Ebru Günay: Kimse haddini aşarak Sayın Öcalan'ı yok sayamaz! 2022-10-10 13:18:24 ANKARA - PKK Lideri Abdullah Öcalan’a dönük komploya karşı alanlara çıkan milletvekili ve halklara ilişkin polis şiddetine tepki gösteren HDP Sözcüsü Ebru Günay, “Sayın Öcalan bu iktidarın Kürt sorunun çözümü için muhatap aldığı ve Kürt sorunun barışçıl çözümüne giden yolun anahtarı konusundaki aktördür. Hiç kimse haddini aşarak, hakaretler ederek böylesine önemli bir aktörü yok sayamaz” dedi.  Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü Ebru Günay, uluslararası komplonun 24’üncü yıldönümünde Türkiye ve Kürdistan’ın birçok noktasında alanlara çıkarak PKK Lideri Abdullah Öcalan’a dönük komployu protesto eden yurttaşlara dönük polis şiddetine dair, partisinin genel merkez binasında basın toplantısı düzenledi.    ‘Katiller korundu’   Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantılarının devam ettiğini, gündeme ve gelecek döneme dair kapsamlı tartışmalar yürüttüklerini söyleyen Ebru, 7’nci yılına giren Ankara Gar Katliamına değindi. 7’den 70’e birçok insanın barış özgürlük ve demokrasi talebiyle gerçekleştirdiği mitinge DAİŞ eliyle katliam gerçekleştirildiğini hatırlatan Ebru, bu katliamla ülkedeki barış, demokrasi ve özgürlüğün hedef alındığını kaydetti. Ebru, “104 insanımız hayatını kaybetti.  Hayatını kaybeden canlarımızı saygı ve minnetle anıyoruz. Failler hala açığa çıkarılmadı katiller hesap vermedi, Ankara göbeğinde bir mitingde bu saldırı gerçekleştirdildi. Arkasındaki karanlık güçleri tüm Türkiye halkları biliyordu. Faillerin hesap vermemesi, gerçeklerin açığa çıkarılmaması katillerin nasıl korunduğunu bir kez daha gösterdi. 7 yıl boyunca gerçekleşen her anmaya saldırılar gerçekleştirildi. Bugünkü anmada yakınlarını kaybedenlere bir kez daha saldırdı. Bu da iktidarın nerede durduğunun göstergesidir” dedi.     ‘Sayın Öcalan üzerindeki tecrit 24 yılını geride bıraktı’   PKK Lideri Abdullah Öcalan’a dönük uluslararası komplonun 24’ncü yılında HDP, TJA, DBP, DTK ve bir çok kurumun İngiltere’den Hakkari’ye Fransa'dan Mardin’e Finlandiya’dan Yüksekova’ya, Kanada’dan İstanbul’a kadar sayısız yerde etkinlik düzenlendiğini belirtti. Ebru, “Dünyanın hiçbir yerinde bu etkinliklere saldırı gerçekleştirilmedi. Bu protestoları yapanları barış ve özgürlük talep için sokaklara dökülenler hiçbir yerde bu kadar açık işkence ve kötü muameleye maruz kalmadılar. Bu saldırıların ana sebebini biliyoruz. Bundan 24 yıl önce uluslararası komplo gerçekleştirildi ve bununla hedeflenen Türkiye’deki barış ve Ortadoğu geleceğiydi. Bu saldırıların neden gerçekleştiğine dair cevaplar belli. Cevaplar Kürt halkının özgürlük talebinin engellenmesi. Ortadoğu'da halkların barışın ve özgürlüğün engellenmesidir. Sayın Öcalan üzerindeki tecrit 24 yılı geride bıraktı” diye belirtti.    ‘Uluslararası komplo tecrit ile sürdürülüyor’   Abdullah Öcalan’a dönük tecridin hiçbir hukuki ve insani açıklamasının olmadığını ifade eden Ebru, tecrit sisteminin özel bir sisteme dönüştürülerek, Türkiye’nin her alanına sirayet ettirildiğine vurgu yaptı. Ebru, “Tecrit politikasıyla ülkeyi yönetmeye çalışan bir sistem var. Bizim itirazımız buna yöneliktir. Uluslararası komplo tecrit politikasıyla devam ediyor. Bu tecrit politikasını kabul etmediğimizi söylemek için alanlardaydık bunun için mücadele etmeye devam edeceğiz. Bizler tecride ülkedeki baskı rejimine hayır diyoruz. Bunun uluslararası komplonun başka bir biçimi olduğunu bildiğimiz için alanlardaydık” sözlerini kullandı.   ‘Var olan tablo tecritten bağımsız değil’   Muhalif olan tüm kesimlerin baskılara maruz kaldığını, işsizliğin yoksulluğun tavan yaptığı ve kadın katliamlarının arttığı bu tablonun tecrit politikalarıyla doğrudan bağlantılı olduğuna dikkat çeken Ebru, “Çünkü tecrit politikaları, savaş politikalarıyla iç içe geçirilmiş savaş ve güvenlikçi politikalardan besleniyor. İktidar bununla ülkeyi yönetmeye çalışıyor. Bunun herkes farkındadır. Bunu ıskalayanlar da politikada başarısızlığa uğrayacaktır. Türkiye’de AKP iktidarının artık klasiği ve yönetme biçimine dönüştü” diye belirtti.    Yüzbinlerle başladığımız yürüyüş on milyonlarla devam ediyor    Yüksekova’da komplo protestosunda HDP Iğdır Milletvekili Habip Eksik’in maruz kaldığı işkenceye değinen Ebru, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kürt halkının iradesi olarak seçtiği milletvekiline saldırdığı çetelerin ipini elinde tutan AKP iktidarına sesleniyoruz. 1990’ların JİTEM’in devlet eliyle, geçmişte Kürt halkının iradesine saldırmakla Kürt halkının iradesi olan Mehmet Sincar'ı sokak ortasında katledenler sizin gibi sonuç almayı hedefliyorlardı. Eski JİTEM artıklarıyla saraya topladığınız suikast ve saldırı timleriyle sonuç almayı hedeflediğinizi biliyoruz. Bizler sizleri ağa babalarınızdan tanıyoruz ve sarayın karanlık odalarında toplanıp tıpkı IŞİD’i kullandığınız gibi devlet içindeki çeteleri kullanarak kirli planlar yaptığınızı biliyoruz. Ama dönüp bakın yüzbinlerle başladığımız yürüyüşümüz bugün milyonlarla, on milyonlarla devam ediyor. Geçmişte çetelerinize boyun eğmedik şimdi de boyun eğmeyiz, saraylarınızdan suç itirafları,  yolsuzluk hırsızlık irin gibi akarken HDP temsil ettiği milyonlarla yan yana sokakta olmaya onlarla mücadeleyi büyütmeye devam ediyor. Dün yapılan saldırılar sadece HDP’ye yönelik değildi başta Kürt halkı olmak üzere bu topraklarda yaşayan tüm halkları korku vermek onları sindirme amacını taşımaktadır. Yaptığımız eylem meşrudur yine olsa yine yaparız. Halklarımızı yayılmak istenen bu korku iklimine karşı cesur olmaya ve umutlu olmaya davet ediyoruz.   183 kişi gözaltına alındı    Her gün halkın tümüne dönük uygulanan bu şiddet sarmalı Iğdır milletvekilimiz Habip Eksik ve Hakkari milletvekilimiz Sait Dede’ye yönelmiştir. Dünkü saldırılarda PM üyemiz bir MYK üyemiz bir eş genel başkan yardımcımız 5 il eş başkanının da aralarında olduğu toplamda 183 kişi gözaltına alındı. Habip vekilimizin ayağı kırılmış Sait Dede ise ağır yaralanmıştır. Bugün sokakta sürüklenen HDP vekili için sesini yükseltmeye herkesi davet ediyoruz. Sesimizi, faşizme ve işkenceye karşı daha gür yükseltme ve mücadele etmenin zamanıdır. Bizim cesaretten, mücadele etmekten, direnmekten ve kazanmaktan başka çaremiz yok. Meclis başkanlığı Kürt halkının iradesini meclis iradesi dışında görmektedir. Milletvekillerimize yönelik hiçbir saldırıya tepki vermeyen meclis başkanı söz konusu uydurma senaryolarla yazılan fezlekeler olunca hızlı hareket etmekte Anayasa’yı bile çiğnemekten beis görmüyor.    Hiç kimse Sayın Öcalan’ı yok sayamaz    Bu saldırıların acizliğin ve hakikat karşısında duyulan korkunun sonucu olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz. Mafya ile iltisaklı suç işleri bakanı Soylu'nun her zamanki gibi irin ve nefret dolu saldırılardan biliyoruz bu saldırıların ve işkencelerin doğrudan talimat vereni kendisidir. Her türlü suç odağı haline gelmiş bir içişleri bakanının ‘terörü araçsallaştırmanıza müsaade etmeyeceğiz’ açıklaması bu işkenceleri sahiplenmek gözdağı vermeye çalışmak ve suçu savunmaktır. Tecride karşı eylemler Türkiye’nin koyduğu kurallara, yasaya ve anayasaya uygun çağrısıdır. Bu eylemler anayasanın ve yasaların çiğnenmesine karşı tepkidir. Ayrıca Sayın Öcalan bu iktidarın Kürt sorunun çözümü için muhatap aldığı ve Kürt sorunun barışçıl çözümüne giden yolun anahtarı konusundaki aktördür. Hiç kimse haddini, aşarak, hakaretler ederek böylesine önemli bir aktörü yok sayamaz. Bu laflar soylunun da boyunu aşan laflardır.   Saldırıların hesabını soracağız   Bugün itibariyle anayasayı ve yasaları çiğneyen, işkenceyi açıkça sahiplenen, hata daha da önemlisi milletvekili dokunulmazlığına ve meclisin itibarına savaş açan kriminal bir kişi içişleri bakanlığını işgal etmektedir. Bizler sarayın talimatı ile Soylu ve ekibinin halkın iradesine ve vekillerine yönelik saldırılarına karşı mücadele etmeye devam edeceğiz. Bu noktada başta Erdoğan olmak üzere suç işleri bakanı, mafya bakanı ve onun kanunsuz emirlerini yerine getiren kolluk güçlerine meclis iradesine yapılan saldırıya dair tek bir söz etmeyenlerden bu saldırıların hesabını sormaya devam edeceğiz.    Soylu’ya: Kaç Kürdü öldürerek kendini garantiye alacaksın?   Kolluk kuvvetlerini kimi zaman şemsiyeci olarak kullanan, kimi zaman sıraya dizip hakaret eden iktidar ve albümüyle ünlü bakanı kurdukları jitemci çetelerle halkın vekillerine saldırmaktadır. Kürt halkının seçilmiş iradesini belediyeler üzerinden gasp edenler şimdi de halkın temsilcilerine saldırıyor. Halka ve vekillerine saldıranlar çok uzak olmayan bir vakitte halkın gerçek gücünü görecekler. Halkın onlara vereceği cevabı, halkın onları tarihin suç sepetinde göstereceği yeri görecektir. Suç işleri bakanı her gün mafya liderleri tarafından şamarlanan bütün meşru suçlularla fotoğraf çeken boğazına kadar pisliğe batmış ve HDP’ye saldırmaktan başka hiçbir şeyi kalmamış bir zavallıdır. Buradan tekrar soruyoruz daha kaç Kürdü helikopterden atarak, kendini inkar ederek ne kadar işkenceye bulanarak daha kaç Kürdü öldürerek kendini garantiye alacaksın. Ne yaparsan yap bu halk sana gereken cevabı verecektir. Tarihin çöp sepetindeki yerini sana gösterecektir.    Suçluyu kayırma kılıfının yeni dönem ismi   Mafya iltisaklı içişleri bakanına bağlı Hakkari valiliğinin yaptığı açıklama da bizleri şaşırtmadı. Valilik akla zarar hangi açıklamayı yapacak diye merak ediyorduk. Beklenen o açıklama hadsiz ve sınırını aşan yalan açıklama dün Hakkari valiliğinden geldi. Nerede kolluğun işlediği suç varsa arkasından valiliklerinden yapılan açıklamalar skandallar ötesinde ve toplumla dalga geçer niteliktedir. Kolluğun işlediği suçun formalitesi haline geldi valilik açıklamaları. İktidarın memuru gibi çalışan valiliklerden elbette başka bir şey beklemiyorduk. Mafya iltisaklı suç işleri bakanlığının denetimde çalışan valiliklerden suçluyu işkenceyi koruyan ve savunan açıklama rutine döndü. ‘Polisin ayağı kaydı, kurşun sekti kendini yere attı’ gibi açıklamalar valiler tarafından suçluyu kayırma kılıfının yeni dönem ismi. Türkiye halklarıyla kadınlarla gençlerle bu yalanlarla alay edebileceklerini sanıyorlarsa yanılıyorsa. Çünkü halklar AKP’ye bağlı valilerin suçları aklamaya yönelik nasıl yalanlar attığını herkes biliyor. HDP, halktır. Dün Soma’da maden emekçilerine atılan tekme ne ise, bugün HDP milletvekiline atılan tekmeler aynı siyasi zihniyetin şiddetini ve halkın iradesine yapılan darbeyi göstermektedir."