Serpil Kemalbay: Şakran’da sinsi bir siyaset yürütülüyor 2023-02-08 09:02:30     Melike Aydın    İZMİR - Şakran Kadın Cezaevi'ni ziyaret eden HDP’li Serpil Kemalbay  tutsaklara yönelik kötü muamele, cinsel taciz, dilekçelerin kayda alınmaması, infaz yakma, hakaret gibi artan hak ihlali ve tecridi içeren sinsi bir siyaset yürütüldüğüne dikkat çekerek duyarlılık çağrısı yaptı.    PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması ve cezaevinde artan baskı ve tecrit politikalarına karşı Şakran Kadın Kapalı Cezaevi'nde 2 Ocak’tan bu yana bir kişi on günlük açlık grevine devam ediyor. Cezaevinde yaşanan hak ihlallerinden dolayı Trabzon Beşikdüzü Kapalı Cezaevi ve Afyon Kapalı Cezaevi’nde de açlık grevi devam ediyor. 6 Ocak’ta Afyon Cezaevi’ni Halkların Demokratik Partisi (HDP) Şirnex Milletvekili Hüseyin Kaçmaz Şakran Kadın Kapalı Cezaevi’ni ise HDP İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay ziyaret etti.   Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD), Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD), İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubeleri temsilcileri ile birlikte cezaevine ziyarette bulunan Serpil, tutsaklardan Azime Işık, Mesil Demiralp ve Cihan Öner ile görüştü. Serpil, ardından da Cezaevi Müdürü Meltem Babaoğlu ve cezaevi Savcısı Murat Kayançiçek ile görüştü.    Yaptıkları görüşmelere ilişkin Serpil Kemalbay değerlendirmelerde bulundu.    Serpil, cezaevinde cinsel taciz, kötü muamele, dilekçelerin kayda geçilmemesi, infaz yakma gibi şikayetlere karşı cezaevi idaresinin pembe bir tablo çizdiğini ifade etti. Sinsi bir politika yürütüldüğünü dile getiren Serpil, kamuoyuna ve yetkililere basın yoluyla çağrıda bulunmak mecburiyetinde kaldığına işaret etti.   ‘Tutsaklara sinsi şekilde ceza içinde ceza uygulanıyor’   Cezaevlerinde hak gasplarının giderek arttığını, tutsakların taleplerinin karşılık bulmamasından dolayı açlık grevine mecbur kaldığını belirten Serpil, tutsakların cezaevi müdürü Meltem Babaoğlu’nun anlatılan hak ihlallerine göz yumduğunu, diyaloğa açık olmadığını söylediklerini dile getirdi. Cezaevi idaresinin sinsi bir yöntemle tutsakları birkaç kez cezalandırdığını kaydeden Serpil, “Şimdiye kadar şartlı tahliye ile zamanında çıkan bir tek tutsak yok. Şakran’da cezaevine gönderilen genelgelerin mahpuslar aleyhine olan bütün maddeleri uygulanıyor, lehte kararlar ise uygulanmıyor. Dilekçelerden hiçbir sonuç alamıyorlar. Bu nedenle bedenlerimizi açlık grevlerine yatırıyoruz diyorlar” dedi.    ‘Disiplin cezası yazabilmek için tutsaklar kışkırtılıyor’   Aramalarda ve sayım esnasında Aslı isimli infaz memurunun provokatif tavırlar içinde olduğunu ve tutsakları tahrik ettiğini, insan haklarına aykırı şekilde davrandığını söyleyen Serpil, “Adeta disiplin cezası verecek şekilde tutanak tutmak için tutsakları tahrik ediyor. ‘Biz kendimizi kontrol ediyoruz, bizi tahrik girişimlerine cevap vermek istemiyoruz ama ağzımızdan çıkmayan kelimeleri yazarak bize disiplin soruşturması oluşturmaya çalışıyorlar dediler” sözlerini kullandı.   ‘Kitaplara erişim karmaşık prosedürlerle engelleniyor’   Tutsakların hiçbir ortak alanı kullanamadıklarını, kültür sanata yönelik atölye gibi etkinliklerin 2017’den bu yana yapılmadığını, yeni gönderilen kitaplara karmaşık prosedür nedeniyle ulaşamadıklarını kaydeden Serpil, şunları paylaştı: “Dışarıdan gelen kitaplara hediye muamelesi yapıldığını ve kargo ile gelen kitaplar iki ayda bir ayın ilk haftası gelmeyince gönderene geri postalandığını ve bu işlemlerin pahalı ve zahmetli olduğunu söylediler. Kitaplara erişemiyorlar. Örneğin Kürtçe sözlük verilmiyor. Savcı Murat Kayançiçek sadece bunu araştıracaklarını söyledi.”    ‘Şiddet, ağır tecrit koşulları, kanser hastasına hücre cezası’   Tuğçe isimli bir tutsağın arama esnasında şiddete, kötü muameleye maruz kaldığını ifade eden Serpil, bu konuyu da savcıya aktardıklarını söyledi. Hastane sevklerinin de aksatıldığını dile getiren Serpil, “Kanser hastası Fatma Özbay’a ilaçlarının geç verildiğini ve hücre cezası verildiğini söylediler. Ağır bir tecrit ile karşı karşıyayız. Ağırlaştırılmış müebbet mahpusları için zaten iki katı. Bu iki mahpus için maalesef hiçbir ortak alan, sosyal faaliyet yok. Birbirleriyle bile sosyal faaliyet içine giremiyorlar. Yönetmeliklerdeki haklar kullanılmıyor” sözlerine yer verdi.    ‘İç mektuplaşma hakkı gasp edilmiş durumda’   İç mektuplaşma haklarının da gasp edildiğini belirten Serpil, “Önceden koğuşlar yan yana iken iletişim kurabiliyorlarken sonra odaları ayrıldı ve aralara FETÖ ve adli mahpuslar kondu. Dolayısıyla iletişim kurmak için de iç posta uygulamasını yapmak istiyorlar” dedi.   'Pişmanlık dayatılıyor'   Avukat Didem Baydar Ünsal’ın 9 ay yatması gerekirken keyfi infaz yakmaları ve disiplin cezaları ile 2 yıldır tahliye edilmediğini ifade eden Serpil, “Örgüt üyeliğinden tutuklanmadı Sibel. Sibel’den ‘örgütten çıkma beyanı’ vermesi isteniyor ve vermediği için, pişmanlık dayatıldığı için cezası uzatılıyor. Siyasi kimliğinden arındırılması hedefleniyor” şeklinde konuştu.    ‘Müdür hakareti normalleştiriyor, savcı dilekçeleri kaydetmiyor’   Tutsaklara disiplin cezaları vererek kalış sürelerinin uzatmaya, sürekli psikolojik baskı yapmaya, her davranışlarını kriminalize etmeye yönelik bir politika yürütüldüğünü söyleyen Serpil, “Sayımlarda, aramaların insan onurunu zedelemeyecek şekilde yapılması gerekiyor. Hakaret ve bağırma şiddet gösterme şeklinde uygulamalar var. Bunların son bulması isteniyor. ‘Pislik’, ‘böcek’ şeklinde hitap eden kişileri cezaevi müdürü Meltem Babaoğlu’na söylendiğinde hakaretleri normalleştiren bir tutum içinde olarak bir çeşit sahiplendiklerini söylediler. Onu diyaloğa ve insan haklarına uymaya çağırıyorlar. Savcılığın da dilekçeleri kayıt altına almasını ve mahpusların dilekçelerini takip etme haklarının korunmasını istiyorlar. Çünkü dilekçeler kaybediliyor, sorduklarında da cevap alamıyorlar” bilgisini paylaştı.     ‘Gardiyan cinsel tacizde bulundu’   Mesil Demiralp’ın bir gardiyanın kendisine cinsel tacizde bulunduğunu, dilekçelerle taciz eden kişiyi aramalara getirilmemesi için talepte bulunduğunu belirten Serpil, aksine Mesil’in suçlu bulunduğunu dile getirdi. Serpil, “Adli mahpuslara yakın oldukları için orada dehşet verici şeylere şahit olduklarını, adli çalışma yapılması gerektiğini söylediler. İnsan hakları kurumlarının siyasi tutsaklar kadar adliler üzerinde de çalışmalar yürütmesine dikkat çektiler” dedi.    ‘Savcı pembe tablolar çizdi’   Tutsakların infaz yakmalar ve keyfi uygulamalara karşı kamuoyu tepkisinin oluşturulmasını istediğine dikkat çeken Serpil, tutsakların hukukla ilgisi olmayan kişilerin ekstra cezalandırmalarda söz sahibi olduğunu aktardıklarını, müzakere istediklerini dile getirdi. Serpil, tutsakların hukuk çerçevesinde çözümler aranmasını istediğini kaydederek, şöyle dedi: “Normal koşullarda sonucu bekleyecektim, isim vermeyecektim. Yine de iyi niyet bekliyorum ama samimi bir yaklaşımla karşılaştığımız söylenemez. Biz meseleleri anlatıyoruz ama karşıdakine geçtiğini göremedim. Bize pembe tablolar öne sürüyorlar. Adalet kurumunu da duyarlılığa çağırıyoruz. Defalarca bu cezaevi ile görüştük ama ilerleme kaydedemiyoruz. Çözülene kadar da duyarlı olup kamuoyu olarak tepkileri ortaya koyacağız.”   ‘S Tipleri’ne karşı duyarlılık artmalı’   Serpil, son olarak Bodrum S Tipi Cezaevi’nde ve Antalya Manavgat S Tipi cezaevlerinde ağırlaştırılmış ceza verilen tutsakların koşullarının ağır olduğuna işaret ederek, “Suphi İsmail iki bacağı olmamasına ve ‘tek başına kalamaz’ raporuna rağmen Bodrum S Tipi’nde kalıyor. Buna benzer çok hak ihlalleri var. Demokratik kamuoyu S Tipleri’ne yönelik çalışmalar artırılmalı” çağrısı yaptı.