Pelşin Çetinkaya

 

ÊLIH - DEM Parti’nin 31 Mart’ta yapılacak yerel seçimlere eşbaşkanlık modeliyle gitmesini değerlendiren DEM Parti Êlih İl Eşbaşkanı Songül Korkmaz, bu modelle kadınların hem siyasette hem de toplumun her alanında kendini daha rahat ve görünür kıldığını ifade etti.

 

Kürt kadın mücadelesinin bir kazanımı olan eşbaşkanlık sistemi, Kurdistan kentlerinde Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) ile yerel yönetimlere uygulandı ilk olarak. BDP bu modeli, sadece yerel yönetimlere değil siyasetin tüm alanına taşırken kadınlar, bu model ile siyasette karar mekanizmalarında yerini aldı. Kadın özgürlükçü bir yönetim ve toplum yapısını amaç edinen bu sistem, 2016 ve 2019 yıllarında ise kayyım atamalarının gerekçelerinden bir haline getirildi. Ancak Kürt siyaseti, kadın mücadelesinin mor çizgisi olarak ifade edilen eşbaşkanlık sistemi ile yeniden yerel seçimleri karşılıyor. Yerine kayyım atanan Êlih (Batman) Belediye Eşbaşkanı ve Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Êlih İl Eşbaşkanı Songül Korkmaz, yerel yönetimlerde eşbaşkanlık modelinin önemine dair konuştu.

 

Hiçbir partide örneği olmayan bir model

 

Hiçbir partide eşbaşkanlık örneğinin olmadığını söyleyen Songül, “Biz kadınlar toplumun yarısıyız ve bu yarısının artık bütün kademe ve yönetimlerde söz sahibi olması gerektiğini biliyorduk. Bu yüzden 2007 yılında Demokratik Toplum Partisi (DTP) ile başlayan eşbaşkanlık modeli 2014’te sadece siyasi partilerde değil artık belediyelerde de eşbaşkanlık sistemiyle yerini aldı. 2014 yılından bu yana belediyelerde artık eşbaşkanlık modeli uygulanırken ilk etapta herkes şaşkınlıkla bakıyordu, kafalarda bir sürü soru işareti vardı. Fakat toplum bu modeli kabul etti” sözlerine yer verdi.

 

‘Eşbaşkanlık modeliyle halkı yönetimin içine aldık’

 

Songül, önceden yerel yönetim ya da belediyeler denilince akla sadece erkek zihniyetiyle yönetilen bir kurumun geldiğini, fakat kendilerinin 2014 yılında bu düşünce sistemini tersine çevirdiğini belirtti. Songül, “Biz bunu, bir iktidar alanı ya da erkek zihniyeti tarafından yönetilen bir şekle değil de eşit temsiliyetle, kadın bakış açısıyla kadının renginin, kimliğinin artık belediyelerde görünür olmasına ve yönetimde söz kurabilme şekline de çevirdik. Eşbaşkanlık sistemiyle halkı yönetimin içine aldık. Kadın ve erkekle beraber karar aldık ve çalışmalar yaptık. İşte bu yüzden eşbaşkanlık sistemi halk tarafından bu kadar çabuk kabul gördü” ifadelerini kullandı.

 

Mücadeleleri sürüyor

 

Songül, eşbaşkanlık modelini, eşit temsiliyeti kabul etmeyen sistemlerin olduğunu ve bu yüzden de bu konuda birçok kez saldırıya uğradıklarını dile getirirken, şunları söyledi: “Bu modeli kabul etmeyen sistemler var. Kadına saldıran, kadın kurumlarını kapatan, kadını ötekileştiren sistemler var ama biz bu saldırılara rağmen hala eşbaşkanlık sistemini yürütüyoruz ve bu konuda mücadelemizi her anlamda veriyoruz.”

 

Kadın temsiliyeti her alanda fayda sağladı

 

Eşbaşkanlık modelinin gelmesiyle kadınların sadece siyasette değil kendilerini her alanda var etmeye başladıklarının altını çizen Songül, “Eşbaşkanlık sisteminden önce belediyelerde çok fazla kadın kurumları ve kadınlar için alanlar yoktu. Fakat biz geldikten sonra kadın kurumları açtık ve kadınlara daha fazla alan yarattık. Bu sayede kadınlar, belediyeye ve kurumlara daha fazla geldi. Kendini bu alanlarda tanımaya başladı, özgüvenleri gelişti. Eşbaşkanlık sisteminin gelmesiyle kadınlar artık kurumlara daha sık gelmeye başladı. Çünkü orada kendinden bir parça gördü. Bu da kadını her anlamda rahatlattı. Ben belediye eşbaşkanıyken belediyeye gelen kadınlar bana ‘Biz daha önce belediyeye hiç gelmezken şu anda her gün gelesimiz var. Çünkü burada bizi karşılayan kadınlar var. Bizi anlayacak, derdimizi dinleyecek ve bizimle sohbet edebilecek kadınlar var’ dedi” şeklinde konuştu.