Qûbîn’den mücadele mesajı: Halkların sorunlarını biz çözeceğiz!

  • 15:16 28 Şubat 2024
  • Siyaset
 
ÊLIH - DEM Parti’nin seçim çalışmaları kapsamında Qûbîn ilçesinde yaptığı halk buluşmasında konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, “Dolmabahçe Mutabakatı’ndan vazgeçen anlayış, aynı zamanda darbe mekaniğini de hayata geçirdi” dedi. 
 
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) seçim çalışmaları kapsamında Tülay Hatimoğulları'nın da içinde yer aldığı heyetle birlikte Êlih’in (Batman) Qûbîn (Beşiri) ilçesinde halk buluşması gerçekleştirdi. Heskîf (Hasankeyf), Kercews'te (Gercüş) halka bir araya geldikten sonra Qûbîn’e gelen heyeti, halk ulusal kıyafetleriyle, zılgıt ve sloganlarla ilçe girişinde karşıladı. Qîrê (Kıra) Dağı eteklerinde bir araya gelen heyet ile heyeti karşılayan kitle uzun konvoyla “Jin jiyan azadî”, “Bijî berxwedana zindanan” sloganları, alkış ve zılgıtlar eşliğinde yola çıktı. İlçeye girildiğinde ise yurttaşlar, zılgıtlarla Tülay ve beraberindekileri karşılarken tüm kitle Diyarbakır Caddesi üzerinde bulunan seçim bürosuna geçerek halk buluşması gerçekleşirdi.
 
'Özel savaş politikaları uygulanıyor' 
 
Programda ilk olarak belediye eşbaşkan adayları tanıtıldı. Ardından söz alan Tülay, Kurdistan ve Türkiye’de özel savaş politikalarının hayata geçirildiğine dikkat çekerek, “Gülistan Doku’nun kaybedildiğini biliyoruz. Hala hafızalarımızda o kayıp dipdiri. Bizim için hala onu aradığımız slogan hiçbir biçimde bilincimizden ve dilimizden eksik olmadı. Gülistan Doku’nun yakın arkadaşı Rojwelat’ı da yine şüpheli bir ölümle kaybettik. Ve Rojwelat yoldaşımızı, kız kardeşimizi burada sizlerin huzurunda sevgiyle, saygıyla anıyorum. Gençlerimize bunları yaşatanlardan tek tek hesap soracağız” dedi. 
 
‘Kadınların tüm haklarını sonuna kadar savunacağız'
 
Her gün kadınların katledildiğine dikkat çeken Tülay, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bizler bu dünyaya erkekler tarafından kadın cinayetleriyle katledilmek için gelmiyoruz. Bizler bu dünyada eşit yurttaşlar olarak, herkesle eşit bir biçimde yaşamak için doğuyoruz ve büyüyoruz. Ve DEM Parti olarak bizler diyoruz ki kadınların yaşam hakkını, siyasetteki temsil hakkını, kamusal alandaki varlığını, toplumdaki temsiliyetlerini ve varlıklarını sonuna kadar hep beraber savunacağız. ‘Jin jiyan azadî’ sloganımız olmaya devam edecek.
 
Oy kaydırma işlemi yapılıyor
 
Beşiri, Gercüş, Hasankeyf ve Batman’da, burada sayamadığımız bütün ilçelerimizde bizler seçimleri kazanmak üzere yola çıktık. Sayılı günler var ve çok çalışmamız lazım. Evet, AKP iktidarının kayyımcı zihniyeti bu seçimlerdeki hilelerde de devam ediyor. Birçok yere oy kaydırdığını, asker, polis kadrosu kaydırdığını çok iyi biliyoruz. Bunu bizler boşa düşürebiliriz. Bunu boşa düşürecek bir parti varsa o da DEM Parti’dir. Çünkü DEM Parti, örgütlü bir partidir. Sizden ricam sadece Beşiri ya da Batman için değil, nerede bir tanıdığınız varsa nerede bir eş dost, akraba varsa zorunlu sebepler ya da gönüllü başka bir kente gitmiş ve yerleşmişse onları gelip kendi kentlerinde Beşiri’de, Batman’da oy kullanmalarını sağlamak için çalışalım.
 
Kayyım halkın iradesini gasp etmiştir
 
Ve biz AKP iktidarının her yerdeki hırsızlığını, yolsuzluğunu, seçim hilelerini Beşiri halkı olarak boşa düşürmek için çalışacak mıyız? Kayyım hırsızdır, irade hırsızıdır. Halkın iradesini gasp etmiştir. Kürt halkının, DEM Parti’ye oy veren halkların iradesini gasp etmiştir. Kayyım hırsızlığı sadece bununla sınırlı değildir. Êlih’te 650 milyon değerindeki parkı, 150 milyona yandaşına peşkeş çekecek kadar açıktan hırsızlık yapıyorlar. Bu hırsızlara Êlih, Gercüş, Beşiri, Hasankeyf yol verir mi?
 
Kimlik saldırısı 
 
Bunlar bize dilimizi, kültürümüzü de unutturmak istiyorlar. Batman’a kayyım atandığında yaptığı ilk işlerden biri Kürtçe web sitesini kaldırmak. Kayyımların çoğunun yaptığı şey, belediyede iki dilli ya da daha fazla dil varsa o belediyede çok dilli hizmeti ortadan kaldırdılar. Yani bizlerin belediyelerimizde kendi anadillerimizde hizmet vermemizi hazmedemeyip onu engellediler. Kürtçe tabelaları indirdiler, Kürtçe sokak isimlerini değiştirdiler ve sanatçılarımızın, değerlerimizin, Kürt halkının değerlerinin Cegerxwîn gibi heykellerini ortadan kaldırdılar. Bir kez daha diyoruz ki bizler kayyımları göndereceğiz. Bizler iki dilli hizmeti, çok dilli hizmeti halkımıza sunacağız. Bizler, bize unutturulmak istenen ana dilimizi her yerde haykırarak savunacak, belediyelerimiz ve yerel yönetimlerimiz bunların adreslerinden biri olacaktır. 
 
Kentleri rant alanına çevirdiler
 
Kültüre dayalı olarak yapılan birçok çalışmamızı engellediler. Bizim kentlerimizin on bin yıllık tarihe sahip olan, binlerce medeniyete beşiklik etmiş olan kentlerimizin siluetlerini ortadan kaldırıp, kendi kentlerinin siluetlerini yaratmak istiyorlar. Biraz önce Hasankeyf’ten geldik ve yüreğime derin bir acı, derin bir sızı saplandı. Ben deprem yaşamış bir arkadaşınızım ve kadim Antakya’nın yıkıldığını sizler de biliyorsunuz. Antakya için yaşadığım acıyı, Samandağ için yaşadığım acıyı yüreğimin ta derinlerinde Hasankeyf için hissettim. Hasankeyf’i tek tipleştirmek istemişler, tarihi eserleri, dokuyu yok etmek istemişler. Bu aslında sizlerin dedelerimizin, nenelerimizin elleriyle büyüterek bu günlere getirdikleri kentlerin kimliğini yok etmeye çalışmaktır, kimlik düşmanlığıdır, kent, tarih düşmanlığıdır ve aynı zamanda kentin dokusuna bu zararları vererek kültürel turizmi etkilemişlerdir. Hasankeyf başta olmak üzere Batman ve insanların gelip görmek isteyeceği buradaki esnafın fazlasıyla faydalanabileceği, katkı sunacağı bir yöntemdir bu. Size söz veriyoruz. Belediyelerimizi yeniden kazandığımızda, yeni belediyeleri kazandığımızda Batman, Hasankeyf ve buradaki tüm tarihi dokunun bütün dünyaya tanıtılacağının sözünü veriyoruz. Buraya bir turizm akınının gerçekleşmesinin sözünü veriyoruz. 
 
'İlçeleri yeniden inşa edeceğiz'
 
Hasankeyf’te kapalı dükkânlar açılacak ve bütün esnaflarımız işe, aşa, ekmeğe doyacak. Söz veriyoruz. İnanın gittiğimiz her yerde özellikle kayyımların belediyeleri işgal ettikleri, darbe yoluyla geldikleri her yerde biz şunları gördük. Bozuk yollar, bozuk kaldırımlar, çamur deryası içindeki yollar, kanalizasyon yok, çoğu yerde temiz içme suyuna bile sahip değil insanlar. Tarımını sulayacak, ekinini sulayacak suyu bile bulamıyor insanlar. Zaten Kürdistan’ın temel geçim kaynağı ne yazık ki bugüne kadar buraya doğru düzgün yatırım yapılmadığı için insanların el yordamıyla yürüttüğü tarım ve hayvancılık. Bunu zaten AKP iktidarı merkezi politikayla bitirmiştir, Kurdistan’da daha da bitirmiştir. Bakın tarım Türkiye'nin en temel geçim kaynağıdır. Türkiye dünya ölçeğinde ilk 9. sıradadır tarımda. Ama biz şimdi buğdayı, arpayı ithal eden bir pozisyona geldiysek bunun nedeni bu iktidarın kendisidir. Bu değişime yerellerden başlayacağız. Yerel yönetimlerde DEM Parti olarak bizler yönetime gelerek her yereldeki tarımı kalkındırmak, tarımsal ürünlerin kooperatiflerde değerlendirmesini sağlamak bizim boynumuzun borcudur. Çünkü biz, nerede doğduysak orada doyup orada kalmak istiyoruz. Batman’a baktığımızda sürekli dışarı göç veren bir kent. Zaten 40 yıldır devam eden Kürt sorunundan, devam eden çatışmalardan, savaştan dolayı insanımız, canımız göç etmiştir. Ama şimdi aynı zamanda buna eklenen yoksulluktan dolayı çok yoğun bir göç var. Biz DEM Parti olarak hem merkezi politikamızda hem yerel siyasetimizde sözümüz olsun ki adil bir ekonomik dağılımın sağlanması için var gücümüzle çalışacağız, siz değerli halkımızla beraber çalışacağız. 
 
DEM Parti her yerde olacak
 
DEM Parti gümbür gümbür geliyor. DEM Parti, devran dönecek ve DEM Parti her yerde olacak. Bizler yerel demokrasiyle özgür kentlerimizi kurmaya geliyoruz. Halkçı belediyecilikle demokratik, ekolojik, kadın özgürlükçü belediyecilik anlayışımızla geliyoruz. Belediye meclisi toplantılarımız doğrudan halkın katılımına açık olacaktır, şeffaf olacaktır, hesap verecekti. Batman başta olmak üzere kazandığımız her belediyemizde, mahalle mahalle, mahalle temsilciliklerimizi kuracağız, mahalle meclislerimizi kuracağız. Hangi mahallede ne sorun varsa onun belediye aracılığıyla çözülmesini, yerel yönetim aracılığıyla çözülmesini sağlayacağız. 
 
Kadınlara çalışma alanı açılacak
 
Her yerde ifade ettiğimiz gibi burada altını bir kez daha çiziyorum; kayyımcı zihniyet ve anlayış, AKP veya MHP’nin kazandığı belediyeler de aynı kayyımcı zihniyetle yönetiyorlar. Şunu yapıyorlar; kadına yönelik hiçbir çalışma yok, gelen kayyım bizlerin kadınlar için yaptığı çalışmaları tek tek ortadan kaldırmaya çalıştı. Biz kadınlara söz veriyoruz, yeniden bütün belediyelerimizde kadın daire başkanlığı kuracağız, kadınlara danışmanlık hizmeti sağlayacağız, kadınlara iş edinme kurslarını sağlayacağız, kadın istihdamını sağlayacağız. Çünkü biz biliyoruz ki kadınların ekonomik özgürlüğüne kavuşması aynı zamanda genel anlamdaki özgürlüğüne kavuşması açısından da önemlidir. Ve ‘Jin Jiyan Azadî’ sloganıyla örgütlene örgütlene gelen kadınlar olarak DEM Parti olarak bütün kadınlara sözümüzdür; bizler özgür ve eşit olana dek mücadelemizi yerel yönetimler başta olmak üzere her yerde hep beraber sürdüreceğiz. 
 
Savaşın nedeni Kürt sorunundaki çözümsüzlük
 
Bugün 28 Şubat. 28 Şubat Dolmabahçe Mutabakatı’nı yani Kürt sorununun çözümü noktasında Türkiye tarihinde atılmış önemli adımlarının birinin yıldönümü. Bakın Dolmabahçe Mutabakatı AKP ile başladı ama AKP Dolmabahçe Mutabakatı’nı kendi tanımayarak, kendi reddederek, Kürt halkı üzerinde çöktürme siyasetiyle yola devam etti. O zaman masa devrildiğinde ‘Kürt sorununu çözmekten artık vazgeçtik, dolaba koyuyoruz, donduruyoruz’ dediklerinde yaşanan katliamlar hepimizin hatırasındadır. Bizler o yitirdiğimiz canlarımızı unutmuyoruz. Bizler çeşitli provokasyonlarla, bu vazgeçişin nasıl tezgahlandığının bilincindeyiz ve bunları asla unutmuyoruz. Kürt sorununun çözümü onurlu bir barıştan geçer. Onurlu bir barış için çalışmak herkesin elini taşın altına koyması elbette çok önemlidir. Bugün Türkiye'de bir demokrasi sorunu varsa bunun en önemli sebeplerinden birisi Kürt sorununun barışçıl ve demokratik yöntemlerle çözülmemesidir. Dolmabahçe Mutabakatı’ndan vazgeçen anlayış, aynı zamanda darbe mekaniğini de hayata geçirdi. 
 
Mücadele etmeye devam edeceğiz
 
Ama buradan Batman’dan darbenin yıldönümünde, aynı zamanda Kürt sorununun çözümü irade ortaya konan Dolmabahçe Mutabakatı’nın yıldönümünde bir kez daha söylüyoruz ki ant olsun ki bu ülkeye barışı biz getireceğiz. Ant olsun ki Kürt sorununu bizler çözeceğiz. Ant olsun ki bütün halkların, ezilen ve sömürülenlerin sorunlarını bizler çözeceğiz ve biz bu ülkede barış en güçlü şekilde yankılanana dek mücadele etmeye devam edeceğiz.   
 
Edip Solmaz'ın ağacı milyonlar haline geldi
 
Değerli Edip Solmaz’la ilgili araştırma yaparken çok önemli bir yazıya rastladım. Sevgili Gülcan Dereli yazmış. Şöyle söylemiş yazısında; 79’da zamanın ruhu farklıydı. Her yer beton değildi ama devletin zihinsel kodları o zaman da Kürtlere karşı bir beton gibiydi şimdi de bir beton gibi. Edip Solmaz seçim kampanyasında sembol olarak ağacı kullanmıştı. Yaşam ağacı, kökleri derinlerde ama yeşermemişti daha. O ağaç bugün milyonların toplandığı bir ağaç haline geldi. O ağaç bizim bütün siyasi partilerimizin köküdür. O ağaç binlerce yıldır bu topraklarda beraber verdiğimiz mücadelenin köküdür. Edip Solmazların Terzi Fikrilerin, devrimci ve yurtsever mücadele geleneğini bizler bu ağacın altında hep beraber sürdürmeye devam edeceğiz. Anadolu ve Mezopotamya topraklarında kökleri binlerce yıla dayalı bu ağacın gölgesinde bizler özgür, adil, demokratik bir siyaseti inşa etmek için Edip Solmazların, Terzi Fikrilerin öğrencileri, yol arkadaşları olarak sevgili Terzi Fikri ve sevgili Edip Solmaz, özellikle de Edip Solmaz senin kentinde sana söz veriyoruz. Bütün belediyelerimizi sana yakışır bir şekilde kazanacağız, sana yakışır bir şekilde kazanmak için hep beraber çalışacağız.”
 
Tülay ve partili heyet, Qûbîn’den sonra Awiskê (İkiköprü) beldesine geçerek, burada halkla selamlaştı.