Adalet Nöbeti’nde İstanbul Sözleşmesi gündemi 2022-07-24 20:25:13     ANKARA - KESK Ankara Şubeler Platformu, OHAL ilanının 6’ncı yıldönümünde “OHAL sürüyor, adaletsizlik büyüyor” şiarıyla yaptıkları Adalet Nöbeti’nin 5’inci gününde, Doktor Yasemin Özgün’ün katılımıyla “İstanbul Sözleşmesi’nden kimler neden korkuyor” konusunu tartıştı.   Çok sayıda kentte “Olağanüstü hal (OHAL) sürüyor, adaletsizlik büyüyor!” şiarıyla 20-25 Temmuz aralığında “Adalet Nöbeti” başlatan Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK),  Ankara’daki Adalet Nöbeti’nin 5’inci gününde, Tüm Belediye ve Yerel Yönetim Hizmetleri Emekçileri Sendikası (TÜM BEL-SEN) Genel Merkezi'nde toplandı. Doçent Doktor Yasemin Özgün’ün katıldığı nöbette, “İstanbul Sözleşmesi’nden kimler neden korkuyor” sorusu tartışıldı.    ‘Kadın mücadelesi 80’li yıllardan sonra ivme kazandı’    İstanbul Sözleşmesi’nin uzun soluklu bir kadın mücadelesi olduğuna değinen Yasemin, kadınların Osmanlı döneminden cumhuriyetin kuruluşuna kadar hak mücadelelerinin devam ettiğini söyledi. Kadın mücadelesinin 80’li yıllardan sonra ivme kazandığına dikkat çeken Yasemin, kadınların bedenine, emeğine ve kimliğine yönelik mücadeleye devam ettiğini, her koşulda sokakta olduklarını vurguladı.   İstanbul Sözleşmesinin önemi    Cinsiyete dayalı ayrımcılık sonlanmadan, şiddetin önüne geçilemeyeceğini belirten Yasemin,  İstanbul Sözleşmesi’nin, kadına yönelik şiddet ve ev içi şiddetin önlenmesi konusunda bağlayıcılığı olan önemli bir sözleşme olduğunu dile getirdi. Sözleşmeyi imzalayan tüm ülkelerin, iç hukukunu buna göre düzenlemek zorunda olduğuna değinen Yasemin, toplumsal cinsiyetin tanınması ve tanımlanması açısından da önemli olduğunu, ayrıca cinsel yönelim ve kimliklerin özgürce kimliklerini yaşayabilmesi için bir adım olduğunu kaydetti.   ‘Mücadele ile değişim politiktir’    Yasemin, toplumsal ayrımların değiştirilebilir politik ayrımlar olduğuna işaret ederken, “Herhangi bir şey mücadele ile değiştirilebiliyor ise politiktir. Toplumsal cinsiyet rolleri değiştirilebilir. Meselenin öznesi kadın ve LGBTİ+’lar olduğu için onların mücadelesiyle değişebilir” şeklinde konuştu.   ‘İstanbul Sözleşmesi kadını güçlendiriyor’    Halihazırda uygulanmayan bir sözleşmenin, bir gece yarısı kaldırıldığını söyleyen Yasemin,  şunları ifade etti: “İstanbul Sözleşmesi, kadını güçlendiren ve şiddeti önlemeyi hedef edinmiş düzenlemeler içeriyor. Kadının güçlenmesinin ailenin ortadan kaldıracağı düşünülüyor. Aileye yönelik tehdit olarak algılanıyor. Aile kurumu, var olan düzenin yeniden üretilmesine ve patriarkal düzenin yeniden inşasını sağlıyor. Ev içi bakım hizmetini, emeğin yeniden üretilmesini ve neslin yeniden üretimini kadına yüklüyor. Kadının, toplumun genel kurallarına uygun vatandaş olacak çocuk yetiştirmesi bekleniyor. Ataerkil kapitalizm bununla bağlantılıdır. Toplumsal cinsiyete yönelik hareketler sadece kadına değil, LGBTİ+’lara yönelik şiddetle de ortaya çıktı. Heteronormativiteye savaş olmamasına rağmen sözleşmeden rahatsız oldular.”   ‘Kadınlar Sözleşme için mücadeleye devam edecek’    Kadın örgütlerini güçsüzleştirilmesi politikasının var gücüyle devam ettirildiğini belirten Yasemin, “Faşizmin sürmesinden, aile yapısının iktidarı ve patriarkal yapıyı beslemesinden medet uman pek çok kesim İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılmasından çok memnun ancak bu sözleşme için kadınlar mücadele etmeye devam edecek. Vazgeçeceğimiz bir mücadele değil” dedi.    Toplantı soru cevaplarla son buldu.   KESK’in başlattığı Adalet Nöbeti yarın Yüksel Caddesi İnsan Hakları Anıtı önünde yapılacak basın açıklamasıyla sona erecek.