Mûş ‘oyumuz kendimize’ diyor 2024-03-10 09:05:30     Elfazi Toral   MÛŞ - Yerel seçimlere adım adım yaklaşılırken, Mûş ve ilçelerinde DEM Parti’nin etkisi giderek görünür oluyor ve tercihlerini de “Oyumuzu kendimize vereceğiz” sözleri ile ifade ediyorlar.    DEM Parti rüzgarı Mûş’un her sokağında rüzgarını estirirken, Mûş halkı “Kayyımları göndereceğiz. İrade biziz biz irademize veriyoruz” mesajı oluyor.   Yerel seçimlerin yapılacağı 31 Mart’a sayılı günler kala siyasi partiler ve yurttaşlar, çalışmalarını Kurdistan ve Türkiye kentlerinde hız kesmeden sürdürüyor. Çalışmalarını aralıksız sürdüren Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi de (DEM Parti) Mûş ve ilçelerinde seçimi kazanmakta kararlı. Uzun yıllardır hem AKP hem de kayyım yönetiminde yönetilen Mûş ve ilçelerinde yurttaşlar kayyımı göndermekte kararlı. Mûş’ta mahalle mahalle, sokak sokak DEM Parti rüzgarı esiyor.   Halk iradesi!   Mûş’un Kop (Bulanık), Gimgim (Varto), Tîl (Korkut) ve Milazgir (Malazgirt) ilçelerinde her mahalle ve her sokakta seçim çalışması sürüyor. Devletin tüm asimilasyon, sindirme, yok etme ve katliam politikalarına rağmen halk kendi duruşundan kimliğinden vazgeçmeyeceğini gösteriyor. Kürtçe’nin yasaklanması ve Kürtçe’ye yönelik asimilasyon politikalarını hayata geçirmek isteyen iktidar iktidara karşı halk dilini sahipleniyor.    ‘Her şey değerlerimiz için’   Haber takibi için gittiğimiz her yerde “Canımıza bile kast etseler bizler kendi duruşumuzdan tek bir geri adım dahi atmayacağız” diyen yurttaşlar ne iktidarı ne de iktidar zihniyetini kabul etmediklerinin mesajını veriyor. “Her şey değerlerimiz için” diyen halk, 31 Mart günü DEM Parti’yi tercih edeceklerini de “Bizim para pula mülke ihtiyacımız yok biz kendi irademizi ve kendi kimliğimizin davacısıyız” sözleri ile dile getiriyor. Bu sözlerle aynı zamanda Kurdistan’da AKP iktidarının yönetimini istemediklerinin altını çiziyorlar.    ‘Direnişimiz, kararlılığımız ve ısrarımız kazanacak’   Kentte gözlemlediğimiz bir diğer durum da ekonomik koşullardan dolayı şehir dışına çıkan, aylarca hatta yıllarca kendi ailelerinden uzak bir şekilde yaşamlarını sürdürenler yerel seçimler yaklaşırken kendi topraklarına gelerek oy kullanma girişimleri oluyor. Yurttaşlar zorlu hava şartları ve mesafelere aldırış etmeden hem kendileri için hem de kendi halkı için işlerini güçlerini bırakıp tercih ettikleri DEM Parti’nin çalışmalarında yer alıyor. Tüm baskılara rağmen “Mücadele edeceğiz” diyen yurttaşlar, “Direnişimiz, kararlılığımız ve ısrarımız kazanacak” diyor.   Yurttaşlar DEM Parti’yi bağrına basıyor   Kent ve ilçelerinde DEM Parti rüzgarı eserken, aynı zamanda her köy, mahalle ve sokakta DEM Parti’nin Kürtçe seçim stranları yükseliyor, halkın coşkusu giderek artıyor. DEM Parti’yi benimseyip bağrına basan ve sahiplenen bir atmosfer hemen göze çarpıyor.    Özel savaş politikaları    Halkın seçim coşkusunun yanı sıra kentte hissedilen bir diğer durum ise AKP iktidarının eril zihniyetinin yansımaları. Kadınlar sokakta, sosyal yaşam alanlarında pek görülmüyor. AKP’nin  ve AKP’nin kayyımlarının yönetimi altında olan yerlerde kadının sosyal yaşam alanlarında tabiri caiz ise adı yok. Kadını eve hapsetme, sınırlandırma, toplumdan soyutlama Kurdistan’da AKP eliyle yürütülen özel savaş politikalarının bir yansıması olarak kendini gösteriyor. AKP bunu da yerellerden başlatarak yapıyor.   Kayyım ne yaptı?   Tam da bu noktada iktidarın ve kayyım yönetimine karşı yurttaşlar sandıkta cevap vermeye hazırlandıklarını “Artık dur demenin vakti çoktan geldi” sözleri ile ifade ediyor. Kayyımları istememenin bir diğer ifadesi de “Buralar bizim topraklarımız, bizim yaşam alanlarımız biz devletin kayyımını istemiyoruz” sözleri ile dile getiriliyor. Kayyıma tepkiler bununla da kalmıyor ve şunu hemen hemen her yerde duymak mümkün: “Bizim için ne yaptı ki? Kayyım bizim için hiçbir şey yapmadı. Kayyım, bizim yaşam alanlarımızı gasp etmek dışında hiçbir şey yapmadı. Bizden çok şey aldı ama bize hiçbir şey katmadı.”    ‘Daha kötü bir hal aldı’   Tepkilerin bir yanı dil, kültür ve varlıklarına yönelik baskı ve saldırılar olurken diğer yanı da ne AKP’nin ne de AKP’nin kayyımlarının bir şey yapmaması. Yani yol, su, elektrik, alt yapı gibi sorunların hiç biri çözülmemiş, hiçbir hizmet götürülmemiş. Çözülmediği gibi de giderek kötü bir hal almış durumda. Bunu da “Kayyımla birlikte yaşam alanlarımız daha da kötü bir hal aldı. Sorunlarımız çözüme kavuşmuyor” sözleri ile ifade ediyorlar.    ‘Oyumuz kendimize’ diyorlar   Kent, merkezini ilçeleri gezerken çamurlu yolları görüyoruz biz de ve yaşanan su sorununu mahallelinin nasıl çözmeye çalıştığını da. Su hortumun donmasıyla birlikte susuz kalan yurttaşlardan biri, fön makinasıyla su hortumunu ısıtmaya çalışırken görüyoruz. Kayyımlara en çok tepki gösterenlerin de kadınlar olduğunu görüyoruz. Kayyımlara, iktidara tepkilerini, kimi tercih edeceklerini de “Seçim zamanı kapımıza gelip oy istiyorlar. Vaatler verir giderler seçildiklerinde ise hiçbir sorunumuza çözüm bulmuyorlar. Yıllardır bu şekilde devam ediyor. Biz kadınlar oylarımızı ne AKP’ye nede kayyıma vermeyeceğiz. Oyumuzu kendimize vereceğiz” şeklinde dile getiriyorlar.    Eşbaşkanlık sistemi   Kent merkezi ve ilçelerde DEM Parti’nin tercih edilmesinin bir nedeni olarak da yerel yönetimlerdeki temsiliyet konusu. Demokrasiyi temel yaşam biçimi haline getirmek ve yaşam alanlarının demokratik olmasını istediklerini söylüyorlar her yerde. Bunun da başlama noktasının yerel yönetimler olduğunu söylüyorlar. Bunun olmazsa olmazının da eşbaşkanlık sistemi olduğunu vurguluyorlar ve  “Eşit temsiliyete hepimizin ihtiyacı var” sözleri ile bunu formüle ediyorlar. Eşbaşkanlık için “Kürt halkına ve mücadelesine yakışan bir sistemdir” diyorlar ve bunun her yerde esas alınması gerektiğinin altını çiziyorlar.   Seçime az bir zaman kala Mûş ve ilçeleri tercihini şimdiden yapmış görünüyor. 7’den 70’e kadınların, gençlerin, yaşlıların, çocukların coşkusu, heyecanı ve söylemleri bunu söylüyor, bunu gösteriyor.