'2015'ten bu yana Abdullah Öcalan'dan haber alınamıyor' 2018-07-15 13:45:18   İSTANBUL - HDK'nin 8'inci Dönem 4'üncü Genel Meclis Toplantısı'nda konuşan Eşsözcü Gülistan Kılıç Koçyiğit,  PKK Lideri Abdullah Öcalan'a yönelik uzun süredir devam eden tecride ilişkin, "Öcalan'dan ailesinin bir görüşmesi dışında 5 Nisan 2015'ten beri haber alınamıyor. Ne sağlığı ne de güvenliğine ilişkin bir bilgi dahi alamıyoruz" dedi.    Halkların Demokratik Kongresi (HDK) 8'inci Dönem 4'üncü Genel Meclis Toplantısı'nı gerçekleştirdi. İstanbul merkez binasında yapılan toplantı salonuna, "Eşsözcümüz Onur Hamzaoğlu'na özgürlük" pankartı asıldı. Toplantının açılış konuşmasını yapan HDK Eşsözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit, 14 Temmuz ölüm orucunda yaşamını yitiren Hayri Durmuş, Kemal Pir, Ali Çiçek ve Akif Yılmaz'ı anarak konuşmasına başladı. Gülistan, "1980 askeri darbe zamanında birçok hukuksuz uygulama vardı. Bütün bunlara karşı da direnen ve direnerek özgürlük mücadelesinin yolunu açan Kemal Pirleri de saygıyla sevgiyle anmak istiyorum. Onların mücadelesi bugün bizim varlık gerekçemizi oluşturuyor" diye belirtti.     'Seçim koşulları eşit değildi'   Konuşmasına 24 Haziran seçimlerine değinerek devam eden Gülistan, seçim sürecinin ve sonuçlarının oldukça önemli olduğunu kaydetti. Gülistan, "Seçim kararının alınma şekli ve seçimin kendisi oldukça hukuksuz, eşitlik koşullarına aykırı uygulamalarla doluydu. OHAL koşullarında yapılacak seçimlerinin kazanan iktidar tarafından asla meşru olmadığını, bunun halk iradesini yansıtmadığını önceki meclis toplantımızda ifade etmiştik. Bugün bunun ne kadar doğru bir tespit olduğunu görüyoruz" ifadelerine yer verdi.    'Bu ülke gerçek darbe koşullarına taşındı'   15 Temmuz darbe girişiminden söz eden Gülistan, darbe girişiminden çok darbeden sonra gerçekleşenlerin bu ülkeyi gerçek darbe koşullarına taşıdığını kaydetti. Eski Başbakan Binali Yıldırım'a, "En fazla rahatsız olduğunuz proje nedir?" diye sorulduğunda verdiği "15 Temmuz" cevabını hatırlatan Gülistan, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın da 15 Temmuz'u "bir lütuf" olarak gördüğünü söyledi.   'Şirket mantığıyla yönetilen ülke gerçekliği'   Yeni sistem ile meclisin işlevsizleştiğini ve milletvekillerinin bir notere dönüştüğünü dile getiren Gülistan, "Bizim için asıl olan radikal demokrasi ve halk meclislerinin kurarak doğrudan katılımıdır. Ne yazık ki Türkiye çok sınırlı da olsa kendi parlamenter demokrasisini bir şekilde tasfiye etmiş, eliyle yeni bir monarşi ikame etmiştir" sözlerini kullandı. Kabinenin bir şirket mantığıyla yönetilen ülke gerçekliğini gösterdiğini belirten Gülistan, ne bu kabineden ne de bu hükümetten Türkiye'ye ne demokrasi ne eşitlik ne de özgürlük gelmeyeceğini söyledi.   'Yeni sistem sermaye ve ranttan yana'   Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile Çalışma Bakanlığının birleştirilmesine ilişkin Gülistan şu değerlendirmeyi yaptı: "Ne yazık ki Kadın Bakanlığı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'na dönüştürüldü ve şuanda da Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Çalışma Bakanlığıyla birleştirilerek çok daha ucube bir sistemin önü açılmış oldu. Kadına yönelik taciz, tecavüzün ve fırsat eşitsizliğinin bu kadar derinleştiği Türkiye'de kadınları sadece aile içinde gören bir zihniyet Aile Bakanlığı'yla yola devam ettiğini görüyoruz. Ama bu da yetmiyor. Her gün iş cinayetiyle insanlarımız yaşamını yitirirken Çalışma Bakanlığı gibi önemli bir bakanlığı da Aile Bakanlığı'yla birleştirilmesini kabul etmememiz gerekiyor. Bu bize, kurulan yeniz sistemin sermaye ve ranttan yana olduğunu, ölen hiçbir işçinin gerçek anlamda bir değerinin olmadığını ve sadece üretimin bir aparatı olarak gördüğünü belirtmemiz gerekiyor."   'Koyu faşizmle mücadele etmek gerekiyor'   PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecride ilişkin konuşan Gülistan, "İmralı Cezaevi'nde hiçbir şekilde ailesi ve avukatlarıyla görüştürülmeyen Sayın Abdullah Öcalan üzerinde uygulanan mutlak bir tecrit uygulaması da aynı ülkede olmaktadır. Öcalan'dan ailesinin bir görüşmesi dışında 5 Nisan 2015'ten beri haber alınamıyor. Ne sağlığı ne de güvenliğine ilişkin bir bilgi dahi alamıyoruz. Bu iki uygulama arasındaki farklılığın kendisi aslında devletin nasıl yönetildiğini ve klasik anlamda bahsettiğimiz devletten bir eser kalmadığını da gösteriyor. Bunun için bu koyu faşizmle mücadele etmek, birlikte hareket etmek dışında da bir yolumuzun olmadığını ifade etmek gerekiyor" dedi.    'Karar madencilerin kemiklerini sızlattı'   Gülistan Soma Davası'na ilişkin ise, çıkan kararın hem yüreklerini hem de yerin yedi kat altında çalışan madencilerin kemiklerini sızlattığını belirtti. Gülistan, Ankara'ya yürüyen madencilerin ailelerini selamlayarak, adaleti sadece mahkeme salonlarında değil, toplumsal mücadele içinde sağlamak gerektiğinin altını çizdi.    Gülistan, son zamanlarda sıkça tartışılan idam yerine, hükümetin kadın ve çocuk kurumlarını neden kapattığına dair kamuoyuna doyurucu bir açıklama yapması gerektiğini söyledi.    Gülistan son olarak, 19 Temmuz'da HDK Eşsözcüsü Onur Hamzaoğlu ve siyasetçilerin yargılandığı davanın duruşmasına katılım çağrısında bulundu.