AKP-MHP bloğuna mesaj: Yolun sonu görünüyor

  • 09:01 1 Mayıs 2023
  • Siyaset
Melek Avcı
 
ANKARA - Yeşil Sol Parti Ankara Milletvekili Adayı Hatice Göz, iktidarın seçim operasyonlarına ilişkin, “Saldırılarını arttırıyorlar ama kurtuluşları olmayacak. Korkunun ecele faydası yok, bu halk kararlı. Gidecekler. Yargılanacaklar. Hesap verecekler ve bizler de bunun için mücadele etmeyi sürdüreceğiz” dedi.
 
14 Mayıs seçim çalışmaları sürerken bir taraftan ise iktidarın siyasi soykırım operasyonları sürüyor. 25 Nisan Salı günü ve 29 Nisan Cumartesi günü iki ayrı merkezden yürütülen soruşturmalarda yüzlerce kişi gözaltına alındı ve çok sayıda tutuklama gerçekleşti. 30 Nisan’da ise İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı ve Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında 8 kentte düzenlenen operasyonda Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP), Sosyalist Kadın Meclisleri (SKM), Etkin Haber Ajansı (ETHA) ve Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu’nun (SGDF) birçok üyesi düzenlenen polis baskınlarıyla gözaltına alındı.
 
Aralarında seçim güvenliğini sağlayacak avukatlar, seçime ilişkin haber takibi yapan gazeteciler, sanatçılar ve siyasetçilerin yer aldığı tutuklama ve gözaltılara tepkiler sürerken diğer yandan iktidarın verdiği “gözdağı” Yeşil Sol Parti’nin çalışmaları nezdinde işe yaramadı. Adeta “Herkes işinin başında” diyebileceğimiz çalışmalar gazeteciler, siyasetçiler ve avukatlar tarafından sürdürülüyor. Bu çalışmalara ilişkin ve seçim sürecinin operasyonlarla aksatılma çabalarının işlemediğini Ankara 1’inci bölge Yeşil Sol Parti adayı Hatice Göz değerlendirdi.
 
Hatice Göz kimdir?
 
Ankara 1’inci bölge Yeşil Sol Parti milletvekili adaylarından olan Hatice Göz, sosyalist-feminist hareketin içerisinde uzun yıllar çalışma yürüttü. Yeşil Sol Parti içerisinde her almasını ise şu ifadelerle açıklayan Hatice, “Tüm mücadelelerin buluştuğu, demokratik bir cumhuriyeti kurabilme inancını taşıyorum. Bunun yapılabileceği, parlamento da temsilinin olabileceği yer Yeşil Sol Parti, bende bu yüzden buradayım” dedi.
 
‘Sokak bu iktidarın sunduğu gerçeklikten bıkmış’
 
Seçim çalışmalarını sokağın her yerinde birçok arkadaş ve diğer adaylar ile yürüttüklerini söyleyen Hatice, emekçilerin, halkların, Alevilerin, gençlerin ve herkesin olduğu yere girip çıktıklarını ve herkesin elini sıktıklarını belirtti. Hatice, “Hareketli bir seçim süreci var, bayram öncesinde başlayan ve bayramın bitiminde de devam eden, şimdi ise 1 Mayıs’la taçlandıracağımız ve sonrasında kalan günlerde hep birlikte demokratik bir cumhuriyeti kurma yolunda Emek ve Özgürlük İttifakı’nın parlamentodaki temsiliyetini güçlendireceğimiz, sokaktaki mücadeleyi arttıracağımız, örgütlü bir vücutla buluşturacağımız bir seçim sürecine gidiyoruz. Bunun aslında sokaktaki ayağını örmeye çalışıyoruz. Sokakta ciddi bir heyecan ve beklenti var. 20 küsür yıldır halkın üzerine çöken gerçeklik her biçimde kendini gösteriyor; sohbet ettiğimiz her esnaf, sokakta karşılaştığımız her kadın, emeklilerin hepsi, çocuklar, gençler, kadınlar, neredeyse bütün toplum bu iktidarın kendisine sunduğu gerçeklikten ve yaşamdan bıkmış durumda. Bunun değiştirici gücü olan Yeşil Sol Parti’nin sözü halkta karşılık buluyor ve bir heyecan uyandırıyor. Bizler de bunun emekçileri olmaya çalışıyoruz. Umuyoruz ki 14 Mayıs’ta faşizmi geriletecek, parlamentoda Emek ve Özgürlük İttifakı’nın en güçlü temsiliyetini yaratarak bunu başaracağız” diye konuştu.
 
‘AKP-MHP’nin kadın düşmanı ittifakı onların siyasi gerçekliğidir’
 
Yeşil Sol Parti’nin aynı zamanda eril ve kadın düşmanı ittifaklar karşısında kadın odaklı bir parti olduğunu ve kadın mücadelesini yükselttiğini söyleyen Hatice, Türkiye siyasetinin ve iktidarın ise kadın mücadelesini görmeyen bir bakışı olduğunu belirtti. Hatice, “Herkesin kendi durduğu yerden faydalandığı bir kadın hali var. Sermaye kadının emeğini sömürüyor, bugün patriarka varlığıyla birlikte kadınların bedenini ve emeğini sömürüyor. Sokakta kendini var edemeyen, çeşitli biçimlerde şiddete, tacize, tecavüze ve mobinge uğrayan, emeğinin karşılığını alamayan, ücretli işte çalışsa bile eş değer bir iş yapıyor olsa bile bunun eşit ücretini dahi alamayan İstanbul Sözleşmesi’ni geri çeken iktidara ve tüm bunlara karşı mücadele eden bir kadın hareketi ve kadınlar gerçekliği var. Bunun toplumdaki karşılığı ciddi anlamda fazla, Türkiye’deki kadınların pek çoğu bunlardan rahatsız. Bugün baktığımızda AKP-MHP iktidar bloğunun bir biçimiyle ittifak kurduğu diğer partiler, kadın düşmanlığıyla kendini gösteren partilerdir ve bu onların gerçekliğidir. Bundan utanacaklarını düşünmüyoruz çünkü tam da bunlarla ittifak yapacak bir siyasi atmosferi kendileri sağladı” ifadelerini kullandı.
 
‘Kadın düşmanı ittifakın karşısında Yeşil Sol Parti ve kadın mücadelesi var’
 
Kurulan kadın düşmanı ittifakın karşısında kadın mücadelesi ve 3’üncü yol olarak Yeşil Sol Parti’nin yer aldığını belirten Hatice, “İstanbul Sözleşmesi’nden çıkarak, bu ülkeyi faşist bir rejime çevirmeye çalışarak, bunun ayaklarını kurarak, 6284’ü uygulamayarak, kadın cinayetlerinin önüne geçmeyip hatta cezasızlık politikalarının önünü açarak bizzat bunu yaptılar. Bunların gelip gelebileceği yer elbette bugün kadın düşmanı partilerle ittifak kurmak olacaktı. Ancak bunun karşısında ciddi bir kadın örgütlülüğü ve kadın öfkesi var. Bu öfkeyi örgütlülüğe çeviren bir feminist hareket var. Buranın içerisinden baktığımızda bu kadın düşmanı iktidarların artık varlığını sürdüremeyeceği bir gerçek. Genç kadınlardan tutalım da ev emekçisi kadınlara kadar LGBT+ kadar. Bu toplumun bir kadın gerçekliği var, kadınlar artık eşit yaşamak, özgür yaşamak istiyor ve bunun mücadelesini sürdürüyor. Yeşil Sol Parti’nin bugün en çok kadın aday gösteren parti olması tesadüf değil bu anlamıyla çünkü hem bu partiyi var eden hem de politikasını var eden şey sokaktaki kadın hareketinden beslenmesidir. Bunun da milletvekili adaylığına yansıması, nasıl ki kadın düşmanı olan ve kadın düşmanı partilerle tekrar tekrar ittifak yapan iktidarın ittifakları ve bunun önünü açması tesadüf değilse bizlerin de kadın mücadelesinin önünü açması, kadınların eşit ve özgür bir yaşamı inşa etmesinin önünü açmak için aday olmamız tesadüf değil. Bizler bunun önünü açmak için adayız. Umuyoruz kadınlar ve feminist hareketle birlikte bunu başaracağız” sözlerini kullandı.
 
‘Operasyonlar eşittir kaybetme korkusu’
 
Seçim öncesi gerçekleştirilen ve seçim güvenliğini etkilemeye dönük siyasi soykırım operasyonlarını değerlendiren Hatice şöyle konuştu: “Baktığımızda iktidar cenahının hakikaten gidecek bir yeri kalmadı. Yolun sonuna geldiler, bunu görüyorlar. Biraz bunun korkusu, kini, öfkesi var. Kaybetme korkusu bu, bunun kini ve öfkesi. Neyi kaybedecekler; bir üzerinde oturdukları koltukları kaybedecekler ama onlar sadece koltukta oturmuyorlar, 20 küsür yıldır bu ülkeye çok fazla ihanet ettiler, çok fazla suç işlediler ve ciddi bir sermaye birikimini bu halktan, işçi sınıfından, emekçilerden çalarak ellerine aldılar. Şimdi Saraylarda yaşıyorlar, yalılarda yaşıyorlar ve jiplerden inmiyorlar. Bu gerçekliği kaybetmek istemeyen ve faşizmi kurmaya çalışan bir iktidar açısından baktığımızda yolun sonuna gelmeyi elbette kabul etmeyeceklerdi. Bir seçim politikaları var esasında ve bu politika yalnızca bir günden ibaret değil. Seçime giderken ki bütün politikaları aslında kazanamayacaklarını bildikleri için çıplak bir şekilde ‘normal’ bir seçime gidecek olsaydık kazanamayacaklardı ama bunu bırakmayacaklar.  Bunun için seçim politikalarını yürütürken bir taraftan kendileri karşısında güçlü bir çıkışı inşa eden Türkiye’deki demokratik güçlere, devrimci, sosyalist güçlere, halklara, kadınlara karşı bir mücadeleye çevirmek ve ezmek zorundalar seçimi alabilmek için.
 
Kurtuluşları olmayacak çünkü bu halk kararlı
 
Bunu yapabilecekleri belli adımlar var bunlardan bir tanesi elbette ki medya güçlerine saldırmak, sandık güvenliğine saldırmak, sandık güvenliğini geçersiz kılmak ve bir taraftan da daha önce yaptıkları gibi Kürt halkının iradesini gasp etme niyeti. Bunun örneklerini daha önceki seçimlerde çokça görmüştük. Şimdi de önümüzdeki seçim sürecini buralardan belirlemek için saldırılarını arttırıyorlar ama kurtuluşları olmayacak. Hakikaten korkunun ecele faydası yok diyebiliriz. Bu halk kararlı. Türkiye işçi, sınıfı, kadınları, gençleri kararlı ve bu kararlılığı örgütlü güçle buluşturma çabası sürüyor. Ne kadar saldırırlarsa saldırsınlar elbette biz bu saldırıları göğüslemek ve hiçbir arkadaşımızı onlara vermemek, bunlara da alışmamak ve içerideki tüm arkadaşlarımızı almak, gazetecilerden, sanatçılara, siyasetin içinde bulunan aktif öznelere kadar hepsini yeniden yanımızda görmek ama bir taraftan da bu iktidarı göndermek için mücadele etmek zorundayız. Bunu yapıyoruz. Gidecekler. Yargılanacaklar. Hesap verecekler ve bizler de bunun için mücadele etmeyi sürdüreceğiz.”
 
‘Demokratik bir ülkeyi hep birlikte kurabileceğimiz bir eşikteyiz’
 
Oy kullanacak halklara seslenen Hatice, demokratik ve özgür bir cumhuriyet inşasının Yeşil Sol Parti ve geniş anlamda Emek ve Özgürlük İttifakı’ndan geçtiğini söyledi. Hatice, “Şöyle bir açıp partilerin seçim beyannamelerine bakmak sanıyorum çıplak gerçeği gösterir. Yeşil Sol Parti halktan, emekçiden, işçi sınıfından, eşit yurttaşlık talep eden Alevilerden ve diğer inançlardan, kadınlardan ve gençlerden, çocuklardan, ekoloji mücadelesinden yana bir parti. Sermayeden yana değil halktan yana bir parti. Bugün gelinen noktada, içerisine tüm toplumu ve mücadele dinamiklerini katabileceğimiz halk, başta işçiler ve emekçiler olmak üzere bir çıkışın eşiğinde. Demokratik bir ülkeyi hep birlikte kurabileceğimiz bir eşikteyiz esasen. Bu elbette kolay olmayacaktır, sonrasında da bizi çetin mücadeleler bekleyecektir.  Ancak bugün önümüzdeki seçim Yeşil Sol’un başaracağı ve daha bütünlüklü baktığımızda Emek ve Özgürlük İttifakı’nın başaracağı şey, hakikaten despotik olan devletin, bu nobran, işçinin, emekçinin, ülkede yaşayan herkesin emeğini, kanını sömürerek kendini var eden ve bunu kurumsallaştırmak isteyen faşist iktidarın karşısında bir çıkış alternatifi sunmasıdır” şeklinde konuştu.
 
‘Demokratik cumhuriyetin inşası için Yeşil Sol Parti’
 
Hatice, geliştirmeye çalıştıkları alternatif sistemin önemini vurgulayarak, “Buna demokratik cumhuriyet diyoruz, bunu temsil eden parti Yeşil Sol Parti, bu yüzden buradayız. Bunlardan yana olan, kendinden, emeğinden, bedeninden yana olan herkes bugün Yeşil Sol Parti’de buluşuyor, buluşabilir ve buluşmalı. Bizim bizden başka hakikaten gidebileceğimiz bir yer yok. Hani bir söz vardır, ‘burada içeri dışarı diye bir şey yok hepimiz içerideyiz’ dışarıda olanları biliyoruz ve aynı gemide olmadığımızı biliyoruz. Bizler aynı gemide olanlarız. Bu nedenle,  bu ülkeyi demokratik bir ülkeye çevirmek, demokratik bir cumhuriyet kurmak ve inşa etmek, halkçı bir cumhuriyet kurmak ve bunu anayasal güvenceye almak için önümüzde uzun bir süreç var. Bunu birlikte başaracağımıza inanıyoruz, buna inanan, eşit, özgür, gerçek anlamda laik bir ülkeyi kurabileceğimize inanan, bunun mücadelesini veren herkesi Yeşil Sol Parti’de buluşmaya çağırıyoruz. Gelin birlikte başaralım” diyerek birlik çağrısında bulundu.