Kobanê Davası: Avukatlarımız saldırı altında, bunu kabul etmiyoruz 2022-11-04 15:40:22     ANKARA - Kobanê Davası’nda konuşan Kürt siyasetçilerden Meryem Adıbelli, “Avukatlarımız saldırı altında. Bunu kabul etmiyoruz” sözleriyle mahkemenin tutumuna tepki gösterdi.    DAİŞ’in Kobanê’ye yönelik saldırıları üzerine 6-8 Ekim 2014’te gerçekleşen protesto eylemleri gerekçe gösterilerek aralarında Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyelerinin de bulunduğu 20’si tutuklu 108 ismin yargılandığı Kobanê Siyasi Soykırım Davası’nın 18’inci duruşma periyodu, 8’inci oturumuyla Sincan Cezaevi Kampüsü Duruşma Salonu’nda görüldü.   Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi heyeti tarafından görülen davanın duruşmasına Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) üyesi avukatlar Halkların Demokratik Partisi (HDP)’li veliler ve çok sayıda izleyici katıldı.   Sincan Kapalı Cezaevi’nde tutulan siyasetçilerin bir kısmı duruşmaya gelirken, farklı cezaevlerinde tutulanlar ise duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlandı.    Verilen aranın ardından duruşma yeniden tutsak siyasetçilerin beyanları ile devam etti.   Salonda yaşanan gerginliğe ilişkin söz alan Kürt siyasetçilerden Meryem Adıbelli, mahkeme başladığı zaman o zamanda bu davanın siyasi bir dava olduğunu söylediklerini belirtti. Meryem, “Halen de bu davanın siyasi bir dava olduğunu söylüyoruz. Mahkemeye güvenmiyoruz, adil bir yargılanma yapıldığını düşünmüyorum çünkü etrafımız polis ve askerlerle dolu. Tehdit altında olduğum duygusu her duruşmada bende oluşuyor, karşımızda MİT’mi, emniyet mi, polis midir bilmediğimiz kişilerle karşı karşıyayız. Bundan 15 dakika önce Kobanê davasında bizleri savunan bir avukat arkadaşımız gözaltına alınmak istedi. Avukatlarımız, bizi savunmak için buradalar. Avukatlarımız saldırı altındalar, bunu kabul etmiyoruz” dedi.    ‘Avukatlarımızın da bizimde can güvenliğimiz yok’   Salondan çıkarıldıkları sırada mahkemenin talimatı altında olan bir polisin kendisine kafa salladığını ve tehdit ettiğini kaydeden Meryem, bunun tutanağa geçirilmesini talep etti. Meryem, “Sizden cesaret alıyorlar, burada ne bizim ne de avukatlarımızın can güvenliği yok” sözlerini kullandı.    Siyasetçileri tehdit eden polis hakkında suç duyurusu    Ardından Avukat Mustafa Ali Kemal söz aldı. Siyasetçileri aşağıya indirerek, bir polisin siyasetçileri tehdit ettiğini ve suç duyurusunda bulunulmasını talep etti.     ‘Bu mahkeme yargılama yapmıyor’   HDP önceki dönem Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Kürtçe beyanlarda bulundu. Avukatlara dönük polis saldırısını kınadığını belirten Selahattin, “Bu davanın hiçbir şekilde hukukla alakası yok. Bu dava tamamen siyasi iktidarın amaçları doğrultusunda açıldı. Bu mahkemede yargılama yapılmıyor, hukuksuzluk yapılıyor. Hazırlanan mütalaa gerçek değil, çünkü gerçekler ters yüz edildi, bu dava ve mahkeme siyasi olduğundan kaynaklı bu duruşmadaki tavrımızda siyasidir. Bu tavrımızı devam ettireceğiz. Bu davanın amacı, siyasi olduğundan dolayı HDP’yi suçlu göstermek ve siyasi dışına çıkarmak istiyorlar. AKP ve MHP, bu davayla seçimlerde yeniden kazanılmasını istiyorlar. Amaçlarına ulaşmanın ellerinde sadece bu var. HDP’nin kapatılma davası doğrultusunda açılmış ve HDP’ye dönük büyük saldırılar yapılıyor” sözlerini kullandı.     Halkımız bize inansın    Selahattin şöyle devam etti: “Partimizi parçalamak istiyorlar, ama bizlerin geçmiş tecrübelerimizden biliyoruz hile ile yapmaya çalışıyorlar. Bunların amacını biliyoruz, HDP daha fazla sahip çıkacak, demokrasi ve barışı yükselteceğiz. Bizi yüz binlerce yıl hapis cezasıyla tehdit etseniz de ömür boyu hapiste tutsanız da biz buraya HDP’li olarak girdik, HDP’li olarak çıkacağız. Hepimiz haksız ve suçsuz yere, açık bir kumpas neticesinde cezaevinde tutuluyoruz. Halkımız birlik ve beraberlik içerisinde olduğumuzu bilsin. Tamamen kumpas ve hilelerle tutuklandık. Ben kendim için değil ama rehin tutulan arkadaşlarım için üzülüyorum. Her birimiz silahın, şiddetin, savaşın bitmesi ve onurlu bir toplumsal barışın gerçekleşmesi için uzun yıllardır siyasi mücadele yürütüyoruz. Ve hepimiz tümüyle ve sadece ama sadece fikirlerimizden, konuşmalarımızdan dolayı rehin tutuluyoruz. Ancak tarihte binlerce örneği yaşandığı gibi bizim de fikirlerimiz hapsedilemez.   Fikirlerimiz yanımızda kafamızın içinde    Örneğin yolsuzluktan, hırsızlıktan, rüşvetten hapiste olsaydık çaldığımız malları beraberimizde hapse getiremezdik. Katil olsaydık ne cinayet silahını yanımızda hapse getiremezdik. Oysa bizim suç olarak görülen fikirlerimiz şu anda yanımızda kafamızın içindedir. Aramalarda bulunamıyor, x-ray cihazından geçtiğimizde sinyal vermiyor. Zaten suç unsuru olsalardı içeri getiremezdik. Çünkü saydığım gibi, suç unsurları cezaevlerine getirilemiyor. Fikirlerimizi, ilkelerimizi kimse bizden alamadı, bundan sonra da kimse alamayacak. Bu kararlılığımızı sağlayan en temel nedenlerden biri de dünyanın dört bir yanındaki halkımızın, sürekli artan kararlı desteğidir. Bugüne kadar halka, halkın değerlerine, mücadelesine uygun şekilde hareket etmeye çalıştık, bundan sonra da aynı şekilde olacak.    Mütalaayı reddediyorum    Mütalaayı bu gerekçelerle reddediyor, kabul etmiyorum. Tüm rehine arkadaşlarım açısından tutukluluk hali ağır bir ihlale dönüşmüşken heyetinizin savunma hakkımıza bir iki günlük sınırlama getirmesini de kabul etmiyorum. Savunma sırası gelen ve hazır olan arkadaşlarımızın savunmaları bittikten sonra, en sonda savunma yapacağım.  Tüm arkadaşlarımın tahliyesine karar verilmesini talep ediyor, herkese bir kez daha selamlarımı ve sevgilerimi iletiyorum.”   Duruşma siyasetçilerin beyanlarıyla devam ediyor.