Ayşe Acar Başaran: Türkiye'de toplumun yüzde 50'si yargı eli ile linç ediliyor 2018-11-20 15:25:46   ANKARA - Adalet Bakanlığı'nın bütçe görüşmelerinde söz alan HDP Hukuk ve İnsan Hakları Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, Türkiye'de yargının bağımsız olmadığını belirttiği sırada AKP'li vekiller tarafından linçe maruz kaldı. Ayşe, "Nasıl ki bu bütçe görüşmelerinde ben düşüncemi söylediğim için linçe maruz kalıyorsam, Türkiye'de de insanlar düşüncelerini söyledikleri için linçe uğruyor. Ben burada vekiller eliyle linçe uğruyorum, toplumun yüzde 50'si yargı eliyle linçe uğruyor" dedi.    Meclis'te görüşülen Plan ve Bütçe görüşmelerinde bu gün Adalet Bakanlığı bütçesi görüşülüyor. Adalet Bakanı Abdulhamit Gül'ün sunumu ardından söz alan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hukuk ve İnsan Hakları Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, "Bakanlık tarafından yapılan sunumu dinleyince aynı ülkede mi yaşıyoruz diye düşündüm. Adaleti mi farklı yorumluyoruz bilemiyorum ama bakanlığın sunumuna göre şu anda Türkiye, dünya standartlarının çok üzerinde" diye konuştu.    'Bütçe Saray'dan geldi'   Ayşe, şöyle devam etti: "Yasama, yargı ve yürütme bir keşmekeş halinde. Kuvvetler ayrılığının olmadığını burada görüyoruz. Ne Yargıtay, ne Danıştay burada kendi bütçeleriyle ilgili bir söylemde bulunamadı. Böyle bir yargıdan bağımsız bir duruş beklemiyoruz. Ama yeni adıyla Cumhurbaşkanlığı Sisteminde Saray'dan bir bütçe getirildi bunun tartışılması zemini bile yok. Kuvvetler ayrılığı meselesinden en çok etkilenen mekanizma yargıdır. Şu anda Türkiye yargı sistemi tarafsız ve bağımsız olmaktan çok uzaktır. Adalete bakış açımızda bir problem varsa, adalet mekanizması toplumu siyasal olarak şekillendirmenin bir aracı olarak kullanılıyor ve bu her gün deklare ediliyorsa büyük bir problemi yaşıyoruz demektir."   'Tarafız yargı demeyin yok böyle bir şey'   HDP milletvekillerine yönelik 4 Kasım 2016 tarihinde gerçekleştirilen operasyonlara değinen Ayşe, "Şu anda HDP'nin 9 milletvekili cezaevinde. Bu milletvekilleri 4 Kasım'da 4 ilde aynı saatlerde gözaltına alındı. Herhalde savcılara vahiy gelmişti. Lütfen birbirimizi kandırmayalım. Gözaltından sonra hiçbiri 1 yıl süresince hakim karşısına çıkmadı. Sayın Demirtaş 1 yıl hakim karşısına çıkamadı. Bunlar olurken lütfen 'tarafsız yargı' demeyin, yok böyle bir şey. Talimatla çalışan bir yargı mekanizması var" diye belirtti.    'Bütçe görüşmelerinde savaş propagandası yapılıyor'   Ekonomik krize yönelik Siirt'te bir yurttaşın attığı tweetten kaynaklı tutuklanmasını hatırlatan Ayşe, değerlendirmelerini şöyle sürdürdü: "Efrîn işgali döneminde de işgale karşı çıkan, barış tweeti atanlar tutuklandı. Uluslararası kanunlarda savaş propagandası yapmak suçtur. Şu anda bütçe görüşmelerinde savaş propagandası yapılıyor. Bu suçtur."   'Vekiller eliyle lince uğruyorum'   Ayşe'nin sözleri AKP'li milletvekilleri tarafından kesilmeye çalışılırken, Ayşe kendisine yapılan sataşmaları şöyle yanıtladı: "Nasıl ki bu bütçe görüşmelerinde ben düşüncemi söylediğim için linçe maruz kalıyorsam, Türkiye'de de insanlar düşüncelerini söyledikleri için linçe uğruyor. Ben burada vekiller eliyle linçe uğruyorum, toplumun yüzde 50'si yargı eliyle linçe uğruyor. Ben milletvekiliyim istediğim şekilde konuşurum. Sen milletvekiliysen ben de milletvekiliyim. Binlerce insanın oyunu alarak geldim. Neyi nasıl tanımlayacağımı sana sormayacağım."   'Size mi boyun eğeceğiz'   Geçen hafta bütçe görüşmelerinde İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun HDP milletvekili Ebru Günay'ı hedef almasına da değinen Ayşe, "Geçen hafta da İçişleri Bakanı, arkadaşımızı linç etti. Biz Adalet Bakanlığı bütçesini konuşuyoruz. Tahir Elçi düşüncesini ifade ettiği için linçe uğradı, 3 yıldır katledenler bulunmadı. Benim babam faili meçhul cinayette hayatını kaybetti. Biz sizin ağa babalarınıza boyun eğmedik. Size mi boyun eğeceğiz. Sadece Meclis'te değil, avukatlar da mahkeme salonlarında bunu yaşıyor. Avukat Ömer Kavili mahkeme savunmasından dolayı tutuklandı. Milletvekili konuşmasından, avukat savunmasından, akademisyen düşüncesinden dolayı tutuklanıyor" hatırlatmalarında bulundu.   Cezaevlerinde 741 çocuğun annesiyle birlikte kaldığını vurgulayan Ayşe, "Toplamda da 3 bin çocuk var. 3 yaşındaki bir çocuğun bez bebeği elinden alınmış Bakırköy Kapalı Cezaevi'nde. Arin bebek astım hastası ve Urfa'da cezaevinde kalıyor. Bunlarla ilgili başka tedbirler uygulanabilir, infaz ertelenebilir" dedi.   'Hastanede doktorları manipüle ediyorlar'   Hasta tutsakların durumuna da dikkat çeken Ayşe, hasta tutsaklara Adli Tıp Kurumu tarafından politik davranıldığını da söyledi. Ayşe, "Cemaat her yere sızmış durumda, adli tıpa sızmadı mı? Bu insanlar adli tıp raporlarıyla cezaevinde. Sîsê Ana hayatını idame ettiremeyecek durumda ve cezaevinde. Adli tıp kurumu politik bir şekilde karar veriyor. Hastanede de doktorları manipüle ediyorlar. İnsanlar kelepçeli muayeneye, nefret söylemlerine maruz kalıyorlar" diye konuştu.    'Tecrit insanlık suçudur'   Son olarak DTK Eşbaşkanı ve HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven'in tutuklu bulunması ve açlık grevinde olmasına değinen Ayşe, şunları dile getirdi: "Leyla Güven 13 gündür açlık grevinde. Güven, tıpkı buradaki arkadaşlar gibi seçilmiş bir arkadaşımızdır. Bu sıralarda Türkiye'nin demokratikleşmesi taleplerini dillendirmek için burada olması gerekirken aynı taleplerle cezaevinde açlık grevi yapıyor. Tecrit bir insanlık suçudur. Kimsenin ailesiyle, avukatlarıyla ilişkisini koparamazsınız. Sayın Öcalan, 2015'ten bu yana tecrit altında. Devlet 2 buçuk yıl Sayın Öcalan'la görüşme yaptı, süreç yürüttü. 'Pişman olursunuz' demeyin. Bugün bu sözü söylediklerinizle 3 gün sonra yeniden görüşürsünüz."