abbas, bir görüşme gerçekleştirdi. Bu görüşmelerin ardından birçok köşe yazarı ve Ortadoğu uzmanları ile gazeteciler, “Ruslar ve Şam hükümeti, Minbic, Til Rifet'i de içine alan bölgelerin kendilerine teslim edilmesi için Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi üzerinde baskı kuruyor. Bu amaçla da Türk devletinin Kobanê'ye saldırmasına yol vereceğini söylemek mümkün. Bu durumda Türk devletinin Kobanê'ye saldırı tehlikesi artıyor” analizinde bulundu.   Neçirvan Barzani ve Tayyip Erdoğan görüşmesi   Türkiye’nin KDP eliyle Güney Kurdistan’a yönelik saldırıları birçok bölgede devam ederken, 27 Ocak’ta Kurdistan Bölgesi Başkanı Neçirvan Barzani, Tayyip Erdoğan ile Külliye’de bir araya geldi. Görüşme basına kapalı gerçekleştirilirken görüşmeden sonra dijital medya hesabından açıklama yapan Neçirvan Barzani, Kurdistan Bölgesi ile Irak ve Türkiye arasındaki ilişkiler ve bölgesel gelişmeleri ele aldıklarını belirtti. Neçirvan Barzani ile Tayyip Erdoğan’ın görüşmelerinin ardından Güney Kurdistan’a dönük yeni saldırı hazırlıklarına mı başlanılacak sorularını da berab   erinde getirdi.