'Önemli hamleler gerçekleşti, aktörler fırsatları değerlendirmeli'

  • 09:02 16 Şubat 2024
  • Siyaset
 
Zelal Tunç
 
WAN - Açlık grevleri, Adalet Nöbeti eylemleri ve “Büyük Özgürlük Yürüyüşü”nün Kürt sorunun çözümü için önemli hamleler olduğunu söyleyen İHD Yönetim Kurulu üyesi Ayten Kıran, “Halk gittikleri her yerde eylemi yürüten milletvekillerini büyük bir umutla karşıladı. Siyasi aktörlerin bu fırsatı çok iyi değerlendirmesi gerekiyor” dedi.
 
PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü ve Kürt sorununun demokratik çözümü kampanyası kapsamında cezaevlerinde açlık grevleri, dışarda aynı taleplerle Tutuklu ve Hükümlü Ailelerle Yardımlaşma Derneği (TUHAY-DER) ve tutsak yakınlarının “Adalet Nöbeti” eylemleri sürerken aynı taleple 15 gün süren "Büyük Özgürlük Yürüyüşü" eylemi gerçekleştirildi.İçeriden ve dışarıdan büyüyerek devam eden eylemlerin taleplerinin “insani” olduğunu ve iktidarın bir an önce adım atması gerektiğini söyleyen Wan İnsan Hakları Şubesi (İHD) Yönetim Kurulu Üyesi  Ayten Kıran değerlendirmelerde bulundu. 
 
‘A’dan Z’ye kadar tüm tiplerde cezaevi inşa edildi’
 
Cezaevinde on yıllardır siyasi tutsaklara yönelik ihlallerin günden güne arttığını belirten Ayten, dönem dönem bu ihlallerin dozunun arttığını kaydetti. Son beş yıldır içerde ve dışarda ciddi hak ihlallerinin yaşandığını kaydeden Ayten, “ Özellikle İmralı’dan başlayarak Türkiye’deki bütün siyasi tutsaklara yansıyan çok ağır tecrit koşulları var. Bu tecritler yeni yapılan cezaevleri ile birlikte çok daha ağır boyutlara ulaştı. ‘Siyasi tutsakların birbirleri ile ilişkilerini nasıl kesebiliriz?’ düşüncesiyle tecrit şartları gittikçe ağırlaştı. A’dan Z’ye tüm tiplerde cezaevleri inşa edilmeye başlandı ‘hangisiyle biz bunları daha fazla tecrit altına alabiliriz, sindirebiliriz?’ düşüncesine kapıldılar. Dönem dönem bu noktada tecrit noktasında çok başarılı oldular ama siyasi tutukluların direnmesiyle çoğu dönem de tecritleri boşa çıktı” sözlerini kullandı.
 
‘İktidarın ciddi bir şekilde düşünmesi gerekiyor’
 
Yine benzer bir sürecin yaşandığına işaret eden Ayten, “Özellikle Sayın Abdullah Öcalan üzerinde uygulanan tecritten kaynaklı olarak bütün cezaevlerinde süresiz, dönüşümlü açlık grevleri başlatıldı. Bu açlık grevleri büyük bir hak ihlali ve insanlık suçudur. Zaten çok kötü olan cezaevlerinin, sağlık koşullarının bu açlık grevleri ile birlikte birçok kişinin sağlık sorunları yaşayacağını göstermekte. Tutsakların belirledikleri bir süre var ‘15 Şubata kadar bu ağırlaştırılmış tecrit kaldırılmazsa ya da herhangi bir görüşme sağlanmazsa başlatılan açlık grevlerinin ‘süresiz dönüşümsüz’ greve’ dönüştüreceklerini ifade ediyorlar. Biz bunun geçmiş dönemlerde ölümlere kadar gittiğini biliyoruz, siyasi tutsaklar üzerinde çok ciddi travmalara sebep olduğunu biliyoruz. İktidarın bu noktada oturup ciddi anlamda düşünmesi gerekiyor” çağrısında bulundu.
 
‘Tecridin sonlandırılması görüşmelerin yapılması gerekiyor’
 
“Bu ülkede Kürtler yokmuş gibi davranılıyor, siyasi tutsaklar yokmuş gibi davranılıyor”  diyen Ayten,“ İktidar bunun ne kadar büyük bir sorun olduğunun farkında. Bu tecridin bir an önce sonlandırmaları gerekiyor, gerekli görüşmelerin sağlanması gerekiyor. İHD olarak üç ayda bir periyodik şekilde Serhat bölgesindeki bütün cezaevlerinde avukatlarımız düzenli görüşmeler yapıyorlar. Bütün cezaevlerinde siyasi tutsakların üzerinde çok ağır tecrit koşullarının olduğunu görüyoruz. Özellikle kadın tutsakların aramalarından, sık sık koğuşlarından götürülüp sorguya tabi tutulmalarından ve itirafçı olmaya zorlanmalarından tutun, birçok ihlalle karşı karşıya kalıyorlar. Biz tüm bunları gelen başvurulardan ve yaptığımız gözlemlere dayanarak söylüyoruz” dedi.
 
‘Siyasi tutsakları bırakmayan iktidar Hizbullah için ‘özel af’ çıkarıyor’
 
Hasta tutsakların serbest bırakılması gerektiğine vurgu yapan Ayten, “ Hasta olmaları ve ileri yaşlarına rağmen Muhlise Karagüzel ve Hanife Aslan tahliye edilmiyor. ATK her seferinde farklı farklı raporlar veriyor ve her seferinde de hastalıklarını sıraladıktan sonra ‘cezaevinde kalabilir’ raporu veriliyor. Hanife Aslan 80 yaşında, Muhlise Karagüzel yine yaşlı ve birçok hastalığı bulunuyor. Cezaevlerinden birçok hasta tutsağın cenazesi çıktı, artık sayılarını bilmiyoruz. Özel af ile ‘kocamış’  gerekçesiyle Hizbullahçıları ceza evinden çıkaran iktidar, bir an önce bu hasta ve yaşlı tutsakları da serbest bırakmalı. Bu tutsaklar sırf siyasi tutsak oldukları için çıkarılmıyor bu da yetmezmiş gibi cezasını tamamlayan siyasi tutsakları kurdukları bir komisyonla keyfi bir şekilde cezası biten kişinin infazını yakma, tahliyesini erteleme gibi ihlallerle karşı karşıya kalıyoruz. Adalet Bakanlığı’nın bir an önce bunları ele alarak düzeltmesi gerekiyor” şeklinde konuştu.
 
İktidarın yaklaşımı 
 
Sadece cezaevinde değil dışarda da yapılan eylemlere yönelik çifte standart uygulamasının devrede olduğunu belirten Ayten, “Biz insan hakları dernekleri olarak bulunduğumuz illerde gözlemci olarak yapılan eylem ve etkinliklere katılıyoruz. Aynı günde yapılan Kürt hareketinin yapmış olduğu bir eylem ile iktidar yanlısı bir sendikanın yapmış olduğu eylemleri karşılaştırdık; kolluk güçlerinin ikisine yaklaşımı çok farklı. Bu durum aslında merkezi hükümet sisteminden kaynaklı bir durumdur” ifadelerini kullandı.
 
‘İktidar çözüm odaklı yaklaşmalı’
 
Ayten, “Bir ülkede bir sorun varsa o sorunun çözümü de o hükümetin otoritesinde geçer yani muhatapları bellidir. İHD olarak değerlendirmek gerekirse; bu halk temsilcilerini seçiyor, meclise gönderiyor ve bugün burada halkın gördüğü muamelenin aynısını Mecliste halkın seçmiş olduğu milletvekilleri görüyor. Bunun çözümünü iktidar bulmak zorunda. Daha önce bir süreç başlatıldı ve bizim için sevindirici bir süreç olmuştu. Bugün baktığımızda çözümsüz bırakıldığı gibi bu ihlallerin dozu da arttırılıyor. Mesela 15 Şubat için hiç bir gereği yokken bir kaç gün öncesinden insanlar gözaltına alınmaya başlandı. Bugün gelen başvurulardan da bunu görebiliyoruz. İktidar neyin kaygısını taşıyor? Bu insanların ne yapacaklarını düşünüyor? Tüm bunların çözümü iktidarda. İktidar çözüm odaklı yaklaşırsa insanların zaten barış içinde yaşama talepleri var” şeklinde konuştu.  
 
‘Siyasi aktörler bu fırsatı iyi değerlendirmeli’
 
Son olarak tecrit uygulamalarına ve Kürt sorunun demokratik yollarla çözümü kapsamında başlatılan açlık grevi, Adalet Nöbeti eylemi ile “Büyük Özgürlük Yürüyüşü” eylemelerine ilişkin konuşan Ayten şöyle dedi: “Bunlar çok önemli hamleler.  Aynı zamanda iktidar için de çok önemli bir veri. İktidarın bunu baz alıp çözmesi gerekiyor. İnsan hakları savunucuları olarak biz de bu ülkede yaşıyoruz ve bizim de gözlemlerimiz var. Özgürlük Yürüyüşünden sonra hemen bir sürecin başlatılması gerektiği görüşündeyim. Bu iyi bir fırsattır. Halk gittikleri her yerde eylemi yürüten milletvekillerini büyük bir umutla karşıladı. Önümüzde büyük bir seçim var ve bu seçimlerin neler getireceğini biz bilemiyoruz ama siyasi aktörlerin bu fırsatı çok iyi değerlendirmesi gerekiyor.”