28 avukattan İmralı için barolara başvuru 2022-11-23 18:17:19     ANKARA- ÖHD Ankara Şube’den 28 avukat, İmralı Cezaevi'nde tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan ile Ömer Hayri Konar, Veysi Aktaş ve Hamili Yıldırım ile görüşlerinin engellenmesi üzerine, avukatlık mesleğinin görevlerini yerine getirebilmek için bağlı bulundukları barolara başvuruda bulundu.   Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD), İmralı Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan ve Ömer Hayri Konar, Veysi Aktaş ve Hamili Yıldırım ile avukat görüşünün engellenmesi nedeniyle bağlı bulundukları barolara başvuruda bulundu. 28 avukatın başvurusu arından ÖHD Ankara Şube binasında basın açıklaması gerçekleştirildi. Açıklamayı avukat Şevin Kaya okudu.     3 yıldır görüş engelleniyor           Abdullah Öcalan’ın 3 yıldır avukatlarıyla görüştürülmediğini hatırlatan Şevin, bu  durumun tamamen hukuksuz olduğunu belirtti. Şevin, “İmralı Ada Hapishanesinde ağır tecrit koşulları altında tutulmakta olan Sayın Abdullah Öcalan, Sayın Ömer Hayri Konar, Sayın Veysi Aktaş ve Sayın Hamili Yıldırım’dan bir yılı aşkın bir süredir tüm çaba ve girişimlere rağmen hiç bir şekilde haber bile alınamamaktadır.  Sayın Ömer Hayri Konar, Sayın Veysi Aktaş ve Sayın Hamili Yıldırım İmralı’ya getirildikleri Ocak 2015’ten beri her hafta yapılan başvurulara rağmen avukatlarıyla bir kez dahi görüştürülmemiştir. Sayın Abdullah Öcalan ise avukatlarıyla görüşme hakkından tam üç yıldır yararlanamamaktadır. Kamuoyunun da hatırlayacağı gibi Sayın Öcalan 27 Temmuz 2011’deki avukat görüşmesinden sonra tamamen hukuksuz bir şekilde 2 Mayıs  2019’a kadar bir kez dahi avukatlarıyla görüştürülmemiştir. 8 Kasım 2018 tarihinde, HDP milletvekili Leyla Güven’in ve ardından binlerce siyasi tutsağın süresiz ve dönüşümsüz açlık grevine başlamaları neticesinde, İmralı’da uygulanmakta olan mutlak tecritte bir gedik açılmış, ilki 2 Mayıs 2019, sonuncusu ise 7 Ağustos 2019’da olmak üzere Sayın Öcalan ile beş kez avukat görüşü gerçekleştirilmiştir" ifadelerini kullandı.   Yüzlerce kampanya ve başvuru yapıldı   Cezaevinde tutulan hiç kimsenin ulusal veya uluslararası mevzuata dayanarak avukat görüşünün bu denli engellenmesinin mümkün olmadığının altını çizen Şevin, “Bu istisna halinin yasal olmadığı herkesçe bilinmektedir. Yine İmralı’nın mevcut hukuk sisteminde bir kara delik olarak kullanılmaya çalışıldığı ortadadır. Bizler hem İmralı’da uygulanmakta olan hukuk dışı tecridin aynı zamanda Türkiye’nin en yapısal sorunu olan Kürt meselesinde çözümsüzlük anlamına geldiğinin bilincinde olan ÖHD’li avukatlar olarak, bu kara deliğin daha fazla büyümemesi ve topluma daha fazla sirayet etmemesi için bugüne kadar çeşitli girişimlerde bulunup; 2021 yılı Mayıs ayında bizim öncülüğümüzle başlatılan tecride karşı kampanyada içerisinde çeşitli kurum ve barolardan hukukçuların yer aldığı 768 meslektaşımızın imzalarıyla basına açıklama yapmıştık"  diye hatırlatmada bulundu.    Başvurular yanıtsız bırakıldı   Şevin şöyle devam etti: "Bundan kısa bir süre sonra ÇHD, iHD, CİSST, TiHV, TOHAV gibi kurumlarla birlikte tecridin sona erdirilmesi amacıyla Avrupa Konseyi İşkenceyi Önleme Komitesi’ne (CPT) ortak bir başvuru yaptık. Yine Eş Genel Başkanlarımız hem tecridi konuşmak hem de İmralı’da avukat görüşmesi gerçekleştirebilmek amacıyla Adalet Bakanlığı’na geçtiğimiz aylarda başvuruda bulundular. Son olarak yine bizim girişimlerimizle Avrupa’nın en büyük üç hukuk örgütü ELDH, AED ve Lawyers for Lawyers tecride karşı harekete geçmesi ve İmralı’ya bir ziyaret gerçekleştirmesi amacıyla CPT’ye 5 Nisan 2022’de avukatlar günü vesileyle başvuru yapıp bunu da tüm kamuoyu ile paylaştı. Son olarak 10 haziran 2022 tarihinde 775 avukat ile Bakanlığa haksız avukat görüşü engelinin kaldırılması yönünde başvuruda bulunmuştuk. Üzerinden 5 ay geçmesine rağmen başvurumuza herhangi bir cevap verilmemiştir."   Ağır tecrit koşulları son bulsun   Şevin, 28 avukat olarak bağlı bulundukları barolara başvuruda bulunduklarını dile getirerek, ağır tecrit koşullarının sona erdirilmesini talep ettiklerini kaydetti. Şevin, "Kürt meselesinin demokratik ve barışçıl yollardan çözümü için hazır olduğunu, geçmişte eline geçen her fırsatta ortaya koyan Sayın Öcalan ve İmralı’da tutulan üç tutsağa uygulanmakta olan tecride ve avukat yasağına karşı bundan sonra da meşru hukuk mücadelemizi kararlılıkla sürdürmek adına bu sefer de 28 avukat olarak bağlı bulunduğumuz Baro’lara görevlerini hatırlatarak; İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde bulunan Sayın Abdullah Öcalan, Sayın Hamili Yıldırım, Sayın Ömer Hayri Konar ve Sayın Veysi Aktaş’ a uygulanan ağır tecrit koşullarının sona erdirilmesi, avukat görüş yasağının kaldırılması, müvekkillerin iç hukuk ve uluslararası mevzuattan kaynaklanan haklarının temini ile avukatlık görevinin yerine getirilmesi amacıyla girişim ve başvurularda bulunduk" diye konuştu.   ‘Tüm baroları göreve davet ediyoruz’   Şevin son olarak şunları belirtti: "Zira Avukatlık Kanununa göre Barolar; hukukun üstünlüğünü, insan haklarını savunmak ve korumak, avukatların ortak ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla tüm çalışmaları yürüten, tüzel kişiliği bulunan, çalışmalarını demokratik ilkelere göre sürdüren kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşlarıdır. Uzun yıllardır hapishanede tutulan ve avukatlarıyla görüştürülmeyen Sayın Abdullah Öcalan, Sayın Hamili Yıldırım, Sayın Ömer Hayri Konar ve Sayın Veysi Aktaş’ın süreç içerisinde müvekkillerin avukatları tarafından yapılan tüm hukuki girişimlerin sonuçsuz kaldığı, yerel ve uluslararası insan hakları kurumları, hukuk örgütleri ve sivil toplum kuruluşlarının konuya ilişkin girişimlerinden sonuç alınamadığı ve 775 avukat tarafından Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’na yapılan başvuruya herhangi bir yanıt verilmediği göz önünde bulundurulduğunda avukatlık görevinin ifasını ve müvekkillerin adil yargılanma haklarını teminen başta Türkiye Barolar Birliği olmak üzere tüm baroları göreve davet ediyoruz."