Ege’de binlerce kadın ‘Jin jiyan azadî’ dedi 2022-11-25 21:19:26   HABER MERKEZİ - Ege kentlerinde 25 Kasım dolayısıyla alanlara çıkan binlerce kadın, “Jin jiyan azadî” sloganını yükseltirken, “Savaşa hayır” dedi.    Ege’deki kentlerde ve ilçelerde 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla açıklama ve yürüyüşler gerçekleştirildi. 25 Kasım mesajlarının yer aldığı pankart ve dövizlerle alanları dolduran binlerce kadın, özgürlük ve eşitlik taleplerini yükselterek “Jin jiyan azadî” sloganını haykırdı.   İzmir   İzmir Kadın Platformu’nun çağrısıyla düzenlenen gece yürüyüşü Kıbrıs Şehitleri Caddesi’nde üzerinde bulunan Sevinç Pastanesi önünden başladı. Feminist kadınlar ise Alsancak Garı önünden Kıbrıs Şehitleri Caddesi üzerinden yürüyerek kitle ile buluştu. Buradan başlayan yürüyüş ÖSYM binası önünde son buldu. “Eşitlik özgürlük laiklik için ayaktayız” yazılı pankartın taşındığı eylemde kadınlar “Jin jiyan azadî”, “Özsavunma haktır yargılanamaz”, “Bijî berxwedana Rojava”, “Erkek vuruyor devlet koruyor”, “Deniz Poyraz ölümsüzdür”, “ Bijî berxwedana jinan” sloganları atıldı. Açıklamaya Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay, Barış Anneleri, Deniz Poyraz’ın annesi Fehime Poyraz da katıldı. Basın metninin Kürtçesini Emine Bozdağ, Türkçesini Aylin Aker okudu.   ‘Şiddet erkek devlet tarafından örgütleniyor’   Tüm dünyada kadına yönelik şiddetin devlet şiddetiyle iç içe geçtiği ifade edilen açıklamada, Türkiye’de de şiddetin erkek-devlet tarafından örgütlendiği belirtildi. Tek adam rejiminin erkek egemen söylemlerle şiddeti sıradanlaştırdığı kaydedilen açıklamada, “İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılması, nafaka hakkının kısıtlanmak istenmesi, boşanmalara arabuluculuk uygulamaları, şiddet faillerine cezasızlık politikası ve iyi hal indirimleriyle kadına yönelik erkek şiddetini ve kadın katliamlarını körüklüyor. Artan enflasyon, her gün her şeye gelen zamlar bir yandan yoksulluğu, diğer yandan kadınların ev içi yüklerini artırıyor. Artan yoksulluk ise kadınlara fiziksel, psikolojik, ekonomik şiddet olarak dönüyor.  Kadınlar şiddet dolu birlikteliklere mahkum edilirken, kadın cinayetleri artıyor” sözleri yer aldı.   ‘Kadınlar insanca yaşamak istiyor’   Kadınların barınamadığı, geçinemediği ve sağlıklı yaşayamadığı vurgulanan açıklamada, kadınların ucuz ve güvencesiz işlerde, sendikalaşma hakkının engellendiğine değinilerek, “Grev ve direnişlere öncülük eden kadınlar hedef gösteriliyor. Kadınlar ev bulamadığı ya da kirasını karşılayamadığı için şiddet dolu aile- evlilik çemberi içine geri dönmek zorunda kalıyor.  Sağlık hakkımız gasp ediliyor, ped, tampon gibi hijyen ürünleri yüksek KDV oranlarıyla ulaşılamaz hale geliyor. Biz kadınlar sadece yaşamak değil, insanca yaşamak istiyoruz. Her kadına güvenceli iş ve çocukların sağlıklı koşullarda büyümesi için her iş yerine kreş istiyoruz” denildi.   ‘Ataerkil aileyi reddediyoruz’   Açıklamada, ekonomik kriz ve hoşnutsuzluk büyüdükçe tek adam rejiminin dinci, ırkçı, ayrımcı politikalara sarıldığına işaret edilirken, “Baş örtüsü tartışmaları üzerinden kadınların anayasal hakları gasp edilmek isteniyor. Kutsal aile, dini değerler, gelenek görenek diyerek kadınlar ataerkiye mahkum ediliyor, LGBTİ+’lar hedefe konuyor. İstanbul Sözleşmesi'ni toplum ahlakı bahanesi ile fesheden siyasi iktidar LGBTİ+’ları geleceksizliğe, işsizliğe, yoksulluğa, toplumsal dışlanmışlığa, nefret cinayeti kurbanı olmaya, intihara sürüklüyor. Bizi hapsetmek istedikleri cinsiyet kalıplarını, bizi içinde boğdukları o ataerkil aileyi reddediyoruz. Erkek egemen sistem için kârlı olanı değil, özgürlüğümüzü seçiyoruz” ifadeleri kullanıldı.   Üniversiteli kadınlar ‘makul kadın’ zorlamasına direniyor   Genç kadın işsizliğinin had safhada olduğu, eğitim hakkının erişilmez olduğu, yeterli yurt sağlanmadığı belirtilen açıklamada, erkek egemenliğine karşı ses çıkartan genç kadınların ise baskıya maruz kaldığı ifade edildi. Açıklamada devamla şunlar dile getirildi: “Sözde barınma ve güvenlik tedbirleri adı altında yayınlanan faşist genelge ile de kadınlar olarak örgütlenmemiz, yan yana gelmemiz, dayanışma göstermemiz engellenmeye çalışılıyor. Paralı ve cinsiyetçi eğitim sisteminin çarkları arasında ezilen genç kadınlar mücadeleye atıldığında erkek devlet şiddeti ile karşı karşıya kalıyor. Kadın Üniversitesi projesi ile genç kadınlar toplumsal üretimden, bilgi üretim süreçlerinden tecrit edilmek isteniyor. Erkek egemen eğitim sistemi genç kadınlara itaat etmek dışında bir şey öğretmiyor. Erkek egemen faşist sistemin makbul kadınları olmayı reddediyoruz. Özgürlüğümüz için tüm genç kadınları örgütlü mücadeleye çağırıyoruz.   Korku politikaları kadınları susturamıyor   Sansür yasasıyla sesimiz kısılmak isteniyor, polis şiddeti ve taciziyle, erkek yargı kararlarıyla korku politikaları en çok da kadın özgürlük mücadelesini engellemek için sürdürülüyor. Meslek onuruna yakışan bir tutum alan ve Türkiye'nin kimyasal silah kullanıp kullanmadığının araştırılmasını isteyen TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı tutuklanıyor. Mücadele eden, dayanışan, söz söyleyen kadın avukatlar, aktivistler kriminalize ediliyor. Karşılaştığımız polis şiddeti ve tacizi, karakolların birer işkence haneye dönmüş olması, mahkemeler kadın katillerini adeta ödüllendirirken, politik kadınların mesnetsiz iddialarla tutuklanmaları ve cezaevlerinde artan işkenceler hepsi ama hepsine sözümüz var.  Korku politikaları, baskı ve işkencelerinize karşı kadınlar susmuyor.   Savaş kadın ve çocukları hedef alıyor   Tek adam rejimi kaybettiğini gördükçe savaş politikalarına sarılıyor. Savaş politikaları en çok kadın ve çocukları hedef alıyor. Mülteci kadınlar vahşi koşullarda çalışmak zorunda bırakılıyor. Siyasiler tarafın sistematik şekilde hakarete uğruyor ve taciz ediliyor. Kürt kadınlar hedefe konuluyor, özgür basın emekçisi Nagehan Akarsel, Deniz Poyraz başta olmak üzere kadınlar katlediliyor. Seçim politikalarının bir parçası olarak halkların üzerine bomba yağdırılıp toplum terörize ediliyor. Bu savaşta yine en çok kadın ve çocuklar zarar görüyor.   Gücümüz örgütlülüğümüz: Jin jiyan azadî   Eşitlik ve özgürlük, laiklik ve barış  için örgütlü mücadele dışında bir seçeneğimiz yok. Bizi korkutmaya, sindirmeye, yaşamdan izole etmeye çalışanlara bir kez daha bu sokaklarda meydan okuyoruz. İran'da faşist molla rejimi tarafından Jîna Mahsa Amini'nin katledilmesiyle başlayan özgürlük mücadelesiyle bir kez daha yükselen ve dünyanın her yerinde yankılanan sesi duyuyor ve büyütüyoruz ve bu 25 Kasım'da tekrar ediyoruz; Jin jiyan azadî.”   Aydın   Aydın'da kadınlar Kadın Dayanışma Platformu çağrısıyla Aydın Kent Meydanı’nda bir araya geldi. "Eşit, özgür, şiddetsiz ve sömürüsüz bir yaşam için isyandayız" pankartı açılan açıklamaya çok sayıda kadın katıldı. Kadın Dayanışma Platformu adına okunan metinde "Rojava'da DAİŞ karanlığına direnen, Arjantin’de ‘Bir kişi daha eksilmeyeceğiz’ diyerek adliye binasını ateşe verenleriz. Kürtaj yasaklarına karşı Polonya’da, ABD’de ‘benim bedenim benim kararım’ diyen milyonlarız. ‘İstanbul Sözleşmesi bizimdir!’ diyerek Türkiye'nin tüm kentlerinde sokakları terk etmeyenleriz. ‘İtaat et, rahat et!’  diyenlere inat, isyan ediyoruz, örgütleniyoruz ve mücadele ediyoruz. Baskılara boyun eğmiyor, kadın katliamlarına, yoksulluğa, militarizme, homofobiye, doğa ve yaşam alanlarımızın talanına karşı direnişlerde en önde yer alıyoruz" vurgusu yapıldı.   Slogan ve erbaneler eşliğinde program devam ederken, sanatçı Zelal Ünzile ezgiler seslendirdi.   Kente bağlı Didim ve Kuşadası ilçelerinde de kadınlar şiddete karşı yürüyüş gerçekleştirdi.   Manisa   Manisa Kadın Platformu da 25 Kasım’da Manolya Meydanı’nda basın açıklaması yaptı. Açıklamayı okuyan Ayşe Dubaz, şu ifadeleri kullandı: “Erkek egemen düzeninin politikalarını söylem ve uygulamalarını teşhir edecek, tacizin, mobbingin, şiddetin tüm biçimlerine karşı evde, sokakta, işyerlerimizde mücadeleyi daha da yükselteceğiz. Baskılara boyun eğmiyor, kadın katliamlarına, savaşlara, yoksulluğa, militarizme, homofobiye, doğa ve yaşam alanlarımızın talanına karşı direnişlerde en önde yer alıyoruz. Bir kişi daha eksilmemek için, bize sınırlar çizmeye çalışanlara ‘fıtratımızda özgürlük var!’ demek için 25 Kasım'da alanlardayız.”   Muğla   Bodrum Kadın Dayanışma Derneği ise Tepecik Camii Meydanı’ndan Kadın Ağacı’na kadar Feminist Gece Yürüyüşü düzenledi. "Şiddetsiz bir yaşamı feminist mücadele yaratacak" pankartı açılan açıklamada "Dayanışma sokaklarda, vazgeçmiyoruz", "Dik duran kadınlara hepinizi alıştıracağız" ve "Haklı şiddet yoktur" dövizleri taşındı. Basın açıklamasını okuyan Bodrum Kadın Dayanışma Derneği’nden Zeynep Dinçer, “Kadınlar birlikte, birlikte güçlü diyoruz ve söylemeye, bir araya gelmeye, mücadeleyi şartlar ne olursa olsun sürdürmeye devam edeceğiz" dedi.   Kentin Menteşe, Milas, Datça ve Fethiye ilçelerinde de kadınlar şiddete karşı sokağa çıkarak yürüyüş gerçekleştirdi.   Denizli   Denizli Kadınlar Birlikte Güçlü 25 Kasım için Candoğan Parkı'nda bir araya geldi. “Jin jiyan azadî”, “Erkek adalet değil gerçek adalet”, “Kadın yaşam özgürlük”, “Geceleri de sokakları da meydanları da terk etmeyeceğiz” sloganları atıldı. Burada gerçekleştirilen basın açıklamasında da kadınlar, erkek-devlet şiddetine karşı mücadelenin süreceğinin altını çizdi.   Bursa   Öte yandan Bursa Kadın Platformu da Osmangazi ilçesinde bulunan Fomara Meydanı’nda bir araya geldi. “Kadınlar, yoksulluğa, güvencesizliğe, şiddete karşı yürüyor” pankartı açan kadınlar ellerinde “Söyleyecek sözümüz, değiştirecek gücümüz var”, “Kadın cinayetleri politiktir” gibi çok sayıda döviz taşıyarak sık sık meydanda “Jin jiyan azadî”, “Suma haykır kadınlar öldürülmesin”, “Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz sloganları attı. Sloganlar eşliğinde Kent Meydanı’na yürümek isteyen kadınlara polis saldırarak ablukaya aldı. Uzunca bir süre burada abluka altında tutulan kadınlar, slogan atmaya devam etti. Polisin engeli sonrası kadınlar polis barikatını protesto ederek açıklamalarını burada yapacaklarını söyledi. Platform adına hazırlanan açıklamanın Türkçesini Hülya Ağ, Kürtçesini de Halkların Demokratik Partisi (HDP) Bursa Kadın Meclisi Sözcüsü Zeynep Bozkurt okudu.    ‘İsyanı büyütüyoruz’   AKP-MHP ittifakının, yıllardır kadın mücadelesinin kazanımlarını hedef alan politikaları hayata geçirdiğini belirten Hülya Ağ, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de kadınların diktatörlere karşı örgütlenerek direndiğini ve isyan ettiğini aktardı. İran’da “ahlak” polisleri tarafından katledilen Jîna Emînî için ülke çapına yayılan eylemlere de dikkat çeken Hülya, “İran’da özgürlüğü için mücadele eden, yaşamları ellerinden alınan, idamla yargılanan kadınların her bir saç teli için isyanı büyütüyoruz. İran’da, Türkiye’de dünyanın her yerinde yaşamlarımızı karartmak isteyenlere karşı ‘Jin jiyan azadî’ çığlığını bir gökyüzü gibi büyüterek erkek ve devlet şiddetine karşı haklarımızdan ve hayatlarımızdan vazgeçmediğimizi bir kez daha söylüyoruz” ifadelerini kullandı.    Eylem yapılan konuşmaların ardından sloganlarla son buldu.