Güvenlik Şube Müdürü Muhammed Hanifi Zengin hakkında suç duyurusu 2022-07-07 14:59:08   İSTANBUL - Feminist kadınlar, Onur Yürüyüşü’nde maruz bırakıldıkları polis şiddetine ve İstanbul Emniyeti Güvenlik Şube Müdürü Muhammed Hanifi Zengin’in tacizine ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu.   Feminist kadınlar, 20’nci İstanbul LGBTİ+ Onur Yürüyüşü’nde maruz bırakıldıkları polis şiddetine ve İstanbul Emniyeti Güvenlik Şube Müdürü Muhammed Hanifi Zengin’in tacizine karşı Çağlayan’da bulunan İstanbul Adliyesinde Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusundan önce adliye önünde basın açıklaması gerçekleştirildi. Çok sayıda kadının katıldığı açıklamaya Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Züleyha Gülüm de destek verdi. Açıklamada “Onur Yüryüşü’ndeki polis şiddetine isyandayız: suçlusunuz” pankartı açıldı.   Açıklamada sık sık “Erkek devlet şiddetine son”, “Susmuyoruz korkmuyoruz itaat etmiyoruz” ve “Baskı şiddet ahlaksa biz ahlaksızız” sloganları atıldı. Açıklamayı kadınlar adına Kadınlar Birlikte Güçlü (KBG) üyesi Rüya Kurtuluş okudu.   Gözaltına alınan tutsak yakınları   Açıklamaları öncesi işkenceyle gözaltına alınan tutsak yakınlarına dikkat çeken Rüya, “Tutuklu yakınları gözaltına alındı. Adliyenin önü gözaltına alınmış durumda. Bizler yaşadığımız şiddetin hesabını kimden soracağımızı bilmiyoruz. Şiddeti engellemek ile yükümlü olan kurumlardan şiddet görüyoruz” dedi.   ‘Suçlusunuz’   Maruz bırakıldıkları tacizi, şiddeti, işkenceyi teşhir ettiklerini ifade eden Rüya, 25 Kasım’da ve 8 Mart’ta olduğu gibi Onur Haftası’nda da yapılan engellenmeleri kabul etmediklerini belirtti. Rüya, “Açıkça söylüyoruz, peşini bırakmayacağız. İstanbul Emniyeti’nin gerici faşist çetelerin tehditlerine önlem almak yerine Beyoğlu’nun her sokağını abluka altına alarak kadınlara ve lubunyalara saldırması, darp ve tacizle gözaltına alması suçtur. Suçlusunuz! Uzunca bir süredir İstanbul’da yapılan her toplumsal eylemde yaşanan işkence Onur Yürüyüşü’nde de tekrarlandı. Uygulanan şiddetin görüntü altına alınmaması için her gözaltı yoğun bir çevik kuvvet çemberi altında yapılmış ve basın mensupları da darp edilerek uzaklaştırılmıştır. Bu işkenceler çevik kuvvet otobüslerinde ve Vatan Emniyet Müdürlüğü’nde de devam etmiştir. Gözaltına alınanları savunmak üzere gelen avukatların müvekkilleriyle görüşme yapmaları ve savunma süreçleri zorluk çıkartılarak uzatılmıştır. Bir avukat arkadaşımız doğrudan Emniyet Müdürü Hanifi Zengin tarafından darp edilmiştir” diyerek yaşanan işkenceyi anlattı.   Hak temelli eylemlerin hepsine saldırmış   Onur yürüyüşüne katılan bir kadını taciz eden İstanbul Emniyeti Güvenlik Şube Müdürü Muhammed Hanifi Zengin’in özel olarak gözaltılar için eylem alanına getirildiğini ifade eden Rüya, fail Hanifi Zengin’in eylemcileri tehdit ederek, darp ederek, cinsel tacizde bulunarak gözaltına aldığını dile getirdi. Rüya, “Hanifi Zengin polisin saldırısı sonucu kaçarak dağılan bir grubun içerisinden genç bir kadını alay ederek yakalıyor, elle taciz ediyor ve bu sırada gülüyor. Hanifi Zengin sadece Onur Yürüyüşü’nde değil 1 Eylül Dünya Barış Günü’nün yasaklanması nedeniyle Taksim Tünel’de yapılan eylemde, Boğaziçi Üniversitesi’ne kayyum rektör atanmasına karşı yapılan öğrenci eylemlerinde, Gezi tutuklamaları sonrası yapılan gözaltılar da, 31 Mayıs’ta yapılan Gezi anmasında, Enerji işçilerinin Sabancı Holding önünde yaptığı eylemlerin her birinde ve Cumartesi Annelerinin/İnsanlarının Galatasaray Meydanı’nda yapmak istediği basın açıklamasında gözaltına alma sırasında yaşanan birçok darp ve şiddet uygulanmasının başındadır” diyerek Hanifi Zengin’in hak temelli yapılan eylemlere saldırdığına dikkat çekti.   ‘Suç şebekesi’   Onur Yürüyüşü’nde ve diğer demokratik eylemlerde ortaya çıkan polis şiddeti kaynağının erkek devleti olduğunu kaydeden Rüya, “Sokakta karşılaştığımız polis şiddeti, mahkemede Pınar Gültekin’in, Hatice Kaçmaz’ın katillerine verilen erkeklik indirimleri, şüpheli kadın ölümlerinin üstünün hızla örtülmesi, İstanbul Sözleşmesi’nin tek adamın kararıyla feshedilmesi ve LGBTİ+ düşmanı uygulama suç şebekesini işaret etmektedir. Tacizci Hanifi Zengin gibi gözaltına alırken şiddet kullanmayı kendinde hak gören bütün polisler ve her gün yaşadığımız, çoğu zaman en yakınlarımızdan gelen şiddetin faili erkekler birbirinden güç alan bu suç şebekesinin üyeleridir” dedi.   ‘Her yürüyüşümüz onur, hayatımız direniş’   Kadınlara karşı getirilen yasaklamalara ve polis şiddetine karşı isyanda olduklarını vurgulayan Rüya, baskı ve şiddetin kadınlara ve LGBTİ+’lara geri adım attırmayacağını dile getirdi. Rüya, “Hayatlarımızı, haklarımızı, birbirimizi savunmaktan vazgeçmiyoruz. Yasakları aşıyoruz, sokaklara akıyoruz, mahkeme salonlarını dolduruyoruz, dayanışmamız sınır tanımıyor. Ama hayatımızın dört bir yanını saran bu şiddetin yanınıza kar kalacağını sanıyorsanız da yanılıyorsunuz. Suçlusunuz! Siz kadınları erkek şiddetine karşı koruyamazsınız. Bu şiddetin normalleşmesine izin vermeyeceğiz ve üstüne gideceğiz. Her yürüyüşümüz onur, hayatımız direniş” diyerek mücadele etmeye devam edeceklerini söyledi.   Açıklama alkışlar ve zılgıtlarla son buldu.    Feminist kadınlar açıklamanın ardından adliye binasına girerek suç duyurusunda bulundu.