Kürt kadın siyasetçilerin katledilmesine ilişkin Araştırma Komisyonu talebi 2019-01-09 10:51:46   ANKARA - HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Dirayet Dilan Taşdemir, üç Kürt kadın siyasetçi Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez'in katledilmesine ilişkin olayın açığa çıkarılması için Araştırma Komisyonu kurulmasını istedi.    Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi Sözcüsü ve Ağrı Milletvekili Dirayet Dilan Taşdemir, üç Kürt kadın siyasetçi Sakine Cansız Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez'in 9 Ocak 2013'te Paris'te katledilmesine ilişkin Meclis'e verdiği önergede Araştırma Komisyonu kurulmasını istedi.    Önergede, şunlar belirtildi:    "Türkiye'de Kürt sorununun demokratik bir zeminde çözümü ve demokratikleşmenin tesisine ilişkin başlayan çözüm ve müzakere sürecinin ilk görüşmesi 3 Ocak 2013'te gerçekleşmiştir. Ancak ilk görüşmenin hemen ardından 9 Ocak 2013 tarihinde Fransa'nın başkenti Paris'te Kürt hareketinin ve kadın mücadelesinin önemli isimlerinden 3 Kürt kadın siyasetçi; Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez siyasi bir suikast sonucu katledilmiştir.   '6 yıl geçmesine rağmen katliam aydınlatılamadı'   Bu siyasi suikastın, çözüm sürecinin ilk görüşmesinin hemen ardından ve barışa evrilebilecek bir sürecin başlamasına dair tarihi bir manifestonun Türkiye halklarına deklare edileceği 21 Mart 2013 Newroz'unun hemen öncesinde gerçekleşmiş olması, çözüm sürecini engellemek isteyen uluslararası güçlerin de içerisinde olduğu bir komplo ve katliam olduğu açığa çıkmıştır. Fakat Kürt hareketi ve kadın özgürlük mücadelesi açısından çok önemli bir noktada duran Sakine Cansız ve iki Kürt kadın siyasetçinin katledilmesinin üzerinden 6 yıl geçmesine rağmen bu katliam henüz aydınlatılmamıştır. Fransız adli makamları katliam sonrası tutuklanan tetikçi Ömer Güney'in MİT bağlantılarına işaret ederek Güney'in MİT için çalıştığı, katliamdan önce 3 defa Türkiye'ye geldiği ve Ankara'daki MİT Kurumu ile irtibatta olduğu iddialarını Türkiye'deki ilgili kurumlara sormuş fakat cevap alamamıştır. Fransa'da tamamlanan dava soruşturmasının gizlilik kararının kaldırılmasıyla birlikte katil zanlısı Ömer Güney'in çelişkili ifadeleri, Youtube'taki ona ait ses kaydı, MİT'le olan ilişki düzeyi konusundaki dosya verileri ve telefon görüşmeleri basına da yansımıştır.    'Çözüm istemeyen karanlık güçlere dair uyarılar yapıldı'   Katliamın hemen sonrasında çözümden yana olan tüm tarafların ve özellikle Kürt hareketinin bu katliamın bir an önce aydınlatılması gerektiğine, katliamın arkasında çözümü istemeyen karanlık güçlerin olduğuna dair uyarıları olmuştur. Fransa'daki soruşturmanın ardından Türkiye'de de bir hukuki soruşturma başlatılmıştır. Ancak Türkiye'deki soruşturma dosyasında gizlilik kararının bulunması, Fransa Adli Mercilerinin Adalet ve Dışişleri Bakanlıklarından istediği bilgilerin gönderilmemesi ve katliamın tetikçisi Ömer Güney'in cezaevinde şüpheli bir şekilde ölmesi davanın kapanmasına ve karanlıkta kalmasına neden olmuştur.   'Katliamı çözümsüzlük politikalarındaki ısrarın göstergesi'   Gelinen noktada Paris Katliamı'nın gerçekleşmesinde rolü olan ve müzakere sürecini daha başından itibaren akamete uğratmak isteyen kişi ve kurumların ilişkilerinin üstünün örtülmesi, sonrasında yükselen çözümsüzlük politikalarıyla da yakından ilişkilidir. Bu anlamda hem Kürt Özgürlük Hareketinin mücadelesine hem de demokrasi ve kadın mücadelesindeki öncülüğüne yönelik bir saldırı olduğu açık olan 3 Kürt kadın siyasetçinin siyasi bir suikast sonucu katledildiği 9 Ocak Paris Katliamı çözümsüzlük politikalarındaki ısrarın en önemli göstergelerinden biridir.   'Failler ortaya çıkarılmalı'   Tüm bu sebeplerden ötürü üzerinden 6 yıl geçmesine rağmen üstü örtülmeye çalışılan 3 Kürt kadın siyasetçinin uluslararası bir siyasi suikast sonucu katledildiği 9 Ocak katliamının aydınlatılması ve faillerinin ortaya çıkarılması kritik bir noktada durmaktadır. Bu bağlamda, Paris'teki katliamın tüm şeffaflığıyla aydınlatılması amacıyla bir araştırma komisyonu kurulmasını önermekteyiz."