İzmir’de gazetecilerden açıklama: Özgür basın boyun eğmez 2022-10-27 19:43:19     İZMİR - İzmir Özgür Basın Emekçileri, gözaltına alınan meslektaşları için sokağa çıktı.  Açıklamada, gözaltıların  “sansür yasasından” bağımsız olmadığı vurgulanırken, “Özgür basın boyun eğmez” mesajı verildi.   İzmir Özgür Basın Emekçileri, muhabirlerimiz Habibe Eren ve Öznur Değer ile Mezopotamya Ajansı (MA) Yazı İşleri Müdürü Diren Yurtsever, muhabirleri Deniz Nazlım, Selman Güzelyüz, Zemo Ağgöz, Berivan Altan, Hakan Yalçın, Emrullah Acar, Ceylan Şahinli, bir dönem MA’da stajyerlik yapan Mehmet Günhan ile dün akşam saatlerinde ev hapsi şartıyla serbest bırakılan Zemo Ağgöz’ün gözaltına alınmasını yaptığı açıklama ile kınadı.    Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde yapılan açıklamada,  “Ne sansür ne gözaltı, özgür basın susturulamaz” yazılı pankart taşınırken, “Özgür basın susturulamaz”, “Gözaltılar tutuklamalar baskılar bizi susturamaz”, “Özgür basın boyun eğmez”, “Hakikatin sesi susturulamaz” ve “Özgür basın baş eğmeyecek” sloganları atıldı. Açıklamaya siyasi parti ve Sivil Toplum Örgütü (STÖ) temsilcileri destek verdi. Açıklamayı gazeteciler adına Dilek Omaklılar okudu.    ‘Gazeteciler engellenmeye çalışılıyor’   Gazetecilerin gözaltına alınırken ve emniyette tutulurken ters kelepçe, baş eğdirme gibi uygulamalara maruz kaldığını  söyleyen Dilek, Zemo Ağgöz’ün  ise 45 günlük bebeğinin çıplak aramaya maruz kaldığına dikkat çekti. Dilek, “Bunlar yetmezmiş gibi 26 Ekim günü Türk Tabipler Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı 20 Ekim günü yaptığı açıklamada kimyasal silah iddialarının araştırılmasını istediği için Cumhur İttifakı’nın hedef göstermesiyle gözaltına alınarak, tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edildi ve tutuklandı. Artık her güne bir gözaltı ya da tutuklama haberi yaparak başlıyoruz. İnsan haklarını, emeğini, hakkını savunanlar şiddet ve baskı politikalarıyla karşı karşıya gelirken, bu yaşananları halka aktarmak isteyen biz gazeteciler de yaptığımız haberlerden dolayı gözaltına alınıyor, ifadeye çağrılıyor, tutuklanıyor ya da haber esnasında polisin engellemesi ve şiddetine maruz kalıyoruz” dedi.    ‘Gazeteciler yazdıkları için içerde’   Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın Ekim ayında yayınladığı verilere göre, 35 gazeteci ve medya çalışanının cezaevinde olduğunu hatırlatan Dilek, Türkiye’de gazetecilerin yazdıkları veya söyledikleri nedeniyle cezaevinde tutulduğunu ekledi. Dilek, “Gazeteciler özgürlüğünü yitirirken toplum haber alma hakkını, ülkemiz de her geçen gün dozu artan şekilde faşizan uygulamalarla yönetiliyor” ifadelerini kullandı.    ‘Operasyonlar sansür yasasından bağımsız değil’   Kamuoyunda “Sansür Yasası” olarak bilinen son çıkarılan “Dezenformasyon Yasası” ile haber alma hakkının engellendiğini, özgür basının ise doğrudan hedef alındığını kaydeden Dilek, saldırı ve operasyonların, söz konusu yasadan bağımsız olmadığını vurguladı. Gazeteciler olarak sansüre boyun eğmeyeceklerini, düzenlemenin iptal edilmesi için mücadeleyi sürdüreceklerinin altını çizen Dilek, “Susmayacağız. Yazmaya, konuşmaya, gerçekleri topluma ulaştırmaya devam edeceğiz” dedi.   Dilek son olarak, gazetecilere yönelik operasyonların yurttaşların haber alma ve gerçeğe ulaşma hakkına saldırı olduğunu ifade ederek, “Gazetecilik suç değildir. Özgür basın susturulamaz. Gözaltındaki ve tutuklu tüm meslektaşlarımız serbest bırakılsın” dedi.   Açıklamanın ardından MA muhabiri Semra Turan söz aldı.   5 ay önce Diyarbakır merkezli gerçekleşen operasyonda 16 gazetecinin tutuklandığını hatırlatan Semra, "Henüz bu arkadaşlarımızın neyle suçlandığını da bilmiyoruz. İddianameleri hazırlanmamış, neyle yargılandıklarını bilmezken 11 arkadaşımız daha gözaltına alındı. Bu arkadaşlarımıza işkenceyle boyun eğdirmeye çalıştılar. 16 arkadaşımızı tutuklayarak bizi sindirmeye, gözdağı vermeye çalıştılar. Ama biz onların kalemlerini yerde bırakmadık. Belli ki birilerini korkutmuşuz ve korkutmaya devam edeceğiz. Bu gözaltıları yapan, işkenceleri uygulayanlar özgür basın geleneğinin mirasına iyi bakmalılar. Gözaltına alınan gazeteciler, gazete binaları bombalanan, sokak ortasında katledilen ama boyun eğmeyen gazetecilerin mirasını devraldı. Onlar nasıl boyun eğmedilerse bizde onların ardılları olarak boyun eğmeyeceğiz" ifadelerini kullandı.    Açıklama, sloganlarla sona erdi.