Feleknas Uca: İktidar için tek tehlike kadın öncülüğünde kurulan eşit yaşam modeli

  • 20:33 14 Aralık 2022
  • Siyaset
ANKARA- Genel Kurul’da konuşan HDP’li Feleknas Uca, “Rojava’da ve Kobanê’de iktidar için tehlike oluşturan tek gerçek, iktidarın üzerinde yükseldiği savaş politikalarına karşılık, kadın öncülüğünde kurulan özgür ve eşit yaşam modelidir” dedi.
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Êlih Milletvekili Feleknas Uca, Meclis Genel Kurulu’nda maddeler üzerine devam eden 2023 bütçesi görüşmelerinin 11’nci maddesine ilişkin söz aldı.  Feleknas, bu bütçenin kadınların, yoksulların, emekçilerin, gençlerin değil, savaşın, talanın ve şiddetin bütçesi olduğunu söyledi.
 
AKP hükümetinin 2002 yılında insan hakları, kadına yönelik suçlarla mücadele, demokrasi ve toplumsal barış vaatleriyle iktidara geldiğini söyleyen Feleknas, AKP’nin son yıllarda savaş ve şiddet siyasetini, barış siyasetinin önüne koyduğunu belirtti. Feleknas, “Temel insan hakları ve hukuk ilkelerini terk eden, eğitim kurumlarını cemaatlere teslim eden bir iktidar var. İktidarın düşmanca politikalarından biri de kadın mücadelesine yöneliktir. Türkiye’de kadına yönelik şiddeti önleyen yasaların uygulanmaması bir yana, tarikatların isteği doğrultusunda İstanbul Sözleşmesi feshedilmiş, kadınlar tamamen korunmasız bırakılmıştır. Mağduru değil de suçluyu koruyan bir yargı süreci yürütülmekte. Failler tutuksuz yargılamalarla korunurken, kadınlar, muhalifler ses çıkardıkları anda evlerine baskınlarla tutuklanabiliyor. Çocukların cinsel istismarına ses çıkarmayanlar, çocukları koruyan kadın kurumlarını kapatıyor, yöneticilerini tutukluyorlar” dedi. 
 
‘Gazeteciler insan onuruna aykırı şekilde gözaltına alınıyor’
 
Türkiye’de kadına yönelik şiddeti önlemek yerine, yasaların uygulanması bir yana tarikatların isteği doğrultusunda İstanbul Sözleşmesi’nin feshedildiğine dikkat çeken Feleknas, geri çekilmeyle birlikte kadınların tamamen korunmasız bırakıldığına vurgu yaptı. Feleknas, “Kadına şiddete her zaman hazır olan iktidarın kolluk kuvvetleri, Tüm dünyada 25 Kasım etkinlikleri sürerken, kadınları darp etmekten, geri durmadılar. Türkiye’de, Kadına Yönelik Şiddetle mücadele gününde, kadınlar polis şiddetine maruz kaldı, gözaltına alındı. Diğer yandan; TJA ve Kürt kadın hareketinin aktivistleri gözaltına alınıyor, tutuklanıyor. Gazeteci kadınlar başları öne eğdirilerek, insan onuruna aykırı bir şekilde gözaltına alındılar. Bu ülkede kadınların, Kürtlerin muhaliflerin uydurma suçlamalarla tutuklanmalarına herkes şahit. Kürt coğrafyasında ise genç kadınlara özel savaş politikaları uygulanıyor. Kadınlar istismara maruz kalıyor, Failler korunuyor” diye belirtti.
 
‘Alışmayacağız, boyun eğmeyeceğiz’
 
Türkiye’nin durumunun cezaevlerinde de farklı olmadığına vurgu yapan Feleknas şöyle ekledi: “Garibe Gezer’e işkence yapıldığına dair görüntüler var ama bu konuyla ilgili takipsizlik kararı verildi. Birçok örnek verebiliriz.  Buna alışmamızı, kabul etmemizi bekliyorlar. Başımızı eğmeye çalışıyorlar. Şunu bilin ki; ne kabul ederiz ne alışırız ne de sizin önünüzde eğiliriz. Sesimize, sözümüze siz alışacaksınız, kadın direnişinin önünde sizler eğileceksiniz. Sokakta, cezaevlerinde, gözaltında kadınlara işkence eden, Kürt kadınlarını siyasetin dışına itmeye çalışan iktidar, Kürtlerin varlığına ülke sınırları dışında da tahammül edemiyor.”
 
Rojava’ya dönük saldırılar
 
IŞİD çetelerine karşı güçlü bir kadın direnişinin yürütüldüğü Kobanê başta olmak üzere Kuzey Doğu Suriye’nin birçok sivil yerleşim alanlarına saldırıların düzenlendiğine işaret eden Feleknas, operasyonların amacının ise AKP ve MHP’nin yerini sağlamlaştırma çabası olduğunu ifade etti. Feleknas, “Rojava’da ve Kobanê’de iktidar için tehlike oluşturan tek gerçek, iktidarın üzerinde yükseldiği savaş politikalarına karşılık, kadın öncülüğünde kurulan özgür ve eşit yaşam modelidir. Bölgede demografik yapıyı değiştirmeye çalışanların, Efrîn’de kadınları çeteler eliyle kaçıranların, zeytinlikleri talan edip, hırsızlık yapanların, türlü oyunlarla savaş başlatmayı amaçlayanların asıl hedefi, Rojava’da inşa edilen ve dünyaya örnek olan sistemdir. Bu sebeple iktidar, kadın özgürlükçü, eşit yaşamın kurulduğu topraklara saldırarak işgalci çeteler için yaşam alanı oluşturmaktadır. Rojava’ya yönelik gerçekleştirilen hava saldırıları, bu savaş ve talan ittifakının çaresizliğinin geldiği son noktadır. AKP-MHP talan ittifakı, savaştan ve nefretten beslenen politikalarla asla başarıya ulaşamayacaktır. Kürt halkına, kadınlara ve kazanımlarına tahammül etmemenin sonucu olan bu şiddet sarmalı, tüm halklara daha fazla yoksulluk, işsizlik ve acı olarak dönmektedir.  Savaş ve talan siyasetiyle iktidarınızı sürdürmenize izin vermeyeceğiz, her türlü savaşın, şiddetin karşısında direnmeye devam edeceğiz” diye kaydetti. 
 
‘Ferman sürgün ve kırımı anlatan tek kelimedir’
 
İktidarın hedefinde soykırımın izlerinin halen silinmeye çalışıldığı Şengal halkının da olduğunu belirten Feleknas, Êzidîlerin yeni bir kırıma maruz kalma tehdidi altında olduğunu kaydetti. Feleknas, “Êzidîlerin her yıl olduğu gibi, bu yıl da saldırıların gölgesinde kutlamaya çalıştığı Êzî Bayramı (Cejna Êzî) haftasındayız, bu vesileyle Tarih boyunca sürgünlere ve katliamlara maruz kalmış ama boyun eğmemiş kadim Êzidî halkının Êzî bayramını kutluyor ve oruçlarının kabul olmasını diliyorum. Biz Êzidîler ibadetlerinde, önce 72 millet için, sonra kendimiz için dua ederiz. Ancak yaşadığımız coğrafyadaki farklı inancımızla, kültürümüzle tarih boyunca dışlanma, baskı ve katliamlara maruz kalmış kadim toprakların kadim inançlarından biriyiz. Biz Êzidîler, bugün karşı karşıya kaldığımız ‘yok edilme’ tehdidini, tarihsel hafızamızdan dolayı 74’üncü Ferman olarak tanımlıyoruz. Ezdiler, maruz kaldığı soykırımlara, ferman diyerek, aynı zamanda katliamların sorumlularına da işaret etmenin bir yolunu bulmuş bir halk. Hükümdarın resmi ve yazılı emri olan ferman, toplumsal tarihimiz, sürgün ve kırımı anlatan tek kelimedir” sözlerini kullandı.
 
‘İŞİD’in Êzidilere kutsal bayramında saldırması tesadüf değil’
 
Feleknas, devamında şunları söyledi: “Kadim değerlerin temsili olan kadının şahsında, bir toplumu tümüyle tarihten silme gayesi, Şengal’de eksiksiz bir şekilde devreye girdi ve bugün halen devam etmektedir.  DAİŞ çetesi kanlı tarihlerinin en büyük katliamını 3 Ağustos 2014’te Şengal’e kutsal bayramımız sırasında saldırarak yapmıştır. Bu, kesinlikle bir tesadüf değil, kültürümüzü, inancımızı, varlığımızı yok etme mesajı içeren bilinçli seçilmiş bir gündü. Bu çeteler, Şengal katliamı sırasında binlerce Êzidî kadın ve çocuğu esir almış, kadınları köle pazarlarında satmış, tecavüze maruz bırakmış, binlerce Êzidîyi katledip toplu mezarlara gömmüş, yüz binlercesini topraklarından etmiştir. Şengal’in yaraları hala sarılmış değil. Hala akıbeti bilinmeyen binlerce kadın ve çocuk var.  İktidarın kuş uçurtmuyoruz dediği sınırlardan çete liderleri, DAİŞ emirleri, kaçırdıkları kız çocukları ve kadınlarla rahatlıkla geçebiliyor, Ankara’da ikamet edip, köle ticareti yapabiliyorlar.”
 
‘Şengal ve Rojava’da yeni yaşamı birlikte savunacağız’
 
Şengal’in kadın öncülüğünde, kadın özgürlüğü, demokratik özerklik fikri çerçevesinde ideolojik, toplumsal ve politik yeni yaşamı kurmayı sürdürdüğünü ifade eden Feleknas, “Her yaştan kadın özerk Şengal Kadın Meclisi’ni kurarak tarih yazdı. Gençlik meclisleri kuruldu. Bugün halen Türkiye’nin saldırılarının hedefinde olan Şengal’de ve Rojava’da inşa edilen yeni yaşamı hep birlikte savunacağız. Bir yanda saldırı tehdidi bir yanda halkları yeni bir kırıma uğratmaya çalışanlara geçit vermeyeceğiz. Buradan tekrar tüm Êzidî halkının bayramını kutluyor, savaşın, kıyımın bittiği, kadınların, çocukların özgürce yaşadığı ve toplumsal barışın sağlandığı yarınlar diliyorum” sözlerine yer verdi. Sözlerine Kürtçe devam eden Feleknas, Êzidî bayramını kutladı. Êzidî bayramının özgürlük ve IŞİD’in elinde olan kadınların özgürlüğüne vesile olmasını dileyen Feleknas, “Bu bütçe savaş bütçesidir. Halkımız seçimlerde tüm bunların hesabını soracaktır. HDP özgürlüktür, üçüncü yoldur, bu yol ile özgürlük ve demokrasi bu topraklara gelecek. Sizler gideceksiniz, HDP gelecek” diye belirtti.