‘Yayılan açlık grevleri barışa duyulan ihtiyacın manifestosudur’ 2018-12-06 13:29:30   DİYARBAKIR - STK temsilcileri ve siyasi partililer, Leyla Güven’in süresiz dönüşümsüz açlık grevine dikkat çekmek amacıyla yaptığı açıklamada, “Türkiye’de cezaevlerine ve dışarıya yayılan açlık grevleri, toplumsal barışa duyulan ihtiyacın manifestosudur“ dedi.    Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili Leyla Güven'in başlatmış olduğu süresiz-dönüşümsüz açlık grevi eylemi, tecrit ve cezaevlerindeki hak ihlallerine ilişkin, Sivil Toplum Kuruluşları (STK) temsilcileri ve siyasi partililer HDP Diyarbakır İl binası Vedat Aydın Konferans Salonu’nda basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamanın yapıldığı salona, “Tecrit insanlık suçudur siyasi tutsaklara özgürlük” pankartı asılırken Türkçe açıklamayı HDP Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran yaptı. Ayşe, açlık grevlerinin haklı bir talepten dolayı yapıldığını ve buna ses verilmesi gerektiğine vurgu yapıldı.   ‘Barış umuduna kilit vurulmuştur’   Ayşe, İmralı ile iletişim kanallarının açık olduğu süreç boyunca, Türkiye halklarının barış iklimini tattığını bir arada yaşamın mümkün olduğunun görüldüğünü belirtti. Ayşe, “Bugün tecrit edilen kapısına kilit vurulan bu barış umudu ve çözüm iradesidir. İmralı’daki tecrit ile başlayarak Türkiye’ye yayılan, karanlık savaş atmosferi, kriz ve kaostur. Halihazırda Ortadoğu’da devam eden savaş sarmalı, Türkiye’de artarak devam eden çatışma süreci bu çözümsüzlük politikalarının sonucudur. Aynı zamanda özgün mücadele görüşleri ile çağımızın önemli düşün insanlarının başında gelen Sayın Öcalan’ın toplumla olan tüm bağlarının kesilmeye çalışılması, toplumun kutuplaşmasından ve şiddetten beslenen anlayışların hakim olmasına, otoriter rejimlerin toplum üzerinde tahakküm kurmasına neden olmaktadır” dedi.    ‘Tecrit derhal kaldırılmalıdır’   İmralı’da Abdullah Öcalan’a yönelik başlayan mutlak tecridin derhal sonlanması için cezaevinde bulunan Leyla Güven’in 29 gün önce açlık grevine başladığını hatırlatan Ayşe, mutlak tecridin kaldırılması talebiyle başlatılan açlık grevi Türkiye cezaevlerinde bulunan birçok tutsağın, HDP, DBP, DTK ve TJA’nın üyelerinin ve milletvekillerinin de katılımı ile devam ettiğine dikkat çekti. Ayşe, “Bu isyan ve çığlık büyüme, gelişme ve herkesi etkileyebilecek tehlikeli boyutlara ulaşma potansiyeline sahiptir. Leyla Güven’in öncülük ettiği, binlerce tutsak, siyasetçi ve aktivist tarafından sürdürülen bu isyanın ve haykırışın talebi en temel hukuk kurallarına uyulması ve tecridin sona ermesidir. Türkiye’nin kendi iç yasalarına, temel insan haklarına, imzacısı olduğu sözleşmelerden herhangi birine uyması ile gerçekleşebilecek insani ve haklı bir taleptir. Bu talep Türkiye’de insan haklarından, barıştan ve bir arada yaşamdan yana olan demokratik şahıs ve kurumların ortak talebidir” diye vurguladı.   ‘Bu haklı talep kabul edilmelidir’   Ayşe, açlık grevlerinin henüz kritik bir aşamaya ulaşmamış olmasının tüm taraflar için çözüm fırsatı sunduğunu belirtti. Kritik aşamaya ve korkulan boyutlara ulaşmadan, haklı talebin kabul edilmesi gerektiğini söyleyen Ayşe, hem tutsakların bedensel bütünlüğünün korunmasını sağlayacak hem de Türkiye’nin toplumunun barış içinde bir arada yaşamasına katkıda bulunacağını kaydetti. Ayşe son olarak, “Türkiye’de cezaevlerine ve dışarıya yayılan açlık grevleri, toplumsal barışa duyulan ihtiyacın manifestosudur. Bu nedenle, barış talebinin yanında yer alan tüm demokrasi güçlerini, tecridin kaldırılması ve barışın tesisi için harekete geçmeye, muhatapları ise bu eylemleri dikkate alarak bir arada yaşama dair talebin daha fazla zarar görmemesi adına duyarlı olmaya çağırıyoruz” diyerek tüm kesimlere çağrıda bulunuldu.