'Tecrit ve kadına yönelik şiddet birbirinden ayrı düşünülemez' 2018-09-10 09:03:44   DİYARBAKIR - PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecritle kadına yönelik şiddetin soykırım düzeyine gelmesinin tesadüfi olmadığını belirten DBP PM üyesi Aliye Kızıldamar, "Tecridin ortadan kaldırılmasıyla kadınlar kazanımlarının önündeki engelleri aşacaktır" dedi.    İmralı Yüksek Güvenlikli F Tipi Kapalı Cezaevi'nde tutuklu bulunan PKK Lideri Abdullah Öcalan, 27 Temmuz 2011'den bu yana avukatları, 5 Nisan 2015 tarihinden itibaren İmralı heyetiyle ve 11 Eylül 2016'dan bu yana ise ailesiyle görüştürülmüyor. Bu tecridin ağırlaştırılmış ve sistematikleştirilmiş bir tecride dönüştürüldüğünü belirten DBP PM üyesi Aliye Kızıldamar, İmralı tecridinin toplumsal bir etkiye sahip olduğunu, bu nedenle de çok kapsamlı ele alınması gerektiğini vurguladı.    'Kadın toplumun kurtuluşudur'    Tecridin en çok da kadınları ve kadın kazanımlarını etkilediğine dikkat çeken Aliye,  Abdullah Öcalan'ın kadın özgürlük mücadelesine ilişkin, "Kadın toplumun en dinamik ve en hareketli parçasıdır", "Kadının kurtuluşu toplumun kurtuluşudur" sözlerini anımsatarak şöyle konuştu: "Sayın Abdullah Öcalan,  kadın kimliğinin ve iradesinin gerçekleşmesi ve açığa çıkmasına yönelik çok büyük bir değerdir. Haliyle de kendisi çok ciddi bir zihinsel devrimi de beraberinde getiren bir sürecin sahibidir. Bunun farkına varan her kadın beraberinde kadını doğal yaşamdan ve toplumdan silmeye çalışan zihniyet ve sistem açısından büyük bir tehlike. Kendilerini toplumun en dinamik, en hareketli parçası ve kurtuluşu olduklarını unutmamalı ve mücadele etmeye devam etmelidir."   'Kadına yönelik şiddet, İmralı tecridinden ayrı düşünülemez'   Kadınların 21. yüzyılda sistematik şiddete maruz bırakıldıklarını ifade eden Aliye, bu sistematik şiddetin kırım hatta soykırım boyutuna ulaştığını kaydetti. Kadına dayatılan şiddetin tecritten ayrı ele alınamayacağını belirten Aliye, "İmralı tecridinden bu güne kadınların yaşadığı bu kırımların daha bir sistematik hale gelmesi tesadüfi değil, ciddi bir politikanın eseridir. Kadının şahsında toplumun kaosa sürüklenmesi giderek Ortadoğu halklarının kaosa sürüklenmesi bunlar birbirinden bağımsız gerçeklikler değildir. Tecridin ortadan kaldırılmasıyla kadının ve kadın şahsında toplumun kendi dinamikleriyle, öz değerleriyle tekrar buluşması sağlanacaktır. Bu açıdan kadının, kazanımlarının önündeki engelleri aşacağını, bunun ise ancak tecridin bir an önce kaldırılmasıyla sağlanabileceğini düşünüyorum" ifadelerini kullandı.   'Kadınlar tecride karşı güçlü bir ses çıkarmalı'   Erkek egemen zihniyetin her gün daha fazla güçlendirilerek kurumsallaştırıldığını aktaran Aliye, son olarak şunları ekledi: "Erkek egemen zihniyet her gecen gün tahakküm altına almaya çalıştığı kadını toplumsal bir kırımdan geçirmeye hazırlanıyor. Bunu da en çok kadın kazanımlarına göz dikerek hedefliyor. Tüm bu saldırıların kaynağı olan İmralı tecridinin son bulması ise tam da  kadın özgürlüğüne de yol açacak bir noktada duruyor. Kadınlar tecride karşı bu yüzden güçlü bir ses çıkarmalı."