Yeşil Sol Parti Hatay’da: 6 Şubat’ın hesabını soralım! 2023-04-17 16:04:16     HATAY - Defne’de halk buluşması gerçekleştiren Yeşil Sol Parti milletvekili adayları, 14 Mayıs’ın 6 Şubat’ta yaşanan depremde kendilerine enkazda bırakan iktidardan  hesap sorma günü olacağını söyledi.     Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) Hatay’ın birçok merkezinde sokak sokak, çadır çadır gezerek seçim çalışmalarına devam ediyor. Yeşil Sol Parti Hatay’ın Defne ilçesine bağlı Çekmece Mahallesi’nde halk buluşması gerçekleştirdi. Halk buluşmasına, Halkların Demokratik Partisi (HDP), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP), Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) ve Sosyalist Dayanışma Platformu (SODAP) ile Hatay Yeşil Sol Parti milletvekili adayları Kerem Nalbant, Şirin Nur Vural ve Semih Aksakal katıldı.    ‘Yeni yarınlar için sandıkta cevabımızı verelim’   Burada konuşan adaylardan Şirin Nur Vural, kırk yıllık mücadeleyi arkalarına alarak, yeni bir alanın açıldığını söyledi. İktidarın bin bir oyununa rağmen Yeşil Sol Parti’nin büyük bir emekle barış, özgürlük için yeni yollar bulduğunu dile getirdi. Şirin, “Dün HDP’ydi bu yol bugün de Yeşil Sol Parti. Bu deprem bize insanoğlunun hiçbir değerinin olmadığını gösterdi. Her gün bir bir eksilirken onlar kar amaçlarının peşindeler. Bizler paranın insan canından kıymetli olduğunu düşünenlerin insafına kaldık. 6 Şubat’ın hesabını sorma zamanı. Yeşil Sol Parti ile umutları yeniden yeşertme zamanı. Gücümüze güç katalım ki, sokak sokak gezelim ki AKP felaketini başımızdan def edelim. Yeni yarınlar için 14 Mayıs’ta sandıklarda cevabımızı verelim” dedi.    Hedef 100 milletvekili   Ardından konuşan Kerem Nalbant, 6 Şubat sabahı halkların bir facia ile uyandığını ama bu ülkenin en büyük faciasının 21 yıllık AKP iktidarı olduğuna dikkat çekti. Kerem, “Bu ülkeyi hoyratça yöneten siyasal iktidarın kendisidir. 14 Mayıs’ı bu iktidardan hesap sorma olarak anlamlandırıyoruz. Mutlak süreyle 14 Mayıs’ta bu iktidardan hesap soracağız. Bu ülkeyi yandaşa nasıl peşkeş çektiğini çok iyi biliyoruz. Daha önce partimiz olan HDP ile seçime giriyorduk ama HDP’ye yönelik bir kapatma davası açıldı. Onlar da şeytanlığa yönelik akıl varsa bizde bu akılı boşa çıkarmak için zeka çok. Bundan dolayı Yeşil Sol Parti ile katılacağız ve hedefimiz parlamentoya 100 vekil ile girmek. Biz yeni bir başlangıç yapmak istiyoruz, yeni bir umudu hep birlikte örmek istiyoruz” diye belirtti.   ‘Aydınlık yarınlar bizimdir’   AKP ve MHP’yi tarihin çöp sepetine atacakların dile getiren Kerem, iktidarın ötekileştirme politikalarına değinerek, “Artık yeter söz halklarındır diyoruz. Biz AKP iktidarının sonlandıracak iradeye sahibiz. 2019 yerel seçimleri buna çok örnek. Cumhurbaşkanlığı seçimlerde benzer yenilgiyi tattıracağız. Barışın, kardeşliğin Türkiye’sini inşa edeceğiz. Sözünüz kime geçerse ev ev dolaşıp Yeşil Sol Parti’yi anlattın. 15 Mayıs sabahı yeni bir bahar getirelim. Hep birlikte başaracağız. Aydınlık yarınlar bizimdir” ifadelerini kullandı.   ‘İnsan onuruna yakışır yaşam alanı kurulmadı’   Depremin üzerinden geçen iki ayı aşkın sürede sağlıkta yaşanılanlara değinen Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Sağlık Meclisi üyesi Leyla Kalın, ise şöyle konuştu: “Şehrin içerisindeki sağlığın bu kadar kitlenmesinin ve kayıpların yaşanmasının temelinde koordinasyonsuzluk, dehşet bir rantlaşma alanına dönüştürülmüş alanlar var. Şuan yerelde bulunan hiçbir yurttaş tam olarak nereye gideceğini bilmiyor. Aynı merkezileşmede cenazeleri çıkartırken göstermediği çabayı enkaz kaldırırken gördük. Bu enkaz kaldırma sürecinde üstü örtülerek yıkılması gereken, ayrıştırılması gereken hiçbir moloz doğru bir şekilde kaldırılmadı. Buna Samandağ, Arsuz ve pek çok yerde farklı farklı şekillerde tanıklık ettik. Hepsi solunum yolunda ve yaşam alanlarında sorun oluşturdu. Yaşam alanlarının daha insan onuruna yakışır bir şekilde dizayn edilmesi gerekirken yine yapılmadı.”   ’20 yıllık  biriktirilmiş pratik burada gerçekleştirildi’   Yaşam alanları oluşturulurken şehrin demografik yapısının da sorulmadığına dikkat çeken Leyla, “Mahalle kültürünün yaygın olduğu yerler göz ardı edildi. Binlerce insan aynı konteynır ve çadır kentlerde yerleştirilmeye çalışıldı. Bu insanlar konteynır kentlere yerleştirilmeye çalışılırken de tuvalet, su, barınma ve duş gibi ihtiyaçlar sağlanmadı. Kültürel olarak kendimizi iyi hissetmediğimiz için iyi olma halini de konuşamıyoruz. Bunların hepsi tamamen iktidarın tekçi, insanların yaşam alanlarını hassasiyetini gözetmeden kurulmuş olan politikalardır. 20 yıllık biriktirmiş oldukları pratiği burada gerçekleştirdiler. Bunu aşabilecek olan bizleriz, kendi sağlığımıza, kültürümüze sahip çıkacak olanlar bizleriz. Bunun tek çaresi örgütlenebilmek. Bu örgütlülüğün açığa çıkarmış olduğu güçle beraber 14 Mayıs’ta bizlere yüklenen bu duruma karşı siyasi iktidarı tarihin çöp sepetine atmak” şeklinde konuştu.