HDP'den Leyla Güven için Meclis İnsan Hakları Komisyonu'na dilekçe 2019-01-09 14:17:46   ANKARA - HDP'li Meral Danış Beştaş, Meclis İnsan Hakları Komisyonu'na verdiği dilekçe ile açlık grevinin 63'üncü gününde olan Leyla Güven'in sağlık durumunu ve koşullarını yerinde incelemesi için acil bir ziyaret gerçekleştirmesini istedi.   Halkların Demokratik Partisi (HDP) Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş, tutuklu bulunduğu Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevi'nde açlık grevinin 63'üncü gününde olan Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven'in durumunu Meclis'e taşıdı. Meclis İnsan Hakları Komisyonu'na konuyla ilgili dilekçe veren Meral,  Leyla'nın 31 Ocak 2018 tarihinden bu yana cezaevinde olduğunu ve milletvekili seçilmesine rağmen, 29 Haziran 2018 günü görülen duruşmada tahliye kararına rağmen Anayasa hükümlerinin uygulanmayarak tahliye edilmediğini belirtti.   Meral, dilekçesinde şu sözlere yer verdi:    "Bu parlamentonun bir üyesi olan Leyla Güven, tutuklu olarak yargılandığı davanın 7 Kasım 2018'de Diyarbakır 9. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmasına Diyarbakır D Tipi Cezaevi'nden SEGBİS ile bağlanarak yaptığı açıklamayla Abdullah Öcalan'a dönük tecridi protesto etmek için açlık grevine başladığını; Abdullah Öcalan'ın avukatları ve ailesiyle görüşene kadar da eylemini sürdüreceğini duyurmuştur.   'Leyla Güven bir haftadır avukat görüşüne çıkamıyor'   Leyla Güven'in açlık grevi eylemi; bugün itibariyle 63 üncü gününe girmiş olup kritik eşiğe yaklaşmıştır. Artan sağlık sorunları nedeniyle son bir haftadır avukat görüşüne çıkamamaktadır. Açlık grevi nedeniyle maruz kaldığı sağlık sorunları; 13 kg kilo kaybı, yoğun eklem ve baş ağrısı, vücutta uyuşma ve dönemsel kramplar, tansiyonun düzensizliği, mide bulantısı ve mide krampları, baş dönmeleri, baş ağrıları, ses ve ışığa karşı aşırı hassasiyet, vücudun sıvı tüketimini reddetmesi şeklinde seyretmektedir.    'Leyla Güven'in talebi milyonların talebidir'   Leyla Güven bu süreçte annesini kaybetmiş olup cenazesine dahi tansiyon düşüklüğü ve vücut direncinin düşmesinden ötürü katılamamıştır. Bir insanın hayatında başına gelebilecek en acı hadiselerden biri olan anne kaybını, cezaevinde üstelik açlık grevi koşullarında yaşamak durumunda kalmış, annesini son yolculuğuna dahi uğurlayamamıştır. Oysa Leyla Güven, halkın Sayın Öcalan üzerindeki ağır tecrit koşullarına ilişkin taleplerini barışçıl bir eylem türü ile gerçekleştirmekte ve bedenini açlığa yatırarak milyonların talebine ses olmaya devam etmektedir. Leyla Güven'in kamuoyuna duyurmak istediği talebi milyonların da talebi olan Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılmasıdır.    'Abdullah Öcalan ile en son 5 Nisan 2015'te görüşüldü'   Bilindiği üzere, Abdullah Öcalan ile avukatları en son 27 Temmuz 2011 tarihinde, çözüm müzakereleri kapsamında görüşen heyet ise en son 5 Nisan 2015 tarihinde görüşmüştür. Yine 15 Temmuz Darbe Girişiminin ardından ilan edilen OHAL gerekçe gösterilerek Bursa 1.İnfaz Hâkimliği tarafından Öcalan ve İmralı'da tutulan üç hükümlü olağanüstü hal süresince yazılı haberleşme ve telefon haklarını kullanma hakları engellenmiştir. En son 11 Eylül 2016 yılında yapılan aile görüşünden sonra Abdullah Öcalan ve diğer üç tutukludan mektup, telgraf ya da faks dâhil hiçbir şekilde haber alınamazken, aynı şekilde dışarıdan kendilerine posta yoluyla da ulaşmak mümkün olmamıştır. Bu uzun süreli tecrit durumunun kamuoyunda kaygı ile izlendiği bilinmektedir.    '163 mahpus süresiz dönüşümsüz açlık grevinde'   Bu nedenle Leyla Güven'in talebi ve açlık grevi son derece önemli ve değerlidir. Nitekim Leyla Güven'in talebi cezaevinde bulunan diğer mahpuslar tarafından da sahiplenilmiş olup çeşitli cezaevlerinde 16 Aralık 2018, 26 Aralık 2018, 5 Ocak 2019 tarihlerinden itibaren itibariyle süresiz/dönüşümsüz açlık grevleri başlamıştır.  Hâlihazırda 21 farklı kentteki 36 cezaevinde 28'i kadın olmak üzere toplam 163 mahpusun süresiz-dönüşümsüz açlık grevi devam etmektedir.    'Talepleri değerlendirmek devletin sorumluluk alanına girer'   Barışçıl bir eylem türü olan 'açlık grevi'; düşünceyi açıklama ve yaymanın meşru yollarından birisi olarak kabul görmektedir. Açlık grevi yapan kişi ya da kişiler düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim dışındaki bir yolla, tek başlarına veya toplu şekilde açıklamakta ve bu yöntemle yaymaktadırlar. Bu çerçevede bu eylemlilik türü 'düşünceyi açıklama ve yayma' hürriyeti kapsamında Anayasa'nın 26'ncı maddesinde anlamını bulmaktadır. Türkiye'de geçmişte de benzerleri gerçekleştirilen açlık grevlerinde dile getirilen talepler, cezaevlerinde tecrit, tek tip elbise, savunma hakkının engellenmesi, kötü muamelenin önlenmesi gibi son derece insani talepler olmuştur. Kuşkusuz Leyla Güven ile birlikte açlık grevinde olan 162 mahpusun talebi de İmralı Cezaevindeki olumsuz koşulların sonlandırılması amacını taşımaktadır. Açlık grevlerinde, devletin yaşatma sorumluluğu birinci planda olduğundan; açlık grevlerinde dile getirilen talepleri değerlendirmek ve buna göre koşulları iyileştirmek de devletin görev ve sorumluluk alanına girmektedir.   'Leyla Güven için kritik eşik söz konusudur'   Leyla Güven bugün açlık grevinin 63 üncü gününde olup literatürde kritik eşik olarak ifade edilmektedir. B1 takviyesi alınmadığında 40'ıncı gün kritik eşik olarak tabir edilirken B1 takviyesi kullanıldığı takdirde ise 60 gün civarı olarak dile getirilmektedir. Örneğin ülke tarihinin en karanlık olaylarından birisi olan 1996 yılı açlık grevlerinde 60'ıncı gün itibariyle ölümlerin başladığı tüm kamuoyunun malumudur. Yine açlık grevlerinden sonra çok sayıda mahpusun vücudunda telafi edilemeyecek hasarlar meydana geldiği ve bu nedenle wernicke-korsakoff hastalığına yakalandıkları bilinmektedir. Leyla Güven için de kritik eşik söz konusudur ve Sayın Öcalan üzerindeki tecrit koşullarının kaldırılması için atılacak bir adım, açlık grevlerini telafisi imkânsız hadiseler baş göstermeden sonlandırabilir.    İnsan Hakları Komisyonu'na çağrı   Bu nedenle Komisyona başvuru zarureti hâsıl olmuş ve Komisyon'un konuyu derhal gündemine almasını talep etmek gerekmiştir. Leyla Güven'in açlık grevi eylemini sürdürdüğü Diyarbakır D Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'na komisyon tarafından sağlık durumunu ve koşullarını yerinde incelemek üzere acil bir ziyaret gerçekleştirmesini; gerçekleştirilecek ziyarete tarafımın da davet edilmesini arz ve talep ederim."