Cumartesi Anneleri: Zorla kaybedilmeler karanlıkta bırakıldı 2022-08-27 12:56:54   İSTANBUL- Cumartesi Anneleri, 909’uncu hafta eylemlerinde Mardin'in Kızıltepe ilçesinde su kuyusunda kemiklerine ulaşılan Abdulbaki Birlik, Zübeyir Birlik ve Kemal Birlik ile Zeki Alabalık'ın dosyasındaki cezasızlığın son bulmasını istedi.   Kayıplarının akıbetini sormak ve faillerin açığa çıkarılıp yargılanması talebiyle her hafta Galatasaray Meydanı’na çıkarak adalet talep eden Cumartesi Anneleri, 909’uncu haftada da eylemlerine devam etti. Eylemlerini online yapan Cumartesi Anneleri, Mardin'in Kızıltepe ilçesine bağlı Efare (Yurtderi) köyündeki su kuyusunda kemiklerine ulaşılan Abdulbaki Birlik, Zübeyir Birlik ve Kemal Birlik ile Zeki Alabalık'ın dosyasındaki cezasızlığın son bulmasını istedi. Bu haftaki açıklamayı İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon üyesi Zeynep Yıldız okudu.   ‘Galatasaray’dan vazgeçmiyoruz’   Galatasaray Meydanı’nı Cumartesi Anneleri/İnsanlarına  yasaklanmasının 210’uncu haftası olduğunu hatırlatan Zeynep, dört yıl önce Galatasaray Meydanı’yla başlayan yasakların bugün konser ve festivallerle devam ettiğini belirtti. Zeynep, “İktidar uyguladığı yasaklama kararlarını toplumu susturmanın, kendi ideolojilerine itaate zorlamanın aracı olarak kullanıyor. Bugün bir kez daha hatırlatıyoruz Galatasaray çeyrek asırlık bir emekle yarattığımız bizim mekanımızdır. Ne kayıplarımızdan ne de Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz” dedi.   Karşılamaya gidenlerden de haber alınamadı   İktidarın cezasızlık politikasının bir örneği olan Abdulbaki, Kemal, Zübeyir Birlik ve Zeki Alabalık dosyasını kamuoyu ile paylaşan Zeynep, kaybettirme hikayelerini şöyle paylaştı: “26 yaşındaki Kemal Birlik ve 34 yaşındaki Zeki Alabalık Kızıltepe Ceza İnfaz Kurumunda hükümlüydü. 3 yıl 9 aylık cezalarını tamamlayacakları 29 Mart 1995 tarihinde tahliye edileceklerdi. Kemal ailesine, ‘bizi almaya kalabalık gelin’ diye mektup yazmıştı. Baba Abdulbaki Birlik ve kardeş Zübeyir Birlik tahliye günü hapishaneye gitti. Askerler onları kapıdan içeri aldı. Ama ne tahliye olanlardan ne de karşılamaya gidenlerden bir daha haber alınamadı. Görgü tanıkları onları Kızıltepe’de askeri bir araca bindirilirken gördüklerini ailelerine anlattı. Birlik ve Alabalık Ailesi yerelden ulusala ilgili tüm makamlara başvurdu. Ancak soruşturma dosyası 2012 tarihine kadar Kızıltepe Cumhuriyet Başsavcılığının tozlu raflarında kaldı.”   Kemikler su kuyusunda bulundu   İHD Mardin Şubesi ve ailelerin 2013 yılında tekrar savcılığa başvuruda bulunarak Efaré köyündeki eski bir su kuyusunda kazı çalışması yapılmasını talep ettiğini paylaşan Zeynep, başvuru üzerine yıllar sonra kuyuda çalışma yapıldığını ifade etti. Zeynep, “Kazı çalışması sonucunda çok sayıda insan kemiğine ulaşıldı. İstanbul Adli Tıp Kurumu  Biyoloji İhtisas Dairesi tarafından  incelenen kemiklerin Abdulbaki, Kemal, Zübeyir Birlik ve Zeki Alabalık’a ait oldukları tespit edildi. Aileler ve İnsan Hakları Derneği kayıplardan sorumlu oldukları gerekçesiyle dönemin Kızıltepe Jandarma Komutan Vekili Hasan Atilla Uğur ve diğer görevliler hakkında suç duyurusunda bulundu” sözlerini kullandı.    Savcılık faillerin cezalandırılmasını istedi   Kemal ve Zeki ile aynı dönemde cezaevinde bulunan kişilerin dönemin Jandarma İlçe Komutanı Hasan Attila Uğur’un Kemal Birlik’i ölümle tehdit ettiği bilgisini verdiğini söyleyen Zeynep, ailenin de bu tehditlere cezaevinde şahit olduğunu aktardı. Zeynep devamla, soruşturmaya dair şu bilgileri verdi: “Kızıltepe Cumhuriyet Başsavcılığı yürüttüğü soruşturma sonucunda hazırladığı iddianamede, ‘Delillerin değerlendirmesi mahkemeye ait olmak üzere soruşturma dosyası kapsamında JİTEM örgütünün 1992 ila 1996 aralarındaki faaliyetleri kapsamında toplamda yukarıda kimlik bilgileri yazılı olan 22 kişinin kaçırıldığı ve öldürüldüğü şüphelilerin bu şekildeki eylemleriyle üzerlerine atılı olan silahlı terör örgütü kurmak ve üye olmak ve tasarlayarak öldürme suçlarını işledikleri tüm dosya kapsamından anlaşıldığından’ diyerek şüphelilerin cezalandırılmasını talep etti.”   Cezasızlık ile sonuçlandı   İddianamenin mahkeme tarafından kabul edilmesinin ardından Albay Hasan Atilla Uğur, dönemin Diyarbakır İl Jandarma Komutanı Albay Eşref Hatipoğlu, Jandarma Komando Bölük Komutanı Ahmet Boncuk, Başçavuş Ünal Alkan ve beş korucu hakkında “silahlı örgüt kurmak veya yönetmek, “silahlı örgüte üye olmak” ve “tasarlayarak öldürmek” suçlarından dava açıldığını dile getiren Zeynep, Ankara 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nin failleri beraat ettirdiğini vurguladı. Yapılan istinaf başvurusunun da reddedildiğini belirten Zeynep, “Birliklerin ve Zeki Alabalık’ın da içinde olduğu 22 kişinin yasadışı keyfi infaz edilmesi veya zorla kaybedilmesi karanlıkta bırakıldı. Kaç yıl geçerse geçsin Abdulbaki, Kemal, Zübeyir Birlik ve Zeki Alabalık için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan, 210 haftadır bize yasaklanan kayıplarımızla buluşma mekânımız Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz” şeklinde konuştu.