'Eş Başkanlık sistemi kadın temsiliyet sorununun çözüm gücüdür' 2018-12-07 09:04:21   Gülistan Azak   DİYARBAKIR - Yerel ve genel siyaset alanlarındaki kadın temsiliyetinin önemine dikkat çeken HDK Eş Sözcüsü ve HDP Muş Milletvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, bu temsiliyet oranının en yüksek olduğu partinin HDP olduğunu belirterek, "Kadın temsiliyet sorununun çözümü Eş Başkanlık sistemi geleneğinden gelen HDP'de" dedi.   21. yüzyılda yapılan genel ve yerel seçim sonuçları kadın temsili açısından değerlendirildiğinde, temsil sorununun kadınlar için devamlılık gösterdiği görülmekte. 2009 yılında yapılan yerel seçimlerde Büyükşehir Belediyeleri'nde kadın başkan bulunmazken, Barış ve Demokrasi Partisi'nin (BDP) Türkiye siyasal hayatına taşıdığı Eş Başkanlık sistemi ile birlikte ise partilerinde var olan kadın temsiliyet oranını daha fazla yükselterek, yerelde kadın temsiliyetinin en fazla olduğu parti olma özelliğini korudu. 2014 yerel seçimlerinde DBP'de 22'si resmi olmak üzere 96 kadın Eş Başkan bulunurken, bu oran AKP'de 8, CHP'de 7, MHP'de ise yalnızca 1 kadın Belediye Başkanı olarak kayıtlara geçti. BDP'nin Eş Başkanlık sistemi uygulaması hem cinsiyet eşitliği hem de kadınların siyasetteki varlıkları açısından önemli bir uygulama olarak Türkiye siyaset tarihine adını yazdırmış oldu.   Yerel ve genel siyaset alanlarındaki kadın temsiliyetinin önemine dikkat çeken Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Muş Milletvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, konuya ilişkin değerlendirmelerde bulundu.   'Kadının siyasete katılması, siyasetin çehresini değiştirir'   Toplumun yarısının kadın olduğu gerçeğinden yola çıkarak kadın temsiliyet konusunun büyük bir önem taşıdığını belirten Gülistan, bu yarımın kendi içinde en büyük mücadele ağını ördüğünü ifade etti. Gülistan, "Toplumsal mücadelenin en çok yükünü omuzlayan, bedelini ödeyen, özgürlüğe ihtiyacı olan kadınlardır. Bu anlamda kadının siyasette olması ve siyaset alanında etkin olması siyasetin çehresini değiştirdiği gibi tüm yaşamı ve toplumu da değiştirdiğine şahit oluyoruz. Kadınlar siyasette var olduğu sürece dayatılan tüm ataerkil kalıpların yıkılmasına ve daha kadın özgürlükçü daha eşitlikçi bir sistemi var etmemize de yol açmış oluyor" ifadelerini kullandı.   'Kadın gücü özgürlük hamlesini güçlendirdi'   Kadın temsiliyetinin en düşük ve en yüksek olduğu dönemlerdeki süreçlerin yansımaları değerlendirildiğinde, kadınların temsiliyetinin öneminin daha net bir şekilde anlaşılacağına işaret eden Gülistan, kadın temsiliyetinin önemini partisinde deneyimlediğini ifade etti. Kadın temsiliyet oranının düşük ve yüksek olduğu dönemlerin kıyaslanması durumunda kadınların siyasetteki öneminin daha net bir şekilde anlaşılacağını kaydeden Gülistan, "İlk Kürt siyasal hareketinin başladığı dönemlerde yine kadınların var olduğunu görebiliyoruz ama bu var oluşun güçlü ve sistemsel hale dönüşü daha sonra gerçekleşti. Bu sistemsel var oluşlar ile birlikte ise kadının örgütlenmesinden tutun da kadınların karar mekanizmalarındaki özgünleştirilmesine kadar tüm gelişmeler kadını gün geçtikçe güçlendirdi. Kadın güçlendikçe de toplumun tamamı bu güçten etkilenmeye başladı. Kadın güçlendikçe siyaset, söylem, eylem ve özgürlük hamlesi güçlendi" ifadelerini kullandı.   'HDP ile AKP-MHP ittifakı arasında uçurum var'   AKP-MHP ittifakı ile yeni bir toplum dizayn edilmeye çalışıldığını dile getiren Gülistan, dizayn edilmeye çalışılan toplumun içinde ise özgür kadına hatta özgür bireye dahi yer verilmediğinin altını çizdi. AKP-MHP ittifakının özgürlüklere tahammül edemediğini dile getiren Gülistan, AKP'nin bu tahammülsüzlüklerini en çok kadın üzerinde yoğunlaştırdığını vurguladı. Gülistan, "Dizayn edilmeye çalışılan toplumla kadının bütün özgürlük alanlarını baltalamaya çalışan bir zihniyet dayatılıyor. Dayatılan bu zihniyet ile birlikte aslında HDP'deki kadının önemi çok daha iyi anlaşılır bir duruma geliyor. Çünkü HDP'nin ortaya koyduğu çıtasıyla AKP-MHP'nin ortaya koyduğu kölelik sistemi arasında dağlar kadar fark var ve biz kendi özgürlük sistemimizi yaydıkça yaymaya, büyütmeye ve geliştirmeye çalışıyoruz" diye konuştu.   'Kadına yönelik saldırılar yargı eliyle gerçekleştiriliyor'   AKP-MHP'nin yargı eliyle ilk yöneldiği kesimin kadınlar olmasının tesadüf olmadığını vurgulayan Gülistan, bu yönelişin nedenini ise AKP-MHP ittifakı tarafından toplumun kadınlar öncülüğünde özgürleşeceğinin bilinmesine bağladı. Gülistan, "Saldırıların ilk yöneldiği kesimin kadınlar olmasının nedeni kadınlardan korkulduğunun göstergesidir. Çünkü güçlü kadın toplumsal gücün temel öznesidir. Bu anlamda önce kadına saldırıyorlar. HDP'nin önceki Eş Genel Başkanı olan Figen Yüksekdağ'ın milletvekilliğinin düşürülmesi, Eş Başkanlık sisteminden tasfiye edilmesi gibi saldırıları kadının siyasal alanının yargı eliyle dayatılan saldırılar olarak okumamız gerekir. Bu saldırıların tamamı kadına yönelik köleliği dayatıyor" ifadelerini kullandı.   'Kadın gücü toplumsal devrimi tetikleyen güçtedir'   Bugünün Türkiye'sinde en temel gücün kadınlar olduğunun unutulmaması gerektiğini dile getiren Gülistan, kadınların ise bu güçlerinin farkında olmaları gerçeğinden yola çıkarak kendilerini her alanda etkin kılmaya çabalamaları gerektiğini ifade etti. Kadınların ittifak ve dayanışma içinde örgütlenmesi gerektiğini sözlerine ekleyen Gülistan konuşmasını şu sözlerle sonlandırdı:   "Kadın birlikteliği ve ittifakı AKP-MHP faşizmini sonlandıracak yegane güçlerden biridir. Kadınlara saldırı niteliğinde çok ciddi yasalar oluşturmak istediler. Ama kadın dayanışması ve ittifakı bu yasaların geçmesine izin vermedi. Kadınların bu direnişi karşısında ise en nihayetinde AKP geri adım atmak zorunda kaldı. Bu nedenle kadının gücü toplumsal devrimi tetikleyen bir noktada duruyor. Kadınların kendilerine dayatılan tüm bu baskı politikalarına karşı ise örgütlemelerini siyaset alanında yoğunlaştırmaları gerekiyor. Bu anlamda kadınların siyaset alanında kendilerini destekleyen Eş Başkanlık sistemi ile daha güçlü kadın temsiliyetini ortaya çıkarmaları gerekir."