YSK içtihadını görmezden geldi: Tutuklunun seçilme hakkı var ama seçme hakkı yok 2019-01-08 09:01:08   ANKARA - YSK'nin cezaevlerinde bulunan tutuklu ve “taksirli” suçtan hüküm giyenlerin oy kullanmasını engelleyen kararını “seçme hakkının özüne müdahale” olarak nitelendiren  HDP YSK Temsilcisi Pınar Akdemir, YSK’nin 2004, 2009 ve 2014 mahalli idareler seçimindeki oy birliği ile alınmış kararlarını hiçe sayarak kendi içtihadını da görmezden geldiğini dile getirdi.    31 Mart’ta yapılacak yerel seçimlere az bir süre kalırken, ihlal ve usulsüzlükler de kamuoyunun gündemine gelmeye başladı. Bölge illerinde seçmen kaydının taşınması iddialarının yanı sıra Yüksek Seçim Kurulu (YSK), cezaevlerinde bulunan tutuklu ve “taksirli” suçtan hüküm giyenlerin oy kullanmasını engelleyen bir karar verdi. Halkların Demokratik Partisi (HDP) YSK Temsilcisi Avukat Pınar Akdemir, YSK’nin yayınlamış olduğu 140/1 sayılı genelge ile 2004, 2009, 2014 mahalli idareler seçimindeki oy birliği ile alınmış kararlarını hiçe sayarak içtihadını değiştirdiğini söyledi.    ‘Oy birliğiyle alınmış kararlarını görmezden gelmiştir’    Önceki yerel seçimlerde tutukluların cezaevindeki seçim bölgesinde oy kullanabildiğini kaydeden Pınar, mevcut değişiklikle tutuklu veya “taksirli” suçlardan hükümlü olan kişinin kendi adresinin bulunduğu yer dışında cezaevinde kalıyor ise yerel seçimde oy kullanamayacağını aktardı. Pınar, “YSK bu değişikliğin temel sebebi olarak 1984 yılından beri yürürlükte olan 2972 sayılı yasanın 3. maddesinde seçim çevresinin belirlenmiş olması gerekçesini göstermektedir. Bu zamana kadarki içtihatlarından neden vazgeçtiği ise hukuken anlaşılabilir değildir. YSK, yeni içtihadıyla bu zamana kadar yerel seçimlerde tutuklu ve taksirli suçlardan hükümlülere Anayasa’nın 67. maddesinde tanınan seçme hakkını ihlal ederek son 3 yerel seçimdeki oy birliği ile alınmış kararlarını adeta görmezden gelmiştir” ifadelerini kullandı.   ‘Tutuklunun seçilme hakkı var seçme hakkı yok’    Pınar, tutuklu ve “taksirli” suçlardan hükümlülerim askı listelerinin ilanından itibaren bulundukları cezaevi çevresinde gösterecekleri bir adrese kayıtlarının taşınmasını cezaevleri idareleri aracılığıyla talep etmedikçe ve bu talepleri nüfus idareleri tarafından kayıtlara süresi içerisinde işlenmedikçe oy kullanamayacaklarını vurguladı. Pınar, “Cezaevinde bulunan bir tutuklunun yerel seçimlerde adaylığını koyması önünde (seçilme hakkı) bir engel yok iken seçme hakkı cezaevi koşullarında mücadele ederek kazanması gereken bir hak olarak YSK tarafından tariflenmiştir. Anayasal bir hakkın engellenmesinin hukuken izahı yoktur” diye konuştu.    ‘Nakiller zaten tutuklunun talebine göre olmuyor’    Cezaevi nakillerinin Adalet Bakanlığı Ceza Tevkif Evleri’nin kararıyla ve çoğu zaman talebi olmaksızın gerçekleştiğini belirten Pınar, seçme hakkı elinden alınan tutuklu ya da hükümlünün 4-17 Ocak tarihlerinde ya da öncesinde cezaevinin bulunduğu seçim çevresindeki bir adresle ilişkilendirilmek için müracaatta bulunması koşullarının da çok mümkün olmadığına dikkat çekti.    ‘Talepleri ne kadar karşılık bulur bilinmez’    Seçmen kaydı bulunmayan tutuklu ve “taksirli” suçlardan hükümlülerin seçme hakkını kullanmak için yine de başvurması gerektiğini ifade eden Pınar, şöyle dedi: “Belirtilen tarih aralığında cezaevinin bulunduğu seçim çevresindeki bir adrese kayıt koşulları bulunuyor ise cezaevi idareleri üzerinden nüfus müdürlüklerine gönderilmek üzere verecekleri dilekçeler ile seçme hakkını kullanmak için müracaatta bulunmalıdırlar. Bunu yapamayacak olan tutuklu ve taksirli suçlardan hükümlülerin ise Adalet Bakanlığı’ndan seçim çevresine kayıtlı oldukları il ve ilçelerdeki cezaevlerine seçme haklarının kullandırılması için nakil talep etmek için başvuru yapma hakları bulunmaktadır. Fakat ülkemiz gerçekliğinde bu talep ne kadar karşılık bulur tahmin etmek zor değil.”    ‘Seçmen bilgileri 17 Ocak’a kadar kontrol edilsin’   Pınar, seçim takviminin artık işlemeye başladığı bu süreçte tüm yurttaşların bağlı bulundukları muhtarlıklar üzerinden seçmen bilgilerini 17 Ocak'a kadar kontrol etmeleri gerektiğini de ekledi. Bunun yanında kamuoyuna adres değişiklikleri ya da hatalı kayıtlara ilişkin itirazlarını yapma çağrısında bulunan Pınar,  bunun yerel seçimlerin akıbeti açısından oldukça önemli olduğunu vurguladı.   ‘Seçme hakkı ancak kanunla sınırlanabilir’   Pınar, “Taksirli” suçlardan hüküm giyenler ile tutuklu seçmenlerin oy kullanamayacaklarına dair kararı Anayasa tarafından güvence altına alınmış temel hakkın özüne müdahale olarak değerlendirdi. “Bir temel hak olarak düzenlenmiş bulunan seçme hakkı Anayasa’nın 13’üncü maddesine bağlı olarak ancak kanunla sınırlanabilir” diyen Pınar, kanun dışındaki bir düzenleme ile bu hakkın daraltılamayacağını söyledi.    ‘Listelerin Ceza İnfaz Kurumu tarafından oluşturulması gerekir’   “Taksirli” suçlardan hüküm giyenler ile tutukluların, adreslerini ceza infaz kurumunda bulunmaları nedeniyle diğer seçmenler gibi özgürce tayin etme imkanına sahip olmadıklarını kaydeden Pınar, bundan dolayı seçmen listelerinin de Ceza İnfaz Kurumu bilgilerine göre oluşturulması gerektiğini vurguladı.    Pınar,  kararla birlikte ihlal edilen yasal hükümleri ise şöyle sıraladı:   * 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Temel Haklar ve Ödevler” başlıklı ikinci kısmının “Siyasi Haklar ve Ödevler” başlıklı dördüncü bölümünün “Seçme, seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakları” kenar başlıklı 67 nci maddesi; “Vatandaşlar, kanunda gösterilen şartlara uygun olarak seçme, seçilme ve bağımsız olarak veya bir siyasi parti içinde siyasi faaliyette bulunma ve halkoylamasına katılma hakkına sahiptir.”    * Silah altında bulunan er ve erbaşlar ile askeri öğrenciler, “taksirli” suçlardan hüküm giyenler hariç ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlüler oy kullanamazlar. Ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde oy kullanılması ve oyların sayım ve dökümünde seçim emniyeti açısından alınması gerekli tedbirler Yüksek Seçim Kurulu tarafından tespit edilir ve görevli hakimin yerinde yönetim ve denetimi altında yapılır.   * 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunun 7. maddesi; “Silah altında bulunan erler, onbaşılar ve kıta çavuşları (Her ne sebeple olursa olsun, izinli bulunanlar da bu hükme tabidir), Askeri öğrenciler, Ceza infaz kurumlarında hükümlü olarak bulunanlar oy kullanamazlar.”   * 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunun 8. maddesi; kısıtlı olanlar, kamu hizmetinden yasaklı olanlar seçmen olamaz.   * 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 22. maddesi; “Bir öğretim kurumuna devam etmek için bir yerde bulunma ya da eğitim, sağlık, bakım veya ceza kurumuna konulma, yeni yerleşim yeri edinme sonucunu doğurmaz” hükümlerini içermektedir.