Kayyımlara karşı tutum: Dîsa jin dîsa jiyan! 2023-08-16 09:02:09   AMED - HDP’li belediyelere 2019 yılında atanan kayyımlara ilişkin konuşan HDP Yerel Yönetimler Kadın Kurulu Üyesi Zeynep Sipçik, kayyım atamalarına karşı tutumlarının “Ne qeyum ne talan, dîsa jin dîsa jiyan” sloganında karşılık bulduğunu vurguladı.   31 Mart 2019 yerel seçimlerinde Halkların Demokratik Partisi (HDP), 3 büyükşehir, 5 il, 45 ilçe ve 12 belde olmak üzere toplamda 65 belediye kazandı. Bin 230 belediye meclis üyesi ve 101 il genel meclis üyesi HDP listelerinden seçildi. Seçimlerden 4 buçuk ay sonra 19 Ağustos 2019'da Amed, Wan ve Mêrdîn Büyükşehir Belediyelerine aynı anda İçişleri Bakanlığı tarafından kayyım atandı. 2016’da başlayan kayyım atanmalarının devamı niteliğindeki bu süreçte sonrasında ise Îdir (Iğdır), Êlih (Batman), Sêrt (Siirt) ve Colemêrg (Hakkari) belediyelerine de kayyım atandı. Kayyımın atanmasıyla kentlerde birçok değişiklik olurken, kentlerde yaşayan insanların sosyal yaşantıları da tamamen değişti. Bunların başında da kadınlar ve çocuklar geldi. HDP’li belediyelerce açılan başta kadın kurumları ve birimleri olmak üzere çok sayıda çalışma kayyımlar eliyle sonlandırıldı, gasp edildi.   Kerboran (Dargeçit) Belediye Eşbaşkanı olduğu dönemde 31 Mart 2016’da tutuklanan ve 21 Ekim 2022’de tahliye edilen HDP Yerel Yönetimler Kadın Kurulu Üyesi Zeynep Sipçik, Kurdistan kentlerine atanan kayyımların, kentlerde izledikleri politikalar hakkında değerlendirmelerde bulundu.   ‘Dil ve kültür üzerine saldırılar yapılıyor’   “Ulus-devlet inşasının ardından özellikle son yüzyılda Kürtlere karşı bir yok etme durumu devam etmektedir” diyen Zeynep, kayyım politikalarını da “Kürtlere yapılan soykırım çerçevesinde Şark Islahat Planı’nın devamı” olarak değerlendirdi. Zeynep, iktidarın kendi tekçi anlayışının karşısında bir tehlike gördüğünde şiddeti direkt devreye koyduğunu söylerken, “Yıllardır Kürtleri fiziki yollar ile ortadan kaldırmaya çalışıyorlar. Silahlardan tutun bombalara kadar, hem kültür üzerinden, hem dil üzerinden her şekilde saldırılarını gerçekleştiriyor. Devlet bu saldırılarla Kürtleri kimliğinden uzaklaştırmak istiyor, bunları bu amaçla sürdürüyor” ifadelerini kullandı.   ‘İktidar, belediyeleri tehlike olarak gördü’   İktidarın, 2016 Eylül’den bu yana sistematik şekilde HDP’nin belediyelerine kayyım atadığını hatırlatan Zeynep, “Bu sürece , ‘çözüm süreci’ diyorlardı. Eğitim kurumlarıyla olsun, kanunlarla olsun, tutuklamalarla olsun, fiziki soykırımla olsun; her türlü saldırı ile gördü ki artık isteklerini kabul ettiremiyor. Bir de belediyelerin bölgelerde, ilçelerde, şehirlerde barışın büyütülüp çoğaltılmasındaki rol ve misyonunu da fark etti. Bunu da büyük bir tehlike olarak gördü” sözlerine yer verdi.   Toplum eşbaşkanlık ile şekilleniyor   Eşbaşkanlığın iktidar cephesinde büyük bir tehlike yarattığına değinen Zeynep, “Eşbaşkanlık özellikle 2014 yılında belediyelerde oturdu. Gördü ki eşbaşkanlık aracılığıyla kadının rengi, sesi, duruşu gitgide belediyelerde eşbaşkanlık ile şekilleniyor ve sonra halk da bundan etkilenerek biçim alıyor. Bunu da büyük bir tehlike olarak gördü. Çünkü biliyor ki kadının gelişmesi erkek egemen iktidarın gerilemesine sebep olacak” dedi.   Kayyımla değişen düzen   Kayyım atanan belediyelerin, kayyımından önce ve kayyım atandıktan sonra değişimine dikkat çeken Zeynep, şunları aktardı: “Belediye halkla en çok iç içe olan kurum. Bu sebeple halk ile belediyenin önderliğinde gösterilen ve yürütülen politikayla kimliğin yaşatılmasında olumlu bir etki oluyor. Bu sebeple diyebiliriz ki belediye, HDP’nin elindeyken ya da halkı temsil eden şekilde yürütülen belediyeler varken gerçekten Kürt dili, rengi, kültürü, özellikle de kadının rengi her geçen gün daha da büyüdü, genişledi, büyük bir heyecan ve yüksek moral yarattı.”   ‘Demokrasiyi anlam ve mantığından uzaklaştırıyor’   Zeynep, kayyımın, halkın iradesini gasp ettiğini ve kadın kazanımlarına saldırdığını söylerken, bunu, “Kadınların olduğu kurumları kapatıyor ya da o kurumun rol ve misyonunu değiştiriyor. Kadın müdürse bir erkeği onun üzerine atama ile çıkarıyor ya da Kadın Daire Başkanlığı’nı ya feshediyor ya da başa bir erkek getiriliyor. Birebir kadının kazanımlarına dönük bir saldırıdır bu. Kadın çalışanları hedef alıyor ve işten çıkarıyor. Ayrıca Kürtçe tabelaları çıkarıyor ya da Türkçe olacak şekilde değiştiriyor. Mesela bizim Mor Kadın Kurumu’nun ismini ‘Turkuaz Kadın Kurumu’ olarak değiştiriyor. Bu şekilde saldırarak kadına karşı zafer elde etmeye çalışmaktadır. Aynı şekilde kültür kurumlarını da ya kapatıyorlar ya da ‘Ülkü Ocakları’ gibi isimler koyuyorlar. Demokrasiyi anlam ve mantığından uzaklaştırıyor” diyerek örneklendirdi.   'Kayyım derin tahribatlar yarattı'   Kayyım rejiminin kadın çalışmalarına yönelik tutumunun, şiddeti ve kadın katliamlarını arttırdığının altını çizen Zeynep, “Kürt halkına karşı özel savaş politikasının parçası olarak madde bağımlılığı, fuhuş ve çocuk istismarının arttığı görülmektedir. Hükümetin bir an önce bu politikalardan vazgeçmesi, ulusal ve uluslararası sözleşmelere bağlılığını yerine getirerek başta kadınlar ve halk üzerindeki baskıya son vermelidir. Her geçen gün artan baskı ve kayyımların kadınlara dönük ayrımcı çalışmaları kadınlar ve toplum üzerinde derin tahribatlara yol açmaktadır” şeklinde konuştu.   Zeynep son olarak, “Ne qeyum ne talan, dîsa jin dîsa jiyan” ( Ne kayyım ne talan, yine kadın yine yaşam) mesajını verdi.