Cumartesi Anneleri Berfo Ana’ya verilen sözü hatırlattı 2022-10-08 13:15:36   İSTANBUL - Cumartesi Anneleri, eylemlerinin 915’inci haftasında, 42 yıl önce kaybedilen Cemil Kırbayır’ın akıbetini sorarak, Berfo Ana’ya verdikleri sözü yerine getirmeye çağırdı.    Cumartesi Anneleri, “Failler belli kayıplar nerede” sloganıyla her hafta düzenlendikleri eylemin 915’incisini online gerçekleştirdi. Eylemde bu hafta 13 Eylül 1980 tarihinde gözaltına alınan ve kendisinden 42 yıldır haber alınamayan Cemil Kırbayır’ın akıbeti soruldu. Eylemde bu hafta açıklamayı İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri okudu.   Yargı sisteminin etkin soruşturma yürütme sorumluluğunu yerine getirmemesinden dolayı 915 haftadır ne gözaltında kaybedilen insanlara ulaşılabilindiğini ne de faillerin yargılandığını dile getiren Gülseren, 42 yıldır sonuç alınamayan Cemil Kırbayır dosyasını hatırlattı. Gülseren, “Kars Eğitim Enstitüsü öğrencisi olan Cemil’in 13 Eylül 1980 tarihinde Ardahan’ın Okçu köyündeki evinden polisler tarafından gözaltına alındı. Ailesi 25 gün boyunca gözaltı merkezine giderek Cemil’in ihtiyaçlarını karşıladı, ondan yazılı ‘gönderdikleriniz bana ulaştı’ diye mesajlar aldı. Ancak 8 Ekim tarihinden sonra gözaltı merkezine giden aileye ‘oğlunuz firar etti, bir daha onu sormaya gelmeyin’ denildi. Baba İsmail Kırbayır ve Türkiye Barolar Birliği’nin ilgili kurumlara yaptığı suç duyuruları sonuçsuz kaldı. Cemil’den bir daha haber alınamadı” ifadelerine yer verdi.   ‘Ben ölmeden oğlumu bul’   5 Şubat 2011 tarihinde dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan’ın, Cumartesi Anneleri ile yaptığı görüşmeye değinen Gülseren, “Cumartesi Anneleri’nden 103 yaşındaki Berfo Kırbayır, görüşmede Erdoğan’a yaşadıklarını anlattı ve ’ben ölmeden bana oğlumu bul’ dedi. Erdoğan, ‘gerekli tüm imkanları sağlayacağım, Cemil Kırbayır’ı mutlaka bulun’ diyerek bir Meclis Araştırma Komisyonu kurulmasını sağladı. Mersin Milletvekili Prof. Dr. Zafer Üskül başkanlığında kurulan komisyon, yürüttüğü çalışma sonucunda döneme ait belgelere ulaştı. Cemil Kırbayır’ı sorguda gören çok sayıda tanıkla, sorgulamayı yapan emniyet ve MİT mensuplarıyla görüştü” diye belirtti.    ‘350 sayfalık rapor hazırlandı,  dosya hala savcılıkta’   Komisyonun yürüttüğü çalışma sonucunda döneme ait belgelere ulaştığını ve  Cemil’i sorguda gören çok sayıda tanıkla, sorgulamayı yapan emniyet ve MİT mensuplarıyla görüştüğü bilgisini dile getiren Gülseren, “Titiz bir çalışma sonucunda 350 sayfalık bir rapor hazırladı. Raporda Cemil Kırbayır’ın gözaltındayken işkence ile hayatını kaybettiği ve bedeninin ölümüne sebebiyet veren kamu görevlilerince ortadan kaldırıldığı kayıt altına alındı. Böylece Cemil’in gözaltında kaybedildiği resmiyet kazandı. Komisyon ayrıca düzenlediği raporla birlikte Kars Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Ancak iktidar, bu insanlığa karşı suçla yüzleşme, hesaplaşma cesaretini gösteremedi. On yıl sürüncemede bıraktığı dosyayı araçsallaştırdığı yargı eliyle kapatmayı tercih etti” diye ifade etti.    'Verilen sözü yerine getirin'   Adalet Bakanlığı’nın talebi üzerine, Yargıtay “kanun yararına bozma” kararı vererek, dosyanın zamanaşımı gerekçesiyle kapatılmasının önünü açtığını hatırlatan Gülseren, “Kars Cumhuriyet Başsavcılığı’nın ‘zamanaşımı süresinin dolması nedeniyle kovuşturma yapılmasına yer olmadığına’ karar verdi. İnsan Hakları Derneği avukatlarının kararın kaldırılması ve şüpheliler hakkında kamu davası açılması başvurusu ise reddedildi. Bunun üzerine dosya Anayasa Mahkemesi’ne taşındı. ‘Oğlum gelirse’ diye kapısını hep açık tutan Berfo Ana’nın bize mirası, Cemil’i ve tüm kayıplarımızı aramaya devam etmektir. Devleti yönetenleri, Berfo Anne’ye verdikleri sözü yerine getirmeye çağırıyoruz. Cemil Kırbayır’ın akıbetini açıklayacak, TBMM Raporu’nda da isimleri geçen fail ve sorumluların yargılanmasını sağlayacak adli ve siyasi iradeyi göstermelerini istiyoruz. Cemil Kırbayır için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan, 216 haftadır bize yasaklanan kayıplarımızla buluşma mekânımız Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz” dedi.   ‘Bana kardeşin burada yok dediler’   Eylemde konuşan Cemil’in abisi Mikail Kırbayır, kardeşi Cemil’in ellerinden alındığını dile getirdi. Mikail, Cemil’in gözaltında olduğu süreçte, ziyarete gittiğinde yüz yüze görüşmeden ihtiyaçlarını giderdiğini söyledi. Mikail, “Görüşmeye gittiğimde pusula yazmıştı, ‘ben iyiyim bir sıkıntı yok’ diyerek 8 Ekim’de babam Cemil’in firar ettiğini, evin arandığını söyledi. Babama ‘dün orada sağdı, kuş uçmaz bir yerdeydi Cemil’i öldürdüler’ desene dedim. En son görüştüğümüz yere gittim emniyette dediler. Emniyete gittim. Bizde böyle biri yok dediler. Daha sonra gözlem evine gittim kardeşimle görüşmek istiyorum durumundan endişe ediyorum dedim. Yetkili defteri açtı Cemil Kırbayır’ın karşısına getirilmedi diye şerh düşmüşlerdi. Bana kardeşin burada yok dediler. Beni de 14 Ekim’de sürgüne gönderdiler.”   ‘Galatasaray Meydanı’ndan vazgeçmeyeceğiz’   Cumartesi Anneleri ile 2001 yılından bu yana beraber mücadele etmeye başladığını belirten Mikail, insan hakları savunucuları ve Cumartesi Annelerinin mücadelesi sonucu Cemil Kırbayır’ın dosyasının ele alındığını ancak daha sonra zaman aşımına uğratıldığını anımsattı. Mikail, “Biz ne Cemil Kırbayır’dan ne de gözaltında kaybedilen kişilerin akıbetini sormaktan vazgeçmeyeceğiz. Kayıp yakınlarımızla buluşma yerimiz olan Berfo ananın musalla taşı olan Galatasaray Meydanı’ndan asla vazgeçmeyeceğiz. Mücadelemizi sonuna kadar devam ettireceğiz” diye konuştu.