‘Cezaevlerinde hukuk dışı uygulamalardan derhal vazgeçilmeli’ 2022-12-13 13:11:33     AMED - Meslek ve sivil toplum örgütlerinin cezaevlerindeki hak ihlalleri ve hasta tutsaklara ilişkin Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevi önünde yaptıkları açıklamada “Hapishanelerde mahpuslara yönelik temel hakları sınırlayıcı ve ihlal edici keyfi ve hukuk dışı uygulamalardan derhal vazgeçilmeli” denildi.    İnsan Hakları Haftası kapsamında İnsan Hakları Derneği (İHD), Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD), Rosa Kadın Derneği, Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Hukuki ve Dayanışma Dernekleri Federasyonu (MED TUHAD-FED), Mezopotamya Dil ve Kültür Araştırma Derneği’nin (MED-DER) Demokratik Bölgeler Partisi (DB), Halkların Demokratik Partisi (HDP) ve çok sayıda sivil toplum ve meslek örgütü cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine ilişkin, Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevi önünde açıklama yaptı. Açıklama metnini MED-DER Eşbaşkanı Rıfat Roni okudu.   ‘İnsanlık dışı muameleler yapılmaktadır’   Cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerinin giderek attığını belirten Rıfat, “Türkiye hapishanelerindeki mahpus nüfusunda her geçen gün ciddi bir artış yaşanmaktadır. Bu artış, yaşanan ihlallerin katlanarak büyümesine neden olurken, var olan sorunların tespiti ve çözümünü zorunlu hale getirmektedir. 2017 yılından itibaren yürürlüğe giren yasalarla birlikte sınırlamalar artırılmış, defacto uygulamaların etki alanları genişlemiştir. Hapishaneler bu süreçten olumsuz etkilenmiş ve temel hak ve hürriyetlerin kullanımına ciddi sınırlamalar getirilmiştir. Hapishaneler, başta muhalifler olmak üzere siyasi iktidar tarafından ‘tehlikeli’ olarak değerlendirilen insanların tutulduğu mekânlar haline gelmiştir. İşkence, insanlık dışı ve kötü muamele, yalnızca politik mahpuslara değil; insanlık onuruna aykırı tutulma halini reddeden adli mahpuslara karşı da bir yöntem olarak uygulanmaktadır. Hapishanelerde ‘insanca’ yaşamı sağlamak için getirilmiş ‘asgari standart’ kurallar vardır. Özgürlüğünden yoksun bırakılan herkese, insan haklarının gerektirdiği gibi saygılı davranılmalıdır” dedi.   Rıfat, açıklamanın devamında şu sözlere yer verdi:   “İnsan hakları ihlallerinin en çok yaşandığı alanlardan biri olan hapishanelerde; mahpusların tutuldukları fiziki koşullardan, dış dünyayla iletişimlerine; mahpusların kendi aralarında sosyalleşmesinden, ifade özgürlüğüne, aile görüş hakkının sağlanmasına kadar geniş bir çerçeveyi kapsayan mahpus haklarının yaygın ve sistematik bir şekilde ihlal edildiği, mahpusların keyfi ve hukuk dışı disiplin cezalarına maruz bırakıldığı gözlenmektedir. İnsanın en temel hakkı ‘yaşam hakkıdır.’ Bu hak hiçbir koşul ve durumda engellenemez ve askıya alınamaz. İnsanların bulundukları her ortamda insan onuruna yakışır bir yaşam sürmeleri bütün insan hakları metinlerinin temelini oluşturur. Yaşam hakkının korunmasının temel kriterlerinden biri de kişinin sağlık hizmetlerine ayrımsız ulaşabilmesi, yani sağlık hakkıdır. Bu hak, hapis cezası verilmiş kişiler için de geçerlidir. Hapsedilmiş olmak kişinin sağlık hakkını ortadan kaldırmaz.   Sağlığa erişim engelleniyor   Hasta tutsakların sağlığa erişim hakkı engelleniyor. Hasta mahpuslar, Türkiye’nin ceza infaz sistemi içerisinde en yakıcı ve önemli sorunlardan birini oluşturmaktadır. Türkiye hapishanelerinde sağlığa erişim hakkının engellenmesi, kelepçeli muayene dayatması, revire geç çıkarılma, hastane sevklerinin geç yapılması ya da yapılmaması… Hapishanede çalışan sağlık personel sayılarının yetersiz olması sağlık problemi olan mahpusların durumunu kötüleştirebilmekte ve yaşam hakkı ihlaline yol açabilmektedir. Türkiye gündemini uzun zamandır meşgul eden ve bir türlü çözülemeyen hasta mahpusların sağlık hakkına erişim hakkının kullandırılmaması ile tahliye edilmemesi sorunu, hapishanelerde son dönemlerde yaşanan can kayıpları ile kendini daha görünür kılmıştır. 2022 yılı içerisinde, aralarında hasta mahpusların bulunduğu asgari 50 kişi hapishanelerde yaşamını yitirmiş, iki hasta mahpus tahliye edilmesinden kısa bir süre sonra hayatını kaybetmiştir.   Tutsakların hakları engellenmekte   İHD tarafından açıklanan verilere göre Türkiye hapishanelerinde halen 651’i ağır olmak üzere toplam 1517 hasta mahpus bulunmaktadır. Hapishanelerde yaşlı mahpuslar, ağır kalp ve kanser hastaları, çoklu kronik rahatsızlıkları bulunanlar, ağır psikolojik rahatsızlıkları olanlar ve yaşamını tek başına devam ettiremeyen yüzlerce ağır hasta mahpusun sağlığa erişim hakları ihlal edilmekte, tedavileri engellenmekte ve infaz erteleme talepleri reddedilmektedir. Hapishanede yaşamını tek başına idame ettiremeyecek derecede ağır hasta olan mahpuslar hakkında Adli Tıp Kurumu tarafından hazırlanan taraflı ve bilimsel gerçeklikten uzak raporlar nedeniyle hasta mahpusların hapishanede geçirdikleri süreler uzamakta ve hastalıkları ilerlemektedir.   Sağlık sebebiyle infazın ertelenmesi kararlarında Cumhuriyet Savcıları’nın ve kolluk güçlerinin takdir yetkisi kaldırılmalı, hastanelerin verdiği raporlar esas alınarak cezaların infazları ertelenmelidir. Hasta mahpusların infaz ertelemesi önündeki ‘toplum güvenliği bakımından tehlike’ kriteri kanundan çıkarılmalıdır.    Durumun takipçisi olacağız   Hapishanelerde mahpuslara yönelik temel hakları sınırlayıcı ve ihlal edici keyfi ve hukuk dışı uygulamalardan derhal vazgeçilmeli; hukuka aykırı fiilleri gerçekleştiren kamu görevlileri hakkında etkin soruşturma mekanizmaları işletilmelidir. İhlallerin takipçisi olacağımızı belirtiyor, yaşanan hak ihlallerin bir an evvel sonlandırılması için herkesi sorumlu olmaya davet ediyoruz.”   Açıklama, alkışlarla son buldu.