Çiçek Otlu: Birleşik direnişi örgütlemeliyiz 2024-12-12 09:01:54    Rozerin Gültekin   İSTANBUL - Rojava Devrimi'nin tasfiye edilmek istendiğini belirten DEM Parti Milletvekili Çiçek Otlu, "Orta Doğu'daki savaşa karşı halkların birleşik direnişini örgütlemeliyiz. Halkların birliği için Türkiye işçi sınıfını, kadınları ve gençleri savaşa karşı örgütlemek gerekiyor. Kadın özgürlük mücadelesinin özneleri, savaşa hayır diyerek sesini yükseltmelidir" dedi.   Türkiye ve ona bağlı Suriye Milli Ordusu (SMO), Kuzey ve Doğu Suriye'ye yönelik saldırılarını sürdürüyor. Türkiye'ye bağlı savaş uçakları, Minbic ve çevresindeki köyleri hedef alırken, Suriye Demokratik Güçleri (QSD) dün ateşkes ilan ettiğini duyurdu. Ancak ateşkes öncesinde gerçekleşen saldırılarda, çeteler tarafından onlarca sivil katledildi. Bu saldırılara ilişkin Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Milletvekili Çiçek Otlu açıklamalarda bulundu.   ‘Rojava Devrimi'nin tasfiyesi gündemde’   Tüm Batılı güçlerin Orta Doğu'da yeni bir düzende pozisyon almaya çalıştığını belirten Çiçek Otlu, NATO üyesi ülkelerin sayısının arttığını ve Türkiye'nin savunma bütçesini büyüttüğünü söyledi. Çiçek Otlu, "NATO ile ilişkilerini daha fazla güçlendirdiler. Herkes, Orta Doğu'da değişebilecek bir haritada kendine yer edinmek istiyor. Rusya-Ukrayna savaşı ile İsrail'in Filistin'e saldırısı, bu dönemin en önemli iki savaşıdır. Bu süreçte Türkiye, yani AKP ve MHP'nin oluşturduğu faşist rejim, kendi konumunu güçlendirmeye çalışıyor. Misak-ı Milli sınırlarını yeniden kurmayı hedeflediler. Musul ve Kerkük'ü yeniden almak istediler ancak Kerkük'te başarılı olamadılar. Esad ile barışma mesajları gönderdiler. Ancak Esad, topraklarının işgal edilmesine izin vermeyeceğini açıkladı. ABD'deki seçim belirsizliğinden faydalanmak isteyen İsrail saldırıya geçti. Bu dönemde Türkiye, AKP ve MHP faşist rejimi; DAİŞ'in yeni adı olan HTŞ ve Suriye Milli Ordusu üzerinden yeniden Suriye'yi işgal etmeye çalışıyor. Bu durum, halklara ve kadınlara yönelik büyük bir tehdit oluşturuyor. 21. yüzyılın en önemli devrimlerinden biri olan Rojava Devrimi'nin tasfiyesi de söz konusu" dedi.   ‘Kürdistan’ın dört parçasını boğmak istiyorlar’   Kürt halkının kazanımları ve kadın özgürlükçü çizginin hedef alındığını ifade eden Çiçek Otlu, AKP ve MHP'nin 2015'ten bu yana ne siyasi ne de askeri zafer elde edemediğini, bu yüzden kendi tabanlarını konsolide etmek için savaş politikalarına yöneldiğini vurguladı. Çiçek Otlu, "Tel Rıfat'ın işgali, Rojava'nın işgali anlamına gelir. Kuzey ve Doğu Suriye'deki tüm güçler, bu savaşa karşı çıkılması çağrısı yapıyor ve seferberlik ilan etmiş durumda. Erdoğan, halkları yok etmeye yönelik bir plan kurmuş durumda. Rojava, eşit ve özgür yaşamın kurulduğu bir devrim ve dünya halklarına örnek oldu. Bu devrimin bastırılması halinde Kürdistan’ın dört parçasını da boğabileceklerini düşünüyorlar. Bu yüzden Suriye Milli Ordusu'na ve HTŞ’ye bu kadar destek veriliyor" diye konuştu.   ‘Kadınlar özgürlük esintisini kendilerinde simgeledi’   Devrim süreçlerine öncülük eden kadınların, çeteler ve devletler tarafından ilk hedef alınmasına dikkat çeken Çiçek Otlu, "Rojava’da çarşafını atan çiçekli elbiseli kadın bir semboldür. Gezi ayaklanmasında kırmızılı kadın bir semboldür. Dünyanın birçok yerindeki kadınlar, özgürlük savaşçılarını örnek alarak kendilerine bir yol çiziyor. Jina Mahsa Amini’nin katledilmesinden sonra kadınlar, Rojava’da gördükleri özgürlük esintisini kendilerinde simgelediler. Şili’deki Las Tesis hareketinde erkek devlet şiddetine karşı daha güçlü mücadeleler örgütlendi. Bunlar, Rojava Devrimi'nin etkileridir. Rojava Devrimi, kadın özgürlükçü çizginin, eşit ve özgür yaşamın ne anlama geldiğini; kadınların toplumsal, politik ve askeri alanlarda nasıl yer alabileceğini bize gösterdi. Rojava’daki ‘Jin, jiyan, azadî’ sloganı, Rojhilat’tan başlayarak tüm dünyada evrenselleşti. Sesimizin her cılız çıktığı yerde bir kadın daha katledilecektir. Direnişi sadece bireysel değil, birleşik bir mücadeleye dönüştürmeliyiz" ifadelerini kullandı.     Barış mücadelesini yükseltme çağrısı   PKK Lideri Abdullah Öcalan’a uygulanan tecridin, savaş politikalarının bir parçası olduğunu belirten Çiçek Otlu, Abdullah Öcalan’ın sözlerinin halklara ulaşmasının engellenmek istendiğini vurguladı. Çiçek Otlu, "Kayyum siyaseti de savaş politikasıyla ilgilidir. Türkiye halklarının üzerindeki yoksulluk ve işsizlik de bu savaş politikalarının sonucudur. İktidar, bu dönemde savaş siyasetini izlemeye devam edecektir. Tüm katliam ve tutuklamalara rağmen savaşa hayır demekten vazgeçmedik, önümüzdeki dönemde de sokaklarda olacağız. Bu savaşın durdurulması için mücadele edeceğiz. Orta Doğu’daki savaşa karşı halkların birleşik direnişini örgütlemeliyiz. Bu sadece Kürt halkının ya da Orta Doğu halklarının değil, evrensel bir sorundur. Filistin’de, Rojava’da görüldüğü gibi, örgütlü ve direnen halklar yenilemez. Bu nedenle Rojava, Rojhilat ve Filistin’den ilham almalıyız. Kadın özgürlük mücadelesi, savaşa karşı en güçlü sesi yükseltmek zorundadır. Çünkü savaş, kadın bedenine yönelik taciz, tecavüz ve seks köleliğinin artması demektir. Kadın özgürlük mücadelesinin özneleri savaşa hayır diyerek bu mücadeleyi yükseltmelidir" diyerek karamsarlığa kapılmadan barış mücadelesini büyütme çağrısında bulundu.