HDP Kadın Meclisi’nden ‘Savaşın kadınlar üzerindeki etkisi’ paneli 2022-11-12 17:00:49       ANKARA -“Savaşın Kadınlar Üzerindeki Etkisini Konuşuyoruz” konulu panelde konuşan HDP Mersin Milletvekili Fatma Kurtulan, “Savaşın tam da ortasında en yoğun döneminde barış mücadelesini kadınlar olarak örgütlenerek her birimizi etkileyen bu sistemden kurtulabiliriz” dedi.   Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında, Tüm Belediye ve Yerel Yönetim Hizmetleri Emekçileri Sendikası (TÜMBEL SEN) Genel Merkez binasında “Savaşın Kadınlar Üzerindeki Etkisini Konuşuyoruz” konulu panel düzenlendi.   “Jin Jiyan Azadi”, “Kadınlar Barışta Israrcı” pankartlarının asıldığı panelin moderatörlüğünü HDP Ankara İl Eşbaşkanı Pakize Sinemillioğlu yaptı. Panele, HDP Mersin Milletvekili Fatma Kurtulan ve Sosyalist Feminist Özgül Saki konuşmacı olarak katıldı. Panele, İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şube eşbaşkanları ve yöneticileri, Tevgera Jinen Azad (TJA) Halkların Demokratik Kongresi (DTK) Batıkent Yeni Yaşam Derneği ve çok sayıda kadın katıldı.   ‘Savaşın ve tecridin en ağır bedelini kadınlar ödüyor’   Panelin açılış konuşmasını yapan Pakize, bu konunun, bulunduğumuz coğrafyadan mücadeleye kadar savaşın çok ağır yaşandığına dikkat çekti. Erkek egemen zihniyetin kadınlara savaşı, yoksunluğu ve yoksulluğu çok derinden hissettirdiğini kaydetti. Pakize, “Kadınlar evlerinden, yaşam alanlarında zorla göç ettirilerek, her türlü istismara maruz kalıyor. Cezaevlerinde başlayan en ağır tecridin en ağır bedelini yine biz kadınlar ödüyoruz. Biliyoruz ki savaşa ve tecritte hayır diyen kadınların sayısı çok, milliyetçiliğin ortamını yapan büyük aktörlerin karşısında hiçbir zaman yalnız değiliz” dedi.    ‘Savaşa rağmen direniyorlar’   Ardından Sosyalist Feminist Özgül Saki söz aldı.  Savaşın ne demek olduğunu gündelik yaşamda kadınların deneyimlediğini ifade eden Özgül, normal yaşamda bile savaş koşullarının kendini her şekilde gösterdiğini belirtti. Özgül, “Savaş patriyarka kapitalizmi çok güçlendiriyor, kapitalizm artık dışarıda bir şey bırakmadı. Ekonomik kriz, göç, mültecilik, ırkçılığın yükselmesi ve bunların hepsini görüyoruz. Rusya ve Ukrayna'daki savaşta ırkçılığı gördük. Savaş koşullarında kadınlar mağdur değil, kadınlar bütün coğrafyalarda bütün koşullara rağmen direniyorlar” şeklinde konuştu.    ‘Uzak olmamız bir şey değiştirmiyor mücadelemiz aynı’   Zapatistanlı kadınların devrime dönüşen ayaklanmasında yer alan kadınlara değinen Özgül şöyle devam etti: “Kadınlar orada başka bir yaşam inşa etti, kendi ekonomilerini inşa etmişler. Bugün Rojava’da da öyle bir hava var. Adalet anlayışları var ama adalet anlayışlarında ceza yok onarım olarak ele alıyorlar. Erkek şiddeti, kadın üzerindeki şiddeti, kadınlar kolektif şekilde kendi aralarında konuşuyorlar. Sağlık ve eğitim sektöründe hiyerarşi yok hepsi eğitim ya da sağlık çalışanı. Bunları da, ‘kadim maya kültürümüzden ilham aldık’ diyorlar. Zapatistan’da bir devrim var, bu devrimi yapan bugünkü kadınlar. Maya kültüründen de bir dönüşüm oluşturdular. Buradaki Kürt kadın hareketini ve Rojava’daki Kürt kadın hareketini çok yakından takip ediyorlar. Kütüphanelerinin bir bölümü, ‘Kürdistan’ diye ayrılarak, Abdullah Öcalan ile Jineoloji kitapları yer alıyor. Birbirimizden uzak olmamız bir şey değiştirmiyor çünkü direnişimiz ve mücadelemiz aynı.”   Özgül’ün ardından söz alan HDP Mersin Milletvekili Fatma Kurtulan, Jîna Emînî şahsında gericiliğe karşı isyanın başlatıldığını ve kadınlara yapılan zulme karşı isyanın bütün dünyaya yayılarak örgütlü bir mücadelenin ortaya çıktığını kaydetti. Fatma, gelinen aşamada dünyanın kadın mücadelesi karşısında çok küçük olduğunu vurguladı.    ‘Hala kadınlara dair bir bütçe yok’   Fatma, şöyle ekledi: “Gelinen aşamada dünya biz kadın mücadelesi için çok küçük. Savaş’ı tanımlarken, yıkım, asimilasyon, yok sayma ve bedenimize direk söz konusu. Kadın bedenini kendine mülkiyet olarak gördüğü için, toplum buna göre kendini dizayn ediliyor. Tam da bu süreçte bütçe görüşmeleri yapılıyor ve hala kadınlara dair bir bütçe yok. Hala yoksulluk dayatılıyor. İpek Er gerçeği var önümüzde, yıllardan beri savaş başladığı günden beri Kürt kadınların Kürdistan’da yaşadığı trajedi devam ediyor. Genel olarak bedenimiz, emeğimiz üzerinden bir savaş var ama devam eden savaşta tecavüz ve taciz devam ediyor. IŞİD emperyalizmin, kapitalizmin doğurdukları büyüttükleri ve Ortadoğu’ya gönderdikleri çocukları. Önce Şengal’a gönderdiler, Kadınlardan 45 yaşına kadar ayırdı, çocukları asimile etmek için bir politika izledi, genç kadınlar IŞİD’lilerin tecavüzüne maruz kaldı. Burada yaptıkları şey; bedene müdahale edersek kadın iradesi kırılırsa toplum da kırılır diye düşündüler.”   Gülistan Doku, Dilek Doğan…   DAİŞ’î besleyen zihniyetin hala devam ettiğinin altını çizen Fatma, Ankara gibi bir yerde Êzidî kadınların yeni yeni ortaya çıktığını ifade etti. Kırşehir’de  DAİŞ’in iki erkek çocuğunu kaçırdığı vaka ile ilgilendiğini aktaran Fatma, “Türkiye dört yıl boyunca bu çocukları süründürdü, kendince asimile ederek sonra verildi. Savaşın bu boyutu buradan uzak değil. Roboski, Emine Şenyaşar, Gülistan Doku, Dilek Doğan ve cezaevlerindeki kadınları görüyoruz. Ülkemizde yaşadığımız savaşın boyutlarını söylememizin gereği yoktur” sözlerine yer verdi.    Halkanın büyütülmesi çağrısı   PKK’nin ateşkes ilan etmesinin ardından bozulan süreç ile birlikte kadın intiharlarında ciddi artışların yaşandığını dile getiren Fatma,  son olarak şöyle konuştu: “Adım atılmıyor, süreç yok feodal şiddet birden kadınların etrafından yükselmeye başladı. Batman’da kadınlar peş peşe intihar etmeye başladı. Aynı mantık şu an devam ediyor, bir kadın katledildiğinde kadını teşhir edecek şekilde paylaşıyor. Buna rağmen kadınlar ‘barış’ demeye devam etti. Sayın Öcalan Türkiye’ye getirildi, partimiz sürekli tehdit edildi ama buna da kadınlar el attı. Kadınlar büyük zorluklar yaşaya yaşaya Ankara’ya gelebildi. Kadınlar yıllardır büyük barış mücadelesi verdi. 2013 çözüm sürecinde yine kadınlar olarak yer aldık, çözüm olacaksa biz kadınlar bunun neresindeyiz diyerek heyetlerde aldılar. Savaşın tam da ortasında en yoğun döneminde barış mücadelesini kadınlar örgütlenerek her birimizi etkileyen bu sistemden kurtulabiliriz. İktidarın en fazla zorlandığı halka kadınların halkasıdır ona gücü yetmiyor bu halka da güçlenebiliriz.”    Panel, soru cevap şeklinde sona erdi.