Bütçe görüşmelerinde ‘Garibe Gezer’e ne oldu’ diye soruldu

  • 19:11 6 Aralık 2022
  • Siyaset
ANKARA-  2023 Yılı Merkezi Bütçe Kanunu Görüşmelerinde söz alan HDP’li Fatma Kurtulan, “Bulunduğu cezaevinde tecavüz edilerek katledilen Garibe Gezer’e ne oldu” diye sordu. İmralı tecridine de değinen Fatma, “Tecrit bir insanlık suçudur, bu suçu işlemekten vazgeçmiyorsunuz, Tecridi derinleştirerek savaşa sarılıyorsunuz” dedi.
 
Meclis Genel Kurulu’nda 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi’nin görüşmeleri, Adalet Bakanlığı ve bağlı kurumların bütçesi üzerine devam ediyor. Halkların Demokratik Partisi (HDP) Mersin Milletvekili Fatma Kurtulan, İmralı tecridi, hasta tutsaklar ve cezaevlerinde artan hak ihlallerine dair söz aldı.
 
‘Türkiye’de 288 bin 790 hapishane’
 
Tevkifleri bütçesinin insan onurunu ihlal eden bir kurumun bütçesi olduğunu söyleyen Fatma, “Baskı, sindirme, itiraz edeni susturma, işkenceyi varan yaklaşımlar ne yazık ki cezaevlerinde söz konusu. Türkiye’de 288 bin 790 kapasiteli toplam 396 hapishanede, 337 bin 706 kişi mahpus bulunuyor. Kadın 13 bin 441 çocuk 2 bin 150 annesiyle 383 kapasite fazlası. İktidara geldiğiniz bu yana cezaevi sayısını artırdıkça mahpus sayısını artırdınız. Hala yeni cezaevleri projelerine devam ettiriyorsunuz. İnsanları hukuksuzca hapsetmeyi bir kamu hizmeti olarak veriyorsunuz. Mahkum profiline baktığımız da uyuşturucu suçlarında artış var. Fakat bu artış baronlar değil, baronlar sadece fotoğraf albümlerinde korunuyor. Kadınlara ve çocuklara karşın cinsel suçlarda artışlar var. Bu durum sizin uyuşturucu, rüşvet ve kadın politikalarınızdan bağımsız değil” dedi.  
 
Cezaevlerinde yaşanılan ihlaller
 
Fatma, çıplak aramanın anı anına uygulandığına vurgu yaparak, şöyle devam etti: “Kitap sayısına kısıtlama uygulanıyor. Tutukluların eşyaları darma duman edilmesi insan haklarına aykırı. Yaşadıklarını ailelerine anlattıkları için hücre cezası veriliyor ya da soruşturma açılıyor haklarında. Görüşme süresi bir buçuk saat arası  deniliyor ama alaşağı indiriliyor. Sosyal faaliyetler yok, kursuları pandemi ile birlikte rafa kaldırdınız. Olur ki siyasiler de o kurslara talepte bulunur iki Kürt bir araya gelir sohbet eder diye diğer mahkumları da feda ediyorsunuz, kursları açmıyorsunuz. Yeni Yaşam, Evrensel Gazeteleri verilmiyor, Halk TV izletilmiyor. Sıcak su sorunlu, kantin fiyatları fahiş, infaz yakmaları keyfe göre yakılıyor. Tüm bu hak ihlallerine karşı dört cezaevinde açlık grevi var. Tutuklular bu talepler için bedenlerini açlık grevine yatırmışlar. 
 
Ehyettin Kaynar'ı tahliye ettiniz kısa süre sonra yaşamını yitirdi. İskenderun’da Bengin Muhammed tedavi edilsin dedik,  edilmedi yaşamını yitirdi.  Mehmet Emin Özkan en çok dile getirdiğimiz kişi, 26 yıldır cezaevinde, yeniden yargılanıyor, duymuyor, görmüyor, ısrarla orda tutmak niyetindesiniz. Fatma Tokmak ağır kalp hastası, ilaç vermiyorsunuz, hastaneye götürmüyorsunuz. Tüm bunlardan siz sorumlusunuz. Zaten dış güvenlik insana düşman. Hele bir de Kürdü de görünce düşmanlığı kabarıyor. Hasta tutuklular bir an önce tahliye olsun. Sağlıkları için gerekli tedavilere başlansın.
 
Garibe Gezer’e ne oldu?
 
73 kişi cezaevlerinde yaşamını yitirdi. 34’ü şüpheli. Neden intihar etti araştırdınız mı? Garibe Gezer’e ne oldu? En son Garibe Gezer’e işkence yapıldığına dair görüntüler çıktı. Garibe Gezer intihar mı etti, intihara mı zorlandı, intihar algısı oluşturulup işkenceyle mi katledildi? Bunun araştırılması lazım. Bunun üstünü kapatıyorsunuz. 

Sizi sandığa gömmekten başka yol yok!
 
Cezaevlerinde en büyük sorunlardan biri İmralı tecrit sistemidir. Kürt sorununa yaklaşımınıza bağlı olarak Sayın Öcalan üzerinde tecrit devam ediyor. Yaklaşık 21 aydır haber alınamıyor, Sayın Öcalan’ın avukat ve  aile görüşmeleri engelleniyor. İmralı’da tutulan tutsaklar 8 yıl içerisinde aileleri ile 3 defa görüştürüldü. Son görüşme 25 Mart'ta yarıda kesilen telefon görüşmesidir. Tecrit bir insanlık suçudur, bu suçu işlemekten vazgeçmiyorsunuz, Tecridi derinleştirerek savaşa sarılıyorsunuz, bu ülkenin evlatlarını topraklara verip, anneleri ağlatıyorsunuz. Toplumdan kopmuşsunuz, iktidarlığınız savaş politikalarınızla yenilecektir. Türkiye’yi demokrasi ile buluşturmaktan başka yol yok, bunun dışında sizi sandığa gömmekten başka yol yok.”
 
Öğrenciler barınamıyor
 
Daha sonra görüşmeler sırasında parti grubu adına konuşan Amed Milletvekili Dersim Dağ ise, gençliğin içinde bulunduğu yoksulluk ve eğitim sorunlarına değindi. AKP’nin savaşa ayırdığı bütçeyi gençliğe ve onun ihtiyaçlarına ayırmadığını kaydeden Dersim, 1 yılda 155 bin öğrencinin eğitme ara verdiğini söyledi.
 
Öğrencilerin barınma krizi nedeniyle eğitimlerine ara verdiğini belirten Dersim,  “Bir yılda 155 binden fazla öğrenci barınamadığı için eğitimine ara verdi. Tüm bu imkânsızlıklar yetmezmiş gibi 850 TL ile geçinmeyi reva gördüğünüz gençler, yurt ücretini geç yatırınca anında yurttan atılıyor. Öğrenciler faizleri sildik aldatmacasına aldanmıyor. O borçlar hala duruyor. Amasız fakatsız öğrenci borçları silinmelidir. Öğrenciler okuyabilmek için çalışmak zorunda kalıyor. Tüm ülkelerde eğitim hayat kurtarırken, bu ülkede eğitim ve yarattığı survivor ortamı can alıyor” dedi.
 
‘Her 3 kadından 1’i işsiz’
 
Atanamayan öğretmenlerin inşaatlarda, tarımda ve maden ocaklarında çalıştığını, gençlik işsizlik oranının ise yüzde 41’lere ulaştığını belirten Dersim, özellikle kadınların bundan etkilendiğini kaydetti. Dersim, “Her üç genç kadından biri ne eğitimde ne de istihdamda yer alıyor. Yüzbinlerce genç kadın işsiz ve yine yüz binlercesi asgari ücretin altında, güvencesiz çalışıyor. Genç kadınların eğitim hakkı da tıpkı yaşam hakları gibi ayaklar altına alınıyor. Genç kadınlar her gün taciz, tecavüz ve öldürülme korkusuyla yaşıyor. Türkiye’de her gün en az 2 kadın öldürülüyor ve onlarcası tacize, tecavüze maruz kalıyor. AKP-MHP iktidarı döneminde en az 8 bin kadın öldürüldü ve şüpheli kadın ölümleri maalesef her geçen gün artıyor. Üniversiteler artık ürettiği bilimle değil, tacizlerle gündeme geliyor. Daha geçen gün İstanbul Üniversitesi’nde görevli bir akademisyen, eski doktora öğrencisinin odasını basarak, tehdit ve tacizde bulundu. AKP-MHP’nin kadın düşmanlarını koruyan ve kollayan politikası, kendisini bu olayda da yeniden gösterdi. Gözaltına alınan erkek, kısa bir süre sonra bırakıldı. İktidarın yargısı her zamanki gibi adaletten yana değil, erkekten yana tavır aldı” değerlendirmesi yaptı.
 
Genç kadınların spor alanında uğradığı eşitsizliğe değinen Dersim, “Her alanda olduğu gibi sporda da kadınlar erkek egemen sistem tarafından geri planda tutulmakta ve cinsiyetçi söylemlere maruz kalmakta. Buna rağmen genç kadınlar spor alanını erkeklere teslim etmiyor” diyerek kadınların spordaki cinsiyetçi yaklaşımlara rağmen başarılarını paylaştı.
 
Kürt illerinde bilerek arttırılan madde kullanımı
 
İktidarın politikaları sonucu madde bağımlığı oranlarının gün geçtikçe arttığını söyleyen Dersim, “Madde kullanım yaşı 11 yaşına kadar düşmüş durumda. İktidar, uyuşturucu ile mücadele ettiğini iddia ediyor ama her nedense bu mücadele sonucunda ne madde satımını engelleyecek politikalar uygulanıyor ne madde satıcıları tutuklanıyor ne de madde kullanımı azalıyor. Madde kullanımının özellikle Kürt illerinde artış göstermesi, bunun sistematik olarak yürütülen özel savaş politikalarından bağımsız olmadığını da gösteriyor. Ülkede hal böyle iken gençler, umutsuz ve geleceklerini göremez haldeler. Gençler AKP-MHP iktidarının hüküm sürdüğü bu ülkede yaşamak istemiyor. Gençlerin yüzde 73’ü yurtdışına gitmek istiyor. Yani her 4 gençten 3’ü, AKP iktidarının hükümet olduğu bu ülkede yaşamak istemiyor” diye konuştu.
 
Gençlere seslendi: Genç siyaseti hep beraber yapacağız
 
Dersim, devamında şunları belirtti: “Umutsuz olmayın, ülkeyi terk etmeyin, çünkü bizler umudun ta kendisiyiz. En kısa zamanda iktidarı gönderecek ve gençlerin yönetimde olduğu düzeni kuracağız. Hep beraber bizleri yoksulluğa, açlığa mahkum edenleri, kaybetmeye mahkum edeceğiz. Liyakatsizliği esas alanlara karşı, bizler liyakati esas alacağız. Gençleri işsiz bırakanlara karşı, bizler istihdam alanları yaratacağız. Kadın katillerini koruyanlara, kadınlara ve kazanımlarına saldıranlara karşı, bizler İstanbul Sözleşmesi’ni uygulayacak, özgür eş yaşamı yaratacağız. Belediyelerden üniversitelere, halkın, gençlerin iradesini hiçe sayanlara karşı bizler halk iradesini esas alacağız. Kaz Dağlarından Şırnak’a doğayı talan edenlere karşı, bizler ekolojik bir yaşamı yaratacağız. Gençler, AKP ve MHP iktidarına mahkum ve mecbur değil. Genç siyaseti hep beraber yapacağız. Genç başladık diyen de bir geleneğiz. Gençlerin en fazla temsil edildiği, kendilerine has meclis ve örgütlülüklerinin de olduğu alan yine HDP. Ama bunlardan dolayı değil elbet gençlerin HDP’yi tercih etmesi. Şüphesiz en önemli sebep siyaset yapma şanslarıdır. Statükoyu, kapitalizmi ve siyasetsizliği aşmanın yolu, her şeyden önce ‘genç düşünmedir’ diyoruz. Genç düşünme, genç kalma mücadelemiz ve HDP ısrarımız sürecektir.”