EŞİK’ten kadınlara: Kalıcı barış için daha güçlü ses çıkarmalıyız 2022-09-01 12:58:43     İSTANBUL- EŞİK, 1 Eylül dolayısıyla yaptığı açıklamada, Türkiyeli kadınlara, “soyut barış temennilerinin ötesine geçip, sadece savaşa değil; silahlanmaya, milliyetçilik, ırkçılık, cinsiyetçilik ve militarizme karşı daha güçlü” ortak ses çıkarmaya çağırdı.     Eşitlik İçin Kadın Platformu (EŞİK), 1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla yazılı bir açıklama yayınladı. “Dünyaya barışın egemen olması toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasından geçer. Savaşsız, şiddetsiz hayat hakkımızdan vazgeçmiyoruz” başlıklı açıklamada, yüzyıllardır olduğu gibi 21’inci yüzyılda da savaş karşıtı toplumsal hareketlerin öncülüğünü kadınların yaptığı ve bunun tesadüfi olmadığı belirtildi. Bunun nedeninin “kadınların şefkatli ve barışçıl karakteri veya savaşlardan en çok zarar görenler olmaları” değil savaşın temel felsefesinin ataerkiye dayanmasından kaynaklandığı vurgulandı.   Barış feminizmden doğru kurulacak   “Dünyada kalıcı ve sürdürülebilir barış, tüm canlılar ve yeryüzü için eşitlik ve özgürlük öngören feminizmden doğru kurulacaktır” sözlerinin yer aldığı açıklamada “Dünyanın pek çok yerinde savaş, ekonomik kriz, toplumsal cinsiyet eşitliği kazanımlarına ve insan haklarına saldırılar artarken, dinlerin en kıyıcı ve baskıcı yorumları kadın ve LGBTİ+ ların hayatlarını tehdit ederken, feminist barış inşasının belki de tarih boyunca yaşadığı en zor zamanlarını yaşıyoruz. Buna karşın, kadınların bedenleri üzerindeki tahakküm ile yeryüzü kaynakları üzerindeki tahakküme karşı mücadeleler buluşuyor, bütüncül ortak mücadele yaygınlaşıyor. Baskı ve zulmün artması ile her türlü tahakküme karşı isyanın da artması ve buluşarak çoğalması aynı zamanda yaşanıyor” denilerek büyüyen kadın direnişine işaret edildi.        Türkiye’de barışa ihtiyaç var   Egemen savaşlarının ve doğa talanının, kadınları kendi özgürlükleri ve dünyanın geleceği için mücadeleden alıkoymadığına dikkat çekilen açıklamada, “ Tam tersine bu durumun ardındaki eril tahakkümü su yüzüne çıkararak, ayrı yollardan geçseler bile aynı odağa karşı mücadelede buluşturuyor” denildi.    Türkiye’nin de bu durumun en çok yaşandığı ülkeler arasında olduğuna dikkat çekilen açıklamada, “Türkiye, ülke içinde ve dışarıda savaş çığırtkanlığı, çılgınca artan bireysel silahlanma, katliam boyutlarına varan kadın cinayetleri, kendilerini dünyanın, ülkenin ve kadınların sahibi sananların nefret ve tahakküm söylemlerinin ayyuka çıkması, laiklik karşıtı söylem ve uygulamalar, derinleşen adaletsizlik, hukuksuzluk ve kadına karşı suçlarda cezasızlık bakımından dünyada başı çekiyor.  Diğer yandan, bu ülkede barışın, ekmek kadar yaşamsal bir ihtiyaç olduğunun farkına varanlar giderek çoğalıyor” ifadeleri yer aldı.   Türkiyeli kadınlara çağrı   Türkiyeli kadınların eşit, özgür ve şiddetsiz bir hayat için ortak mücadelelerini büyüttüklerine de vurgu yapılarak, şu çağrı yapıldı:   *Soyut barış temennilerinin ötesine geçip, sadece savaşa değil; silahlanmaya, milliyetçilik, ırkçılık, cinsiyetçilik ve militarizme karşı daha güçlü ortak ses çıkarmaya   *Her savaşın silah sanayicileri ve destekleyicilerinden oluşan bir avuç kazananı olduğunu ve tek kaybedeninin yoksullar, kadınlar ve çocuklar olduğunu unutturmamaya   *Kadın bedenini ve emeğini ganimet olarak gören ve gösteren, kaynağı ne olursa olsun her türlü kültürel ve siyasal fikri mahkum etmeye çağırıyoruz.”   Kalıcı barıştan vazgeçmiyoruz   Açıklamada ayrıca Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi üyelerinin, çatışma bölgelerine asker ve silah gönderen, saldırı ve işgalleri destekleyen hükümetlerin tüm savaş kayıplarından ve insani krizlerden sorumlu olduğunun da altı çizildi. Son olarak da “Kalıcı, sürdürülebilir bir barışı elbirliğiyle kurmak için ortak mücadeleden ve savaşsız, şiddetsiz hayat hakkımızdan asla vazgeçmeyeceğimizin bir kez daha altını çiziyoruz. Yaşasın Türkiye ve dünya kadınlarının dayanışması! Yaşasın barış, özgürlük, eşitlik, demokrasi ve adalet mücadelemiz!” ifadelerine yer verildi.