‘Têgor Katliamı’ için komisyon önerisi 2023-08-14 12:01:25       ANKARA - Yeşil Sol Parti Qers Milletvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, Têgor Katliamı’nın yıldönümünde Meclis’e araştırma önergesi sunarak gerçeklerin ortaya çıkarılması için komisyon kurulmasını istedi.   Yeşiller Sol ve Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) Qers (Kars) Milletvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, 14 Ağustos 1993 tarihinde Qers’in Têgor (Digor) ilçesinde gerçekleşen katliamın 30'uncu yıl dönümünde Meclis’e Araştırma Önergesi sundu.   Gülistan, katliamın gerçek faillerinin belirlenmesi, adaletin sağlanması ve insan hakları ihlallerinin hesap sorulmasının önem taşıdığını belirterek, katliamın tüm yönleriyle araştırılması gerektiğini, ve bunun için Meclis Araştırma Komisyonu kurulmasını talep etti.   Önergede şu ifadeler yer aldı:   “14 Ağustos 1993’de Kars'ın Digor ilçesinde, meydana gelen Digor Katliamı, Türkiye Cumhuriyeti tarihine kazınmış bir insanlık suçudur. Koruculuk dayatmaları, ev baskınları ve işkencelere karşı halkın sesini duyurmak amacıyla başlattığı yürüyüş, acımasız bir şekilde şiddetle ve kanla bastırılmıştır. Sivillerden oluşan binlerce masum yurttaşın toplandığı Kocaköy köyünde gerçekleşen katliam, çocuk, yaşlı, kadın ve genç demeden pek çok kişinin acımasızca katledilmesi ile sonuçlanmış, yüzlerce insan yaralanmıştır. Katliamda 6’sı çocuk 17 yurttaş hayatını yitirmiştir. Katledilenler, isimleri ile anılmaya değerdir: Gülcan Çağdavul (8), Selvi Çağdavul (14), Yeter Kerenciler (13), Necla Geçener (14), Zarife Boylu (15), Erdal Buğan (17), Zeynep Çağdavul (19), Hacer Hacıoğlu (20), Suna Çidemal (21), Fatma Parlak (22), Faruk Aydın (27), Cemil Özvarış (39), Gıyasettin Çalışçı (41), Hasan Çağdavul (43), Süleyman Taş (47), Nurettin Orun (80), ve Tütiye Talan (66).   Adalet tecelli etmedi   14 Ağustos 1993 tarihinde Kars'ın Digor ilçesinde yaşanan Digor Katliamı’nın ardından yıllarca süren ve AİHM’e uzanan hukuki mücadeleye rağmen adaletin tecelli etmediği bir örnek olarak hafızalarda yerini almıştır. Sorumluların bulunması ve yargılanması için yıllarca süren mücadele, maalesef sonuçsuz kalmıştır. Bu durum, onarıcı adaletin eksikliğine ve cezasızlığa işaret etmektedir. Bugün, katliamın 30. yıl dönümünde katledilenlerin unutulmaması ve benzer acıların yaşanmaması için adım atma zamanıdır.   Devlet sorumluluğu kabul edip özür dilemelidir   Digor Katliamı, öncesinde ve sonrasında Türkiye'de gerçekleşen katliamlar, hak ihlalleri ve insan hakları ihlalleri ile benzer bir cezasızlık zincirinin bir parçası olmuştur. Çözümü için en başta bağımsız bir araştırma komisyonu kurulması, sorumluların tespit edilmesi, yargılamaların gerçekleştirilmesi, devletin sorumluluğunu kabul etmesi, özür dilemesi ve mağdurlara tazminat sağlanması gerekmektedir.   Hakikat Komisyonları   Türkiye'nin hak ihlalleri ve cezasızlık konusundaki tarihini de ele alarak, devletin cezasızlık geleneğinin kökenleri ve işleyişi deşifre edilmelidir. Süregelen suskunluk, görmezden gelme ve güvensizlik kültürünün aşılmasına ve gelecekteki ihlallerin önlenmesi amacıyla toplumun farklı kesimlerinin katılımıyla hakikat komisyonlarının kurulması gerekmektedir. Hakikat komisyonlarının amacı sadece af ya da uzlaşma sağlamak değil, aynı zamanda toplumsal hafızayı yeniden kurmak, mağdur anlatısını güçlendirmek ve devletin resmi anlatısına karşı mağdur edilenlerin sesini duyurmasını sağlamak olmalıdır.    Meclis Araştırma Komisyonu Talebi   Digor Katliamı’nın tanınması, aydınlatılması, sorumluların yargılanması, katliamının hesabının verilmesi, kalıcı barış ve onarıcı adalet için adım atılması sadece geçmiş için değil ortak gelecek imkanı için de zaruridir. Benzer katliamların önüne geçebilmek için hukuki zeminin güçlendirilmesi gerekmektedir. Katliamın sorumlularının tespiti, yargılanması ve cezalandırılması için özel bir mekanizmanın oluşturulması, benzer katliamların yaşanmasını engellemek için önemlidir.  Katliamın gerçek faillerinin belirlenmesi, adaletin sağlanması ve insan hakları ihlallerinin hesap sorulması, toplumsal vicdanın tatmin edilmesi açısından büyük önem taşımaktadır. Katliamın tüm yönleriyle araştırılması ve gerçeklerin ortaya çıkarılması, benzer insanlık suçlarının gelecekte tekrar yaşanmaması için atılması gereken adımların belirlenmesi amacıyla Anayasa’nın 98. TBMM İçtüzüğü’nün 104. ve 105. maddeleri uyarınca Meclis Araştırma Komisyonu kurulmasını arz ederim.”