14 Temmuz direnişçileri İstanbul’da anıldı 2022-07-14 20:12:04   İSTANBUL - 14 Temmuz Büyük Ölüm Orucu direnişçileri için İstanbul’un üç ilçesinde paneller gerçekleştirilerek, mücadelelerine bağlılık sözü verildi.    Halkların Demokratik Partisi (HDP),  Tevgera Jinên Azad (TJA), Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Hukuk Dayanışma Dernekleri Federasyonu (TUHAD-FED) ve 78'liler Girişimi, "14 Temmuz ruhuyla özgürlüğe yürüyoruz" şiarıyla, İstanbul'un Sultanbeyli, Esenler, Bağcılar ilçelerinde panel düzenledi.    Esenler   HDP Esenler İlçe Örgütü’nde yapılan panele ise panelist olarak uzun süre boyunca cezaevinde kalan yazar Fırat Can ve Halkların Demokratik Kongresi (HDK) İstanbul İl Eşsözcüsü Erkan Tepeli katılırken, panelin moderetörlüğünü ise Anadolu Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (ANYAKAY-DER) yöneticisi Türkan Acar yaptı. Panelde söz alan Fırat Can, cezaevinde bulunan tutsakların fikirleri ve amaçları nedeniyle cezaevine konulduğu ifade etti. Bireysel bir kaygı ve adli bir vaka nedeniyle cezaevinde bulunmadıklarını dile getiren Fırat, “Sadece kendi aileleri için değil tüm Kürtler için bu fikir ve amaçları besliyorlar. Bu nedenle sahip çıkmamız gerekiyor" diye konuştu.   Hayri Durmuş’un konuşması canlandırıldı   Ardından 12 Eylül döneminde cezaevlerinde uygulanan baskı ve işkence politikalarına karşı verilen direnişi konu alan sinevizyon gösterimi yapıldı. Sinevizyonun ardından HDP Gençlik Meclisi şiir dinletisi gerçekleştirirken, 14 Temmuz “Büyük Ölüm Orucu” direnişinde yaşamını yitiren Hayri Durmuş’un mahkemede yaptığı konuşma canlandırıldı.    Diyarbakır Cezaevi’nde 70 çeşit işkence uygulandı   Daha sonra konuşan 78’liler Girişimi Sözcüsü Celalettin Can, Diyarbakır Cezaeviyle yüzleşme perspektifi gerçekleştirdiklerini söyleyerek, o dönemdeki girişimlerini ve etkilerini anlattı. Diyarbakır Cezaevine girenlerin, ‘Diyarbakır cezaevi anlatılmaz yaşanır’ dediklerini anımsatan Celalettin,, “Cezaevinde olanlar bile ne yaşadıklarını bilmiyorlardı. O kadar kötü bir tecrit vardı üzerlerinde. 10 cezaevinde 100 çeşit işkencenin olduğunu öğrendik. Bütün arkadaşlarla konuşma fırsatımız olamadı ama 70 tane işkencenin cezaevinde uygulandığını gördük. Bize anlatılanların notlarını aldık. Diyarbakır cezaevinde 70 çeşit işkence uygulamışlar” şeklinde konuştu.    Sultanbeyli   Sultanbeyli’nde bulunan HDP İlçe Örgütünde yapılan panelde de “14 Temmuz’un ruhuyla özgürlüğe yürüyoruz” ve “Özgürlük varlığımızın vazgeçilmez koşuludur. Tecridi kıralım özgürlüğü sağlayalım” yazılı pankartlar asıldı. Panelde ayrıca Kürtçe ve Türkçe, “Direnmek yaşamaktır” yazılı pankart da asıldı. Panele Barış Anneleri İnisiyatifi üyeleri, HDP, DBP, TJA, TUHAD-FED ve 78’ler Girişimi temsilcileri yanı sıra çok sayıda kişi de katıldı. Panele, müebbet hapis cezası verilen ve 30 yıl sonra cezaevinden çıkan Nurettin Adamış, TUHAD-FED adına Vediha Günay katılımcı olarak katılırken, panelin moderetörlüğünü ise Gülşen Karasu yaptı. Saygı duruşu ardından başlayan panelde, 14 Temmuz’da yaşamını yitirenlerin mücadelesini konu alan sinevizyon gösterimi yapıldı.   Adalet Nöbetleri’ne sahip çıkalım   Panellin ardından söz alan Vediha Günay, 14 Temmuz’da ve sonrasında yaşamını yitirenleri anarak mücadelelerine sahip çıktılarını ifade etti. Vediha ayrıca Çağlayan’da bulunan İstanbul Adliyesi önünde tutsaklar için her Perşembe günü Adalet Nöbeti tutan annelerin eylemine sahip çıkma çağrısında bulundu.    '14 Temmuz bir ruhtur'   Daha sonra söz alan Nurettin  Adamış, 14 Temmuz’un ruh olduğunu söyledi. 14 Temmuz’un sadece geçmiş olmadığını belirten Nurettin, 14 Temmuz’un çokça yazılıp çizildiğini dile getirerek, “Toplumun bilincidir. O bilinç olmadığı sürece toplum biter. Bu nedenle hep anlatılacak ve aktarılacaktır. Özgür olmak isteyen her insanın içinde yaşaması gereken bir ruhtur” diye kaydetti.   '14 Temmuz bilinç üzerinden ortaya çıktı'   14 Temmuz direnişinin içinde duygu, bilinç ve anlam olduğunu dile getiren  Nurettin, “14 Temmuz’da paramparça edilmiş insanların mezarlarındaki çığlık vardır. Başarı ve zafer derdi olanların kendini bilme ve aynı zamanda özgürlüğümüzü paramparça eden iktidarları da çok iyi bilmeleri gerekir. 14 Temmuz bu iki bilinç üzerinden ortaya çıkmıştır. Dünyada en fazla acı çeken ve gözyaşı döken ancak özgür umudundan vazgeçmemiş ve onda ısrar eden halkların başında Kürt halkı vardır. Kürt halkı kadar acı çekmiş, bedel vermiş bir başka toplum olmamıştır. Ama aynı zamanda en çok insan toplumuna değer katan toplumdur da” diye kaydetti.