Hazine yardımına bloke kararı: Amaç demokratik siyaseti susturmak

  • 09:01 16 Ocak 2023
  • Siyaset
Şehriban Aslan 
 
RIHA - HDP Hukuk Komisyonu üyesi avukat Sevda Çelik Özbingöl, partilerinin Hazine yardımına bloke konulmasını “Yargı ve yargı mercilerini etkilemek ve yönlendirmek suretiyle siyasi sürece hizmet edecek kararlarla, demokratik siyaseti susturmak ve baskılamak amaçlı bir pratikle karşı karşıyayız” sözleriyle değerlendirdi.  
 
Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) kapatılmasına ilişkin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 7 Haziran 2021 yılında Anayasa Mahkemesi’nde (AYM) açtığı dava devam ederken, 6 Ocak’ta partinin hesaplarına bloke konuldu. Verilen karara birçok kesim tepki gösterirken HDP Hukuk Komisyonu üyesi avukat Sevda Çelik Özbingöl de yaşanan süreci anlattı.
 
‘Karar yoğu siyasi baskılar sonucu uygulandı’
 
Partilerine dönük kapatma söylemleri ve sonrasında yürütülen politikaların hukuki sürecin başlamasından bu yana devam ettiğini belirten Sevda, bu sürecin de yoğun siyasi baskılarla uygulandığına dikkat çekti. Sevda, bu baskıların bütün kamuoyu tarafından da görülüp bilindiğine yer vererek, “Usulsüz işlemlerin dönemsel, siyasi bir çıkara, siyasi iktidarın özellikle yaklaşan seçimi de dikkate aldıklarında siyasi seçim odaklı çıkarlarına hizmet etmek üzerine kurulu siyasallaştığını açıkça verdiği kararlardan görülüyor. Yargı ve yargı mercilerini etkilemek ve yönlendirmek suretiyle siyasi sürece hizmet edecek kararlarla özellikle demokratik siyaseti susturmak, baskılamak amaçlı bir pratikle karşı karşıyayız. Hukuken hiçbir hukukçunun açıkçası hukuki bir mevzuatla gerekçelendiremediği bir sürece tanıklık ediyoruz. Zira siyasi partilerin kapatılmasına ilişkin Anayasa 68’inci maddesindeki düzenlemeler çok açık ve net olmasına rağmen partimizin kapatılmasına ilişkin işletilen sürecin başlatılma sürecinden itibaren bugüne kadar alınan tüm kararlarda, hukuksuz keyfi bir şekilde açıkça kanun da ihlal edilmek üzere işletildiğini görüyoruz” dedi.
 
‘Talep partimize tebliğ dahi edilmedi’
 
İddianamenin tanzim edildiği ilk günden bu yana basına çok iyi bir şekilde yansıdığını kaydeden Sevda, “Hayatını kaybeden insanlarla ilgili siyasi yasaklar istendi. Beraat edilen, takipsizlik kararı verilen dosyalarla ilgili kapatma davasının dayanağı ve gerekçesi yapıldı. Çok siyasi yönü eksik ve hukuki yönü olmadığı açık olduğu bu iddianame iade edilmişti. Ancak sonrasında siyasi baskıların çok yoğun geliştiğini söylüyoruz ki 21 Haziran 2021 yılında düzeltilen ve tamamlanan partimizin kapatmasına ilişkin iddianame AYM tarafından kabul edildi. O dönemde de Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı partimizin kaynaklarına hazine yardımlarının kesilmesi konusunda da bir talepte bulunmuştu. Ancak nihai karar mahiyetinde olan taleplerin ara karar olarak karar altına alınamayacağına gerçekliğinden bahisle AYM bu talebi iki defa reddetti. Fakat bu süreç içerisinde hiçbir değişiklik olmamasına rağmen dosya içerisine bu kanaatin aksini gösterecek kişinin bir bulgu ve belge eklenmemiş olmasına rağmen 3 Ocak tarihinde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı partimize 2023 yılındaki hazine yardımlarının ödenmemesi ve hesaplarına bloke konulması yönünde bir talepte bulundu. Bu kararların öncelikle bize tebliğ edilmesi ve beyanlarımızın alınıp daha sonra karar kurulması gerekirdi. Ama AYM nasıl bir baskıyla karşı karşıyaysa konu talep partimize tebliğ dahi edilmedi. 3 Ocak’ta yapılan talep 5 Ocak tarihi itibarıyla AYM’de ön görülen karar yeter sayısı dahi sağlanmadan 2 maddelik bir ara karar kuruldu. 3’te 2 çoğunluğunu sağlamayacak şekilde iki farklı karar kuruldu” sözlerine yer verdi.
 
‘Süreç hukuki işletilmedi’
 
İlgili kararların tesis edilmesi için 3’te 2 çoğunluğun sağlanması gerektiğine dikkat çeken Sevda, esasa ilişkin nihai karar olarak alınabilecek kararların ara karar olarak da hüküm altına alınmaması gerektiğini ifade etti. Sevda, hem kanunda bunun olduğunu hem de AYM’nin daha önceki parti kapatma davalarındaki kendi kararları olduğunu söyledi. Sevda, “Mesela Fazilet Partisi’nin kapatılması davasında çok yerleşik bir içtihada dönüşmüş olan 3’te 2 çoğunluk AYM’nin kendi yakın tarihiyle ilgili parti kapatma davasındaki kararı olmasına rağmen uygulanmadı. Biz sürecin hukuki işletilmediğini anlatırken işin siyasi yönünün de açık bir şekilde görülmesi gerekiyor. Yakın tarihlerde birbirine sürdürülen yargılamalarda partimize yönelik özellikle; hem kriminalize etme hem de kapatma odaklı hukuki saldırılardan bir tanesi de Kobanê kumpas davasıdır. Kobanê davasında da henüz savunmaları bitmeyen müvekkillerimiz ve siyasetçiler mevcut iken yine hukuka aykırı bir şekilde dosyamız mütalaaya sevk adildi. Seçim bu kadar yaklaşmışken bu tarz kararların alınması hukuk eliyle partimize ve demokratik siyasi mücadeleye karşı geliştirilen argümanların varlığı ışığında hukuki olmadıkları yönünde değerlendirmeleri ve tespitlerimizin varlığını da kamuoyuyla paylaşma zorunluluğunu bir şekilde önümüze çıkarıyor” şeklinde konuştu.
 
‘İtirazlarımızı yapacağız’
 
“Yargının özellikle yapılan üye tercihleriyle beraber de siyasi anlamda eğilimini hukuktan öte siyasi eğilimlerle vermesi doğrultusunda bir pratikle de karşı karşıyayız” diyen Sevda, “Bir hukukçu olarak bu süreci üzülerek izliyorum. Çünkü AYM ülkemiz yargı mekanizmasının en üst noktasında yer alan; pratikleriyle taraf bulunduğumuz iç hukuk mekanizmalarının ve uluslararası hukuku uygulamak konusunda tarafsızlığına itibar edilmesi gereken bir kurumdur. Onlardan beklentimiz de hukukun uygulanması yönündedir. Biz itirazlarımızı yapacağız. Zira Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı esasa ilişkin mütalaasını da verdi. Bu mütalaadan sonra Yargıtay savunma yapmamız için bize süre verecek. Çünkü yargı sürecinin son aşamaları işliyor. Üzerlerindeki siyasi baskıdan kaynaklı da seçimden önce bir karar verme yönünde baskıyla karşı karşıya bulunuyorlar. Partimize verilen süre içerisinde de bilgileri kamuoyuyla paylaşıp gerekli savunmalarımızı da yapacağız” ifadelerini kullandı.
 
‘Güzel günler yakın’
 
Sevda, son olarak şu mesajı verdi: “Şunu söylemek istiyoruz; demokratik siyaset tarihi içerisindeki kapatılan ya da kapatılma tehdidiyle karşı karşıya bırakılan ilk ve tek parti değiliz. Özellikle HDP’nin devraldığı demokratik mücadele inancı ile direnci hiçbir şekilde parti kapatma korkuları ve kaygılarıyla siyasi sürecin dışına itilmesini sağlayamayacak. Hazine yardımı bize siyasi iktidar tarafından bahşedilen bir lütuf değildir. Partimizin 6 milyondan fazla seçmeni olan halkımızın bir kazanımıdır. Hiçbir siyasi iktidar kendi siyasi çıkarlarına hizmet etmek üzere böyle bir tutum, tavır takınamaz. Bu hakka da sahip değildir. Demokratik siyaset ve halkların kardeşliği ile HDP’nin mücadelesi tüm ülkemiz halklarına hak ettikleri gelecek doğrultusunda ciddi bir siyasi mücadele pratiği örneği sergileyecektir. Bu tarz tutumlar aksine azim çalışma ve mücadele direncimizi büyütüyor. Güzel günler yakındır diyoruz.”