‘Özgür basının sesi kısılarak hakikat engellenmeye çalışılıyor’ 2022-06-09 09:01:26     Marta Sömek    İSTANBUL - Ajansımız haber müdürü ve editörünün de aralarında olduğu 20 gazetecinin gözaltına alınmasına tepki gösteren DİSK Basın-İş Yönetim Kurulu üyesi Elif Akgül, “Özgür Basın tarihi bunun örnekleri ve bu baskılara karşı direnişle dolu” derken, MLSA avukatlarından Merve Kurhan da “Amaç, basının sesini kısmak ve kamunun hakikate erişimini engellemektir” ifadelerini kullandı.   Diyarbakır’da dün sabah saatlerinde yapılan ev baskınlarında 20 gazeteci gözaltına alındı. Bu kapsamda ajansımızın Yenişehir ilçesinde bulunan merkez bürosuna da haber verilmeden baskın gerçekleştirilerek bilgisayarların hard disklerine el konuldu. Gözaltına alınanlar arasında ajansımız Haber Müdürü Safiye Alagaş, editörümüz Gülşen Koçuk, Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Eşbaşkanı Serdar Altan, Mezopotamya Ajansı (MA) editörü Aziz Oruç gibi isimler de bulunuyor.   Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü’nde tutulan gazetecilerin dosyaları hakkında avukatlarına şimdiye kadar bilgi verilmezken, demokratik kamuoyundan da baskı ve gözaltılara dair tepkiler gelmeye başladı.   ‘Gazetecilerin ‘Özgür Basın’ geleneğinden öğreneceği çok şey var’   Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Basın-İş Yönetim Kurulu üyesi Elif Akgül, AKP iktidarının sonuna yaklaştıkça şiddet ve baskılarını da yükselttiğini belirtti. “Bu şiddetin de ilk yöneldiği kesimlerden biri Kürt gazeteciler” diyen Elif, birkaç gün önce gözaltına alınan Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Eşbaşkanı Dicle Müftüoğlu’nun cezaevindeki meslektaşına para göndermek suçlamasıyla karşılaştığı örneğini verdi. Elif, “Burada AKP iktidarının amacının sadece basın yayın faaliyetlerini baskı altına almak değil aynı zamanda gazetecileri yalnızlaştırmak, dayanışmayı kırmak olduğunu görüyoruz. Kürt basını için bu baskılar yeni değil. Özgür Basın tarihi bunun örnekleri ve bu baskılara karşı direnişle dolu. Bugün geldiğimiz noktada daha yaygın, geniş topluma ulaşan ve bir yerinden muhalefette kalan basın kuruluşları ve gazetecilere de bu şiddetin yansıdığını görüyoruz. Bu bağlamda gazetecilerin Özgür Basın geleneğinden öğreneceği çok şey var. Biz DİSK Basın İş olarak baskı altındaki tüm meslektaşlarımızla dayanışmamızı sürdürüyoruz. Mevcut baskı rejimine karşı örgütlenmekten, yan yana durmaktan ve dayanışmaktan başka çaremiz yok” dedi.    ‘Amaç basının sesini kısmak’   Medya ve Hukuk Araştırmaları Derneği (MLSA) avukatlarından Merve Kurhan da gazetecilere dönük baskıyı iktidarın seçim hazırlığı olarak yorumladı. Seçim yaklaştıkça iktidarın baskıyı artırdığını söyleyen Merve, “Mevcut durumda Türkiye'nin ağır bir ekonomik ve siyasal kriz hali içinde olduğu yadsınamaz bir gerçek. Böylesi bir kaos halinde, halkın habere ve bilgiye ulaşabilmesi her zamankinden daha da önemli hale gelmektedir. Bu çerçevede, basın daha kilit bir rol oynamakta, buna bağlı olarak da daha fazla baskı görmektedir. Amaç, basının sesini kısmak ve kamunun hakikate erişimini engellemektir. Diyarbakır'da gazetecilerin ev baskınları ile gözaltına alınması ve malzemelerine el konulması tam da bu amacı gütmektedir. Her gün gazete binalarında, meydanlarda veya adliyelerde, göz önünde işini yapan gazetecilerin şafak operasyonu ile gözaltına alınması basın ve ifade özgürlüğünün ağır ihlaline yol açmıştır. Bilindiği üzere, basın özgürlüğü ve yine basın faaliyetinde kullanılan araçlar anayasa ve uluslararası sözleşmeler ile güvence altında olup, engellenmesi veya el konulması açıkça anayasaya ve bu sözleşmelere de aykırılık teşkil etmektedir” sözlerini kullandı.   ‘JINNEWS önemli ve değerli bir çalışma’   İktidarın Kürt sorunundaki çözümsüzlük ve çatışma halinin Kürt basınına dönük baskıyı da artırdığını vurgulayan Merve,  Kürt basın emekçilerinin daha ağır koşullarda soruşturulduğunu, tutuklandığını kaydetti. Bu farkın görünür olduğunu söyleyen Merve,  tutuklu gazetecilere işaret ederek şöyle devam etti: “Kadın haberciliğinin genel baskının yanı sıra ayrıca erkek egemen iktidarın özel olarak hedefi haline geldiğini de vurgulamak gerekir. Keza, kadın kimliğinin aileden devlete uzanan sistemin her anında yaşadığı baskı, şiddet ve yok sayma hali kadın gazeteciliğinde de kendisini çarpıcı şekilde göstermektedir. İşte JINNEWS tam olarak bu sebeplerle çok önemli ve değerli bir çalışmadır. Çalışanlarının yaşadığı gözaltı, şiddet veya sair baskılar doğal olarak kadın kimliğinin ve haklarının zarar görmesine yol açmaktadır. Sonuç olarak kadın gazeteciliğine yapılan baskının, erkek iktidarın kadına bakış açısının özel bir tezahürüdür.”   ‘Basın yalnız bırakılmamalı’   Basının özgür olmadığı, baskı ve şiddetle susturulmaya çalışıldığı bir yer ve zamanda, toplumun ve bireyin gelişiminin, ilerlemesinin söz konusu olamayacağının altını çizen Merve, bu açıdan halkın haber alma ve hakikate ulaşma hakkının sağlanabilmesinin, basının özgürce yazabilmesinden geçtiğini dile getirdi. Merve, yaşanan tüm baskı ve sindirme politikalarına rağmen, Türkiye'de onlarca yıldır özgür ve muhalif olmayı başarabilmiş, meslek etiğine bağlı gazetecilik faaliyetinin yürütüldüğünü ifade ederek, “Temel hak ve özgürlükler açısından kaygı duyan, sorgulayan ve talep eden her birey ve sivil toplum örgütünün böylesi bir zamanda basının özgür olabilmesi için demokratik tepkisini koyması, yalnız bırakmayarak, eldeki tüm imkanlarla sahip çıkması ve dayanışma göstermesi gerekir” sözleri ile dayanışma çağrısı yaptı.   ‘Tüm gazeteciler serbest bırakılmalı’   Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) basın özgürlüğünü düzenlerken, devlete iki ayrı görev ve sorumluluk yüklediğini hatırlatan Merve, “Devlet hem basını keyfi ve kuraldışı engellemeyecek hem de gelişmesi ve özgürce faaliyet yürütebilmesi için koruyucu ve geliştirici bir rol üstlenecektir. Bu açıdan, gazetecilere yönelik, gözaltı, el koyma, tutuklama veya yargılama politikaları derhal son bulmalı, gözaltında veya tutuklu bulunan tüm gazeteciler serbest bırakılmalı, Anayasa'ya ve basın özgürlüğünü düzenleyen uluslararası metinlere sıkı sıkıya bağlı kalınmalıdır. Son olarak da MLSA olarak süreci yakından takip etmekteyiz. Diyarbakır’daki avukat arkadaşlarımızla bu süreçte hukuki desteğe ihtiyacı olan tüm gazetecilerin yanında olacağız” şeklinde konuştu.