İzmir'den Gemlik yürüyüşüne çağrı 2022-06-10 13:28:57   İZMİR - PKK Lideri Abdullah Öcalan'a yönelik ağırlaştırılmış tecride karşı düzenlenecek Gemlik yürüşü için bir çağrı da İzmir'den geldi.    Halkların Demokratik Kongresi (HDK) İzmir İl Meclisi, Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir İl Örgütü, DBP Ege Bölge Temsilciliği, TJA ve EGE-TUHAYDER’in katılımıyla “Tecrit Siyasetine Karşı Özgürlüğü Savunmak İçin Gemlik'e Yürüyoruz" şiarıyla HDP İzmir il binasında basın toplantısı düzenledi.    Toplantıda ilk olarak HDK İzmir Meclisi Eşsözcüsü Mehmet Sabri Gül, Kürtçenin Kurmançi Lehçesinde konuştu.    'Baskıların nedeni Abdullah Öcalan üzerindeki tecrittir'   Sabri, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın 1999 yılında uluslararası komplo ile cezaevine konulduğundan bu yana tecridin sürdüğünü söyledi. Sabri, “Sayın Öcalan üzerindeki tecrit bireye değil, toplumadır. Yaşadığımız coğrafyada bu tecrit savaşlara, kadın katliamlarına, gözaltılara tutuklamalara neden oluyor. Bütün bunların Kürt halk önderi Öcalan üzerindeki tecritten kaynaklı olduğunu bilmek gerekiyor. Yıllardır süren bu savaşların bitirilip onurlu bir çözümün oluşması gerekiyor. Öcalan’ın özgürlüğü toplumun özgürlüğüdür” dedi. Sabri, 12 Haziran'da gerçekleşecek olan Gemlik yürüyüşü için katılım çağrısında bulundu.    'İktidar krizini kapitalist sistemin kriziyle kamufle etmeye çalışıyor'   Ardından basın metnini okuyan HDP İzmir İl Eşbaşkanı Berna Çelik, Türkiye’nin kendi tarihinin en krizli dönemini yaşadığını ifade etti. Berna, iktidarın yaşadığı çoklu krizi küresel kriz üzerinden örtbas etmeye çalıştığını söyledi. Bunun asıl nedeninin küresel kapitalist sistemin varoluşsal krizine Türkiye’nin kendi varoluşsal krizlerinin eklemlenmesinden kaynaklandığını kaydeden Berna, “Cumhuriyetin ikinci yüzyılına girerken söz konusu sistemsel krizlerin en temel sebeplerinden birisi de Kürt sorununun demokratik ve barışçıl yollarla çözülememiş olmasıdır. Çözümsüzlük, AKP-MHP iktidarı ve sistem içi derin ittifakları tarafından toplumsal muhalefeti teslim almanın aracısı kılınırken; çözüm ise başta mevcut iktidarın kaybetmesi ve ülke halklarının barış, huzur, refah ve özgürlüklerle buluşması demek olacaktır” sözlerini kullandı.    'İmralı Adası mücadele sahası oldu'   Bütün bu tehlikelerin ve oyunların farkında olan Abdullah Öcalan’ın Türkiye’ye getirildiği 1999 yılından bugüne Kürt sorununa dair geliştirdiği "Toplumsal Barış ve Demokratik Cumhuriyet" perspektifiyle iktidarların kutuplaştırıcı politikalarını boşa çıkarmaya çalıştığını vurgulayan Berna, “İmralı’da bulunduğu 23 yıl boyunca toplum karşıtı her düşünceye, ideolojiye karşı toplumun çıkarlarını savundu ve savunmaya devam ediyor. Bu gerçekten hareketle İmralı adası, halklara köleliği, sömürüyü dayatan anlayışla demokrasi ve özgürlüğü geliştirmeye çalışan anlayışın temel mücadele sahası oldu ve olmaya devam ediyor. Esasında İmralı tecrit ve işkence politikalarının sonuç alması, faşist rejimin lehine; eşitlik, adalet ve özgürlük mücadelesi yürütenlerin aleyhine oldu, oluyor. Bugün 'İmralı tecridi toplumun kuşatılmasına, toplumun tecrit edilmesine dönüştü' derken bu gerçekten hareket ediyoruz” ifadelerine yer verdi.    'Çözümsüzlük siyaseti halklara değil sermayeye yarıyor'   Çözümsüzlük siyasetinin İmralı tecridini derinleştirdiğini, İmralı’da görüşme ve diyalog kanallarının açık tutulduğu dönemlerde ise demokrasi kültürünün yükseldiğine dikkat çeken Berna, “İmralı tecridine karşı tavır sahibi olmak, Kürt sorununda demokratik çözüm ve barışçıl yöntemlere dair tavır geliştirmektir. Bu toplumsal barış tavrı da halkların ortak ve demokratik geleceğini savunmak anlamına gelmektedir. Dolayısıyla İmralı’da uygulanan bu mutlak tecrit ve işkence sistemine karşı politik, etik ve hukuki olarak itirazı yaygın ve daha kapsamlı bir hale getirmek zorundayız. Benzeri sorunları salt askeri yöntemlerle çözmeye çalışan devletlerin günümüzde tekleşen, yozlaşan ve ekonomik olarak da iflas eden halleri bilinmektedir. Sorunlarını diyalog ve barışçıl yollarla çözen ülkelerin yaşadığı gelişmişlik seviyesi de ortadadır. Bu şartlar altında halen tecrit siyasetinde ısrar ve 'sınır ötesi operasyon' adı altında yaygınlaştırılmaya çalışılan iktidarcı ve sermaye dostu savaş siyasetine karşı ezilen tüm kimliklerin ve doğanın yaşam politikasını savunuyoruz, savunmaya da devam edeceğiz” dedi.    Gemlik yürüyüşüne çağrı   Abdullah Öcalan’ın kardeşi Mehmet Öcalan ile yaptığı 25 Mart 2021 tarihli son görüşmeden bugüne haber alınamadığını hatırlatan Berna, durumu kaygıyla karşıladıklarını  ifade ederek, itirazları dile getirmek amacıyla herkesi 12 Haziran günü gerçekleştirecekleri yürüyüşe çağırdı. Berna, Ege Bölgesi olarak cumartesi günü saat 19.00’da Bayraklı /Yamanlar’da bulunan ilçe binası önünde toplanacaklarını duyurdu.