Günlerdir elektrik, su, doğalgaz yok: Fetihtepeliler direnişte 2022-07-06 09:03:26   Rozerin Gültekin-Safiye Alağaş   İSTANBUL- Fetihtepe’de halk, kentsel dönüşüme karşı 7 Haziran’dan bu yana direnirken, duş almak için gittikleri spor salonu kapılarını kapattı, elektrik, su ve doğalgazları kesildi. Mahalleli, günlerdir mum ışığında geceyi geçirmek zorunda kalıyor, Beyoğlu Belediyesi ise yalnızca bin 500 TL kira yardımı karşılığında evlerinden çıkmayı dayatıyor.   “Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Kanunu Yasa Tasarısı” düzenlemesiyle yüzlerce bölge iktidar tarafından “acele kamulaştırma” ile ranta açıldı. Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve AKP'li Beyoğlu Belediyesi eliyle, Beyoğlu ilçesine bağlı Fetihtepe Mahallesi 3550’nci Ada’da yaşayan halk, 7 Haziran’dan bu yana “depreme karşı sağlam binalar yapılacağı” iddiasıyla "kentsel dönüşüm" adı altında evlerinden zorla çıkarılmak isteniyor.   Kira yardımı yalnızca bin 500 TL   Aynı zamanda zorla evinden çıkarılan mülk sahiplerine 20 ay boyunca sürecek olan bir borç karşılığında evleri satılmak isteniyor. Yine mahallede yaşayan kiracılara ise derinleşen ekonomik krizle beraber artan kiralara karşı sadece bin 500 TL kira yardımı teklif ediliyor.   Halk direniyor   Mahallelinin elektrik, su, doğalgazını ve son olarak da geçen hafta trafo bağlantılarını keserek yıldırma politikası hayata geçirilmeye çalışılsa da henüz bir sonuç alınmış değil. Projenin rant amaçlı olduğunu savunan mahalle halkı, “Zorla değil adil, şeffaf ve rızaya dayalı kentsel dönüşüm” sloganıyla günlerdir kadınların öncülüğünde bir direniş gerçekleştiriyor.   Rant için gerçekleştirilen kentsel dönüşümü istemediklerini söyleyen mahalle halkı, haklarını alana kadar mücadele edeceklerini söyledi.   ‘Türk olmaktan nefret ettik’   Fetihtepe’de ağır hasta oğluyla beraber yaşayan ve kendisi de birçok ameliyat geçiren 70 yaşındaki Emine Uluışık, ilk gün yıkım öncesi halkı evden çıkartmak için gelen polisin kapısını açmayan kişilerin kapılarını kırdığını söyleyerek, “En temiz mahallelerden biriydi ama bitti. Bıktık. Türk olmaktan nefret ettik. Bizi başka devlete göndersinler. Bu kadar işkence olmaz. Benim yerime kendilerini koysunlar. Buraya geldiğimde burası boştu. Ben kendime topladıklarımla evimi yaptım. Deprem diyorlar, sanki bir tek burada mı deprem var. Ev bulamıyoruz. Evimi yıkarlarsa kendime çayırda yaşamaya başlayacağım. Halimizden anlayan yok. Çocuklarımla beraber bir apartmanda oturuyoruz. Hepimize bir daire versinler gidelim. Bizi bu hale koyan bizden beter olsun. Ben Samsun’a dönsem ekin ekemem, tarla biçemem” sözleri ile yaşatılanlara isyan etti.   Duş aldıkları spor salonu kapılarını kapattı   Mahallede 7 Haziran’dan bu yana yaşanan süreçten en çok kadınların ve çocukların etkilendiğini belirten Derya Sarıtaş da ilk olarak elektriğin, suyun ve doğalgazın kesildiğini ardından trafoların kablolarının kesildiğini aktardı. Derya, “Yıldırmak için adımlar atılıyor. Çocuklar zayıfladı. Çocuklar için yemek çadırları kurulup, duş imkanları sağlanabilir. Cemal Kamacı Spor Salonu’nda duş alıyorduk. Yapılan baskılardan dolayı olduğunu düşünüyoruz, kapıları bize kapandı. Çocuklar yemeğin ne zaman geleceğini soruyor, biz cevap veremiyoruz. Sivil toplum kuruluşları ve dernekler olmasa buraya çorba getirecek bir yer yok. Buzdolabı çalışmadığı için günlük olarak alıyoruz ama her gün fiyat artışı olduğu için daha çok fakirleşiyoruz. Artık fakirliğin en dibine indik. Diğer kanallar neden sesimizi duymuyor. Savaşta bile böyle bir zulüm yok” diyerek yaşanan durumun boyutuna dikkat çekti.   ‘Birileri çocuklarına gemicik alacak benim torunlarım borç ödeyecek’   Ailelerin kendi imkanları ile yaptığı yaşam alanlarının rantsal dönüşüm için kullanılmasını istemediklerini ifade eden Derya, şöyle konuştu: “Kentsel değil rantsal dönüşüme sunmak istiyorlar. Okmeydanı rant meydanı olarak görülüyor. Burayı Katarlılara mı sattılar? Kime sattılar bilmiyoruz. Biz borcumuzu ödeyip burada kalsak bile paramız kapıcıya bile yetmez. Burada edineceğimiz borcu biz ödeyemeyiz. Benim evimi bana satıyorlar. Bunun bir izahı var mı? Tek izahı rantsal olduğu. Birileri çocuklarına gemicik alacak benim torunlarım borç ödeyecek, yok öyle bir dünya. İstanbul’da büyük bir şey dönüyor. Halka depreme dayanıksız bölgeleri göstererek orada ev almaları söyleniyor. Buradaki halk yaşananlara karşı birleşti. En iyi yaptığımız şey bu oldu. Hepimiz kardeş gibiyiz, buradayız ve direneceğiz. Burada harika bir dayanışma var. Haklarımızın verilmesini ve çocuklarımız borçlandırılmasın istiyoruz.”   Büyük mağduriyetler var   Fetihtepe’de büyük bir dayanışmanın yaşandığını vurgulayan ve henüz kentsel dönüşümün ulaşmadığı adada kalan Şirin Yalıcakoğlu, mahallede su taşıma, elde çamaşır yıkama gibi bir çok sorununun yaşandığını anlattı. Şirin, “Burada hem hukuki anlamda hem de insani anlamda büyük bir mağduriyet yaşanıyor ama kimse görmüyor. İnsanların evlerini yok pahasına alıp sözleşme yapmaksızın yaşam alanlarından sürülmeleri isteniyor. Bu adadan sonra sürecin bizim adaya geleceğini biliyorum. Şuan mahkeme süreci devam ediyor. Buradaki meselenin ‘halkımız depremde evin altında kalmasın’ meselesi olmadığını biliyoruz. Devlet eliyle insanlara yer gösterilmeden sokağa atılmaları hukuka aykırı. Fikirtepe, Armutlu, Sulukule örnekleri var. Oralarda şimdi halk yaşamıyor. Ama buradaki halkın bunu fark etmesi politik bir bakış açısıyla bakması geç oldu” dedi.   Direnişe kadınlar öncülük ediyor   Mahallede en büyük direniş kadınların ortaya koyduğunu söyleyen Şirin, “En doğal hakları evlerini, çocuklarının geleceğini korumak. Büyük kahraman diyorum ben, direnen kadınlara. Buradaki direniş haklarını alıncaya kadar sürecek. Fetihtepe bir örnek olacak. İnsanlar zorbalıklara hak gasplarına boyun eğmeyecekler” diye ekledi.   Kendi evlerine 20 ay borçla ödeme yapmaları isteniyor   Mahalledeki evleri zorla boşaltmaya gelen polislere karşı kendini ve ailesini savunmak için su attığını ve bunun üzerine polislerin kendisini zorla dışarı çıkardığını söyleyen bir başka mahalleli Dilek Kaya, “Kadınlar olarak mücadele etmeye çalıştık. İlk gün çok zordu. Karanlık içinde kaldık. Zamanla camilerden sular taşıdık, arabalarla su geldi. Burada büyük bir rant var. Kendileri kazanmak istiyorlar. Bizi fakir görüp buradan çıkarmayı amaçlıyorlar. Mücadeleyi hakkımızı alana kadar sürdüreceğiz. Mağduriyet yaşamak istemiyoruz. Tek maaşla kira ödemek istemiyoruz. Bize verecekleri evler için 20 ay ödeme yapacağımız söyleniyor ama yazılı belge yok. Biz neden borca girelim. Biz hakkımızı arıyoruz. Neden yaşam hakkımızı elimizden alıyorlar? Elimizde tapumuz var ama zorla çıkarmaya çalışıyorlar. Bizi mağdur etmesinler” ifadelerini kullandı.   Ailesiyle mum ışığında oturuyor   İsmini vermek istemeyen mahalle sakini de yaşamlarının her geçen gün zorlaştığını ve camiden su taşımak zorunda kaldıklarını söyledi. Mahalle sakini, çocuklarıyla beraber mum ışığında yaşamlarını sürdürdüklerini ifade ederek, “Önceden yemek dağıtıyorlardı onu kestiler. Cemal Kamacı Spor Salonu’nda banyo yapıyorduk onu da kestiler, yani perişanız. Elektrik olmadığı için çocuklarım ders çalışamıyor. Bizim sesimizi duysunlar. ‘Sizi borçlandıracağız çıkın’ diyorlar bize. Biz de imzamızı vermiyoruz ve buradan çıkmıyoruz. Onlar istediklerini yapıyorlar, çaresiz kalan bizleriz. Biz de insanız. Ömür boyu borç ödememiz gerekiyor ama benim gelirim yok. Bu borcu nasıl ödeyeyim? Evimizi bize satmaya hakları yok. Bunlara karşı her akşam yürüyüş, eylem yapıyoruz. Bize sahip çıkılmasını istiyoruz” sözleri tepkisini dile getirdi.