‘Herkes Yeşil Sol Parti’ye oy vermeli’

  • 09:08 7 Mayıs 2023
  • Siyaset
 
İSTANBUL - Annesinden aldığı güçle mücadele etmeye başlayan Yeşil Sol Parti’nin İstanbul 2’inci Bölge milletvekili adaylarından Ayşan Aksoy, kadın katliamları, çocuk istismarı ekonomik kriz ve savaşa karşı Yeşil Sol Parti’nin Meclis’te olacağını belirterek, herkesi Yeşil Sol Parti’ye oy vermeye çağırdı. 
 
Cumhurbaşkanlığı ve 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimine sayılı günler kala Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti), çalışmalara hız kesmeden devam ediyor. Yeşil Sol Parti, listelerinde en fazla kadın adaylara yer veren parti olarak dikkatleri üzerine çekti. Adaylardan biri de Ayşan Aksoy. 
 
Yeşil Sol Parti İstanbul 2’nci adaylarından olan Ayşan, ailesi ile birlikte devletin Kurdistan’da yürüttüğü savaş politikasından dolayı 90’yı yıllarda Êlih’in (Batman), Zilan köyünden İstanbul’a göç etmek zorunda kalır. Ayşan, mücadelesi, adaylığı ve seçimlere ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 
 
‘Annemden ilham aldım’
 
1979 yılında Zilan’da doğduğunu, ilk okulu köyde, ortaokulu da 3 yıl yatılı bölge okulunda okuduğunu belirten Ayşan, kadın bilincini annesinin mücadelesinden aldığını söyledi. Annesinden aydığı gücü ve bilince ilişkin Ayşan, şunları belirtti: “Annemin kişiliği duruşu ve güçlü bir kadın olmasından ilham aldım. Annem doğan bütün çocuklar için mücadele eden bir kadındı. Beni de hep böyle yetiştirdi. Aslında beni bu mücadeleye iten annemdi. Onun güçlü kişiliği duruşu beni ayakta tuttu. Mücadelemi annemin güçlü duruşundan aldım. Ben kadını ve annemi esas alarak kadın mücadelesiyle var olmaya çalıştım.”
 
‘Çocukluğumun katili’
 
90’lı yıllarda köy boşaltmalara şahitlik ettiğini, zorlu ve baskılı süreçlerin hafızasında yer ettiğini, gözaltıların ve faili meçhullerin canlı tanığı olduğunu söyleyen Ayşan, “Yaşanan onca zorlu sürecin etkisinden çıkamadım, yaşadığım sürece de çıkamayacağım. İyi yanları da olacaktır elbette. Mücadele etmek için bunlar beni dinç tutacak. Kötü yanı ise çocukluğumun hırsızı, çocukluğumun katili olan o süreçten dolayı yurdumuzdan edildik” dedi. Köylerini terk etmeseler ya gözaltına alınıp kaybedileceklerini de ya da evlerini yakıp yıkarak ölüme terk edileceklerini belirten Ayşan, “Tek amaç oraları tamamen insansızlaştırmaktı. Oradan çıktıktan sonra tarihin, kültürün, coğrafyan, kimliğin arkanda kalıyor. Ancak kendinle birlikte gittiğin yere de getiriyorsun”  ifadelerini kullandı. 
 
‘Kendimi kadın mücadelesinde buldum’
 
İstanbul’a geldikten sonra yaşadıklarına ilişkin de Ayşan, şunları dile getirdi: “Annemle birlikte gittiğimiz her semt pazarında annemin başında beyaz tülbent var diye sürekli hor görüldük. Otobüslerde annemle Kürtçe konuştuğum için tepki çekiyordum. Kiralık ev aradığımızda ev vermiyorlardı. Verdikleri tek cevap ‘Doğulusun ev yok’ oluyordu. Bu muamele ile karşı karşıya kalıyorduk. Sürgün edildiğin yerde de barınamıyorsun. Bu da seni düşündürüyor bununla nasıl baş edebilirim diye. Bu da seni bir mücadeleye itiyor. Bütün bu sorunlar yaşanırken kendimi kadın mücadelesinde buldum.”
 
‘Cumartesi Anneleri’nden güç aldım’
 
İstanbul’da her hafta Galatasay Meydanı’na çıkan Cumartesi Anneleri ile tanıştığını ve kadın mücadelesi içerisinde yer almaya başladığını söyleyen Ayşan, o süreci  de “Galatasaray Meydanı’na gittim  ve bir grup anne ve diğer insanlar ellerinde fotoğraflarla oturuyorlardı. Dikkatimi çekti. Hepsin kayıp aileleri hepsi de faili meçhuller. Yani Cumartesi Anneleri’ydi. Çocukluğum canlandı gözlerimde. O günden sonra ben de her gün Cumartesi Anneleri’yle birlikte  Galatasaray Meydanı'nda  o mücadeleye ortak oldum. Ve her hafta bir annenin hikayesini dinledim. Bu da benin için, mücadele etme zamanının geldiğini işaretiydi. Cumartesi Anneleri’nden güç aldım” sözleri ile anlattı.  
 
 ‘Tüm halklara ses olmak için biz kadınlar Meclis’te olmalıyız’
 
Halkların Demokratik Kongresi (HDK) delegeliği, 2 dönem de Şişli ilçesinde HDP’de ilçe eşbaşkanlığı yaptığını söyleyen Ayşan, şimdi de Yeşil Sol Parti’nin İstanbul 2’nci Bölge adaylarından biri olduğunu belirtti. Ayşan, milletvekili adaylığına ilişkin de şunları dile getrdi: “Kadınlar Meclis’te olmalı. Kadınların sesi her yerde olduğu gibi Meclis’te de olmalı. Çocukluğunda insanlar gözaltına alınıyor, okuduğun okulda dilin yasaklanıyor, sürgün olarak gittiğin yerde kimliğin sorgulanıyor. Buna karşı mücadele etmek için Meclis’te olmak gerekiyorsa, evet biz kadınlar Meclis’te olmalıyız. Kadın kimliğini, Kürt halkının kimliğini, ezilen halklarını haklarını savunmak  ve onların sesi olmak için biz kadınlar mutlaka Meclis’te olmayız. Kimlik mücadelesi, cins mücadelesi için Meclis’te olmalıyım. Kadın katliamlarına, çocuk istismarlarına, ekonomik krize, bütçenin savaşa harcanmasına, savaşa, kırıma karşı tüm bunlara son vermek için Yeşil Sol Parti Meclis’te olacak. Tüm halkların kesinlikle Yeşil Sol Parti’yİ desteklemesi gerekir.”