‘Türkiye’nin uyuşturucu tacirlerine değil toplumsal barışa ihtiyacı var’ 2018-10-10 09:03:58   İZMİR - MHP’nin af tasarısının öncekiler gibi belirli isimlerin cezaevinden çıkması için hazırlandığını belirten HDP’li Ayşe Acar Başaran, “Bizim ihtiyacımız dolandırıcılara, hırsızlara, uyuşturucu tacirlerine çıkarılacak bir af değil, toplumsal barışı kurabilecek, hak ve özgürlükleri garanti altına alabilecek düzenlemelerdir” dedi.    Milliyetçi Hareket Partisi'nin (MHP) hazırladığı af taslağı Meclis Başkanlığı’na sunuldu. 19 Mayıs 2018'den önceki suçları kapsadığı ve 162 bin tutuklu ile hükümlünün yararlanabileceği ifade edilen taslakta ayrıca cezalarda 5 yıllık indirime gidileceği de yer alıyor. Taslağın toplumun ihtiyaçlarını karşılamadığını vurgulayan siyasetçiler, hukukçular ve sivil toplum kuruluşları ise tepkili.    MHP'nin af meselesinin yeni olmadığını ve 24 Haziran seçimlerinden önce de dönemsel olarak gündeme getirildiğini belirten Halkların Demokratik Partisi (HDP) Batman Milletvekili aynı zamanda Hukuk ve İnsan Hakları Komisyon Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, özellikle Alaattin Çakıcı ve benzerlerinin cezaevinden çıkması için yapılan bir çalışma olduğunu söyledi. Ayşe, "MHP grubunun imzasıyla bir tasarı Meclis’e sunuldu. Tasarıyı incelediğimizde gerekçesinde toplumsal ihtiyaçlar çerçevesinde, toplumsal barışı sağlamakla birtakım düzenlemelerin olduğu, bu tasarının toplumsal ihtiyaçtan kaynaklandığı üzerinde bir propaganda yürütülüyor. Ancak yasanın kendisine baktığımızda bu af tasarısının aslında çok da toplumsal ihtiyaçları karşılayacak bir yasa tasarısı olmadığını, belli isimlere cezai indirimin getirildiğini, ancak Türkiye'deki en temel özgürlükler meselesini özellikle ifade özgürlüğü, toplanma özgürlüğü, seyahat özgürlüğü, siyaset yapma özgürlüğü gibi özgürlüklere karşı geliştirilen saldırılara bir çözüm getirmeyecek bir düzenleme olduğunu görüyoruz" dedi.   ‘Türkiye’nin ihtiyacı dolandırıcı, hırsız ve uyuşturucu tacirlerine çıkarılacak bir af değil’   Tasarının kaotik ve özgürlükten uzak, hukukun üstünlüğünün tanınmadığı, yargının tek kişinin güdümüne girdiği bu süreçte çok eksik ve yetersiz olduğunu ifade eden Ayşe, "Son 3 yılda savaşın derinleşmesiyle ve 15 Temmuz darbe girişiminden sonra ilan edilen OHAL ile beraber nerdeyse Türkiye'de gazetecilik yapan, muhalif kimliğiyle tanınan, kadın mücadelesi yürüten, politik, siyaset üretmeye çalışan herkesin, bir şekilde artık iktidarın güdümünde olan ve iktidarın komisyonları şeklinde çalışan yargı eliyle cezalandırma yöntemlerine gidildiğini görüyoruz. ‘Rahşan affı’ gibi daha önceki afları da biliyoruz. Bunların çoğu aynı propagandayla çıkıp sonrasında aslında belli kesimlerin cezaevinden ya da cezalandırılmaktan kurtarılması amacına dönen tasarılardır. MHP'nin af tasarısının temel çıkış noktası da Alaattin Çakıcı'dan gelmiş ve Meclis’e sunulana kadar devam etmiştir. Bizim ihtiyacımız dolandırıcılara, hırsızlara, uyuşturucu tacirlerine çıkarılacak bir af değil. Türkiye toplumunun ihtiyacı bu değil" ifadelerini kullandı.    ‘Öncelikle hasta tutsaklarla ilgili bir düzenleme yapılmalı’    Türkiye toplumunun ihtiyacının toplumsal barışı kurabilecek, hak ve özgürlükleri garanti altına alabilecek düzenlemeler olduğunun altını çizen Ayşe, şöyle dedi: "En öncelikli olan ihtiyaç Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) hemen kaldırılmasıdır. Çünkü Türkiye'de barış için tweet atan ya da barış savunuculuğu yapanlardan kadın mücadelesi, ekoloji mücadelesi yürütenlere kadar herkes 'terörist' damgası yiyerek cezaevlerine doldurulmuş durumdadır. Bugün cezaevlerinin dolu olmasının gerekçesi adli suçlular değil siyasi tutsaklardır. Bu siyasi tutsakların içerisinde de şu anda kendilerini ölüme götürecek hastalıkları olan birçok hasta tutsak var. Türkiye'de cezaevinde hasta tutsak sorunu vardır. Toplumsal bir barış ve ihtiyaç çerçevesinde tartışma geliştirilecekse öncelikle hasta tutsaklarla ilgili bir düzenlemenin yapılması gerekiyor."    ‘Yüzlerce çocuk anneleriyle cezaevinde’    Cezaevlerinde yüzlerce çocuğun da anneleriyle birlikte tutulduğunu hatırlatan Ayşe, “Anneler cezaevinde haksız hukuksuz bir şekilde tutulurken, kendi özgürlüklerinden yoksun bırakılırken bir taraftan çocuklar da cezalandırma yöntemleriyle karşı karşıya kalıyorlar. Milletvekilleri, belediye eşbaşkanları dahil olmak üzere binlerce siyasetçi demokratik siyaset yürüttüğü için cezaevinde. Eğer bir ihtiyaçtan söz edeceksek siyasi, hasta tutsakların derhal serbest bırakılması için yol ve yöntemlerin bulunması gerekiyor" diye konuştu.