Uluslararası kurumlar kimyasala kör sağır dilsiz! 2023-01-05 09:01:41     HABER MERKEZİ - Türkiye’nin uzun yıllardır kullandığı kimyasal silaha dair birçok farklı kesim tarafından tepkiler gelmeye devam ederken,  “savaş suçu” olmasına rağmen kullanımı sürdürülen kimyasala dair görüntülerin incelenmesi için çağrılara karşı ise uluslararası sessizlik hakim.    Türkiye’nin Güney Kurdistan’a yönelik başlattığı saldırılar esnasında HPG’lilere dönük kimyasal silah kullan Türkiye, tüm bulgulara rağmen savaş suçu işlediğini reddetmeye devam ediyor. Kimyasal silah kullanımına dair bilimsel değerlendirme yapan Şebnem Korur Fincancı tutuklanırken, HPG kimyasal kullanıma dair belgeledikleri görüntüleri paylaşma çağrısı yaptı.   Türkiye’nin Güney Kurdistan’a bağlı Zap, Metina ve Avaşin’e yönelik 17 Nisan’da farklı bir boyuta evrilerek sürdürdüğü saldırılar devam ederken, bugüne kadar da herhangi bir sonuç elde edilemedi. 2022 yılı boyunca bölgeye dönük 3 bin 280 defa kimyasal silah ve yasaklı bombalar ile saldırı düzenlenirken, bu saldırılar sonucunda 301 HPG’li yaşamını yitirdi, 6 kişi ise alıkonuldu. Sadece kimyasal silah kullanmayan Türkiye aynı zamanda 4 bin 527 kez savaş uçağı, 5 bin 701 kez de helikopterle saldırı düzenledi. Kimyasal ve yasaklı silah saldırısında 55 HPG’li yaşamını yitirdi.    İlk kimyasal silah kullanan ülke Almanya   Kürtlere yönelik kimyasal ve yasaklı silah kullanımı yıllardır devam ederken, uluslararası örgütlerin de sessizliği ile daha fazla kullanılmasına yol açtı.    Kimyasal silah ilk önce Almanya tarafından 1915’te kullanıldı. Almanya, ürettiği zehirli silahları, Polonya’daki Bolimow bölgeleri yakınlarında dönemin Sosyalist Sovyet Cumhuriyetler Birliği’ne (SSCB) bağlı güçlere karşı kullandı. Almanya sonrasında ise Fransızlara karşı zehirli klor gazı kullandı. Her iki saldırıda da binlerce asker yaşamını yitirdi.    100 bin ton kimyasal kullanıldı   Almanya’yı bu süreçte Amerika Birleşik Devletleri (ABD) izledi. ABD, 1917’de kendi geliştirdiği kimyasal silahları Almanlara karşı kullandı. Böylece bu dönemde Almanya, Fransa ve İngiltere’nin kimyasal silah kullanımından dolayı 1 milyondan fazla insan yaşamını yitirdi. Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü’nün (OPCW) istatistiklerine göre, savaş sırasında yaklaşık 100 bin ton kimyasal silah kullanıldı, en az 100 bin kişi yaşamını yitirdi, bir milyondan fazla kişi ise yaralandı.    Vietnam savaşında kullanıldı   Tarih 1955’i gösterdiğinde ise ABD’nin Vietnam’a saldırması ile başlayan savaşta kimyasal silah kullanıldı. 20 yıl süren savaş sırasında, “Bitki öldürücü” olarak bilinen gazlar hem can kaybına nedne olurken, hem de bölgedeki doğaya ciddi oranda zarar verdi. Vietnam hükümetine göre, kimyasal silahlar, 400 bine yakın ölüme ve bir buçuk milyon doğumda sorunlar yaşanmasına neden oldu.    Halepçe katliamı   Kimyasal silah kullanımı bu kez de Kürtlere dönüktü.  Güney Kurdistan ile İran sınırı yakınlarında bulunan Halepçe’de 16 Mart 1988’de yaşanan savaşın sonlarına doğru Saddam Hüseyin, Kürtlere karşı kimyasal silah kullanımına izin verdi. Böylece Irak ordusuna bağlı savaş uçakları, Halepçe’yi  zehirli gazlarla bombardıman altına aldı.    Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) verilerine göre, elma kokusunu andıran kimyasal gazdan etkilenen 5 bini aşkın kişi yaşamını yitirirken, 7 binden fazla kişi yaralandı. 61 bin 200 kişi ise kimi uzuvlarını kaybetti.    Dersim Katliamı’nda kimyasal gaz kullanımı   Kimyasal silah kullanımına karşı gelen tepkiler ve itirazlar yetersiz kalırken, Türkiye, Cenevre Protokolü’nün imzalanmasının üzerinden yıllar sonra ilk kez kimyasal silah kullanan Almanya’ya tonlarca kimyasal gaz siparişi verdi. Türkiye’nin sipariş ettiği gazlar, 1938’de Dersim Katliamı’nda kullanıldı. Birçok tanık ve belgelere rağmen, kimyasal kullanımına karşı tek bir adım atılmadı.    Kimyasal silahın hedefi PKK’liler oldu   Dersim Katliamı’nda kimyasal kullanımı, yıllar sonra tanık ve belgelerle ortaya çıkmasına rağmen, Türkiye kullanmaya devam etti. Sivil halka dönük kimyasal silah kullanımına ara vermeden devam eden Türkiye, bu seferde PKK’ye yönelik kullanmaya başladı. 17 Mayıs 1994 yılında Semsûr’un  (Adıyaman)  Bêzar Dağı’nda 22’si öğrenci toplamda 28 kişi kimyasal silah kullanımı ile yaşamını yitirdi. 1999 yılında ise Şirnex’in Bilika köyü yakınlarında PKK’lilere yönelik kimyasal silah kullanıldı. Kimyasal kullanımından dolayı 20  PKK’li yaşamını yitirdi. 2009 yılında da Colemêrg’in (Hakkari) Çelê ilçesinde 8 HPG’li  kimyasal kullanımından dolayı hayatını kaybetti.    Almanya’da laboratuvarda yapılan incelemenin sonucunda katliamda kullanılan gazın öldürücü kimyasal gaz olduğu açığa çıktı.    Kazan Vadisi   Yine Çelê’de bulunan Kazan Vadisi’nde 22-24 Ekim 2011 tarihleri arasında yapılan bombardıman sonucunda 36 HPG’li yaşamını yitirdi.  Olay yerine giden ulusal ve uluslararası heyetler, yanmış ve paramparça olmuş cenazelerle karşılaştı. Bulgular ve tespitlerin tümü HPG’ilerin kimyasal silah saldırısı sonucu yaşamını yitirdiği yönünde olmasına rağmen tek bir adım ve araştırma yapılmadı.    Türkiye’nin kimyasal silah kullanımına dair rapor   Dönemin Genelkurmay Başkanlığı, Kazan Vadisi’ndeki olaydan sonra “Envanterimizde kimyasal silah bulunmuyor” açıklaması yaptı. Ancak 6 Aralık 2004’te yayınlanan “Sunshine Project Ülke İncelemeleri-No. 3 Türkiye’deki Biyolojik ve Biyokimyasal Silahlara ilişkin Araştırmalar Üzerine Bir İnceleme” raporunda bunun doğru olmadığı çok sayıda bilgi ve belge ile ortaya çıkmıştı. Raporda, “Türk Silahlı Kuvvetleri askeri çarpışma durumlarında, göz yaşartıcı gaz gibi sözde ‘ölümcül olmayan’ kimyasal silahlar kullanmıştır ve olasılıkla halen kullanmaktadır. En az bir olayda, silahlı Kürtlere karşı yürütülen ve 20’sinin ölümüne yol açan bir operasyonda göz yaşartıcı gaz el bombaları (grenades) kullanılmıştır. Bu olayda, ‘ayaklanma kontrol ajanlarının savaşta kullanımı’nı açıkça yasaklayan Kimyasal Silah Anlaşması çiğnenmiştir” ifadelerine yer verildi.   Efrîn’de de kullanıldı    Altına imza attığı uluslararası sözleşmelere uymayan Türkiye, saldırdığı birçok alanda kimyasal silah kullanımına devam etti. Yaşanan sessizlik karşısında 2018 yılında Türkiye’nin Efrîn’e yönelik saldırısında bir köyde kimyasal silah kullandığı ortaya çıktı. Kimyasal silah kullanımından dolayı 6 kişi yaşamını yitirdi. 9 Ekim 2019’da ise Serêkaniyê’ye yönelik operasyonda da kimyasal kullanıldığına dair görüntüler ortaya çıktı. Özerk Yönetim tarafından duyurulan konu, uluslararası kamuoyunun da gündemine girdi. Serêkaniyê’de Mihemed Hemide isimli 13 yaşındaki çocuğun vücudunun tamamının fosfor bombasından dolayı yandığına dair görüntülerin servis edilmesinin ardından uluslararası kamuoyundan ciddi tepkiler geldi.    Metina, Zap ve Avaşin’e dönük kimyasal silah   Kimyasal silah kullanıma bir süre ara veren Türkiye, Güney Kurdistan’a dönük 2018 yılından sonra başlattığı saldırılarda yeniden kimyasal silah kullanmaya devam etti. Garê’ye dönük 14-15 Şubat 2021 yılları arasında gerçekleşen “rehine kurtarma operasyonunda” yasaklı silahlar kullanıldı. Konuya dair açıklama yapan HPG, inceleme için bölgede bağımsız heyetlerin inceleme yapmasını istedi. HPG’nin saldırılara dair açıkladığı 6 aylık bilançoda, 14 Nisan-14 Ekim tarihleri arasındaki Türkiye’nin 2 bin 467 kez yasaklı bomba ve kimyasal silah kullandığına dikkat çekildi. Taktik nükleer, termobarik ve fosfor bombalarının kullanıldığı belirtilen açıklamada, Ağustos, Eylül ve Ekim aylarında kimyasal silah kullanımı sonucu Zap’ın Şikefta Birîndara alanında 9, Karker alanında 5 ve Avaşîn’in Werxelê alanında 3 HPG’linin hayatını kaybettiği belirtildi.   Bilimsel değerlendirmeden dolayı hedef gösterildi    Türkiye’nin Zap, Metina ve Avaşin’e dönük kimyasal silah kullanımına dair 2022’de yayınlanan görüntülerin ardından Medya Haber’e değerlendirmelerde bulunan Türk Tabipler Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, sinir sistemini bozan kimyasal silah kullanımına dair etkili bir soruşturma ve bağımsız heyetlerin araştırma yapılmasına izin verilmesi gerektiğine dair bir değerlendirmede bulundu. Şebnem, bilimsel değerlendirmelerinin ardından iktidar çevresi tarafından hedef gösterildi. Hemen ardından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hakkında soruşturma başlatılan Şebnem 26 Ekim 2022 yılında gözaltına alınarak tutuklandı. Şebnem hakkında üst sınırdan hapis cezası talep edildi.    ‘Görüntüleri verebiliriz’   Kimyasal kullanımına dair Türkiye’nin “Envanterimizde böyle bir şey yok” sözlerine rağmen, HPG, Fırat Haber Ajansı’nda 27 Aralık 2022’de yayınlanan açıklamasında, 11 üyelerinin kimyasal kullanımından dolayı yaşamını yitirdiğini duyurdu. Açıklamda, söz konusu olayın, 5 Kasım günü savaş tünellerinde yaşandığı, 11 HPG ve YJA-Star üyesinin yaşamını yitirdiği paylaşıldı. Açıklamada, burada kullanılan kimyasal silahın görüntülenerek belgelendiği ifade edildi. Açıklamada ayrıca, “Bu görüntüleri kamuoyu ile paylaşmayı şu an için uygun görmemekle beraber, inceleme yapacak ve Türk devletinin savaş suçlarını teyit edebilecek ilgili kurumlara verebileceğimizi belirtiyoruz. Bu yoldaşlarımızın şehadete ulaştığı yerin Başurê Kurdistan’ın Amediye ilçesinin Şêladizê nahiyesine bağlı Saca Köyü yakınında olduğunu, gelmek isteyenlerin rahatlıkla ulaşabileceklerini ve inceleme yapmak isteyenlere imkanlar dahilinde yardımcı olabileceğimizi beyan ediyoruz” çağrısı yapıldı.   Barış Kampanyası'ndan kimyasal silah raporu   Öte yandan Kurdistan’da Barış Kampanyası (PEACE IN KURDISTAN CAMPAİGN)  2022 yılının Mayıs ayına dair bir rapor yayınladı. Raporda, Güney Kurdistan’da bulunan gazetecilerin araştırmaları ve halk tarafından edinilen bilgilere, doktorlarla yapılan görüşmelere yer verildi.  Raporda, “Güvenlik, Komplo ve Yolsuzluk: Tük savaş suçları ve kimyasal silah kullanımına ilişkin bölgeden bir rapor” isimli alt başlıklar oluşturuldu.     Bölgedeki halk: Kimyasal silah kullanıldı   Türkiye’nin küresel sessizliği sağlamak için Güney Kurdistan kentlerine yönelik bir yılı aşkın bir süredir operasyonlar gerçekleştirdiği ifade edilen raporda,  kimyasal silah kullanımına dair bölgeye gitmek isteyen heyetlerin engellenmelerine rağmen, bölgedeki sağlık görevlileri, peşmergeler, STK'lar, Kürt yetkililer ve köylülerin, kimyasalların kullanıldığını açıkça ifade ettiği belirtildi. Ayrıca, sağlık görevlilerinin kimyasal silaha maruz kalan insanların raporlarını değiştirmeye zorlanma tehdidi ile karşı karşıya kalındığı ifade edildi.   İngiltere Türkiye’ye 70 adet fosforlu silah sattı   İngilterenin eski başbakanı Boris Johnson’un 2019 yılının Haziran ayında iktidara gelmesinden bu yana yaklaşık 77 milyon sterlinlik satış gerçekleştirdiğine dikkat çekilen raporda, aynı yıl içerisinde İngiltere’den Türkiye’ye 70 adet fosforlu mühimmat ruhsatı verildiği ifade edildi.  Raporda ayrıca 2021 yılının Ekim ayında Türkiye’nin Güney Kurdistan’a dönük başlattığı saldırıların yaşandığı yakın bölgelerde yaşayan 548 kişide “bulanık görme, gözlerde yaşarma, baş ağrısı, burun kanaması ve kızarıklık”  gibi sağlık sorunları yaşandığı kaydedildi.   OPCW’in sessizliği   1993 yılında dünyanın ilk çok taraflı silahsızlanma anlaşması olan Kimyasal Silahlar Sözleşmesi (CWC), BM tarafından imzaya açıldı. Son sözleşme 29 Nisan 1997'ye kadar imzaya açık kaldı. 1997'de OPCW kuruldu. Türkiye'nin de aralarında bulunduğu 180'i aşkın ülkenin üyesi olduğu OPCW, senede bir sözleşmeye taraf olan ülkelerin toplandığı konferans için toplanıp, sözleşme gereği ülkelerin faaliyetlerine yönelik bulgu, iddia ve araştırmaları görüşüyor. OPCW ayrıca "dünyayı kimyasal savaş tehdidinden güvenli hale getirmeyi" amaçlıyor.   Türkiye’nin Kurdistan’da kullandığı kimyasal silah kullanımına dair yapılan eylemler, tepkilere rağmen OPCW tek bir adım atmış değil. “OPCW’ye ‘kimyasal sessizliğini’ sorduk” başlıklı haberimizden de anlaşılacağı gibi, OPCW, dünyayı kimyasal savaş tehdidinden güvenli hale getirme” vizyonunu bir kez daha Kürt halkına dönük gerçekleştiremediğini gösterdi.     OPCW'nin sessizliği haberine buradan ulaşabilirsiniz.