Ebru Günay’dan Adalet Bakanı'na: Tecridi kaldırın

  • 11:32 29 Aralık 2022
  • Siyaset
ANKARA -  Gündemi değerlendiren HDP Sözcüsü Ebru Günay, PKK Lideri Abdullah Öcalan’a dönük mutlak tecridin bir an önce kaldırılması çağrısında bulunarak, Adalet Bakanı’na “Sorumluluğunuzdaki bir cezaevinde 21 aydır aile ve avukat görüşmeleri gerçekleştirilmiyorsa, tecrit politikalarında ısrar ediliyorsa, siz de hukuku ayaklar altına alıyorsunuz, Adalet Bakanı olarak bu suça ortak oluyorsunuz” diye seslendi. 
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü Ebru Günay,  partisinin Genel Merkez binasında haftalık basın toplantısı düzenleyerek gündeme dair gelişmeleri değerlendirdi.
 
‘Baştan sona hukuksuz bir yargılama’
 
Roboskî katliamın 11’inci yıl dönümü olduğunu anımsatan Ebru, kapanmayan bir acıyı andıklarını ifade etti. Gerçek katillerin ortaya çıkıp hesap verinceye kadar mücadele etmeye devam edeceklerini söyleyen Ebru, “Çünkü bu ülkedeki gerçek demokrasi Roboskî katliamının gerçek faillerinin hesap vermesiyle olacağını hepimiz çok iyi biliyoruz. Bizler HDP olarak acılı ailelerle birlikte mücadele yürütmeye hesap sormaya devam edeceğiz. Yılın son günlerindeyiz ve maalesef tekrardan iktidarın düşman politikalarıyla, hukuksuzlukları ile yılı bitiriyoruz. Dün Gezi Davası kararı istinaf mahkemesinde onaylandı. Osman Kavala'nın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile diğer tutuklulara verilen karar onaylandı. Bu bir kez daha iktidarın yargıyı sopaya dönüştürdüğünü, yargıyı intikam alma aracına dönüştürdüğünün açık göstergesidir. Baştan sona hukuksuz ve usulsüzlüklerle dolu bir yargılama. Yargıyı sopaya dönüştürenler bilsinler ki; Gezi bu halklara umut oldu Gezi direnişini ve ruhunu asla zindanlara dolduramazsınız. Bizler, Gezi direnişinin yanında durmaya ve Gezi ruhuyla mücadele etmeye devam edeceğiz” dedi.
 
‘Suça ortak oluyorsunuz’
 
PKK Lideri Abdullah Öcalan’a dönük mutlak tecride dönük Adalet Bakanlığı önünde Adalet Nöbetleri’ni devam ettireceklerini dile getiren Ebru, savaş politikalarının en büyük etkenlerden birinin iktidarın yürüttüğü tecrit politikalarından kaynaklandığını dile getirdi. Ebru, “Sayın Öcalan’ın avukatları Asrın Hukuk Bürosu Sayın Öcalan’ın CPT ile görüşmeye çıkmadığını duyurdu. Zaten 21 aydır avukat ve aile görüşmesinin gerçekleştirilmediği İmralı ile hiç bir fiziki temasın olmadığı kamuoyunun bilgisi dahilinde. Bizler İmralı tecrit sisteminin bu ülkedeki hukuksuzlukların adaletsizliğin faşizan uygulamaların temelinde olduğunun farkındayız. AKP kendi faşizmini tecrit ile besleyip büyüten bir iktidar. Tek adam rejimine karşı durmak için en çok da iktidarın tecrit politikalarına karşı mücadele ediyoruz bunda da ısrarlıyız. HDP olarak parlamento grubumuz Adalet Bakanlığı önünde hukuk uygulansın ve avukatlar görüşme gerçekleştirsin diye bir nöbet eylemine başladık. Eylemimiz bir haftadır devam ediyor. Ne yazık ki Adalet Bakanlığı’ndan bu konuda henüz bir açıklama yapılmış değil, avukat ve aile görüşlerinin yapılması için herhangi bir adım atılmış değil daha da önemlisi bizlerin Eş Genel Başkanlarımızın yaptığı başvuru, DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz’in yaptığı başvuru, DTK Eş Başkanı Berdan Öztürk’ün ve vekillerimizin yaptığı başvurulara Adalet Bakanlığı henüz bir yanıt vermedi. Bir kez daha Adalet Bakanlığı’na şunu hatırlatmak isterim. Oturduğunuz koltuk adaletin tesis edilmesi için var olan bir mekandır. Sorumluluğunuzdaki bir cezaevinde 21 aydır aile ve avukat görüşmeleri gerçekleştirilmiyorsa, tecrit politikalarında ısrar ediliyorsa, siz de hukuku ayaklar altına alıyorsunuz, Adalet Bakanı olarak bu suça ortak oluyorsunuz. Bizler Adalet Bakanı’na bu suça ortak olmamaya, çağrılarımıza ve taleplerimize cevap olmaya, demokratik kamuoyunun kaygılarını gidermek için en hızlı şekilde avukat ve aile görüşmesinin gerçekleşmesi talebimizi yineliyoruz” diye belirtti. 
 
‘AKP iktidarı içeride dışarıda savaş politikalarından ısrar ediyor’
 
Tecrit politikalarının, savaş politikalarının tek adam rejimini beslediğini ifade eden Ebru, tecrit politikalarının bu ülkedeki her türlü hukuksuzluğun temelinde AKP’nin yönetim biçimine dönüştüğünü dikkat çekti. Ebru, “Tek adam rejimine karşı çıkmak, tecride karşı çıkmak, demokrasi, barış ve özgürlükte ısrar etmektir. Sayın Öcalan ile yapılacak görüşmelerin nasıl etki yaratacağını hepimiz çok iyi biliyoruz, nasıl barışçıl bir ortam gelişeceğini, nasıl özgürlük ve demokrasinin gelişeceğinin farkındayız. Bundan da en fazla rahatsız olan, savaş politikalarından beslenen, içeride dışarıda savaş politikalarında ısrar eden AKP iktidarıdır. Bu nedenle tecritte ısrarlı. Adaletin tesis edilmesini, hukukun uygulanmasını, Adalet Bakanlığı’nın bu konuda bir an önce kaygıları gidecek adımlar atmasını, bir kez daha talep ediyoruz” sözlerini kullandı.
 
Ebru’nun konuşmasının satır başlıkları şöyle;
 
“Bu tecrit politikalarıyla beraber her yerde Kürt halkına, onun örgütlü gücüne karşı saldırılar, baskılar devam ediyor. En son bileşen partimiz DBP Eş Genel Başkanı Sayın Keskin Bayındır, Amed İl Eşbaşkanı Hayrettin Altun tutuklandı. Bir çok il eşbaşkanı gözaltına alındı, bir çok il örgütü ve DBP Genel Merkezi’nde hukuka aykırı şekilde aramalar yapıldı. Bu iktidar kaybediyor, kaybederken de Kürt’ün örgütlü gücüne her alanda düşmanlık yapıyor. Kürt’ün örgütlü gücüne saldırarak, DBP Eş Genel Başkanı’nı tutuklayarak seçim startını vermeyi amaçlıyor. Ama Kürt halkı kendisine yapılan zulmü, kendi iradesine, örgütlü gücüne yapılan baskı, tutuklama ve gözaltıları asla unutmaz, bunun cevabını da sandıkta mutlaka verecektir. Keskin Bayındır’ın derhal serbest bırakılması çağrısı yapıyoruz. Her alanda DBP ile omuz omuza mücadeleye devam edeceğiz. 
 
Birinci Paris katliamı açığa çıksaydı ikinci katliam olmayacaktı
 
Her alanda saldırılar sürerken, Paris Katliamı’nın 10’uncu yılında ikinci bir Paris katliamı gerçekleşti. Kadın mücadelesinin öncü isimlerinden Emine Kara, sanatçı Mir Perwer, Abdurrahman Kızıl katledildi. Hayatını kaybedenlerin ailesine başsağlığı diliyorum. Birinci Paris Katliamı’nın arkasındaki karanlık güçler açığa çıksaydı bugün ikinci Paris Katliamı olmayacaktı. İktidarın her yerde, içeride dışarıda Kürdün nefes aldığı her yerde Kürdün kazanımlarında, Kürt halkına dönük düşman politikalarında bu saldırılarda etkilidir. İktidarın ırkçı politikalarından, Kürt politikaları her yerde Kürtlere dönük katliamları tetikliyor. Her yerde Kürde düşmanlık yapmaya devam ediyor. 
 
Fransız yetkilerine çağrı: Karanlık güçleri açığa çıkarmak sizin sorumluluğunuz
 
Buradan Fransız yetkililerine bir kez daha çağrıda bulunuyoruz; bu katliamı aydınlatmak, bu cinayetin arkasındaki karanlık güçleri açığa çıkarmak sizlerin sorumluluğu. Bizler bunun farkındayız, ne birinci Paris Katliamı ne de ikinci Paris Katliamı sıradan ırkçı cinayetler değil. Arkasında karanlık güçlerin olduğu, organize edilmiş ve tamamen Kürt halkının değerlerinin hedef alındığı cinayetlerdir. Emine Kara, Kürt kadın mücadelesinin öncü isimlerindedir. Katledilmesinin ‘Jin Jiyan Azadî’ sloganın yankı bulduğu bir döneme denk gelmesi tesadüf değildir. Mir Perwer, Kürt müziğindeki emekleri ile herkes tarafından biliniyor.  İktidarın Kürt kültür kırımına yönelik politikaları ile hedef alınması tesadüf değildir. Tam da iktidarın Kürt kadın, kültür düşmanı halk düşmanı politikaları ile bağlantılıdır. Hiç bir katil bunları tek başına yapamaz bunlar organize suçlardır. Bir an önce katiller ve arkasındaki gerçek failler ortaya çıkarılmalıdır.
 
Deniz Poyraz Davası
 
Bir önemli katliam davası da karara bağlandı. Partimizin İzmir İl Örgütü’ne yönelik gerçekleştirilen saldırıda katledilen Deniz Poyraz arkadaşımızın dava duruşması görüldü. Bu duruşma şunu gösterdi, orada bir yargılama gerçekleşmedi. Dava süresince bir katilin arkasındaki karanlık güçlerin nasıl aklandığının filmini izledik. Delillerin karartıldığı, araştırılmadığı, katillerin her koşulda korunduğu, mağdurların daha da mağdur edildiği bir yargılama sürecine tanık olduk. Bir yargılama süreci düşünün ki duruşma salonunda katilin çıkardığı provokasyonlar sonucu gaz sıkıldı, müştekilerin ve mağdurların avukatları, Eş Genel Başkanımızın salona alınmadığı bir yargılama yapıldı. Bu bir yargılama değil, siyasi bir cinayetin üzerinin örtülmesidir. Bu siyasi bir cinayeti aklama, bir tetikçiyi yargılıyormuş süsü vererek, arkasındaki güçleri korumaktır. 
 
Siyasi cinayet
 
Bu cinayet HDP’nin il binasında gerçekleşti. Türkiye’nin önemli kent merkezlerinden biri ve 3’üncü büyük siyasi partisine yönelik gerçekleştirilen bir saldırı. Bu katil bunu tek başına organize etmiş olamaz. Herkes katliamın hangi koşullarda gerçekleştiğini katilin hangi eğitimlerden geçtiğini hangi poligonlarda atış talimi yaptığını, kimlerle ilişkide olduğunu, arkasındaki karanlık güçleri biliyor. Bu karanlık güçler hesap verinceye kadar bizler mücadelemize devam edeceğiz. Mahkeme olayı basit bir cinayet olarak ele aldı. Tetikçiye tasarlayarak cinayetten ceza vermesini kabul etmiyoruz. Bu bir siyasi cinayettir tetikçi asla bunu tek başına gerçekleştiremez. Bütün bu gerçekler tüm çıplaklığıyla ortadayken bir yargılama görüntüsü verilerek ceza verildi. Katil tek başına değil arkasındaki bütün güçlerden mücadele ile hesap soracağız. 
 
2022 yılı kara bir kışa döndü
 
2022 yılını artan saldırılarla, derinleşen krizlerle geride bırakıyoruz. Toplumun büyük kesiminin umut ve beklentilerle karşıladığı 2022 yılı AKP ve MHP iktidarının politik tercihleri nedeniyle ne yazık ki koyu bir karanlığa, kara bir kışa döndü. Bütün toplumsal kesimler iktidarın saldırı politikalarının hedefi haline geldi. 2022’de iyice açığa çıktı ki; İktidarın yönetme biçimine dönüşen tecrit artık ülkeye yayılmış ve sistematikleşmiş durumdadır. 
 
Bunun sonucunda cezaevlerinin tamamında ağır hak ihlalleri yaşanmış, cenazeler çıkmış, hasta tutsaklar tedavi edilmemiş, her türlü hak ihlali, infaz yakma, saldırı, işkence ve kötü muamele yaşanmıştır. 
 
İtirazlar savaş ve tecrit politikalarıyla engellendi
 
Emine Şenşayaşar, Adalet Nöbeti tutan anneler, Cumartesi insanları, tecride karşı alana çıkan Kürtler, demokratik siyaset yürüten bizler her tür engelleme, abluka ve gözaltılara maruz kalırken aynı tecrit 25 Kasım’da kadınlara, Meclis’e yürümek isteyen emekçilere, zeytinlikler için alana çıkan çiftçilere, eşit yurttaşlık için mücadele eden Alevilere, barınamıyoruz diyen öğrencilere, doğa talan edilmesin diyen ekolojistlere ve hatta 6 yaşındaki çocukların cinsel istismarını protesto etmek isteyenlere de uygulanıyor.
 
2022’de tecrit ve abluka öyle bir boyuta ulaştı ki sokak bütün hak arama yöntemlerine kapatıldı ve milletvekillerinin sokak ortasında ayağı kırıldı, siyasetçiler engellendi. İktidarın yasakçı politikalarına itiraz eden herkesin ve her kesimin sesi ve itirazı savaş ve tecrit politikalarıyla engellendi.
 
İnsanlar evlerine ekmek götüremiyor
 
Bütün bunlarla ekonomiyi çökerttiler, demokrasiyi rafa kaldırdılar, hukuksuzluğu yol haline getirdiler; Durum ortada, TÜİK’in şaibeli resmi verilerine göre bugün enflasyon yüzde 85 civarında, işsizlik almış başını gidiyor, cari açık, bütçe açığı artıyor. İnsanlar evlerine ekmek götüremez hale getirildi. Neden mi? İktidarın savaş ve tecrit politikaları yüzünden. Kuşkusuz 2022’de iktidarın düşmanlıklarını, demokratik siyasete tahammülsüzlüğünü anlatmaya günler yetmez. Yılın son birkaç gününde yaşanılanlarda bile 2022’nin özeti açığa çıkar. Yine de yıl boyunca mücadelemizi bütün engellemelere ve saldırılara rağmen sürdürdük. İttifaklarımızı geliştirdik, yeni mücadele yolları açtık. Emek ve Özgürlük İttifakıyla da halklara umut olduk. Hala sokaktayız, hala mücadeledeyiz, hala direnişteyiz. İçeride dışarıda nerede olursak olalım sessiz kalmayacağını kanıtlamış bir partidir HDP. İşte bize öfkelerinin nedeni budur, bize saldırılarının altında bu yatıyor. Ama unutulmasın ki; Demokrasi, özgürlük ve eşitlik hepimiz için gereklidir. 
 
Seçimlere olağanüstü koşullarda gireceğiz
 
Bir kesime yönelik hukuksuzluk gelişirken diğer kesimlerin hukuk içinde olması mümkün değildir ve 2022 yılı bunu açık bir şekilde göstermiştir. HDP her koşulda mücadele etmeye yeni yılda da halklara umut olmaya devam edecektir. Bu koyu karanlığı dağıtmanın vakti geldi. İşte 2023 yılını böyle karşılıyoruz. 2023 ülke tarihinin en kritik seçimlerinden birinin yapılacağı bir yıl olacak. Seçimlere olağanüstü koşullarda gireceğimizin farkındayız. Partimizin tarihsel mücadele geleneği ve büyük birikimi bu kritik süreci de başarıyla atlatacağımızın en büyük kanıtıdır. Buna bağlı olarak seçim çalışmaları kapsamında hem merkezi hem de yerel düzeyde hazırlıklarımızı başlatarak merkezi ve yerel koordinasyonlarımızı büyük oranda oluşturduk. Seçimde mevcut iktidara kaybettirmek, parlamentoda en üst düzeyde temsil gücüne ulaşmak ve ülkenin demokratik geleceğini demokratik ittifaklar temelinde inşa etmek en temel stratejimizdir. Emek ve Özgürlük İttifakı başta olmak üzere toplumun bütün demokratik muhalefetini kapsayacak daha geniş bir demokrasi ittifakını kurmak en temel hedeflerimizden biridir. Seçimlerde ülkeyi savaşa, baskıya, eşitsizliğe, cinsiyetçiliğe ve faşizme mahkûm edenlere, büyük kaybettireceğimiz ve büyük kazanacağımıza dair inancımız da tamdır!
 
Demokratik Cumhuriyet Konferansı’mız geleceğe ışık tutacak
 
4-5 Şubat 2023 tarihlerinde İstanbul’da gazeteci, aydın, yazar, akademisyen, siyasetçilerin bir araya geleceği Demokratik Cumhuriyet Konferansı düzenleyeceğiz. Amacımız emek, demokrasi ve özgürlük güçleri olarak nasıl bir cumhuriyet rejiminde yaşamak istediğimizi tartışmaya açmak, taleplerimizi gerçekleştirme imkânlarını birlikte konuşmak ve değerlendirmektir. 
 
Yeni yılda mücadeleyi her alanda yükselteceğiz
 
Yılın son günlerinde de Adana ve Batman’da ‘Savaşa, Tecride ve Yoksulluğa Hayır’ mitingleri düzenledik. Yeni yılda da tecrit karşıtı mücadelemize devam edeceğiz. Mart ayında tarihin en görkemli kutlamaları elbette bizi bekliyor. 8 Mart ve Newroz alanlarını taleplerimizin, direnişimizin, umudun ve zaferin görkemiyle mutlaka dolduracağız.
 
Her koşulda ve zeminde HDP’yi büyütmeye devam edeceğiz
 
2023 yılı bizler için hem seçim çalışmalarının hem eylem ve etkinliklerin hem de örgütlenme alanımızı büyütüp geliştirmenin yılı olacaktır. Bir taraftan seçim hazırlık çalışmalarımız devam ederken, bir taraftan ülkenin önemli gündemlerine dair eylem ve etkinliklerimiz devam edecektir. Tüm bu çalışmalara paralel olarak, demokratik ittifak çalışmalarımız merkezi ve yerel düzeyde devam etmekte ve örgütsel ağımızı genişletme çalışmaları son hızıyla devam edecektir. Her koşulda ve zeminde HDP’yi büyütmeye devam edeceğiz. Özellikle Kadın ve Gençlik Meclislerimiz aynı kapsamda çalışmalarını yürütmeye devam edecektir. Yeni yılda da HDP umut olmaya, özgür ve demokratik bir geleceği inşa etmeye devam edecektir. Yeni yıla girerken bütün dünya haklarının ve Türkiye halklarının yeni yılını kutluyorum.”