Nagihan'ın hayali gerçekleşti 2022-10-21 09:01:55     Derya Ren - Medya Üren   HABER MERKEZİ - Jineoloji Araştırma Merkezi üyesi Nagihan Akarsel’in hayali ve projesi olan “Kürt Kadınları Kütüphane, Arşiv ve Araştırma Merkezi”nin faaliyete geçtiğini söyleyen Jineoloji Araştırma Merkezi üyesi Necîbe Qeredaxî, burada temel hedefin Kürt kadınların hafızasını oluşturmak olduğunu söyledi. Necîbe, “Proje Kürdistanidir. Kürt kadınların projesidir. Ortadoğu’da ilk Kürt Kadınları Kütüphane, Arşiv ve Araştırma Merkezi olma özelliği taşıyor” dedi.   Erkek egemen zihniyetinin tekelinde yazılan tarih, her defasında kadınların birikimini, eserlerini ve kültürünü yok saydı ve saymaya devam ediyor. Bu durumla birlikte yazılı tarihe baktığımız zaman kadına ait olan birçok birikimin erkek egemen sisteme mal edildiğini ve bunun üzerinden ana kadın etrafında şekillenen tarihin ters yüz edilerek, erk bir tarihe dönüştürülmeye çalışıldığı görülüyor. Ortadoğu’nun en kadim halkları arasında yer alan Kürtlerin tarih sahnesinden silinerek, Kürdistan’ın sömürge merkezi haline getirilmesi de bu yok saymanın bir parçası olarak ele alınıyor. Öte yandan sömürgecilerin Kürdistan’da yürüttüğü yok sayma politikalarından en çok kadınlar nasibini alırken, anacıl topluma, yönetim ve yaşamına sahip olan Kürtlerin oluşturduğu eserlerin sömürgeciler tarafından hedef alınması, yakılması, değiştirilerek kendi tarihleriymiş gibi göstermelerine şahit oluyoruz.   Kürtler ve kadınlar kendilerini yok sayan erkek egemen sisteme karşı verdikleri mücadelenin bir parçası olarak kendi tarihlerini yazma ve bunu gelecek nesillere aktarmak için birçok çalışma yürütüyor. Bu çalışmaların başlangıcı 20’nci yüzyılın başlarına denk gelse de, 1935 yılında Macar barış aktivisti ve feminist Rosika Schwimmer ve Mary Beard’in Dünya Kadın Arşivleri Merkezi girişimi atılan somut adımlardan bir tanesidir. Her ne kadar Dünya Kadın Arşivleri Merkezi girişimi hedefine ulaşamasa da, kadın çalışmalarının arşivlenmesi ve korunmasına teşvik etti. Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Kadınların Tarihi Enstitüsü (ATRIA) yaptığı araştırmalara göre, günümüzde kadın kütüphane, arşiv ve araştırma merkezi kurma girişimleri 400’e yakındır.   Yok edilen kadın tarihi   Dünyada kurulan kütüphane ve arşiv tarihi her ne kadar Mezopotamya topraklarında başlamış olsa da Ortadoğu’da devam eden işgal saldırılarından kaynaklı kütüphane ve arşivlerinin sınırlı sayıya inmesine neden oldu. Bununla beraber Kürdistan’da devam eden saldırı politikaları kadınlar başta olmak üzere Kürtlerin tarihsel bellek oluşturmasının önüne geçmesine neden oldu. Kürt kadınların tarihten bu güne verdiği mücadelenin araştırılması ve tutulan arşivlerin geleceğe aktarılması için sık sık girişimler olsa da bu girişimler işgalciler tarafından hedef gösterilerek, yok edildi.   Kürt Kadınları Kütüphane, Arşiv ve Araştırma Merkezi   Güney Kürdistan’ın Süleymaniye kentinde katledilen Jineolojî Araştırma Merkezi üyesi ve Jineolojî dergisi editörü, akademisyen, yazar ve gazeteci Nagihan Akarsel’in hayali ve projesi olan “Kürt Kadınları Kütüphane, Arşiv ve Araştırma Merkezi”, Süleymaniye’de faaliyete geçti. Proje kapsamında Kürt kadınların tarihten bu yana yazılı, sözlü, mitolojik, şiirsel, dengbeji ile çizimsel olan eserlerin yanı sıra dünyada kadınların oluşturduğu eserlerin gelecek nesillere aktarılması için çalışmalar yürütülüyor.    Projenin hedefleri   Kürt kadınları, Ortadoğu ve dünya kadınlarıyla buluşturan bir bilimsel araştırma ve hafıza merkezi olmayı hedefleyen proje, üç ayak üzerinden şekilleniyor. K adının çok yönlü yaşam gerçekliğini ortaya çıkaran dinamik, canlı bilimsel temellere dayanan eğitim ve araştırmaların, Kürdistan’da geçmişten günümüze kadınların mücadelesini, üretimlerini, kültürünü, bilincini yansıtan çalışmaların kütüphanesi ve Kürt kadınların sadece yazılı değil, görsel, işitsel eserlerin toplanıp, korunacağı bir arşiv ve hafıza merkezi olmayı hedefliyor.    Profesyonel ekip oluşturma, üye, gönüllü katma, araştırma merkezi ile kütüphanenin mekanını oluşturma, eğitim çalışmaları, arşiv oluşturma, arşiv düzenleme, paylaşıma açma, saha çalışmalarının planlanması, yürütülmesi, ilişki ağı oluşturma, kamuoyu, bütçe, finansman, çeviri ve dijital kütüphanecilik alanında çalışmaların yürütüleceği “Kürt kadınları Kütüphane, Arşiv ve Araştırma Merkezi”ni ve Nagihan Akarsel ile arkadaşlarının projeyi nasıl hayata geçirdiğini, Jineoloji Araştırma Merkezi üyesi Necîbe Qeredaxî ile konuştuk.   ‘Kürt kadın mücadelesinin geleceğe aktarılması lazım’   Kürt Kadınları Kütüphane, Arşiv ve Araştırma Merkezi projesi fikrinin 3 kadın tarafından ortaya çıktığını belirten Necîbe, bu kadınlar arasında Nagihan’ın da olduğunun altını çizdi. Necîbe, “Bu proje ilk etapta stratejik kadın çalışmalarından çıkan tartışmalar üzerinden yürütüldü. Yürütülen tartışmalar neticesinde kadın eserlerinin korunması ve bunun için bir alanın oluşturulması üzerinden yapıldı. Ancak bu çalışmanın en önemli tarafı ise Kürt kadınların oluşturduğu eserlerin hem kitap, dijital şekilde korunması ve kadın sesi ve rengi olan tüm çalışmaların geleceğe aktarılmasıydı. Çünkü Kürt kadınların geçmişten bu yana verdiği büyük mücadelelerin birikimi var. Ve bu birikimin toplanması ve geleceğe aktarılması gerekiyor. Ancak tarihte şuna şahit oluyoruz, kadınların oluşturduğu yazılı eserlerin azlığı var. Kadınlar her ne kadar yazmış olsa da erkek egemen sistem yazılanları bir şekilde ortadan kaldırmıştır. Son yıllara baktığımız zaman kadınların kendi tarihlerini korumaya ve geleceğe aktarmaya dönük birçok çalışmasının olduğunu görüyoruz. Bu çok önemli bir durum” dedi.   ‘Proje tarihe ve günümüze bir cevaptı’   Necîbe, projenin üzerinde daha sonra ciddi tartışmaların yapıldığını ifade ederek, “Bu tartışmalar ‘nasıl bir yer inşa edilebilir, eserler nasıl korunabilir, geleceğe nasıl aktarılabilir’ üzerinden yürütüldü. Daha sonra birçok toplantıdan sonra bu kütüphanenin nerede inşa edileceği meselesiydi. Kürdistan büyük direnişlerin merkezi olduğu için kütüphanenin Kürdistan kenti Süleymaniye’de kurulması kararlaştırıldı. Tabi Süleymaniye’nin seçilmesi tesadüfi değildi. Başûrê Kürdistan’ın özgünlüğü ele alındığında böylesi bir projenin önemli olacağı düşünüldü. Çünkü Başûr birçok devletin işgali altındadır. Büyük katliamlara ve acılara şahitlik etmiş bir yerdir aynı zamanda. Projenin Başûr’da yapılması hem bu tarihsel hem de günümüzde yaşanan işgallere büyük bir cevap olma niteliği de taşıyor. Bununla beraber uluslararası kadın birlikteliğinin de önü açılmaya çalışıldı” sözlerini kullandı.   ‘Nagihan kilit roldeydi’   Nagihan’ın projede kilit rol oynadığına dikkat çeken Necîbe, şunları söyledi: “Son yıllarda ortaya çıkan alternatif basınlarla birlikte kadınların tarihi daha çok araştırılmaya ve eserler toplanmaya başlandı. Bu çok önemli bir adımdı. Kürt Kadınları Kütüphane, Arşiv ve Araştırma Merkezi projesinde Nagihan arkadaşın çok sabırlı ve coşkulu bir çalışması vardı. Evet, Jineolojî’de çalışma yürüten bütün kadınların büyük emeği var. Ama Nagihan arkadaşın verdiği emek göz önündeydi. Proje için yürütülen tartışmalarda Nagihan arkadaşın söylemleri projenin daha çok derinleşmesine ve somut bir şekilde ortaya çıkmasına vesile oluyordu.”   ‘Araştırmalarda yer almak isteyen kadınlar oldu’   Tartışmaların yaklaşık bir buçuk yılı bulduğunu kaydeden Necîbe, Eylül 2021 tarihinde projenin resmiyete geçişinin gerçekleştiğini anımsattı. Daha sonra proje için bir yerin inşa edilmesi ya da alınması için çalışmalar başlatıldığını ekleyen Necîbe, “Arşivin iyi korunması için yerin doğru seçilmesi gerekiyor. Bundan kaynaklı birçok toplantı gerçekleşti. Aktivist, siyasetçi, akademisyen, öğrenciler ve daha birçok kadın tartışmalarımıza dahil oluyorlardı ve çözüm yolu sunuyorlardı. En son geniş kapsamlı bir toplantı zoom üzerinden yapıldı. Ve projenin yeri için bir karara varıldı. Proje için yer aldığımız zaman uluslararası alanda kadınlar bizimle iletişime geçerek hem maddi hem de manevi olarak destek sunmaya hazır olduklarını belirtti. Öte yandan hem Kürt kadınlar hem de uluslararası kadınlar kendi eserlerinin de projede yer almasını isterken, yürütmeyi hedeflediğimiz araştırmalarda yer almak isteyen birçok kadın oldu. Tabi bu durum da projenin daha çok yayılmasına vesile oldu. Almanya’da Jineolojî Akademisi’nde çalışan kadınlar kütüphaneyi ziyarete geldiklerinde, diğer ülkelerde bulunan kütüphaneler ile iletişime geçmemiz için çalışmalara başladı. Öte yandan bizimle çalışmak isteyen uluslararası kütüphaneler ve araştırma merkezleri oluyor” ifadelerini kullandı.   ‘Jineolojî felsefesi üzerine inşa edildi’   2022 yılının projenin tam anlamıyla uygulama yılı olduğunun altını çizen Necîbe,  şu sözleri kullandı:  “Nagihan arkadaşımızın ilmek ilmek çalışmalarını ördüğü ve uğrunda canını verdiği bu proje adım adım oluşturulmaya devam ediyor. Bu da kadınlar açısından büyük başarıların önünü açtı. Projede yer alan kadınlar umudu oluşturma kültürü, kendi gerçekliğine varma konusunda çok büyük değişimler yaşadı. Kütüphane kadınlara büyük bir umut oldu. Elbette şunu unutmamak gerekiyor, kütüphane Jineoloji ve ‘jin jiyan azadi’ felsefesi üzerine inşa edildi. Nagihan arkadaş oluşturduğu mücadele kişiliği doğrultusunda projesinde başarıya ulaştığını söyleyebiliriz. Nagihan erkek egemen zihniyet tarafından katledildi. Ancak kadınların Nagihan’a sahip çıkması bireysel değildi. Bu sahiplenme aynı zamanda fikir, felsefe ve Jineoloji’ye sahip çıkmaydı.”   ‘Kadınlar yeni bir yol çizmeyi hedefliyor’   Necîbe, projenin inşacısı ve emekçisi olan Nagihan’ın katledildikten sonra cenazesinin kadınların omuzunda taşındığına işaret ederek, “Nagihan, bir felsefe, bir kültür, bir tarihti. Evet, büyük bir sahiplenme oldu, ancak bu yeterli değildi. Bunun özeleştirisini de vermek gerekiyor. Ancak şunu da unutmamak gerekiyor, Başûr’da tüm işgallere rağmen kadınlar alanlara inerek, Nagihan için tek ses oldu. Kadınlar ilk defa Başûr’da bir cenazeyi omuzlarına aldı. Çünkü erkek egemen zihniyete sahip olan sistem kadınların cenazeleri taşımasına bile müsaade etmiyordu. Aslında baktığımız zaman Nagihan arkadaş yaşarken de yaşamını yitirdiği zamanda erkek egemen sistemin koymuş olduğu kodları ortadan kaldırmayı başardı. Çünkü şu an bize dayatılan tarih biz kadınların tarihi değildir. Bundan kaynaklı kadınlar her yerde Nagihan’ın oluşturduğu tarihe bakarak, kendilerine yeni bir yol çizmeyi hedefliyor” sözlerine yer verdi.   Farklı kategorilerde eserlerin toplanması   Proje kapsamında kadınların her dilde olan eserlerini toplamayı hedeflediklerini dile getiren Necîbe, “Sadece Kürtçe’nin lehçelerinde olan eserleri ya da Ortadoğu’da konuşulan diğer dillerde ki eserleri değil tüm dünyada kadınların oluşturduğu eserleri toplamayı hedefliyoruz. Bunun için çalışmalar yürütüyoruz. Ancak öncelikli hedefimiz Kürtçe’nin lehçeleriyle yazılan eserleri toplamaktır. Öte yandan Kürt kadınların felsefe, şiir, roman, öykü, araştırma, analiz alanında farklı dillerde yazdığı kitaplara ulaşarak onları bir araya getirmek en büyük hedefimiz. Kürt kadınların anlatıldığı eserleri de topluyoruz. Ama bunun yanı sıra salt yazılı olan tarihi değil sözlü olan tarihi de geleceğe taşımayı hedefliyoruz. Bununla birlikte bir diğer hedefimiz kadınların çizdiği resimleri özellikle de 20’nci yüzyılda çizdiklerini toplamaktır. Çünkü kadınların sözlü ve yazılı tarihinin yanı sıra çizimlerle aktardıkları bir tarih de var. Tüm bunları toplayarak geleceğe taşımak istiyoruz” dedi.   Projenin tanıtımı için çalışmalar kararlaştırıldı   Kadınların hem maddi hem manevi anlamda projeye daha çok destek vermeleri gerektiğini vurgulayan Necîbe konuşmasını şu sözlerle sonlandırdı: “Evet birçok yerden bize eserlerini ulaştırmayı başaran kadınlar oldu. Ya da diğer kadınların eserlerini ulaştırdılar, ancak bu yeterli değildir. Daha çok çabalamak gerekiyor. Çünkü kadınların hafızası oluşturulmak isteniyor, bu bilinçle yaklaşmak gerekiyor. Kütüphane’nin toplumu doyurması bakımından da çok önemlidir. Nasıl yeni perspektifler oluşturabiliriz. Gençlerin nasıl dikkatini okumaya ve araştırmaya çekebiliriz, bunun üzerine çokça tartışmalar yürütüldü. Resmi olarak kütüphaneye aktif ve aktif olmayan üyelikler, uluslararası alanda kütüphaneye üye olacak siyasetçi, akademisyen, araştırmacı, yazar ve diğer kişilerin üyelikleri üzerinden tartışmalar yürütüldü. Ve kütüphane için broşür hazırlandı. Proje kapsamında yürütülecek araştırmaların ve çalışmaların belli başlı planlaması yapıldı. Ve projeyi tanıtmak adına, toplantılar, seminerler, konferanslar yapılması kararlaştırıldı.   Evet proje Başûr’da faaliyete geçirildi. Ancak bu proje Kürdistanidir. Kürt kadınlarının projesidir. Ortadoğu’da ilk Kürt Kadınları Kütüphane, Arşiv ve Araştırma Merkezi olma özelliği taşıyor. Daha önce Türk kadınlarına ait İstanbul’da inşa edilen kadın kütüphanesi vardı. Ancak Kürt kadınlarının ilk oluşturduğu proje Kürt Kadınları Kütüphane, Arşiv ve Araştırma Merkezi projesidir. Projemizin temel hedefi de Kürt kadınlara ait bir hafızayı oluşturmaktır. Bu projenin canlı kalması ve Kürt kadınların faydalanması hedeflenmektedir. Kürt kadınların büyük mücadeleler ile bugüne taşıdığı eserlerin geleceğe taşınmasını, kadınların ve yeni nesillerin faydalanması gerekiyor.”